@hhafsw
|
Uzun süredir tim olarak dışarı çıkmıyorduk. Nedeni ise bu aralar çok fazla görevimiz olması ve görev olöasa bile zihinsel olan yorgunluklar sebebiyle lojmana doğru koşmuyor adeta uçuyorduk. Fakat bu sefer çıkmayı kararlaştırmışt ve ortak olarak millet parkında oturmayı mantıklı bulmuştuk. Kombinimi yaptıktan sonra her zamanki yıldız parçayı yani silahımıda pantolonum ve tenim arasına sıkıştırdım. Üzerine beyaz uzun tişörtümü kapattım ve belli olmaması adına aynı zamanda havanın mayhoşluğu sebebiyle krem rengi uzun şişme montumu giydim. Saçıma verdiğim zarif dalgalar ile oldukça spor bir kombin yapmıştım. Minik bir makyaj yaparken arayan ağabeyimi yanıtladım. Efendim ağabey Çıktın mı? Hayır makyaj yapıyorum Mal mısın? Çok güzelsin bebeğim sen. Tamam ağabey Miss Turkey* birincisiyim tamam. Ne oldu neden aradın? Tüm tim seni bekliyoruz Asya! Ne?! Tamam kapat geliyorum. Hızlıca makyajımı tamamlayarak koşarak askeriyenin içine doğru ilerleyip çıkışa doğru ilerliyordum. Kapıdan çıktım ve az ileride beni bekleyen timin yanına giderken "Teğmen hanım!" Diye bana seslenen birisini duydum. Derin bir nefes alarak arkama dönerken timinde bakışlarının bana döndüğünü sezebiliyordum. "Bakın yine karşılaştık." Dedi sırıtarak. Yapmacık bir şekilde güldüm ve yanıtladım. "Sen seslenmeseydin karşılaşmayacaktık." Dedim. "Biliyorum." Dedi. Yüzümdeki yapmacık gülümsemeyi anında soldurdum. "Senden hiç haz etmiyorum." Dedim. "Ben seni sevdim. İyi anlaşırız gibi geliyor." Dedi. "Neyse ben kaçtım." Diyerek uzaklaştı. Arkasından bakarken iğrenen bakışlarımı ona gönderdim. Timin yanına döndüğümde Selin "Sıkıntılı eleman." Dedi. Ağabeyim "Kim di o?" Diye bir soru yolladığında bunun tüm timin iç sesi olduğunu anladım. "Revire gelen yeni doktor. Salağın teki. Neyse gidelim." Dedikten sonra ilerlemeye başladık. Millet parkının önüne gelince kendimizi bir kalabalığın içerisinde bulunduk. Sıcaklık nedeni ile çıkartıp elime aldığım şişme yeleğim kalabalığın etkisi ile yere düşmüştü. Onu almak için eğildiğim sırada silahım oldukça dikkat çekmişti ve çevrede olan polislerin başıma toplandığını görebiliyordum. Kalktığımda "Hanımefendi yanınızda silah mı yaşıyorsunuz?" Diye bir soru aldım. Ben cevap veremedn kalabalığın sebebinin 'ASKERLERE HAYIR!' Adında bir eylem olduğunu fark ettim. Bu ortamda kimliğimi belli edemeyeceğim için "Ne? Tabii ki hayır?" Diye bir cevap verdim. Fakat silah çok ciddi bir şekilde önümde belli oluyordu. "Devletin polisine askerler ve polisler için yapılan bir eylemde silah tutacaksınız ve bunu reddediyorsunuz? Alalım arkadaşı." Dediğinde iki polis yaklaşmaya başladı. "Şu anda dokunursanız mesleğinizi yaktırırım!" Diye bir çığlık attım. Çoktan ilerlemiş olan tim benim sesimi duyduktan sonra buraya doğru ilerledi. "Bu tür eylemlerde insanları sorgulamadan tutuklayamazsınız." Dedim. Ve askeri kimliğimi çıkardım. "Teğmen Asya Öncü. Olası saldırı durumları için her asker gibi bende yanımda silah taşıyorum." Dediğimde etraf bana doğru ilerlemeye başladı. "Teğmeni koruyun!" Diye bir ses geldi ve o anda çoktan tim yanım gelmişti ve bu eylem ortamından çıktık. Biraz ilerledikten sonra sorular yağmaya başladı. "Neden eylemin ortasında kimliğini söyledin?" "Tutuklanıyordum!" "Neden?" "Silah gözüktü." Mantıklı gelmiş olmalı ki daha bu konu hakkında soru sormadılar. Marketlerden birisine girerek kahve, kek, kurabiye ve bu tür şeyler aldıktan sonra çıktık ve eyleme uzak olan bir yere gidip oturduk.
|
0% |