@hhafsw
|
2 GÜN SONRA/BALO
Balo görevinin olduğu gün nihayet gelmişti. Ve şimdi tim olarak farklı arabalarla ikişe ikişer ayrılmış, partnermiş gibi sırayla balo salonuna giriyorduk. Önce partnerim olan Altay ve ben Lavinya ve Abay isimleri ile giriş yapmıştık.
Kapıda bizi karşılayan kadın terör örgütünün başı denilebilecek kadar yüksek bir konumdaydı. Bir kaç kez görevlerde karşı karşıya gelmiştik. Ancak şuan beni tanıması imkansızdı.
"Oh, Lavin kuşum gelmiş!" Diyerk bana sarılan kadına bende kolumu uzattım.
"Ezo'cuğum seni ne kadar özlediğimi bilemezsin!" Dediğimde benden ayrılmıştı ve yanımda duran Altay'a doğru baktı.
"Abay'cığım, seninle en son ne zaman görüştüğümüzü bile hatırlamıyorum!" Diyerek Altay'a da sarıldı. "Gerçekten uzun zaman oldu Ezo, ama bakıyorumda dostluğumuzda hiç bir değişim olmamış." Dedi Altay'da sakince.
Yüzümü ekşitmemek için zor tutuyordum. Ama kendimizi ele veremeyeceğimiz için bunu yapmıyordum. "Ben diğer misafirlere bakayım sizde yerinize geçin." Dediğindr gözüm Abay ve Lavinya yazan masayı aramaya başladı. Masatı bulduğumda Altay ile adımlarımız o tarafa doğru ilerledi.
Yaklaşık bir saat geçmişti ve değişen, tehlike arz eden hiç bir şey olmamıştı. Ancak bizi zorlayan bir şeyi olacağını hiç birimiz düşünmemiştik. Özellikle ben ve Altay bunu asla beklemezdik.
Konuşma yapan Ezo'yu izliyorduk. Sadexe hareketlerine odaklanıyorduk sözlerine değil. Çünkü sözlerine odaklansak kendimizi tutamayacağımızı biliyorduk.
"Sizlere bugünün onur konukları olan yakın dostlarım, tatlı genç çiftimiz Lavinya ve Abay'ı göstermek istiyorum!" Diyerek eliyle bizi işaret etti.
Genç çift dediği zaman herkesin aklına sadece bir şey gelmişti...Evet o.
Sessizce Altay'a sorduğumda asında bir tek onun değil tüm timin kulaklıklar aracılığı ile duyabildiğini biliyordum.
"Zorunda mıyız?" Dedim. Altay cevap verdi "Galiba." Sonra bekledi ve ekleme yaptı. "Özür dilerim Asya. Sen benim en yakın arkadaşımsın ama vatan bizim dostluğumuzdan daha önemli." Dediğinde bende aynı fikirdeydim.
Yavaşça bana yaklaştı ve minik bir dokunuşla dudağını benimkine değdirdi. Saniyelik olan bu değişten sonra tüm salondan alkış tufanı koptu. Nedensizce.
Ezo konuşmasını bitirdiğinde bende lavobaya doğru ilerledim. Aynadan yüzüme bakarken birisinin içeri girdiğini ve kapıyı kapatıp kitlediğini fark ettim. Rujumu yenilerken tek kaşım kalktı.
Rujun kapağını kapatıp çantama attım. İçeri giren kişi bana sadece tek bir şey söyledi. "Ezo'nun sana selamı var Türk Askeri." Bana hamle yaptığında ustaca onun hamlesini geri çevirdim.
Boğazıma doğru ilerleyen elini ters çevirdim. Gelen çatırdama sesi ile yüzüme küçümseyennbir tebessüm yerleşti. Kolu için acıyla inlerken bir anda ellerim ile kavradığım başını sert bir şekilde kırdıpımda artık yaşamıyordu. Ona doğru eğilip "Sende Türk Askerinden Ezo'ya selam söylersin." Sonra ekledim. "Cehennemde." Tam çıkacakken timin kulaklığıma fısıldadıklarını duydum.
"Asya birisini öldürmedin değil mi?"
"Hayır sadece etkisiz hale getirdim."
"Tamam yeni öldürdün. Her neyse Ateş geldi seni gizli bir şekilde o alandan götürecek. Tehlikedesin çünkü. Altay'a da işiniz çıktı diyeceğiz ve sizi güvenli alanlara götüreceğiz."
"Tamam."
Lavabodan çıktığımda ortamda başlamayı bekleyen bir kaos vardı. Ateş gizlice önüme geçtiğinde yakından bir el ateş sesi çıktı. Ne olduğuna baktığımda ise siyah elbisemin üzerine kan kırmızı akın ediyordu... Devam Edecek...
|
0% |