Yeni Üyelik
4.
Bölüm

KURTULUŞ

@hhafsw

Neredeyse tüm bu örgütlenmenin başı olan adamı bulmuştuk bulmasına. Ancak bir sorunumuz vardı. Esirler.

Bizim geleceğimizi ön görerek bir kaç tane esir almışlardı. Evet sanki pazardan elma alır gibi yaş yaş Türk vatandaşı vardı önümüzde. Ve onu almak demek onları tehlikeye atmak demekti. Esirleri almakta ülkeyi daha büyük bir tehidit altında bırakmak demekti.

"Hassiktir." Diye mırıldandı komutanım.

"Ne oldu Türkler? Ön göremediğiniz bir şey mi oldu?"

"Hayır. Sadece bunu yapacak kadar gözünüzün döndüğünü tahmin etmemiştik. Öünkü bizden korkmanız gerektiğini tarih size anlatır."

"Tamam Türkler biliyoruz en korkunç sizsiniz. Zaten o yüzden karşınızdaki esirlerde sizden korkuyor."

"Vatan haini olmayan bir insanın bizde korkması saçma." Diye cevapladım.

"Aa kadın askerlerde mi var? Çok komik!" Dediğinde Alev ile birlikte Selin'i zor tutabilmiştik.

"Senden daha cesaretli olmamız seni korkutuyorsa esirleri ve bize teslim ol yoksa daha acımasız olabiliriz." Diye öfkeyle konuştu Selin.

"Ah, tamam bu kadar konuşma yeter. Size tekliflerle geldim."

"Bunca yıllık hayatında Türk askerlerinin sizin gibi şerefsizlerle iş birliği yapmayacağını anlayamadın mı hâla?"

"Siz de o kadar adam dinleyemediniz mi?"

"Tamam uzatma kabul etmeyecek olsak bile dinleriz. Nezakettendir." Dedi komutanım.

"Saolun nazik askerler. Şimdi ilk teklifim beni almanız ama tüm esirlerin ölmesi. İkincisi esirleri almanız ama benim kaçmam. Üçüncü ihtimal ise sizden birileri esirim olursa bazı esirleri serb-" Derken sözü bölündü.

Çünkü bunu fark eder etmez haber yolladığımız askeriyenin bizim için yollamış olduğu askeri uçaklar ve ekipler gelmişti. Yani hem esirler kurtulmuş olacak hem de ülkemiz bir şerefsizden daha kurtulmuştu.

"Asya!" Diye seslendi komutan ona döndüğümde. Bana başıyla esirleri gösteriyordu. Çoğunluğun çocuk olduğu bu insanları böyle bir tramvadan olabildiğince korumalıydık. "Alev!" Diyerek ona seslendikten sonra beraber esirleri gelen araçlara götürdük. Bizde onlarla birlikte araca bindik. "Diğer askerler gelmeyecek mi?" Diye sordu bir çocuk.

"Onlar birazdan gelecekler ablacığım." Diye gülümseyerek yanıtladım.

"İyi misiniz? Size bir şey yaptı mı o kansızlar?" Diye sordu Alev.

"Yapmadılar Allah'a şükür." Dedi yaşlı teyze.

"Sizin adınız ne asker ablalar?" Diye sordu küçük bir kız çocuğu.

"Benim adım Asya." Diye yanıtladım.

"Benim adım da Alev ablacığım." Diye yanıtladı Alev.

"Peki senin adın ne?" Diye sordum.

"Narin." Dediğinde hepimizin aklı aynı kişiye gitmişti. Üzülsekte belli etmedik.

"Ne kadar da güzel bir ismin varmış." Diye mırıldandı Alev.

"Kızım siz kaç yaşındasınız?" Diye sordu yaşlı adam.

"İkimizde 25 amcacığım." Diye cevapladım.

"E kızım ne güzel gencecik kızlarsınız. Güzelsinizde ne işiniz var dağda taşta. Erkek avlayacağınız yaşta terorist avlıyorsunuz." Dedi Teyzede.

Tam ona cevap verecekken timin buraya doğru geldiğini gördüm.

"Teyzem, biz bu işe gönül verdik yıllarca eğitim aldık sizin düşündüğünüz kadar kolay değil zaten bu kararı vermek. Her insan 5 yaşıyorsa biz 3 yaşıyoruz ama yine de ömrümüzü vatanımıza, bayrağımıza ve şehitlerimize adıyoruz." Dedi Alev.

"Evet. Tim geliyor." Diye mırıldandım.

"Ben söyleyeceğim söyleyeceğim diyorum ama söyleyemedim bir türlü. Ben sizden korkuyorum. Aynı yaşta olsak bile onlara bakışınız çok korkunçtu ve bize aynısını yapmayacağını-" Diyordu yaşıtımız olan bir kız derken kapı açıldı ve sürüne sürüne gelmeye çalışan bir terörist gözüktü. "Bir dakika." Dedim kıza ve ayağımla zaten son güç kırıntısı ile buraya gelmiş olan adamın başına bir tekme indirdim. Kapıyı kapatmadan tim geldi.

"Evet biliyorum size aynısını yapmayacağımız ne malum falan filan ama şuan da biz gelmesek ölmüş olacağınıda unutma." Dedim.

Ve ardından yola çıkıldı. Timin gereksiz muhabbetti yerine bize sorulan soruları cevaplıyorduk.

Askeriye için yapılmış ve kısa olan yol üzerinden gittiğimiz için yaklaşık 7 saat sonra varmıştık.

Evet bu süre sizin için uzun olabilir ancak saatlerce yolculuk yalan bizler için kısa bir süreydi. Yol boyu düşündüğüm bir nokta vardı;

İnsanlar kendi yargılarına göre seni bir başkasına kötüleyebilir. Ancak gerçek senin o olmadığını ve bunun sadece bir söylenti olduğunun farkında olmak gerekir.

Aynı bizim gibi. Halk bizi kötülüyordu ancak kim olduğumuzu ve ne yapmayacağımızı onlardan daha iyi bildiğimiz için onları umursamıyorduk.

Loading...
0%