2 Hafta Sonra

Şuan da Azra Hoca'nın düzenlediği buluşmaya gitmek için hazırlanıyordum. En son göreve giden Ateş Timi'nde hala haber yoktu. Endişe duymuyordum çğnkü onların sessiz olması işin iyi ilerlediği demekti.

Her ne kadar istemesemde Azra Hoca'nın isteğini kıramamıştım.

Üzerime riske girerek beyaz bir crop, altıma krem rengi bir kumaş pantolon ve üzerime kahverengi bir gömlek giymiştim. Saçımı sıkıcs yukarıda at kuyruğu yaptıktan sonra minik bir makyaj yaparak odamdan çıktım. Salonda beni bekleyen Çağın'a kafa hareketi yaparak çıkmamız gerektiğini anlattım.

Beyaz bir ayskkabımı da giydikten sonra Çağın ile aşağı indik. Onun arabasına doğru ilerledik ve hocanın toplantıyı düzenlediği kafenin önüne geldik.

İçeri girince kalabalık bir masa ve Azra Hoca'nın simasını aradım. Kimler geliyor diye bakınan hocam beni görünce o yöne ilerlemem için el salladı. Ona gülümsedikten sonra o yöne ilerledim. Çağın normal de gelmek istemese de benim bu problemim yüzünden yakın bir masa da oturması gerekmişti. Masaya göz gezdirdiğimde hiç biri ile doğru düzgün muhabbettim olmamasına rağmen hepsinin tiplerini, adlarını ve kişiliklerini hatırlıyordum.

Masaya oturduğumda gözler bana dönmüştü. Azra Hoca neşeyle bana bakarken diğerleri ise 'bunun burada ne işi var dercesine bakıyordu' onlsrı umursamadım. Ve tamamen hocamın sorularına odaklandım.

"Nasılsın kızım?'

"İyiyim hkcam siz nasılsınız?"

"Çok teşekkürler tatlım bende iyiyim. Sen neler yapıyorsun? Nerelerdesin? Ne oldu da aniden çekip gittin." Dedi tam cevap verecekken adının Ecre olduğunu hatırldığım kız garip bakışlarla bana bakarak. "Evet ne oldu da ailen senüi okuldan aldı? Notlarında yüksekti?" Diye sordu.

Ona cevap verecekken hocanın sorduğu soru sayesinde ona döndüm. "Bir ağabeyin bir kız kardeşin vardı değil mi?" Diye sordu.

"Yani aslında şöyle artık kız kardeşim yok. Sizin öğrenciniz olduğum sıralarda şehit edildi. Ardından babam ve ağabeyimden askeri içtima yaptırmaladını istiyerek Kara Harp Okulu sınavlarına hazırlandım." Dedim.

"Öyle oluyor muymuş? Babadan ve ağabeyden askeri içtima öğrenip sınava girmek." Dedi erkeklerden bir tenesi. Onun beni sıkıştıran Ateş ve çetesinden yumruk attığım ilk çocuk olduğunu fsrk ettim.

"Normalde olmuyor ancak babam Yüzbaşı'ydı ve ağabeyim askeri lisede okuyordu o yüzden beni onlar hazırladılar." Dediğimde biraz şaşırmıştı. Muhtemelen yediği yumrukları hatırlamıştı.

O sırada kapıdan giren yüz beni şaşırtmıştı. Çünkü şuan görevde olması gereken Ateş içeri girmişti.

Yanımıza geldiğinde boş olan yere yani yanıma oturmuştu. O zamanlar aramızda ki gerilimi bilenler kavga çıksın diye bekliyorlardı. Yüzlerinden belliydi.

"Sen niye geldin? Daha doğrusu nasıl geldin?" Dediğimde yüzler bize döndü.

"Senin haberin yok sanırım."

"Neyden?"

"Aranan kişi buralarda çıktı biz geri döndük diğerleri buraya geldi."

"Bana niye söylemediniz?"

"Seninde saklaxığın bir şeyler olmuş Asya Hanım. Alev hesap bekliyor bilgine."

"Çağın muhabbeti mi?" Adını duyan Çağın buraya dönmüştü.

"Evet."

"Sadece soruyorum. Altay'mı söyledi."

"Sence?"

"Her neyse. Onunla uğraşmayacağım. Sen görevden sonra direkt mi geldin?"

"Evet. Bir elimi yüzümü yıkadım sadece. Neden ki?"

"Barut kokuyorsun Ateş niye olsun?"

"Tamam. Doğru. Anladım."

"Bizimkiler nerede?"

"Dışarıdalar."

"Niye gelmediler? Otururlardı Çağın'la."

Çağın yine bize dönerken iöeri giren Ateş Timş'ni görünce anlamıştım.

"Tamam benim düşğndüğümü düşünmüşler."

Yaklaşık bir saat kadar daha muhabbet edildikten sonra onlar otururken artık yan masada kki bizimkilerin üflemelerine dayanamayarak kalktık.