@hikari_61
|
•••
Mor rengini seven insanlar intihara meyilli insanlarmış artık mordan nefret ediyorum. Nede olsa o mora aşıktı.
Açık mavi duvar koyu mor ve hafif beyazlıklarla dolu bir tavan. Bir oda ancak içinde gökyüzü var. Moru severdim ama artık nefret ediyorum. Bu detayı görmezden gelip etrafa baktım. Bu oda gökyüzüydü. Ben gökyüzüne aşık biri olarak benim bu hayatta aldığım en güzel şey bu olabilir. "Beğendin mi kızım. Hep küçük bir kızım olursa böyle bir odada kalmasını hayal ederdim. T-Tabi eğer sevmediğin bir şey varsa değiştirebiliriz." "Zevkleriniz harika hayatta sevdiğim tek şey bu oda olabilir. Teşekkür ederim elinize emeğinize sağlık" diyerek hafif bir tebessümle yüzüne baktım. Bir an şaşırdı ve gözleri doldu en sonunda oda gülümseyip gözlerini sildi. "Ben çıkayım sen de odana yerleş ve alışmaya bak bir şey olursa aşağıdayız." Demiş ve ben başımla onaylayınca odadan çıkmıştı. Etrafa baktım ilk defa kendimi bu kadar mutlu hissediyordum. Gökyüzü benim için nefesti bu odada gerçekten nefes aldığımı hissediyordum. Dolaplara baktım benim için fazlasıyla genişti. Yatağa oturdum yurttaki yataktan daha yumusaktı. Cama baktım ve gördüğüm şey beni şoka uğrattı. Balkon teras karışımı bir şey vardı. Kalkıp oraya ilerledim. Etrafa göz gezdirdim. Buranın oda olduğuna emin miyiz? İçeriye geçtim bir kapı daha vardı. Kapıyı açmamla duş bana göz kırptı. Odamda banyo vardı. Şaka gibi bir odaya evi sığdırmışlar tek eksik mutfak oda halledilirdi. Kafamı iki yana salladım saçma şeyler düşünmeyi bıraktım. Çalışma masam vardı üstünde dolaplar bu oda gerçekten harika ve huzur vericiydi. Valizleri mi açtım ve içindekilerini kıyafet dolabıma yavaş yavaş yerleştim. Kitaplarımı da raflara yerleştirdim. Testlerimi de masanın kenarına koydum. Sonra dolaptan ihtiyacım kadar kıyafet alıp şampuanımla duşa girdim. Hızlı bir duş almayı planladım ama kimsenin banyoya girmeyeceği aklıma geldi. Bütün bedenimi defalarca yıkadım. Sabunu aldım ve bedenimi tekrar sabunladım, duruladım. tekrar sabun ve tekrar duruladım. Elime gelen kana boş gözlerle baktım. Son kez durulanıp bornozumu giydim. İç çamaşırlarımı giydikten sonra ilk yardım çantasını alıp el çabukluğuyla kolumu sardım. Sweatshirt giyip altıma eşofman giydim. Saçlarımın ıslaklığını alıp taradım. Saçlarımı hafif nemli bıraktım. Elime bir kitap alıp yatağa geçtim. Yavaşça kaldığım yerden devam ettim. Bir söz ne kadar haklı olabilir. "Cinayet işlemenin belirli bir saati yoktu,çünkü vahşet zamansızdı..." "Aynen öyle... Bir karar verilmise artık kimse onu durduramaz." Derin düşüncelerle kitabımı okumuştum. Biraz fazla dalmış olmalıyım ki kapım tıklanmış duymamıştım. "Ağzın yok galiba" anı duyduğum ses ile irkilmiştim. Gözlerim kapıda duran çakma sarışına gitti. Kaşlarımı kaldırdım. Neden odamdaydı. "Anlamadım ve neden odamdasın." Dedigimde göz devirdi ve bıkkın bir soluk verdi. Ne kadarda mutlu bir birey dimi. "Odanmış pff ne çabuk sahiplendin. Daha yeni gelmiş velet ahkam kesiyor." Dediğin de hala ona boş gözlerle bakıyordum. "Neden geldin?" Dedim. Tepkisizliğime şaşırmış olacak ki bir an afalladı. Sonra ise arkaya hafif bakıp sinsi bir şekilde sırıttı ve sahte bir sinirle bağırdı. "Seni yemeğe çağırmaya geldim. İyilik yapalım dedik, hanfendi hemen hizmetçi konumuna sokuyor bizi" yüzündeki gülümseme hiç hayra