Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@hey_milsaliyiz

15,20 dakika süren bir yolculuktan sonra ormanın içerisinde aşağısı deniz olan yüksek bir uçurum kenarına gelmiştik.

 

 

İkimizde arabadan inip uçurumun kenarına gelmiştik.

 

Konuşmaya ilk olarak ben başlamıştım.

 

"Neden buraya geldik."

 

Barış bey ise "Bir yerde okumuştum insan sınırlarını zorlayan bir yüksekliğe çıktığında gökyüzüne bakıp derin nefes alarak rahatlarsa yaşamak istermiş,eğer onca güzelliği yok sayıp aşağıya bakarak dalgaların arasında yok olmayı isterse o kişinin hayatta ölmekten başka bir seçeneği olmazmış.Söylesene Elçin sen hangisisin.?"diye konuştu.

 

Ben onun bu uzun konuşmasını dinlemiştim ve her kelimesinde biraz daha şok olmuştum.

 

Suskunluğuma bir son verip

 

"Bir insan dalgaların arasında yok olmak isterse bunun sonucu ölmek olmaz.Bunun nedeni yaşadığı zorluklara göğüs gerecek,karşı çıkacak kanatlarının kırılmasıdır.Düşünsenize bir kuş hayatının büyük bir bölümünü kanatlarını kullanarak sonsuzluğa uçuyor.Peki kanatlarını kaybederse ya da başka bir olayda kanatlarını artık kullanamazsa ne olur.O kuş dalgaların arasında yok olmak ister çünkü hayata tutunacağı bir kanadı olmaz."dedim.

 

Barış bey benim suratıma dikkatli bir şekilde bakarken

"Peki senin kanatlarına ne oldu.Kim kırdı kanatlarını.Neden gözlerinin içi bu hayatı yaşamak için çabalamıyor.Neden acı çekiyorsun."dedi.

 

"Benim gözlerim bu hayatı yaşamayı isteyeceği zamanı geçeli 13 sene oldu.

Kendi annem ve babam bizi terk ettiklerinde yaşamak istemedim.Ama kardeşim için sonuna kadar çabaladım.İnanın bir an bile olsun çabalamayı bırakmadım.Daha sonra tam hayatı gerçekten yaşamak isteyeceğime inandığım kanatlarımın iyleştiği zaman.Bir şey oldu bu sefer olan kuşun kanatlarına olmadı bu sefer bu yangında kendisi yandı.Ve bir daha kurtulamadı."dedim.

 

Barış bey "Kuşun kimsesi yokmuydu.Kimse su getirip yardım etmedimi hep tek başınamı kaldı bu kuş." Dedi.

 

" O kuş o an o kadar korkmuştuki.Kimseye söyleyemedi hiç kimsede sesini duymadı.Ve evet o kuş her zaman yalnızdı ama kimsesiz olmadığını düşünürdü.Ama o yangında yanarken gerçekten kimsesiz olduğunu tüm iliklerine kadar hissetti." Dedim.

 

Barış bey bu konuşmamı duyduktan sonra konuyu değiştirip

 

"Neden terasta koşarak kaçtın.Seçil ne demeye çalışıyordu.Birisi sana bir şey mi yaptı."dedi

 

Ben gözlerimi kaçırıp

"Hayır hayır Seçil öyle bir anda sorular sormaya başlayınca tedirgin oldum uzaklaşmak istedim sadece o kadar.Odada ise öyle havadan sudan konuşup konuyu tatlıya bağladık."diyerek cevap verdim.

 

Barış bey cevap verecekken benim telefonum çalmaya başladı.

 

Ekranıma baktığımda Barlas yazısını gördüm.

 

Açıp açmamak arasında gidip gelirken Barış bey bu kararsızlığıma sorgular bir şekilde bakıyordu.

 

"Bir sorunmu var." Dedi

 

Ben kafamı sağa sola sallayıp aramayı cevapladım.

 

Barlas "Sevgilim nasılsın.Seni merak ettim.Şirkette işler çok yoğun bu durum beni biraz bunaltıyor.Senin sesini duymak iyi gelir diye düşündüm."diyerek mutlu bir şekilde konuştu.

 

Ben ise "Barlas iyi düşünmüşsün ama şuan benimde işlerim yoğun.Daha yetiştirmem gereken dosyalar ve programlar var daha sonra görüşelim olurmu."dedim.

 

"Sevgilim bana bozulmuyorsun değilmi.Bak ben seni herkesten daha çok seviyorum bundan hiçbir zaman şüphen olmasın.Evet aramızda ufak sorunlar oluyor ama ilişkimize yansıtmayalım.Bugün yemeğe çıkalım mı nedersin.Senin yeni işinide kutlayamamıştık buda bahanesi olsun.Olur mu." Dedi

 

Ben "Barlas tamam aramızda bir sorun yok.İşlerim biterse gideriz." Dedim.

