@hikaye9876
|
Parlanın ağzından Bir yanımda beni büyüten anne babam. Karşımda biyolojik ailem olabilecek insanlarla beraber bir hastane odasında dna testi sonucu bekleyeceğimi biri söyleseydi önce güler sonra da küfür ederdim ama şuan hiçbirini yapamıyorum. Ve asıl sorun bu olayı yaşıyorum. Derin bir nefes alıp yanımda oturup elimi sımsıkı tutan anneme baktım. Bana korkma dercesine bakıyordu. Bende ona iyiyim anlamında bir tebessüm sundum. O sırada da doktor ve hemşire odaya girdi. Doktor yerine otururken hemşire de elindeki dosya kağıdıyla onun yanında durdu. Doktor dosya kağıdını alıp okuduktan sonra bize baktı ve konuştu. Doktor -Ee test sonucu pozitif. Parla hanım Altan ve Simay hanımın yüzde doksan dokuz nokta dokuz kızı. Simay -Allahım çok şükür çok şükür. Duydun mu Altan kızımız yaşıyormuş bizi bırakmamış. Altan -Duydum hayatım duydum dedi ve bana baktı. Bir süre bakıştık ancak babamın konuşmasıyla bu bakışma son buldu. Hakan -Peki şimdi ne olacak? Aybars -Ne olacağı belli dava açacağız. Sonuçta 20 yılımızı bizden aldılar. Doktor -Ama Aybars bey zaten bu suçu işleyen hemşire atıldı hastanemizden. Parla hanımı bulamama nedeniniz aynı zamanda diğer bebeğin doğumda ölmesi ve ailenin de Parla hanımı aldıktan sonra trafik kazası geçirmesi nedeniyle geç bir sonuç aldık. Barın -Nasıl yani o aile siz değil misiniz ? Berrin -Biz Parlayı bir yardımcımız sayesinde aldık. Trafik kazasından sonra kızımızı yetimhaneye vermişler. Yardımcımızın eşi de orada görevliydi. Olanları biliyordu yardımcımız da bize anlatınca bizde Parlaya kızımıza kavuştuk. Doktor -Evlatlık alarak. Hakan -Bir daha evlatlık dersen sonucu kötü olacak. Kızımız o bizim. Altan -Kafalar şuan çok karışık en iyisi hepimiz çıkalım şuradan bir yerde oturup konuşalım. Hakan -Olur. Babam kabul edince hemen itiraz ettim daha fazla dayanamayacaktım çünkü. Parla -Olmaz bana bu kadarı fazla ben ben biraz yalnız kalmak istiyorum diyip çantamı alıp kimsenin konuşmasına izin vermeden odadan çıktım. Hızlıca yürürken peşimden birinin geldiğini biliyordum. Kolumdan hızlıca tutulup durdurulmamla beni tutanın abim Bartu olduğunu gördüm. Bartu -Güzelim nereye gidiyorsun ? Parla -Abi gitmek istemiyorum, korkuyorum. Hepsi yabancı istemiyorum,istemiyorum ben annemde var babamda var benim. İstemiyorum onları dedim gözyaşlarımı serbest bırakırken. Abim ben ağlamaya başlayınca beni kendine çekip sarıldı. Bartu -Şşş güzelim seni kimse alamaz bizden unuttun mu ? İzin vermem böyle bir şeye asla. Şimdi sakinleş ve eve gidelim. Sonra konuşuruz önemli değil. Önemli olan sensin. Dedi ve benden ayrılıp tekrar konuştu. Mustafa abi dışarıda onu bul ve arabaya bin. Bende anneleri alıp geliyorum tamam mı ? Parla -Tamam. Bartu -Dikkat et güzelim. Kafamı sallayıp hastanenin çıkışına ilerledim. Dışarıda Mustafa abiyi bulup arabaya bindim. Yüzümden test sonucunu anladığı için herhalde bana hiçbir şey sormadı. Yazarın ağzından Bartu hızla çıktığı odaya geri dönüp diğerlerine hitaben konuştu. Bartu -Parla iyi değil şimdi kimseyle konuşamaz. Numaralarımızı alalım. O kendine gelince bir araya gelip konuşuruz. Olaylar bu kadar tazeyken konuşmak onun için pek iyi olmaz. Hakan -Bartu haklı. Siz bana numaranızı verin Altan bey. Ben sizi ararım. Altan karısına bakıp Hakan döner. Altan -Peki ama rica ediyorum kızımızın durumundan bizi haberdar edin. Hakan -Olur. Onlar birbirlerine numaralarını verirken Berrin de oğluna soru sorar. Berrin -İyi mi kardeşin Bartu ağladı mı diye titreyen sesi ile sordu oğluna Berrin ağlamamak için kendini o bile zor tutarken kızını düşünemiyordu. Bartu -Şimdi iyi anne Mustafa abinin yanına yolladım bizi bekliyor. Berrin -Ağladı dimi ben gidiyim siz gelirsiniz. Hakan -Hep beraber gidiyoruz Berrin hadi. İyi günler size. Altan -Size de. Hakanla çıkıp kızlarının yanına giderken Kırcalılar da yeni kavuştukları kızlarını nasıl kendilerine alıştırıcaklarını düşünüyordur. Barın - Doktor bey size tavsiyem kendinize iyi avukatlar bulun. Bizzat davaya eşim bakacak o yüzden anladınız siz. Doktor -Barın bey ama... Aybars - Aması falan yok. Benim kardeşim dikkatsizliğiniz yüzünden neler yaşadı. Gidelim artık hadi. Onlar da odadan çıktıktan sonra doktor kara kara ne yapacağını düşünmeye başlar. .
