"Oha cennete gelmişim." Eren uyandığı anda Nadia'yı görünce böyle bir tepki vermişti. Akıllı arkadaşım yoktu yani.

"Dua et kız ne dediğini anlamıyor."

Efe kızla konuşarak onu yolcu ederken Eren kaba tabirle kıçını bize dönüp yatmıştı. Kız burada tahlil yapamayacağına göre sadece ciddi bir şeyi var mı diye bakmıştı ama Eren zaten ayılmıştı.

"Uyu Allah aşkına sen kendini manyak gibi bir şey etmişsin ha." Gökhan söylenirken Efe geri dönmüştü.

"Nadia ayağına gelmiş götünü devirip uyuyor. Acaba kafasını falan mı vurdu?" Efe analizlerine devam ederken ben Eren'in üstünü örtüyordum.

"Çok yorulmuş baksana. Her şeyi bu çocuğa yüklerseniz böyle olur. Market alışverişlerini, kahvaltıları, ev işini falan hep bu çocuk yapıyor. Üstüne işi zor, oradan oraya gidiyor günde iki saat uyuduğu oluyor normal değil mi?"

"E yapmasın." Efe dahiyane fikriyle ortalığı yakıp kavurmuştu.

"Tamam. Bok içinde yüzeceğinizden eminim, deneyimleyerek görün."

"Ne yapacaksın?" Gökhan korkuyla bana bakarken Eren'i uyandırdım.

"Kalk, hemen." o kalmayınca kolunu sıktım.

"Ah! Ne var?" nihayet kalktığında onu kolundan tutup çekiştirdim.

"Sen artık bu evde insanların kölesi olmayacaksın. Zaten Gökhan'ın ev boş, orada yaşa bundan sonra. Efe iş yapıp yorulmanı istemiyormuş daha fazla."