"Eskiden hep şu kapıdan içeri geleceğini, beni bulacağını ümit ederdim ama zaman bana bunun içi boş bir ümitten daha fazlası olmadığını öğretti. Senin gitmemen için canımı verebilirdim, ama canımdan daha önemli olanın benden, bizden kopması bizi ayırmaya yetti. Hayat ne kadar acımasız. Keşke tanımasaydım seni, zarar vermeseydik birbirimize ama iyi ki tanımışım seni, hayatımın en güzel zamanlarını seninle geçirdim. Gökkuşağının gerçek olduğunu görmek, bir suyu bile yanındaki kişi yüzünden ne kadar tadının güzel olduğunu düşünerek içmek... Ama şimdi beni aldığın karanlıklardan daha beter bir yere attın. Keşke kalbimin acıdığını anlatabilecek kapasitede bir kelime olsaydı da anlatsaydım sana yüreğimin yanışını.

Duvara astığımız fotoğraf gibi kalabilseydik, evlilik yüzüklerimiz gibi, ne bileyim kalbimdeki odacıklar gibi hep orada olduğunu kabullendiğimiz şeyler gibi öylece kalabilseydik. Seni sonsuz sevseydim diyemem, dahası yoktu bu sevginin,

Bu benim hikayem değildi, bizim hikayemiz değildi. Bizim hikayemiz teker teker atılan küreklerin altında kaldı."

○○○

Galiba dayanamıyorum doktor. Onun kendini öldürmüş olabileceği gerçeği, onunla bir daha karşılaşamayacağımız ihtimali beni bitiriyor. Ya ölmediyse ve ben kendime bir şey yaparsam o buralarda tek kalır düşüncesi de beni mahvediyor ama ben zaten onu yalnız bıraktım. Yıllar önce bunu yaptım ve bir gerizekalı gibi her şeyde onu arıyorum.

Eğer tahammülün kalmadıysa ölüm korkakların işi olmuyor. Kadehleri devirmek sefillik olmuyor. Ya da ben yanlış düşünüyorum, sefillik ve korkaklık arasında gidip geliyorum.

(Geçmiş)

Aradan aylar geçti, değişen hiçbir şey olmadı. Kız evde yaşadıklarına rağmen polisin aranmasına hiçbir zaman izin vermedi. Tek değişen şey kız ile oğlanın birbirlerine aşık olması oldu.

Genç adam kafede oturup kızı bekledi bir hevesle. Güneşli günde doğumgünü hediyesi beklemeden hayatta kendisine bahşedilmiş en güzel hediyeyi bekliyordu genç adam.

Elinde çiçekle gelen kız gençliğin verdiği heyecanla genç oğlana doğru koşuyordu. "Bak sana getirdim sevgilim. Senin gibi güzeller." dedi ve oğlanın eline bıraktı güzel çiçekleri. Çocuk kıza bakıp ona sarıldığı gibi etrafında döndürdü. "Hiçbir çiçek benzemez sana." dedi kızın parlayan gözlerine. O gün doğumgünün kutlu olsun, seni seviyorum demeden sevmişti kız oğlanı. Oğlan da kıza minnetlerini kelimelerle sunmamıştı. İkisi de sessizce anlaştılar.