.
.
.
. Akaylar suskun bir araba yolculuğunun ardından eve varmış olurlar. Eve girdiklerinde Parla hemen odasına çıkarken Berrin arkasından ne kadar seslensede hiçbir cevap alamaz. Helin -Anlaşılan kötü şeyler olmuş. Bartu -Oldu karıcığım hemde çok oldu. Bunca yıllık kardeşimin başka bir ailesi var. Annesi babası abileri var. Ki adamlar kötü falan da değil. Baya 20 yıl Parlayı aramışlar. Hakan -Bartu sus oğlum Allah aşkına hastane de bizzat gördük zaten duymakta istemiyorum. Bartu -Gerçekler acıtıyor dimi baba. Hakan -O ne demek? Bartu -Şu demek eğer biraz daha dikkatli olsaydın belki Parlanın gerçek ailesi ortaya çıkmazdı. Helin -Bartu sakin ol aşkım sakin. Hakan -Olmasın olmasın niye olsun ki çünkü ben kızımın başka bir babasının olmasına seviniyorum dimi oğlum. Çünkü ölü diye bildigim insanların yaşayabileceğini düşünmem gerekirdi. Bartu -Dayanamıyorum baba kaldıramıyorum kardeşimin başka bir ailesinin olmasını kaldıramıyorum. Berrin - Yok zaten o benim kızım seninde kardeşin o kadar. Uzatma o da istemiyor susun ya susun. Parla benim kızım. Tamam doğurmamış olabilirim ama benim kızım. Kimse bunu değiştiremez. Tamam mı ? Şimdi herkes kendine gelsin ben gidip kızıma bakıyorum ve sende abisi olarak Toprağı arıyorsun olanları anlat. Anca o toparlar onu. Bartu kafasını sallar. Berrin de yukarı çıkar. Parlanın odasının kapısını tıklatır. Berrin -Anneciğim güzel kızım gelebilir miyim? Parla gözyaşlarını silip olabildiğince toparlar yüzünü elleriyle. Sonra da annesine gel der. Berrin de kapıyı açıp odaya girer. Arkadasından kapıyı kapattıktan sonra yatağında oturan gözleri kıpkırmızı olan kızının yanına ilerler. Berrin -Bebeğim iyi misin ? Parla -Değilim anne. Ne yapacağım ben ? Hayatımın ortasına pat diye girdiler. Berrin -Hayatında hiçbir şey değişmeyecek sen Parlasın bizim kızımızsın. Sen benim biricik prensesimsin. Kimse bunu değiştiremez. Onlara gelirsek de onları da anlamamız gerekir. 20 yıldır seni arıyorlarmış. En sonunda bulmuşlar. Ne yapacağına karışamam sen bir yetişkinsin çünkü. Onlar da farkında bunu. Reşit olduğun için sana bağlı görüşüp görüşmemek. Ne istersen onu yap birtanem ben senin her zaman arkandayım. Her zaman arkanda annen var bunu bil. Parla -Biliyorum teşekkür ederim. Berrin -Gel buraya. Diyip kollarını açar ve Parla hemen annesinin kolları arasına girip ona sarılır. Berrin de kızını her şeyden korumak ister gibi sımsıkı onu sarar. .
.
.
