Yeni Üyelik
18.
Bölüm

17. Bölüm

@hiclik_gecidi

Diğerleri Koray'a uyu demiş bir işe yarayıp nihayet. Demişken... Bu iradesiz beden ihtiyaçlarını seçebiliyor ama hiçbir eylem yapmıyor. Yani seçebilme yeteneği var. Bunun farkında. Kız kardeşlerin büyüsü de çok acayip. Sadece hafızayı kullanıyor olmalı. Ama hafıza da şimdi duygusal olan var falan off! Ne çok iş ve hatırlama uğraştırıcısı(ne dediğimi ben bile zor anlıyorum.)! Hangi anlarda neler hatırlayacağını nereden bileyim ya! Ama isteyince hafızasına kazıyabilirim de silebilirm de. Zaten benden başka kimse Koray'la çok ilgilenmiyor. Bunları düşünürken Erva başıma gelmiş ve fişek patlatmıştı. Be de yine kendi yorganımı onun üzerine atmıştım. Bu hamleyi bildiği için kolayca kurtuldu ama yüzüne bir bardak su yedi. Dün de onu alt ettim ve artık sinirlenmeye başladı bu olaylara. Hemen mutfağa kaçtım. Sinan Bey kalkmış bile yani kahvaltı hazır olmaktaydı. Evde dün depoda asma kilit bulmuş ve işime yarayacak yeri biliyorum. Erva'yı Tevfik'i uyandırmaya gönderdim ve kaos oluşmasın diye zula çekmecesine asma kilit taktım. Bunun hesabını çok ağır soracaktı dağlarda. Dağlara gittiğimizde beni uçurumdan atmaya çalışacaktı. O sırada Koray'ın odasına yöneldim. Kapıyı açtım ve üzerindeki yorganı kaldırdım. Onun uykudan uyanması için sesli bir şekilde elimle ses çıkardım. Uyandı ve- devamı yok sadece gözlerini açıp emir bekledi. Onu kaldırdım ve banyoya yönlendirdim. Yüzünü yıkatıp üzerini değiştirttim-bu sefer hiçbir eksik olmadan söyledim cümleleri-. Kahvaltımızı yaptık ve direkt dağlara çıktık. Aslında dağlara eşyalarımızı toparlamak için çıktık yani buralardan gidiyoruz. Bu dağ havasını özleyeceğim. Ama o hayatları bitiren veya mahveden gölge ve ekselansları özlemeyeceğim. Belki yine karşımıza çıkarlar ama bu sefer nasıl karşılık vereceğimizi biliyoruz.

 

Dağlara bu sefer yürüyerek çıktık. Eşyalarımızı el arabasına yükledik ve eve geri döndük. Ama Koray olmadığı için yine de biraz yorucu oldu. Dağlar yüksek ve sırayla el arabasını sürmek iyi olurdu. Ara sıra Tevfik Erva'ya dağdan aşağı yuvarlansın doye çelme takıyor ama Erva hemen sıyrılabiliyor. Bu çok önemli işlerle meşgul olan şahıslara veremiyorum arabayı. Bugün bir sonraki eserin yanına -başka bir ülke veya şehir yani haritaya bakmadım- gidiyoruz. Sinan Bey biz gelene kadar çoğu eşyayı toparlamış. O hızlı toplamadı biz geç kaldık. Erva adlı zeki arkadaşım tüm eşyaları farklı mağralara dağıttığı için işimiz uzun sürdü. O dağlarda ne savaşlar vermiştik... Burayı her şeyiyle-handaki odanın ücreti hariç- seviyorum aslında. Belli ki Sinan Bey de seviyormuş ki buradan ayrılmaya hiç niyetli değildi. Son bir kez bu kasabada Nazik Hanım'ın mezarına gittik. Erva hepimizden farklı düşünerek mezar taşına beyaz gül ve siyah zincir çizdi. Son bir kez vedalaştık ve uzaklaştık. Nazik Hanım'ı özleyeceğim aslında. Ne maceraydı ama yaşadıklarımız... Çok ama çok büyük olmasa bile eğlenceliydi savaşlarımız. Ama devamı olacak ki bundan eminim. Kalan eşyalar nakliyeyle gelecekti. Havaalanına geldik ve her seyden Erva'yı uzak tutmaya çalıştık. Burası cidden pahalıydı. Buraya para vermemek cimrilik değil otomatik olarak tutumluluk oluyor. Buradan sonra hepimiz uçağa bindik. İlk önce iş yerimize dönecektik. İki saat yolculuğun ardından indik uçaktan. Bu sefer dört erkek olarak valizleri bölüşürüz diye düşündüm ama nafile. Arabayı Sinan Bey'in bir arkadaşı getirmişti buraya ve yürümemiz gerekiyordu. Sinan Bey yasta diye valiz taşımıyor-kesinlikle yasını art niyete kullanıyor eminim ve ben valizleri taşırken arkada kızıyla güle güle sohbet ediyordu-. Tevfik hiçbir şeyi taşıyamadı. Koray burada değildi çünkü uçakta bir insanın her dediğini yapan hipnoz etkisinde gibi görünen birisi dikkat çekerdi bence hem de yine uykusu geldi. O nasıl uyanık kalabiliyordu ki? Onu da Sinan Bey'in arkadaşına emanet ettik. Bilin bakalım Erva valiz taşır mı? Babası rica ettiğinde gözleri timsah gözyaşlarıyla doldu ve ben rica edince göz yaşları tam gaz geri eski yerine dönüp yeni icat ettiği bomba fişekle tehdit etti pis pis bakarak. Sizce böyle birisi rica dinler mi? Biraz abartıya kaçtı yaptıkları ama şaşırmıyorum çünkü o- Erva işte hep böyle. Valizleri taşırken belim koptu ama araba yakındaymış ki az taşıdım. Arabaya bindik ve Sinan Bey arkadaşını neresi olduğunu bilmediğim yere uğurladı. Sinan Bey gideceğimiz yerdeki evlere önceden bakmıştı. Satın alma ve verme işlemleri tamamlanmıştı.

