Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17. Bölüm

@hhafsw

Evde oturup sosyal medya da gezinirken Çağın'dan gelen aramayı yanıtladım.

Alo

Nasılsın? Özledim seni arayayım dedim

İyi yapmışsın da daha yanından ayrılalı bir kaç saat oldu

Dedikodum var o yüzden aradım. Alev, Selin ve senin seveceğin türden.

Bunu söylemesiyle dikleştim.

Anlat

Siz gitmeden önce yeni doktor gelmişti ya hatırlıyor musun?

Evet

Buün geldi bana sizin nerede olduğunuzu sordu

Sen ne dedin?

Neden? Ne işin var o timle? Doktorsun sen yap işini uzatma

Bu noktada içimde tutamadığım kahkahamı atarken Çağın ters gözlerle beni izliyordu. Kahkahamın arasından konuştum.

Bunu aylarca 'Teğmen Hanım bugün kuşlar ayrı bir güzel' diyen sen mi diyorsun?

Bı nokta da Çağın'da gülmeye bailamıştı

Neyse dur unutturma konuşmayı

Tamam sen anlat ben dinliyorum

Sonra sordum cidden meraktan çocuğun amacı neymiş biliyor musun?

Neymiş?

Alev ile görüşebilmek!

Sen ver şu çocuğun adını biz halledelim

Her neyse bende dedim ki aynı timde ağabeyide var sen ne cesaret somra korktu kaçtı konuşmuyoruz şiödi

Engellemiş mi seni?

Evet

Konuşmaya devam edecekken kapının çalması ile hızla hoşçakal konuşmasını halledip kapıyı açtım. Gelen ağabeyimdi. Şaşırmıştım.

"Neden geldin?"

"Konuşmaya."

"Selin ne durumda. Ve onu niye tek bıraktın?"

"Alev geldi onunla konuşuyorlar."

"Anladım. Sende beni çağırmaya geldin hemen gidip geliyorum." Derken salağa yatmayı tercih ediyordum. Geldiği konunun bal gibi de benim özel hayatım ile ilgili olduğunu biliyordum.

"Asya!" Diye seaini yükselttiğinde sinirim tamamen yok olmuştu.

"Bana sesini yükseltme!" Diye karşılık verdiğimde derin bşr nefes aldı ve oturdu. Onun bu hamlesi üzerins tam karşısına oturdum.

"Tamam sadede gel. Yapmam gereken ve senin yüzünden yarım kalan bir konuşmam var."

"Tamam sadede gelelim o zaman. Kısaca net bir şekilde soruyorum. Aynı netlikte vir cevap istiyorum." Dediğinde konuşma hızla bitsin diye aceleyle başımı salladım.

"Erkek arkadaşın mı var?"

Anlamaz gözlerle ona baktım. Ve istediği gibi net bir cevap verdim.

"Sanane."

"Asya, her şeyi biliyorum. Senen duymak istiyorum. O yüzden tekrar soruyorum. Erkek arkadaşın mı var?" Sesi daha otoriterdi.

"Özel hayatımın seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Oösa da sanane olmasa da sanane."

"Ne oldu benim Asya'ma? Bana sürekli bir şeyler anlatan, hayatındaki en ufak değişimlerde bile anında ilk benim haberimin olmasını isteyen Asya'm, benim Asya'm nerede?"

"Onu sen kendi ellerinle yok ettin Cenk Bey."

"En yakın arkadaşınla sevgili olduğum için kızarsın hatta küsersin sandım. Alev'e de yanlışlıkla Selin ağzından kaçırmış."

"O zaman en fazla kızardım. Bunun farkındasın ama şimd kırgın olduğumu biliyorsun. Bu olmadan öncede öyle olacağının farkındaydın."

"Çok üzgünüm. İlk söylemem gereken kişi sendin."

"Tamam artık olmuş bitmiş geç. Sen 'bütün bildiklerini' kimden öğrendin?"

Telefonunu açıp minik bir araştırma yaptıktan sonra önümüzde ki sehbaya fotoprafları gösterdi.

Bugün uçakta yazışmaya çalıştığım Çağın ile tüm mesajlaşmalarım ortaydı. Ve bunu yapacak tek bir kişi var. Arkamda oturan Altay.

Sinirle derin bir nefes aldım.

"Sen git ben gelirim bir kaç saate." Dedikten sonra ağabeyimi apar topar yolladım.

Telefonumdan Altay'ı arayıp buraya gelmesi gersktiğini söyledim. Yaklaşık beş dakika sonra kapım çaldı.

Altay'ı iöeri aldıktan sonra konuşmaya başladım.

"Açıkla." Olabildiğince sakin olmaya çalışıyordum.

Anlamaz gözlerle bana baktı.

"Altay, açıkla!" Diye bağırdığımda sessizce "Neyi?" Diye sordu.

"Fotoşrafları Altay! Bugün uçkta çektiklerin!" Ona izin vermeden devam ettim.

"Telefonumu dikizlemeni geçtim onun fotoğrafını çekip ağabeyime gösterip ona özel olarak söylemek ne demek oluyor!? Altay sen benim sırdaşımdın, kimseye söyleyemediğim şeyleri utanmadan sıkılmadan söylebildiğim madir vir kişiydim! Sen bunu nasıl yaptın?! En takın arkadaşımdın, her zaman arkamda olup bana destek olurdun!" Diye bağırdığımda ses tonu ona geçmişti.

"Hala arkadaş diyorsun! Ben sana o günden sonra asla eski gözle bakamadım Asya! Ve sana bjnu bwlli ettim! Albay bile anladı!"

Bu sefer sesi daha naifti "Sen beni nasıl anlamadın?"

"En yakın arkadaşımın bana bu gözle baacağına ihtimal vermediğim için görmezden geldim. Ama sen ciddiymişsin."

"Seni seviyorum Asya! Hala anlamaman beni o-" Sözünü bölmeyi tercih ettim.

"Altay bir daha lütfen mümkünse sadece görevlerde yüzyüze gelelim. Şuandan sonra Yüzbaşı Toprak Acar'dan bir farkın yok!" Dediğimde biraz ağır olduğunun farkındaydım. Ama benimde üstüme gelen şdyler normal değillerdi.

Altay yarı kızgın yarı üzgün bir ifadeyle dışsrı çıktığında. Son gücümle kapıya çöktüm.

Sessizce süzülmeye başlayan yaşlara bu sefer engel olmadım, engel olmak istemedim...

Loading...
0%