. Kırcalı evi Kırcalılar arabalarından inip hemen eve geçerler. Onları bekleyen evdekiler hızlıca sorular sormaya başlar. Altan -Bir müsaade edin lütfen. Zaten yeterince şey oldu. Baybars -Noldugunu anlatsana oğlum. Altan -Anlatayım baba diyip her şeyi anlatır hastanede olan. Herkes dinlerken çok duygusallaşır. Baybars -Torunum evine ne zaman gelecek peki? Altan -Bilmiyoruz baba gelse bilr hemen tanışamazsınız bizi görmek onu yeterince şok ett zaten. Yeliz -Reşit değil mi baba? Altan -Öyle Yeliz kızım öyle. İsterse gelmeyedebilir. Onun kararı. Simay başını çevirip gözyaşlarını sessizce akıtır. Barın -Ama şey ee Hakan bey haber vereceğini söyledi. Onu büyüten kişi. Numara falan verdik. Yani ararlar. Selim -Ararlar tabi amcam niye aramasınlar. O kız bu ailenin tek kızı kanında Kırcalı kanı var. Merhamet akıyor yani damarlarında tabiki ailesiyle olur. Merak etmeyin siz. Altan -İnşallah kardeşim inşallah. .
.
.
. Parlanın odası Akşam olunca babası zorla ona bir şeyler yedirmis ve odadan çıkmıştır. Parla da duşa girmiştir. Bartu da şuan Ankara da olduğu için Parlanın yanına gelemeyen Toprağı aramıştır. Kendisi sakinlestikten sonra Parlayı araması için tembihlemiştir. Parla duştan çıkınca çalan telefonunu eline alır. Arayanın sevgilisi Toprak olduğunu görünce hemen açar. Parla -Alo Toprak. Toprak -Güzelim,Parlam iyi misin yavrum? Parla -Olanlardan haberin var değil mi ? Toprak -Abin söyledi. Güzelim yanında olamadığım için özür dilerim ama merak etme en kısa zamanda oradayım. Parla -Saçmalama nerden bilebilirdin ki böyle olacağını. Apar topar da gelme gerek yok. Toprak -He he aynen aynen. Sevgilimin yanına gelirken senden izin alacaktım çünkü. Parla -Sevgilin benim yalniz. Toprak -Biliyorum yavrum çok şanslıyım bu yüzden. Parla gülümser. Parla -Bu halimle bile beni gülümsetebiliyorsun ya aşkım sağol. Toprak -Ne demek yavrum da soruma cevap vermedin. İyi misin ? Parla -Değilim kalbim acıyor. Yıllardır görmediğim bilmediğim insanlar ailem diye çıkıyor. Hayatımın ortasına bomba gibi düştüler. Ve o bomba dna testi sonucuyla beraber patladı. Her yer yangın yeri bende şuan. Toprak -Merak etme ben yangını sana olan aşkımla söndürürüm. Sen yeterli kendini kaybetme Parla. Üzme kendi ağlama. Senin gözünden bir damla gözyaşı benim herkesi, her şeyi yakıp yıkmam için yeterli. Ben gelene kadar kendine dikkat et. Parla -Tamam. Toprak -İyi şimdi git üstünü giyin. Saçını kurut ama kurut havluyla falan ıslaklığını almakla yetinme kurut. Ve beni görüntülü ara. Sen uyurken seni izleyeyim. Parla -Emredersin beyim başka isteğin. Toprak -Seninle evlenmek yavrum. Bunu da yaparsan başka da bir şey istemem. Parla -Aha canım biliyorum neyse ben kapatıyorum. Öptüm seni. Toprak -Bende seni öptüm her yerinden. Parla göz devirip telefonu kapatır. Hemen üstünü giyip saçını kurutma makinesiyle kurutur. Yatağa geçip uzakdıktan sonra da Toprağı arar ve telefonu yastığa sabitler. Toprak arayanın Parla olduğunu görünce hemen açar ve güzel gözlüsünün uyandığını görür. Toprak -Aferin benim güzel kızıma. Şimdi hanımefendi gözlerini kapatıyorsunuz ve rüyanızda beni görüyorsunuz. Parla -Peki beyefendi iyi geceler. Toprak -İyi geceler yavrum. Parla gözlerini kapatır ve yorgunluktan hemen uyuya kalır. Toprakta bir yandan onu izleyip bir yandan da işlerini halleder ki Parlaya yapacağı sürprizi hiçbir şey bozmasın. .
.
.
|
0% |