(Yazarın Anlatımı)

Tüm tim Cenk ve Selin çiftinin evinde dikilmiş telaş içindeydiler.

Telaştan deliye dönmüş bir şekilde oradan oraya yürüyen Cenk "Alev, ara tekrardan." Diyerek aynı gün içerisinde elli bininci kez bu sözünü tekrarlamıştı.

"Yok açmıyor. Telefon aramaya bile düşmüyor. Kafayı yiyeceğim!" Diye söylendi Alev.

"Yok ben dayanamıyorum. Gidip bakıyorum evine." Diyerek kapıya yöneldi Cenk. Onu tutan Barış olmuştu.

"Bir dur sende belki duştadır ne bileyim belki uyuyodur. Telefonu da o sırada kapanmıştır. Alacaklı gibi dadanmayalım kapısına. Gökay bir hal oldu gitmekten."

"Barış nasıl durabilirim sence şuan? Asya senin tim arkadaşın olabilir ama benim öz kardeşim. Farkındasındır umarım." Diyerek kapıya yöneldi. Onun peşinden Ateş Timi'de dışsrı çıktı. Sadece bir üst katta oturan Asya'nın kapısına dayandılar.

Cenk'in sert bir şekilde kapıya vurmasıyla içeriden bir ses geldi ve ardından kapı kilit açılma sesi. En sonunda açılan kapı ile Asya'nın solgun yüzü gözüktü.

Düşecekmiş gibi duruyordu. Titrek ve gitmiş bir sesle komuşmaya başladı.

"Ben ç...çok kötüyüm. Yaram k...kanıyor." Dedikten sonra bacakları boşaldı ve yere yığıldı. Önde duran Cenk hemen kardeşini kollardında yakaladı ve onunla berabwr yere çöktü. Anın şaşkınlığıyla bocalayan tim ise kendine gelerek başlarına toplandı. Bazıları kalabalık yapmaması için uzakta şaşkınlıkla olanları izliyordu.

"Asya'm. Canım benim ağabeyim kalk. Bir kardeşimi kaybettim senide kaybedemem." O sırada dikkst etmediği bir detayı fark etti. Beyaz üstü kan içindeydi.

"Ne bu tantana?" Diyerek kapıyı açan karşı komşu yerde kanlar içerisinde yatan genç kızı görünce şaşkınla donakaldı. Alıklığı geçince 112 acili arayarak doktor ve ambulans ihtiyacını karşıladı...