Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7- La Douleur Exquise

@hestiamy

"Mutsuz sonlar beni güvende hissettiriyor artık sevgilim. Mutlu sona o kadar uzağım ki mutlu sonla biten hikayeler beni korkutuyor, bilirsin uzak olduğum duygulardan korkarım.

Sana kavuşmak istiyorum, hayatımda sen yokken olan şeyleri anlatmak istiyorum ama ben hayatın sensiz haline ne alışabildim ne de yaşadığıma inanıyorum.

Artık seninle beraber olamayız, olsak da bir şeylerin eksikliğini ve senin yaptığın onca şeyi benim aşkım örtemez, sana aşığım ama yaptıkların da hatırladıkça bana acı veriyor. Benim bütün acımı bir parça toprak alır sevgilim.

Her gece krize giriyorum, ilaçlar işi daha da zor hale getiriyor. Sen beni bulmak istiyor musun? Çevremdekiler seninle bir daha görüşemeyeceğimizi söylüyor ama inanmak istemiyorum. Senden kilometrelerce uzaktayım belki de. Aslında ikimizden ve her şeyi alıp götüren zamandan nefret ediyorum. Zaman öyle bir şey ki içindeki iyiliği bile söndürdü. O günün gecesini hatırlarsan bütün iyiliğinin nasıl kaybolduğuna sen de şaşırırsın.

Ben kaçmayı seçtim, sen ise terk etmeyi. Bu iki kelime arasında o kadar fark var ki bunu anladığın zaman beni anlamış olacaksın. Belki de emin değilim ama seni bensizlikle sınandığın zaman anlayacaksın. Bir şeyler kaybetmeden kaybettiğini anlayamazsın bazen.

Appréciez les petites choses de la vie car un jour vous regarderez en arrière et réaliserez qu’elles étaient les grandes choses.”(Hayatın küçük şeylerinden zevk al, çünkü bir gün geriye bakacak ve onların harika şeyler olduğunu anlayacaksın)

○○○

"Ben onu özlüyorum. Her şeyden çok onu istiyorum ve bu yüreğimde yaralar açıyor. Tekrardan eskisi gibi olamayacağımızı bile bile istiyorum bunu. Belki de bencillik yapıyorum bunu isteyerek, belki de daha çok acı çekecek yanımdayken ama şu an yeterince bitik durumda değil miyiz?"

Adam kadının onu ne kadar özlediğini bilmeden ona zarar veririm diye korkuyordu. Korkmasaydı da kadının nerede olduğuna dair tek bir iz yoktu. Tek bildiği Fransa'ya gittiğiydi.

"Mesajlarımı okuyor, bilirim o meraklıdır. Bir gün bile cevap vermedi. Affedilemeyecek bir şey yaptım ben ve bunun vicdan azabını çekiyorum. Benim yaptığım vicdanımı rahatlatmak için mi onu da bilmiyorum."

"Onu gerçekten seviyor musunuz yoksa ona yaptıklarınız yüzünden mi onu görmek istiyorsunuz?" diye sordu doktor.

"Bilmiyorum." dedi sadece Deniz.

(Geçmiş)

Aradan on yıl geçti, kızın babası öldü ve sevdiğiyle tamamen ayrı yerlere düştü.

Bütün mesafelere rağmen görüşmeye devam ettiler. Kız yirmi dört oğlan ise yirmi beş yaşına gelmişti. Aslında evlenme hayalleri vardı, Deniz'in annesi istemiyordu ama Deniz hiçbir zaman annesine boyun eğmedi, annesine saygısızlıkta bulunmadı ama annesinin de Gökyüzü'ne saygısızlık etmesine izin vermedi.

Trenle giderken düşündü Deniz; düşen kar taneleri kadar kalbi temiz bu kızı hakedecek ne yapmıştı?

Trenden indiğinde kızın onu istasyonda beklediğini gördüğünde bütün vücudunu mutluluk kapladı adamın.

"Benim güzel Gökyüzü'm seni çok özledim."

"Ben de seni, Denizler kadar güzel gözlerini özledim."

Orada birbirlerine uzun uzun sarıldılar ve kızın evine doğru yol aldılar.

Kız uzun süredir bu kasabadan kurtulmak, Deniz'in yakınına taşınmak istese de işi buna izin vermiyordu.

Yıllar sonra işi izin verse de vermese de hayatın attığı çelmeyle yere kapaklanacağını, her şeyden çok yakınına gelmek istediği adamdan ciğeri yana yana uzaklaşacağını henüz bilmiyordu. Dünyanın kötülüğüyle tanışsa da başka taraftan da darbe yiyecekti.

 

 

Loading...
0%