@hhafsw
|
Odasında olduğunu öğrendiğim komutanımın odasına doğru gidiyordum. Vardığımda kapıyı çalıp içeri girdim. Beni görünce ifadesi yumuşayan komutan eliyle koltukları gösterdi. Ve bende usulca koltuklara oturup ona döndüm. "Rütbeden çıkabilir miyiz?" Diye sordum. "Çıkabilirsin Asya." Dediğinde gülümsedim. "İğrenç bir şey oldu." Diye yüzümü buruşturarak söylendim. "Yine ne oldu?" Diye bezmiş bir sesle sordu. "Annem Reyhan'ı ve ailesini akşam yemeğine davet etmiş!" Dediğimde ifadesi gözle görülür bir şekilde değişti. "Şaka yapıyorsun?" "Hayır daha demin arayıp haber verdi." "İzin alacağım güne bak ya." "Kimden öğrendiğini bilmediğim bir şekilde özellikle bugünü yani izin günümü seçmiş." "Ben söyledim ama bunu yapacağını tahmin etmemiştim." "Ağabey sen mal mısın?" "Ya nerden bileyim kızım söyleyi verdim işte." "Afferim sana tebrikler üstün zeka." "Kardeşimsin diye rütbeen her çıktığımızda bana sövemezsin Asya." "Ay sus lütfen şuan moralim çok bozuk. Görevden geldik yorgunuz falan mı desek?" "İzin olaylarını öğrenmişlerdir onlar kesin. Öff Asya! Gitsene moralimi bozdun iki dakikada!" "Gitsem ne olur? 2 saat sonra yine aynı ebde buluşuyor olacağız. Hemde Reygan ile birlikte!" "Bana bak profosyonel bir şekilde laf sokmazsan seni mahvederim duydun mu beni Asya Öncü?!" "Duydum Cenk Demir Öncü!" "Tamam şimdi git topla eşyalarını sonra zaten timin benim odama doluşma hastalışı geldiğinde gelirsin." Dediğinde başımı sallayarak odadan çıktım. Binadan çıkmış bahçesinde lojmana yürüyordum bir yandan da annemin bu kararını sorguluyordum. Lojmana gidip kamulajımı çıkarttım ve dün gece hazırladığım kombini giydim. Ardından ihtiyacım olabilecek şeyleri büyük kol çantama yerleştirdikten sonra lojmandan çıktım ve dün sözleştiğimiz Alev ve Selin'in odasına doğru ilerledim. "Şükür geldin Asya." Dedi Alev bıkkın bir sesle. "Tamam kabul ediyorum geç kaldım." Diye en sonunda teslim oldum. "Bu arada size bir şey söyleyeyim ağabeyim askeriye kapısının orada bekliyor." Diye dip not geçti Alev. "Nasıl yani? Ateş hızlı olabiliyor muymuş?" Diye yapmacık bir şaşkınlık ifadesi ile tepki verdi Selin. "Bu arada sen niye geç kaldın? Hazırlanma iki dakika sürüyor normalde. Cenk Komutanım mı azarladı?" Diye sordu Selin. Evet Selin azarladı sanki benim suçummuş gibi Reyhanlar bize geliyor diye azarladı. Tabii ki bu benim dışımdan değil içimden söylediğim bir şeydi. "Evet azarladı hemde saçma bir konu yüzünden." Diye cevap verdim. "Konu neydi?" "Boşverin." "Sizinde ikinizin arasınadaki bu çekim bir asker-komutan ilişkisinden fazla gibi sanki bilmiyorum." Dedi Alev yandan kolumu dürterek. evet asker-komutan ilişkisinden farklı ağabeyim. Ancak siz ikinci ismini soyismi olarak kullandığı için asla bilemezsiniz. Ateş ile dışarıda bekleyen ağabeyimi gördüm. Bizde onların yanına ilerleyerek askeriyeden çıktık. "Evet arkadaşlar