@hestiamy
|
Tamergndgn: Ya canım komşum, ben dün sakinleştirici etkisinde biraz saçmalamışım. Kusura bakma yani. Alizebrk: Sana da merabayın. Kapıyı aç kahvaltı getirdim. Tamergndgn: Ne? Neden ki? Alizebrk: Belinden rahatsızsın ya, insanlık ettim hani. Tamergndgn: Yok yok gelme. Kapıyı çaldın Çalma! Of artık çok geç Benim selamı okur musun?
Tamer koşarak kapıya giderken bir yandan da ağrıyan belini tutuyordu ancak çoktan takıntılı kuzeni kapıyı açmıştı. Küçüklükten beri defalarca olmaz demesine rağmen Tamer'e seninle evleneceğim diyen kuzeni... "Aa, buyurun?" Çağla gözlerini belertip hesap sorar gibi Alize'ye doğru konuştu. Alize ise ne olduğunu anlayamadan elindeki tepsiyle donakaldı. "Ben, şey. Kahvaltı getirmiştim de." "Bebeğim, bu kız ne diyor?" Çağla Tamer'e dönüp sinirle bakarken Tamer ikisinin arasına girdi. "Buyur, gir içeri Alize." "Ne oluyor ya burada? Bu ne?" Alize fısıltıyla, hatta sadece ağzını oynattığı görülecek şekilde Tamer'e bakarak konuşurken Tamer bıkkınlıkla Alize'ye baktı. "Bu kız ruh hastası, takma sen onu tamam mı? Çok zor zamanlardan geçiyor." Alize cidden kızın sorunları olduğunu düşünüp üzülmüştü. "Allah şifasını versin, tamam tamam o iş bende." Alize içeriye girip masaya tepsiyi bıraktı ve oturdu, bir yandan da çaktırmasa da buruk buruk Çağla'ya bakıyordu. "Sen hayırdır güzelim? Kim oluyorsun?" bu soruyla Alize'nin gözü Tamer'e kayınca Tamer eliyle sakin işareti yaptı. "Ben yan dairede yaşıyorum." "Ee kahvaltı ne iş?" kız kollarını bağdaştırıp kafasını sağa eğdi. Alize artık sorunları olduğuna emin olmuştu. "Hasta olduğu için-" "Sevgilisi yok mu bu adamın da sen getiriyorsun kızım?!" "Ben sevgilisi olduğunu bilmiyor-" "Tezgah lan bu! Tamer! Sen ben yokum diye milletin tezgahına düşüyorsun demek! Bak ben kız olarak hemcinslerimi okuyabiliyorum ama sende haliyle o yetenek yok. Bu kız sana yazıyor!" "Ne?!" Alize ağzından istem dışı kaçan bağırıltıya engel olmak için ağzını kapattı. "Sus kız sen!" "Bak biz seninle sevgili değiliz ki, seni alakadar etmez bu Çağla. Bir daha böyle yapacaksan sakın benimle konuşma." Tamer bir ültimatom verdiğinde Alize bir savaşı kazanmış gibi gözlerini kısıp Çağla'ya gülümsedi. "Ben seni Rengin teyzeye söylemez miyim? Sen bekle. Bu yollu ne iş görürüz." Çağla eline telefonu aldığında Alize ayağa kalktı. "Alize, hayır." Tamer olacakları önceden görmüş gibi ayağa kalkarken beli aniden ağrıyınca koltukta kalmıştı. "Ben özür dilerim, gerçekten. Özür borcu olarak sana aşk tarotu bakabilirim. Hangi tarihte evleneceğinizi netleştirmiş oluruz." Alize Çağla'nın ellerinden tutup o kadar içten bakmıştı ki, bir anda Tamer bile inanmıştı. "Hmm, tamam o zaman." "Gel bize gidelim hayatım. Kız kıza takılalım, Tamer de yaptığı hatayı anlasın. Ben bilmyiordum gerçekten." Tamer arkadan eliyle yapma işareti yaparken Çağla'nın omzunun üstünden bakıp pis pis gülümseyen Alize Çağla'nın koluna girip kapıyı açtı. "Bu cildine ne kullanıyorsun, çok güzel bebeğim." "Doğuştan-" Çağla konuşurken Alize sessizce onu dışarıya fırlatıp kapıyı kapattı. Sonrası tam bir karmaşaydı. "Aç lan kapıyı, imdat polis!" Çağla dışarıda bağırırken Alize telefonundan güvenliği arayıp katında takipçi bir sapık olduğunu söyledi. "Sen korkunçsun." Tamer oturduğu yerden gülerken Alize karşısına oturdu. "Sen de çok üzüldün kuzenin için. Bu kadar üzülme yani." ikisi de dışarıdaki gürültüye aldırmıyordu. "Yanımda senin kadar güzel bir hanımefendi varken dikkatim dağılmış olamaz mı?" "Oha oha sen motorla bu kadar yanlamamışsındır." "Sen arabada yanlamıyor musun?" "Yok ben sadece yarış başlatıyorum, eğlence olsun diye." "Bir gün benim yarışımı da başlatır mısın? Sağlıklı olduğum bir gün yani." "Motor yarışlarıyla ilgim yok ama..." "Ama?" "Denerim? Değişiklik olur." "Güzel." "Ya da Çağla başlatsın." Alize gülerken Tamer elleriyle yüzünü kapattı. "Yaa Alize offff!"
|
0% |