alamet degildi. Tam konusucaktım ki mehir hanım odaya girdi. Bı an kalakaldım. Sonra ise çakma sarışın konuşmaya başladı. "Anne bak getirdiğiniz kıza geldiği gibi bir tarafı kalktı. Beni kendi evimden kovuyor." Dediğinde Mehir hanımın gözlerinde hayal kırıklığını gördüm. Oğluna inanmıştı. İnanılmayacak gibi de değil ki resmen Oscarlık performans gösterdi. "Öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum. Galiba yanlış anlamıssın-" dediğimde konuşmakla gözleri büyüdü sonra öfkeyle yanıma gelip kolumu sertçe tuttu. İlerlediğinde ona şokla bakıyordum. Kolumu tuttu kolum temas ediyor. "Hayır bırak! Çek elini! dokunma bana!" Diye kolumu kurtarmaya çalışsamda umursamadı. Asansöre bindik beni sertçe yere fırlattı.elinden kurtulduğum için minnettardım. Ama saçıma asıldığında yine bedenimden nefret ettim. Rahatsız edici temasları rahatsız edici temas sevemiyorum ama o dokunuyor... Dişlerimi gıcırdattım Mehir hanım bagirsada asansör kapanmış aşağı iniyorduk. Kulağıma yaklaştı ve konuşmaya başladı. "Senin gibi bir ne olduğu belirsiz biri bu evde kalmamalı." Canımı yakmak istiyordu. Ama yaptığı şeylere şaşkınlığım geçtiği an boş gözlerle tepkisiz kalıyordum. O ise tepkisizliğime daha sinirlenmiş olacak ki saçıma daha sert asıldı. Hiç bir tepki vermedim demekki mehir hanım yada diğerleri ona hakkımda pek bişi anlatmamışlardı. Ailedeki iki erkek çabuk öfkelenen tıp bunu da öğrendik. Adam beni evden atacak ben kişilik analizi yapıyorum. harika! Asansörün kapısı açılınca saçımı bırakıp koluma asıldı. Beni direk evin kapısına götürüyordu. Ben ise tek kelime etmiyordum. Bizi gören ev ahalisi ayağa kalkmıştı. Gökhan beyin sesini duysam da tepki vermedim ama sonra aniden bağırmasıyla irkildim. "Noluyor burda" sessizlik. "NOUYOR DEDİM!" Gözleri bir an bana kaysada geri oğluna döndü. Şu kız için bana mı bağırıyorsun dediği gibi beni kapının önüne fırlamıştı. Kağıt gibiyim la kilo mu alsam acep diye düşünürken sırık abi yani Aral önümde diz çöktü. "Nida iyimisin?" Ona boş gözlerle baktım. Sonra ise saçlarımı açıp tokamla geri onaları bağladım. Saçlarım bayağı karışmıştı. Ev ahalisi bana şok içinde bakıyordu. Ben ise tepkisizdim. "Bitti mi?" Çakma sarışın hemen atıldı. "Neyden bahsediyorsun?" Göz devirip ayağa kalktım üstümü başımı sikkeledim. "Beni ailenin gözünden düşürme çabaların. Daha çok kendin düştün ama olsun. Maalesef ki bu evden de gidemem. Merak etme 4 yıl sonra kurtulursun benden." Demiştim bana şok içinde baksada umursamadım. Geri odama dönmek için asansöre gittiğimde. Mehir hanım üzgün bir şekilde bana bakıyordu. "Ha bu arada beni cağırcaksanız numaramı vereyim ya ararsınız yada mesaj atarsınız. Lütfen başı boş itinizi odama göndermeyin." Asansöre binip odamın tuşunu bastıktan sonra gözlerinin içine baktım. "Akşam yemeğine katılamayacağım. İyi günler dilerim Günyakan ailesi" dediğim gibi asansörün kapısı kapandı. Arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. Biaz nefeslenip asansör durup kapısı açılınca odama doğru ilerledim. Kapımı açıp odama girdim. Pijamaları mı alıp banyoya girdim üzerimi değiştirip dişlerimi fırçalayıp kendimi yatağa attım. Uyumadan önce kitabımı aldım ve okumaya başladım. Uykum geldiği gibi kitabıma zarar gelmesin diye komidine bıraktım. Uykumla daha fazla ayrı kalmayalım diye uykuma doğru emekledim...