 

Barlas heyecanlı bçr sesle "Tamam o zaman ben hemen rezervasyonu ayarlıyorum.Elbise işinide hallediyorum.Bu akşam güzel bir zaman geçirelim.Seni çok çok öptüm kendine dikkat et hayatım akşam görüşürüz." Dedi

ve telefonu kapattı.

 

Barış bey "Şuan yanlış görmüyorsam manzaramız deniz üzerinde bulunduğumuz kara parçasıda bir uçurum.Ormanın içinde olmasıda ceresi.Bu koşullarda nasıl yoğun olabilirsin."diyerek bana baktı.

 

Ben "Bilmem o an konuşmak istemedim böyle bir yalan uydurdum.Hem şu an gayet meşgulüm.Bu manzarayı bir saniye bile kaçırmak istemiyorum."diyerek gülümsedim.

 

"Böyle bir yalan söylediğine göre senin rahatsız olduğun birisi olması muhtemel."dedi

 

Ben sanki Barlas'ı çok seviyormuşum gibi gülümseyerek"Hayır aksine hayatımda çok değer verdiğim birisi.Bugünde eve erken gidersem yemeğe çıkmayı teklif etti.Onun için bugün eve erken gidebilirmiyim Barış bey."dedim.

 

Daha sonra devam ettim "Hem böyle alelacele şitketten çıktık.Diğer çalışanlar ve sevgiliniz yanlış anlamasın.Yeteri kadar vakit öldürdük artık geri dönelim."deyip arabaya doğru yürümeye başladım.

 

Arkamdan Barış beyin "Daha konuşuruz diye düşünmüştüm.Ama neyse seni çok fazla sıkmak istemiyorum."dedi ve oda arabaya benimle birlikte bindi.

 

 

Eve erken saatlerde dönebilmiştim.Yatağımızın üzerinde bir kutunun içerisinde Barlas'ın gönderdiği beyaz ve vücudumdaki izlerin görünmeyeceği şekilde kolları uzun dekoltesi az bir elbise vardı.

 

 

İnci detaylı beyaz bir çanta ve bilekleri incili bir topuklu ayakkabı vardı.

 

 

 

 

Uzun saçlarımı ise ensemde dağınık topuz yapmıştım.

 

 

Ben hazırlanmış ve kapıdan çıkarken.Kapının önünde Barlas ile karşılaşmıştık.Onun üzerinde ise sıradan bir takım elbise vardı.

 

 

Beni gördüğünde hafif bir gülümsemeyle bana bakıyordu ben ise tamamen tepkisiz bir şekilde bakıyordum.

 

"Sevgilim o kadar güzel olmuşsunki.Sana her baktığımda bir kez daha seninle birlikte olduğum kendimi çok şanslı hissediyorum." Dedi ve bana yaklaşıp boynumu öpmek için harekette bulunduğu sırada ben bir adım geri gittim.

 

Barlas bu hareketim karşısında bozulmuş ve birazda sinirlenmiş gibiydi.

 

Ben "Bence zaman kaybetmeden hemen gidelim." Dedim.

 

O ise "Tamam bu günlük böyle olsun.Bu hareketini bir defalık görmezden geliyorum."dedi.

 

 

Arabayı lüks bir restoranın önünde durdurmuştu.İçerisi ise oldukça kalabalıktı.Barlas birlikte olduğumuz bu 4 senede böyle çok kalabalık ortamlara benimle birlikte gitmezdi.İlişkimizi gizli tutmak istediğini eğer magazinciler tarafından görüntülenirsek benim rahatsız olabileceğimi söylerdi.İşin aslı tabikide öyle değildi benim birşeyleri çaktıracağımı düşündüğü için gitmezdik.

 

Barlas gündelik yaşamında asla bana davrandığı gibi kimseye davranmazdı.Herkese karşı oldukça nazik bir şekilde davranırdı.Kimseye sesini bile yükseltmezdi.Bu nazik davranışlarına ve Barlas'ın yakışıklı olması gereğince şirketindeki bir çok asistanın Barlas'a mesaj atmalarını okumuştum.

 

Barlas artık bu olayların büyümemesi için 4 senelik bir ilişkisi olduğunu söylemişti ama kimle olduğundan kimseye bahsetmemişti.

 

Ben bu olanları bildiğim için Barlas'a sorgulayıcı bir şekilde bakıyordum.

