@hhafsw
|
Lojmandaki odamda uzanarak sosyal medyada geziniyordum. Bir yandan gündemi takip edip bir yandanda elimdeki çikolatayı kemiriyordum. Sosyal medyada görmeye alışık olduğumuz gönderiler vardı. Ancak ilk defa gördüğüm bu başlık dikkattimi çekmişti. "Türk Askerlerinden Neden Nefret Ediliyor?" Başlık buydu ve ikinci gönderide ise röportajlar vardı. Evet halkın bizden nefret ettiğini biliyorduk ama neden nefret ettiğini bilmiyorduk. Ve bu konu beni meraklandırmaya yetmişti. Ve hemen röportajlara dikkat kesilerek dinlemeye başladım. "Vahşet saçıyorlar." "Biz kendimizi koruyamaz mıyız? Boş işleri var." "Ülkemizde savaş yok diye biliyorum. Ne alaka?" "Bence tamamen gereksizler bir de içlerinde evde oturmaları gereken kadınlarda varmış. Daha da gülünç." Aşapı yukarı duyduğumuz şeylerdi. Ancak bir tanesi dikkatimi çekti. "Türk askerlerinden nefret edenler kendi atalarını, soyunu sopunu ya bilmiyor ya da unutmuştur. Eğer bir Türk askeri izliyorsa Allah sizin yardımcınız olsun komutanım." Diyordu bir amca. Amcanın söylediğinin altına gelen yorumları oldukça merak ediyordum. O yüzden yorumlara girdim. Ancak kitle yine formundaydı. "Ya bir amca vardı onu niye sansürlediniz?" "Amca 1980'lerde yaşıyor galiba." "Birisi şu amcayı sustursun." "Tamam amca en destekçi sensin." Bunların altında ise derin bir tartışma olmuştu. "Amca 1980'lerde yaşıyor galiba mı? Lütfen susar mısın? Türk askerleri olmasa vatanın elden gideceğini bilmiyorsun galiba." "Savaşları düşünelim tarih boyunca yapılan tüm savaşlara kafa yorarsan aslında vahşet saçtıklarını anlarsın." "Tamam Tarihçi🤗" En sonunda dayanamadım ve bende bir not ekledim. "Çok merak ediyorum şimdiye kadar ne yaptık? Vatanı korumaktan başka bir şey yapmadık." Diye yanıt ekledim. Anında geri dönüş geldi. "Ne mi yaptınız? Güldürme beni bir de profilin kadın. Ölmen tek kurşuna bakar😂" "Tamam. Anladım nedenini bilmeden nefret ediyorsunuz." Dedim tam o anda farklı bir kişiden geri dönüş aldım. "Sizi sevmeyen bir halk için neden savaşıyorsunuz ki? Boş işlerle uğraşmayın." Diyordu. Ona vereceğim yanıt onun fikrini değiştirmeye yetmezdi belki ama yinede yanıtlamak istedim. "Bir tek halk için değil. Ay yıldızlı al bayrağımız gökte dalgalansın diye, Türkiye Cumhuryeti bağımsız bir devlet olarak kalsın diye savaşıyoruz. Tüm şehitlerimiz uğruna can veriyoruz. Umarım anlatbilmişimdir." "Boş şovlar işte." Dediğinde sinir yerine hüzünle kapattım. Artık bu tepkilere alışmıştım. O yüzden sorgulamaktansa dışarıda yağmaya başlayan yağmuru kahve içip müzik dinleyerek aylar sonra sakince izlemeyi tercih ederdim. Ve dediğimi yaptım. Kahvemi yaptım ve günlğk kıyafetlerden kurtulup pijamalarımı giydim. Battaniyemi ve kulaklığımı da alar cam kenarındaki koltuğuma yerleştim. Çalan müzik şöyle diyordu; and you don't seem to understand a shame you seemed an honest man and all the fears you hold so dear (ve dürüst bir adam gibi görünmenin ne kadar utanç verici olduğunu ve bu kadar değer verdiğin tüm korkuları anlamıyor gibisin) Gökyüzü her zaman ki gibi siyahtı üzerindeki yıldızlar ve ay ona güzellik katıyordu. Aslına bakılırsa bizde böyleydik. Gecenin daimi siyahı biz üzerindeki yıldızlar ve ay ise bize güzellik katan farklılıklarımız. Her ne yaparsan yap gecenin o siyahını değiştiremeyeceğin gibi bir kaç insanın yargısına göre kendini değiştiremezdin. Ancak insan bunu her zaman çok geç anlarlar...
|
0% |