~Günyakan Ailesi~
Nida'nın gidişiyle herkes yemek masasına oturmuş yemek yiyordu. Masada ölüm sessizliği hakimdi. Gökhan bey oğluna sinirliydi. Mehir hanım küçük kızın gözlerindeki boşluktan cımbızla çekip gördüğü hayal kırıklığı onu bozguna uğratmıştı. Çakma sarışınımız bir kıza zarar verdiği için kendinden igreniyordu. Alaz(sırık abisi) onu buraya getirmekle yanlış bir karar mı aldığını sorguluyordu. Kumral bey ise olayları dışardan izliyordu. Yorum bile yapmıyordu. Hafif beyaza kaçan sarılı çocuk ise küçük kızı merak ediyordu. Yemekler yendiğinde hepsi topluca salona geçmiş hepsi kendini bir tarafa atmıştı. Ölüm sessizliğini bozan kişi ise Gökhan beydi. Ne oldu da bir kızı evin kapısına kadar sürükledin. Hemde kendi kız kardeşini. O kız benim kardeşim değil! Neden ne olduğu belirsiz bir kıza evimizi açtığınızı anlamıyorum. Kendisi büyüğüne nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu bende ona bunu öğretecektim. "Bir kıza el kaldırarak mı? İgrencsin!" Alazın yüzünü buruşturarak konuşmasıyla çakma sarı susmuştu. "Kabullensenizde kabullensenizde o sizin kardeşiniz. Ona göre davranın ve kızın üzerine gitmeyin. Bırakın iyi bir hayatı olsun geleceği kurtulsun. Zeki kız ve olgun davranıyor. Çocuk olması gereken yaşta sizden bile daha olgun davranıyor. Sizden istediğim tek şey onu rahat bırakmanız. Başka bir şeye gerek yok. Ben onunla iyi bir ilişkim olsun istiyorum arkasında Duran bir babası olduğunu bilsin ancak siz onun bu aileye ön yargı kurmasına sebep oluyorsunuz. Yakınlaşmak zorunda değilsiniz. Ancak ona saygı gösterip istediği şekilde yaşamasına izin vermelisiniz. Kendine çeki düzen ver benim çocuğum bir kıza ne olursa olsun o eli kaldırmaz. Ben sizi böyle yetiştirmedim." Diyip kimsenin bir şey demesine izin vermeden kendi odasına doğru ilerledi. Mehir hanım ise ogullarina bakmadan peşinden gitti. "Bir kız için takındıkları tavra bak!" Demesiyle Alaz konuşmuştu. "Haklılar yaptığın doğru değildi." Sertçe ona dönmüş ve sinirle konuşmuştu. "Hep senin yüzünden getirdin başıma bir bela!" Diyip evden çıkmıştı. Alaz ise sadece göz devirmiş kendi odasına gitmişti. Diğer iki kardeş ise birbirine bakıp omuz silkmiş ve odalarına geçmişlerdi.
Bölüm Sonu Pek yazma isteğim yok yazdığımı da beğenmedim. Saçma geldi yinede sizin fikirleriniz benim için daha önemli. |
0% |