Kim Taehyung... Kibirli, acımasız, ukala... Bay Kim denince hemen bu kelimeler sıralanır akılda. Peki, öyle mi gerçekten?

"Öyle, şeytanın ta kendisi o!"

"Acımasızlığın vücut bulmuş hâli sanki."

"Tanrı insanı ondan korusun!"

Gibi cevaplar...

Öyleymiş.

Peki, âşık olunca?

"Bay Kim ve âşk mı? Aynı cümlede... İmkansız!"

Falan filan...

Göreceğiz bakalım. Âşk için çabalamak, kahramanlık, fedakârlık... Yapılır elbet, değil mi?

Ya da hepsi koca bir yalandan ibarettir?

Nerde görülmüş ki bu salağın âşık olduğu? Pis şeytan... Otuz yaşına gelmiş evde kalacak.

_________________________________

"Emredin Bay Kim!"

"Eldiven?"

"Burada, efendim."

"Adam yaşıyor değil mi?"

"Evet, Bay Kim."

"Eh, bir uğrayalım bakalım yanına."

Bay Kim'in yavaş adımlarla, sakinliğini koruyarak yürümesi diğerlerini endişelendiriyordu. Kapının önüne geldiğinde bir hışımla kapıya tekme atarak açtığında herkes derin bir "Oh" çekmişti. Bay Kim hâlâ aynı Bay Kim'di.

"Yalvarırım... Canımı bağışlayın, çocuğum çoluğum var benim. Hem siz bağışlayıcısınız, efendim. Yapmayın, etmeyin!"

"Laflara bak, nerde görülmüş benim hain bağışladığım?"

"Hain değilim ben Bay Kim! Bir kere dinleyin."

"Bay Choi, Bay Choi... Ne bu anlamsız haykırışlar böyle? Madem ihanet ettin... Sonuçlarını göze alacaksın, değil mi?"

"Yalvarırım, canımı bağışla! Hem ben... "

"Malları tam güvenle satacakken çaldırıp üstüne polisi arayıp adamlarımı yakalatacaksın, bir de bağışlanma dileceyeksin!? Anca rüyanda it herif!"

"Zorundaydım! Tehdit edildim. Çocuklarımı korumalıydım."

"Ve bana ihanet etmeyi tercih ettin? Şimdi de çocukların babasız kalacak. Ne değiş-"

"Ama çok önemli bir bilgi edindim!"

Adamın ani çıkışı Taehyung'u meraklandırmıştı. Boş boş zevzeklik ederse tek vuruşla kafasını uçurmayı düşünüyordu.

"Hm, anlat bakalım şu bilgiyi."

"Malları takip edilmeden adrese götürmüştük. En azından öyle sanıyorduk. Saatin gelmesini beklerken ben de etrafta dolaşıp güvenlikten emin olmak istedim. Limandaki hareketliliği fark edince-"

"Sadede gelecek misin? Yoksa kelleni mi uçurayım?"

"Üzgünüm, efendim. Arkamdan adamların geldiğini çok sonra fark ettim. Kim olduğumu ve orada ne işim olduğunu sordular. En başta söylemedim, öldürmekten söz edince korktum. Anlattım her şeyi ben de. Herkes sizin gibi ölümden korkmuyor Bay Kim. Ben ailesi olan biri olarak ölümü göze alamam, ailemin sorumluluğu benim üstümde."

"Ve ölüm riski çok yüksek olan mafyalığa başladın. Tebrikler ölme şansın sıfır! Aynen böyle devam et!"

Adam bir süre Taehyung'un öfkeden kıpkırmızı olmuş yüzünü inceleyip göz devirdi. Bay Kim'in bunu umursamayacak kadar düşünceli olması işine gelmişti tabii.

"E kimmiş bunlar? Kimlerin nesiymiş?"

''Güney Kore'nin en büyük mafyasınfanlar."

"Amerika'yı nerden bulmuşlar amına koyayım, sataşacak başka mafya mı yoktu?"

Bay Choi cevap vermeden devam etti.

"Jeon Mafyası, mafyanın tüm üyeleri kendi aile bireylerinden oluşuyor. Bir tane bile yabancı insan yok, içeri sızması zor. Liderleri Jeon Jungkook, 28 yaşında, babasının ölümüyle mafyanın başına geçti. Şimdiki hedefi..."

Adam başta söylemekte tereddüt etti. Bay Kim'in korkunç bakışları fikrini değiştirmeye yetti ve kötü şeyler olmadan söyleyip kaderinin iplerini Bay Kim'e devretti.

"Bay Jeon'un hedefi sizi bulmak, efendim!"

_________________________

İlk bölüm karşınızdaaaa

Umarım beğenirsiniz şekerlerim

Sağlıcakla kalınnn

~Rainbowdash

28.09.24