 

"Barlas içerisi çok kalabalık bir sıkıntı çıkmasın bence başka bir yere gidelim."dedim.

 

Barlas ise "Hayatım ilişkimizi yeteri kadar sakladık.Buna artık bir son vermeliyiz.Herkes Barlas Atay'ın hayatını adadığı kadını öğrenmesin mi?" Dedi.

 

Ben İçimden sözde hayatını adadığı kadının gerçek hayatını cehenneme çevirdiğini kısık bir sesle söylemiştim.

 

Barlas başta ne dediğimi anlamamış olacakki bana ne konuştuğumu sordu ben ise onu geçiştirip artık içeri girmemiz gerektiğini söyledim.

 

Arabadan indiğimizde Barlas belimden tutup beni kendisine yaklaştırıp kulağıma fısıldadı.

 

"Sevgilim bugün tatsızlık çıkmasın.Büyük ihtimalle magazincilerde burada olacaklar.Yüzünü somurtma eve gidince kalbini kırmak istemiyorum." Dedi.Bem bu sözlerine bakıp anlamsız bir gülümseme yapıp başımı salladım.

 

Restoranın kapısına geldiğimizde bir görevli bizi kapıda karşılamıştı.

 

"Barlas bey hoşgeldiniz masanız hazır size masanızı göstereyim." Dedi ve bize masaya kadar eşlik etti.

 

Restoranın içi de üstüm ile uyumlu bir şekilde beyazdı normal bir zamanda olsa gerçekten mutlu olabilirdim.Ama şuan ne olduğum durum normaldi ne de yanımda duran adam...

 

 

Benim görevim bugün hiç bir olumsuzluk yaratmayıp sadece gülümsemekti.

 

Masamıza oturmuştuk.Birkaç dakika sonra önümüze yemekler konulmaya başlanmıştı.

 

Ben en çok bifteği seviyordum bunu ise Barlas bildiği için bana biftek söylemişti kendisine ise balık söylemişti.

 

En son masamıza şaraplarda gelmişti.Garson ilk olarak Barlas'ın kadehini doldurup benim bardağıma yöneldiğinde elimi hafif bir şekilde kaldırıp

"Su,sadece su yeterli olur."dedim.Hayatımda genellikle Barlas'ın şiddetleri hariç sağlığıma dikkat etmeye çalışıyordum.Bu yüzden sigara ve alkol tüketmiyordum.

 

Barlas "Sevgilim neden içmiyorsun hayatında bir kere bile denemedin.Bugünlük içemezmisin." Diyerek sordu.

 

"Barlas biliyorsun içmiyorum ve içmek istemiyorum böyle iyi."dedim.

 

Yemeklerimizi yemiş ben neredeyse hiç konuşmamış sadece Barlas'ın sorduğu sorulara kısa kısa cevaplar veriyor ve dikkat çekmemek için gülümsemeye çalışıyordum.

 

Arada sırada kafamı kaldırdığımda başka masalarda oturan insanlar bize bakıp kendi aralarında kounuşuyorlardı.

 

Barlas gündelik hayatında herkes tarafından bilinirdi.Şirketi Ankara'nın bilindik şirketlerinden birisiydi.

 

Biz ortalama yarım saat içerisinde yemeklerimizi bitirdiğimizde ortamda dans müziği çalmaya başladı.

 

Bu müziği Barlas'ın ayarladığını tahmin ediyordum.Ki öylede olmuştu müzik başladı an Barlas yanıma gelip elini uzatmıştı.

 

"Güzeller güzeli hanımefendi bu dansı bana lütfedermisiniz." Demişti

 

Ben her zamanki gibi itiraz etme şansım olmadan zorda olsa elini tutmuştum.Sahnenin ortasına gelip yavaş adımlarla dans etmeye başlamıştık .Bu dans faslı 5,10 dakika sürmüştü ama benim için 1sene gibi gelmişti.

 

En sonunda müzik durmaya yakın içeriye tanıdık 4 kişi girmişti...

 

Geçelim yeni bölüm hakkında konuşmaya...

 

Arkadaşlar sizden ricam lütfen Barlas'a kanmayın.O baya bir psikopat,dengesiz birisi.

 

Son anda içeri giren 4 kişiyi tahmin ettiğinizi düşünüyorum.

 

Neyse siz buraya bölümle alakalı düşüncelerinizi yazarsınız...😊

 

Sizleri çoook seviyorum bir sonraki bölümü hemen yazıp atmaya çalışacağım🤍

Bu arada kombinler güzel gözünüzde canlanması için görselli tercih ediyorum eğer kötü oluyorsa belirtebilirsiniz.Ona göre bir çözüm yolu buluruz...

 

 

Loading...
0%