Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Giriş

@hiclik_gecidi

Yeni bir gün ama yeni bir başlangıç değil. Akrabalar arasında yapılan anlaşma gereği herkes bugün yani her yıl aynı gün, aynı saatte, aynı yerde toplanırdık. Yeni bir başlangıç değil dememden kasıt kimse artık bu toplantıda konuşmuyor. Çünkü orada annem de var. Annem Ahuela Hanım eskiden babam Tumay Bey'in arkasından iş çevirmekle suçlandı ve saraydan atıldı. Annem zaten dedemin varlığından bile varlıklı birisiydi. Sadece babam ve ben buradayız diye burada kalıyordu. Bizim için böyle bir fedakarlık yapan birisi ve o kişi bir anneyse arkamızdan iş çevireceğini düşünmüyorum. Ben Canfeza dedeme sorduğumda para kaçırdığını söyledi ama çok saçmaydı çünkü annem, dedemden daha varlıklıydı. Yine de gerekmedikçe Ahuela Hanım'ı aramıyorum. Artık sadece bu toplantılarda görüşebiliyorduk.

 

Bu düşüncelerle yataktan kalktım ve üstüme balo elbisesi tarzı griye yakın rengi olan bir elbise giydim ve odadan çıktım. Büyük Orkestra Salonu açılmıştı ve oraya toplanmaya başlamışlardı. Ben de her zamanki yerime geçip sıkılmaktan insanların kombinini puanladığım oyunumu yeniden başlattım. İçeri bizden sonra ilk önce büyük olan amcam Pera Bey girdi. Şık bir takım elbise ve üzerinde tilki kürkü ve derisinden bir palto. Heybetli görünüyordu ama oldukça naziktir kendisi.

 

Sonra Canfeza dedem girdi içeri. Zenginliğini kanıtlarcasına süslenebildiği kadar orijinal ve pahalı takı ve kıyafetlerle süslenmişti. Elindeki zümrüt yeşili bastonu daha da parlaktı. Yerine otururken bana gülümsedi. Onun ilk ve tek torunuydum ve beni çok severdi. Ben de onu çok severdim ve aynı şekilde ona gülümsedim.

 

Dedemin ardından içeri tüm asaletiyle Mona Hanım yani halam girdi. En büyük kardeşti ve cidden güçlü bir kadındı. Elinde orijinal gümüş rengi bir çanta ve lacivert takım elbisesiyle içeridekileri sanki onu saygıyla selamlamaya zorluyor gibiydi. Normalde de tuttuğunu koparan ve sözü geçen bir kandındır. Yerine geçerken herkesi yeşil gözleriyle süzdü. Kestane kahverengisi saçlarını bukleleştirmiş ve biraz olsun ağırbaşlı gibi değil de- nasıl desem zarif görünüyordu. Mona Hanım be zarifliği yan yana koymakta zorluk çektim. Yanlış anlaşılmasın şiddete meyilli veya bakımsız değil sadece diğer insanların ne düşündüğünü önemsemezdi. Ağırbaşlılık onun ruhundaydı ve süslenmek ona göre sadece para gösterisinden ibaretti.

 

Bunları düşünürken içeri küçük olan amcam Nefes Bey girdi. O da takımını giymişti ama diğerlerinden daha fazla samimi görünüyordu. Yani en azından gülümsüyordu. Benimle hep uğraşırdı ama hep de birlikte eğlenirdik. Evde olduğumuzda ikimiz de sıkılırdık ve yaptığımız eğlenceli minik savaşları Mona Hanım'ın odasında bitirirdik. Bir beyfendi gibi yerine geçerken bana dil çıkardı. Hala çocuk ruhluydu. İçeriye sonradan babam girdi ve bu sarayda beni dinleyen nadir kişilerdendi. Yanıma oturdu ve başıyla selam verdi.

 

Son olarak içeri Ahuela Hanım girdi. Sarı saçlı, ela gözlü bu hanım halamın neredeyse zıddıydı. Yine zarif giyinmesini ve nerede ne söyleneceğini bilirdi. Ama istediği zaman saygısını sonuna kadar takınır, istediği zaman kafa dengi olabilirdi. Zarif beyaz bir elbise giymiş olan anneme Mona Hanım tiksintiyle baktı. Ben de parmağımı şıklatıp onun dikkatini buraya çektim ve onun anneme baktığı şekilde ondan tiksiniyormuş gibi baktım. Bu ne cürret?! O benim annem. Orkestraya başlayacakken Ahuela Hanım "Bekleyin, lütfen. Bir misafirimiz daha var." dedi. Ama herkes buradaydı.

 

Duvara asılmış anlaşmayı kontrol ettiğimde herkes gelm- Teyzem... ama uzun süredir ortalıkta yoktu ve bu toplantılara katılmazdı. Ama annemin kardeşi olarak annemin şen şakraklığını kullanarak olay çıkarmak isteyenleri yerin dibine sokmaya hazır bir biçimde tüm ihtişamıyla girdi salona. Oya Hanım annemi daima bu saraydan uzaklaşmasını istemişti ki öyle de olmuştu.

 

Oya Hanım içeri girdiğinde Canfeza dedeme bile bir titreme gelmişti. Cezası gerçekten iyi bir ceza olurdu teyzemin. Ama çoğu işi annem hallederdi. Annem herhangi bir işte sıkıştığında o yardıma koşardı ve kimse bir şey yapamasın diye annemin hemen yanına oturdu. Babam solumda, annem be teyzem sağımdaydı. Babam bazen anneme bakıyordu. Boşanmış olsalar bile eskiden imzalanan bu anlaşma sayesinde buluşabiliyorlardı. Babamla annem saygılı bir biçimde ayrılmış olsalarda amcalarım ve halam annemi hiçbir zaman sevmedi ve sevmemeye devam ediyordu. Bu dedemin saçma iftirası yüzünden annem saraydan kovulmuştu ve teyzem onu tekrar kendi saraylarına almıştı.

 

Bir ay boyunca annemi görememiştim tıpkı teyzem gibi. Kendisini odaya kapatmıştı. İster istemez herkeste olduğu gibi içini hüzün kaplardı. Ama şen şakraklığı hala vardı içinde.

 

Dedemin yanındaki koltukta rahmetli büyükannem otururdu. Dedem salonun en baş köşesinde otururdu ve yanındaki zili yine almıştı. "Müzik başlasın." dedi ve orkestra klasik müziklerini çalmaya başlamıştı.

Loading...
0%