 

Sinan Bey'le Erva öne ve diğerleri yani biz de arkaya oturduk.Tevfik cama yaslandı ve kulaklığını çıkarıp müzik dinlemeye başladı. Koray da Tevfik ve benim ortamızda oturuyordu. Normalde uyandıracaktım ama çok derin uyuyordu. Cidden o nasıl ayık kalıyordu ki eskiden? Ben de haritada gösterilen ve vardığımız yeni ülkeyi incelemeye başladım. Koray sürekli benim üzerime devriliyordu. Araba zaten kibrit kutusu kadar Koray da üzerime devrilince iyice daralıyordu. Bir-iki kere ittim ama geri üzerime düştü. O kadar yorulacak ne yaptı bilmiyorum ama yorulduysa uyusun dedim ve onu bıraktım. Üzerime düşünce kafam cama çok kötü tosladı. Toparlandığımda Erva gülme krizine girmişti. Bir hafta bununla dalga geçecekti. Ben de haritayı inceleyeceğim ayağına uyuyakaldım.

 

O sırada yeni geldiğimiz sokaklar çok ilginç ve güzeldi. Normalde ülkenin iç tarafları sade bir şehirdi ama sahil kenarları çok otantikti ve göze hoş görünüyordu. Egzotik çiçekler her yerdeydi sanki. Denizi sadece bu ana mı özel bilmiyorum ama çarşaf gibiydi. Açık mavinin yanında her yerde pembe hoş kokulu çikeler vardı ve beyaz duvarlarla ve evlerin kahverengi kiremit çatılarıyla filmlerden çıkmış gibiydi. Ada ve sahil evleriydi klasik ama beklediğimden daha ferah ve sakindi. Evlerde daha çok mavi ve beyaz renkler ağır basıyordu. Hepsinin çatısı kahverengi kiremittendi ama buraya keyif yapmaya gelmemiştik. Eseri alıp bu güzelim yerden ayrılmak zorundaydık. Mayhoş çiçek kokularından dolayı uyanan Koray'a üzerimden kalkmasını söyledim. Valizler yeterince belimi ağrıtmıştı ve bir de Koray üzerimde uyuyunca daha da kötü olmuştum. Erva önüne gelen her mağazayı not ediyordu. Şu an burada yaz mevsimi yaşanıyordu ve Erva için mükemmel görünen bazı giysiler ve takılar vardı. Cam açıktı ve yeni evimize yaklaşırken kapatmıştım. Kapatmaz olsaydım daha iyiydi... Gidince Koray'ın yine duş alması lazım.

Loading...
0%