mutlusunuz bugün." Dedi bana imayla. "Ben değilim Cenk. Kızlarl buluşmadan ağabeyim aradı ve en sevmediğimiz akrabalarımızın bize geldiğini söyledi sonrada bana kızdı zaten ondan öncede sen azarladın." Dedim ona imayla. "Seninde bu ağabeyinle bir tanışamadık be Asya." Dedi Ateş hüzünle. Belkide tanıyorsundur Ateş. Hatta belkide komutaındasındır... bilemezsin... "Tanışırsınız elbet." Dedim. "Arkadaşlar biz kaçalım artık babam gelmiş az ileride bizi bekliyormuş." Dedi Alev telefonunun ekranını kapatırken. Onlar gittiğinde üç kişi kalmıştık. "İyi oldu askeriye dışında rütbeyi çıkartarak." Dedi Selin. "Evet bencede." Diye ekledim. "Neyse ben kaçtım zaten bu saatte çok doludur metrolar daha da dolmasın." Drdi ve uzaklaştı. O uzaklaştıktan sonra babamı aradım. Babacığım neredesin? Yakındayım mızım 5 dakikaya tam askeriyenin oradayım bekleyin ağabeyinle. Yok yok baba gerek yok gelirim ben. Ben? Ağabeyin yanında yok mu? Orası karışık anlatırım ben sonra şimdi sen olduğun yerde kal ben geliyorum. Tamam kızım hoşçakal. Görüşürüz. Ben ilerlemeye başlayınca ağabeyim de ilerledi veen sonunda arabayı gördük ve ona doğru ilerleyerek yerleştik. Yol boyu babamın nasılsınız soruları dışında geçmemişti. Taaki ağabeyimin aklına gelen o mantıklı soru sorulana kadar. "Reyhanlar geldi mi?" "Geldiler sizi bekliyorlardı." Diye cevap verdi babam dikiz aynasından ağabeyimle bakıştık. Evin önüne geldiğimizde. İndik ve eve doğru ilerledik. Apartmana girdikten sonra 3. katta olan dairemizin önüne geldik ve kapıyı çaldık. Kapıyı açan annem bize eniçten gülümsemesi ile bakınca bizde hafifçe tebessüm ettik. "Oyy kuzularım. Özlemişim sizi. Neyse siz yorgunsunuzdur geçin odanıza bırakın eşyalarınızı sonra geçeriz yemeğe." Dediğinde anneme minnettar bakışlar atarak içeri girdik. İçeridekilere selam vermeden önce odalarımıza doğru ilerledik. Odamın kapısını açtığımda yatağımın üzerinde oturmuş yazışan bir Reyhan beklemiyordum. Beni görünce yüz ifadesi gözle görülür bir şekilde bozuldu. "Selam Reyhan odamdan çıkarsan eğsr eşyalarımı yerleştireceğim. Teşekkürler." Diyerek gerekli konuşmayı yaptım ancak hiç hareket bile etmedi. "İçerde ses var canım kuzenim yazışamıyorum." Diye pişkin bir cevap verdi. "Reyhan iki dakika bekle üzerimi değiştirdiğimde geri gelirsin." Dediğimde nihayet kalkmıştı. O gittiğinde kapıyı kaltıp izerimi değiştirdim ve ağabeyimden önce banyoya doğru koşmay çalıştım ancak ağabeyimde aynı şeyi düşünmüş olacak ki karşılıklı kapılarımızın önünden fırladık. Kapının önünde tartışmaya başladık. "Önden bayanlar." "Komutanınım ben senin." "Askeriyede değiliz." "Ağabeyinim." "Evin tek kızı ve en küçük çocuğuyum. Avucunu yalarsın." Diyerek hızla içeri girdim. Ağabeyim kapıgı yumrukluyordu. "Asya! Ağabeyin olarak değil komutanın olarak çıkmanı emerdiyorum!" Diye bağırırken ben yüz yıkama jelim ile pislikten