Eren: Ağlayın dybala ile fotom var

Gökhan: Dybala'nın seninle fotosu var kardeşim estağfurullah.

Enfal: Ooof ben de orada olmalıydım paşam ben de varım!

Gökhan: Dybala mı ben mi?

Enfal: Messi mi ben mi?

Can: 😁😄😅😀😆😁

Naz: Üstündekini kimden hacıladın?

Eren: Bilmiyorum ki biri verdi.

Can: Karşılığında umarım bir şey vermedin????

Eren: Formasını imzalattım😉

Can:

Efe: Oh çok şükür düşündüğüm şey olmamış

Gökhan: Yavşak Eren bir bize yararı olmuyor.

Eren: O zaman sana getireceğim dybala imzalı forma iptal

Gökhan: Ooo canım arkadaşım en sevdiğim en sevdiğim.

Can: Ulan Gökhan ben senin

Eren: Arkadaşlar arkadaşlarrrrrr asıl olay bu değil.

Efe: Asıl olay futbolcuların olduğu uçağa nasıl bindiğin değil yani?

Can: Bu bile asıl konu değilse biz boku yedik şu an.

Enfal: Söyle annem (korkuyorum)

Naz: Eren naptın?

Eren: Dünya çapında bir futbol medyasından teklif aldım.

Enfal: Ee ne dedin?

Gökhan: Hayır demiş Enfal?

Can: Enfal manyak mısın?

Efe: Maçkolik falan mı?

Naz: He Efe, dünyaca ünlü ya maçkolik.

Eren: Bu haftasonu görüşmeye gideceğim. Olursa artık çalışmam daha kolay olacak.

(Naz - Can)

"Naz bana biraz iyi davranır mısın?"

"Hayır."

"Hiç mi aşık olmadın Naz?" Can'in ciddi olduğunu bu cümledeki ses tonu ve yüz ifadesiyle anlayan Naz ona döndü. Naz grupta tek Can'dan uzak durmuştu çünkü ona karşı bir şeyler hissetmişti ve arkadaşlık bozulmasın diye hep uzaklaşmıştı.

"Oldum. Olduğum için böyleyim zaten."

"Bana olmamışsın belli, denemedin bile. Hep benden nefret ettin, seni suçlamıyorum ama merak ediyorum; benim neyim eksikti Naz? Fazla mı çirkinim? Salak mıyım? Varlığına saygı duyulacak bir insan değil miyim?" Naz'ın canı yanıyordu. Sanki denese bütün grubun dağılmasına sebep olacaktı. Hep beraber yaşadığımız grup ablam ve Gökhan yüzünden biraz dağıldı, benim yüzümden de parçalanmasın diye düşünüyordu.

"Tam tersi, sen çok iyi olduğun için." Naz nemlenen gözleriyle ölü gibi Can'a baktı. Can da bir an gözlerini ondan ayırmadı.

"Bunlar yalan sözler biliyorum. Lütfen doğrusunu söyler misin?"

"Bak." Naz açtığı kolundaki yara izini Can'a gösterdiğinde Can'ın gözleri büyüdü. Neden Naz on sekiz yaşından beri uzun kolluyla geziyordu anlamıştı.

"Seni sevmesem lisede Furkan sana zarar vermesin diye kafa tutmazdım. Bana yapmasalar sana yapacaklardı ama olmaz. Bizden olmaz." Can yara izine dokunurken elleri titredi.

"Olmayalım, ama ödeşelim en azından." mutfağa giderken durumu anlamayan Naz peşinden gittiğinde Can çekmeceyi açıp eline bıçak alınca Naz olayı anladı.

"Salak mısın sen?!" tam koluna bıçağı getirdiğinde Naz elinden çekip aldı. Kıyamazdı. Can tepkisizce öyle duruyordu.

"O yara benimdi. Benim olmalıydı. Seni ömür boyu uzun kollu giymeye iten o yara benim olmalıydı."