Yeni Üyelik
11.
Bölüm

YENİ BAŞLANGIÇLAR

@hhafsw

Çok şükür sonunda askeriyeye gelebilmiştim. Ailemşn yanında kaldığım süre boyunca annem ile birlikte küçük bir çocuk gibi günlere gidiyordum. Sonunda elimdeki iltihab sonunda geçmişti. Ve sadece bir kaç günde bir sadece revire gidip gereken pamsumanı yaptırmam lazımdı. Fakat hala tam anlamı ile iyileşmediği için operasyonlara katılamayacaktım. Ve beni en sinirlendiren nokta buydu. Tek bir fevri hareketim benim kaç haftama mâl olmuştu...

Lojmamdaydım ön tarafında oturmuş top oynayan çocukları izliyordum. Top oynayan çocukların arasına paytak adımları ile dalıp "Ağabey!" Diye bağıran bir kız çocuğu gördüğümde yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Aynısını bende yapmıştım ağabeyime. Sadece onu sinir etmek için bile oyunlarını bozuyordum. Babamın görevden gelmesini akşam ezanına kadar bahçede beklerdik. Tabii ki yetişemezdik. Bazen aylarca süren görevleri oluyordu. Yılmadan beklerdik. En sonunda pes ettiğimiz gün gelirdi. Bu sefer birbirimizi suçlar dururduk. Bu eğelenceli anıları düşünürken omzuma değen el ile irkildim.

"Korkuttum mu? Afdedersiniz."

"Hayır. Korkutmadınız sadee dalmışım."

"Eşinizi mi bekliyorsunuz? Uzun süredir sizi izliyorum. Üzgün duruyorsunuz."

"Yok hayır. Asker olan benim. Sadece uzun süredir aldığım bir yara yüzünden görevlere katılamıyorum. Benim üzüntümün sebebi bu. Dikkatiniz için teşekkürler."

"Ben eşimi bekliyorum. İsterseniz beraber oturabiliriz. Dertleşmiş oluruz diyecektim. İsterseniz tabii."

"Tabii ki. Olur. Bana da iyi olur."

Kadın yanıma oturdu. Ve sorular sormaya başladı.

"Askerim deyince merak ettim. Rütbeniz nedir?"

"Benim mi? Teğmen."

"Peki? Timiniz var mı? Adı ne? Belki biliyorumdur."

"Timim var. Ateş Timi."

"Yüzbaşı Demir'in komutasında olan timdi sanırım."

"Evet. Doğru." Kadına döndüm. "Bu kadar bilgiyi nereden biliyorsunuz?" Diye sordum tebessüm ederken.

"Eşim. Baybars sayesinde."

"Üsteğmen Baybars mı?"

"Evet." Kadının gözlerinde gözle görülür bir şekilde parladı. "Ben gidiyorum. İyi günler." Dedi kadın ve koşar adım uzaklaştı.

Yanlız kalalı yaklaşık bir kırk beş dakika olmuştu. Aniden dönen başım yüzünden yüzümü ekşitmiştim. Eve gidip uzanmak için zaten ikinci katta olan evime doğru ilerlemeye başladığımda adımlarım sarsaklıyordu. Bina kapısına yaklaşmıştım ki ayaklarımdaki hisler bir anda yok oldu ve lendimi sert bir şekilde yere düşmüş halde buldum. Kafamı bir yere vurmuş olmalıyım ki şiddetli bir ağrısı vardı. Bilincim kapanmadan etrafıma üşüşen insanları gördüm.

....

Kalktığımda revirdeydim. Demir eksikliğinden dolayı iğne vuruluyordum. Fakat bir kaç gün aksatmış olmam bu şekilde bayılmama sebep olmuştu. Elimi tutan sıcak bir el hissettim. Elin sahibi Alev'di. Şaşırmamıştım. Aynı yaşta olmamıza rağmen bana hep ablammış gibi hissettiriyordu.

"Asya'm. İyi misin? Bayılmışsın birden."

"İyiyim Alev'im. Biliyorsun, demir eksikliğimden müzdaripim. Bir kaç gün önce iğneye gidememiştim. Doktorun ne olur ne olmaz diye verdikleride lojmandaydı. Hemen bu şekilde hatırlattı kendini."

"Biliyorum tatlım. Tahmin ettik zaten. Ama yinede biraz garip hissettik. Yani nasıl söyleyeyim... bize küsmüşsün gibi geliyordu..."

"Ben size küs değilim. Kırgında değilim. Sizinle konuşamamın sebebi annem ile birlikte günlerden güne sürüklenmem. Onların sorularından size ulaşamadım."

Alev hafifçe kıkırdadı. "Beste Teyze yine formunda."

"Yaa ne demezsin. Neyse ben iyiyim belli ki serum da bitmiş kalkayım ben. Gideyim lojmana gelirsiniz sizde otururuz." Diyerek kalktığımda hiç diretmedi. Bu sefer hiç sıkıntısız ayapa kalktım ve kapının önünde beni bekleyen time ulaşmak için kapıyı araladım. Tam çıkacakken telefonumu bulamadım ben tekrar içeri meylettiğimde Alev çoktan çıkmıştı. Telefonum birden önümde belirdi. Tutan kişi ise Çağın'dı. Revir hekimi...

"Geçmiş olsun."

"Teşekkürler. Her ikisi için de."

"Birisi vazifem diğeri ise öylesine." Dediğinde ona tebessüm edip çıktım.

Aslında iyi çocuktu. Belki arkadaş olmayı deneyebilirdim...

 

Loading...
0%