arınıyordum. "Oha ten rengim beyazmış." Diye iç geçirdikten sonra çıktım. "Buyrun kom-" Derken düzelttim "Geçebilirsin dağ ayısı." Diyerek salona geçtim. Ve koltuğa oturduktan sonra teyzem ve eniştemin ısrarı yüzünden açıldığını düşündüğüm haberleri izlemeye başladım. Ve manşet gözüme takıldı. "TÜRK ASKERLERİ HAYIR DUASI ALDI!" "Geçen günlerde esir olarak terör örgütlerinin kaçırdığı vatandaşlarla iletişime geçtik. Ve Türk askerleri ile olan digologlarını bize şöyle aktardılar!" Dedi kadın spiker. O sırada ağabeyimde kapının pervazında durmuş televizyonu izliyordu. Televizyona çıkan çocuğu görünce yüzümde bir tebessüm oluştu. Adının Narin olduğunu söyleyen o kız çocuğuydu. "Asker ablalar gelmeden önce çok kötü davrandılar bize. Sonra bizi dışarıya çıkarttılar ve karşımızda asker ablaları ve ağabeyleri gördük. Onları görünce biraz korktum çünkü çok büyüklerdi. Sonra birden bir uçak geldi ve iki tane asker asker abla geldi bizi kocaman bir arabay sakladılar. Ben anlamıştım, çünkü eğer binmeseydik ölebilirdik. Eğer o asker ablalar bunu izliyorsa. Sizi çok seviyorum iyi ki varsınız." Diyerek öpücük atıp kalp yaptı. Dolan gözlerimi silerek izlemeye devam ettim. Ardından adı Poyraz olan erkek çocuğu çıktı. "Çok kötü bir yerdeydik sonra dışarı çıktığımızda Türk askerlerini gördüm ve bizi kurtaracaklarını anladım. Bir uçak geldi ve asker ablalar bizi zırhlı bir arabaya bindirdiler. Çok seviyorum onlsrı çok güzel oyunlar oynadık. İyi ki varsınız." Dedi ve yaşlı çift çıktı. Tam onlarda konuşmaya başlarken televizyon kapandı. Gelen Reyhan'dı. "Ay ne izliyorsunuz milleti öven şeyleri. Sorun Asya ve Cenk'e sıfır başarıları vardır mesela. Onları izleyerek imreniyorlardır. "Reyhan orada bahsettikleri kişi ben ve silah arkadaşım Alev. Lütfen o kumandayı ver ve sus." Diyerek yanıma oturan Reyhan'dan kumandayı çektim. Bu sefer çıkan kişi bizden korktupunu söyleyen Eclâl isimli kızdı. "O an korkmanın verdiği bir gafletle onlara minnetimi söyleyemedim. Onlara gerçekten çok teşekkürler. 7 saat süren yolculukta söylemek istedim ama utandım. Çok teşekkğrler. Gerçekten haklısın siz olmasaydınız çoktan ölmüştük." Diyerek ekrana zarif tebessüm bahşetti. "Kızım ne hayır duası aldınız valla. Allah işinizi kolaylaştırsın." Dedi teyzem. Öbür yanımda oturan ağabeyim ve ben amşn derken Reyhan ofluyordu. "Of anne neden bu kadar abartıyorsun. Bir şey yapmamış işte zaten dışardalarmış." Diye söylendi. Ona dönerek cevap verdim. "Özür diler Reyhan." Dedim. Bana şaşkın bir ifadeyle baktı "Niye?" Diye sordu. "İnsanları koruyup kolladığım için ve sevildiğim için. Ayrıca hayır duası aldığım için. Malum sen hala alttan aldığın derslerle cebelleşirken ben dağda terorist avlıyorum. Ve sen rahat yaşıyorsun." Dedikten sonra zil çaldı ve gidip kapıyı açtığımda görmeyi beklemediğim kalabalık bir manzara ile karşı karşıyaydım...
|
0% |