@hikaye9876
|
Yazarın ağzından Akşam olunca yemek yenildikten sonra Toprak evine gitmek için kalkmıştır. Parla da şuan onu geçiriyordur. Parla -Keşke benimle kalabilsen. Toprak -Parlam yapma böyle zaten gidesim yok ama daha fazla burada kalamam. Hem rahat edemem hemde babana ayıp olur. Parla -Haklısın haklısın da sevgilimi özlemek en doğal hakkım. Toprak -Senin sevgilim diyen ağzını...yerim. Parla güler. Parla -Sustum. Hadi git o zaman. Toprak -Az önce gitme diyordun şimdi de kovuyorsun. Parla -Deden geldi aklıma adam evde tek kaldı. Daha fazla kalmasın hadi git yanına. Toprak -Bencede kalmasın o da diyor. Torunum olsun da yalnız kalmayayım. Torunlarımla oynarım diyor. Parla -Ya Toprak. Toprak -Ya ne. Parla -Erken çok erken. Toprak -Biliyorum neyse hadi ben kaçtım kendine dikkat et ara beni sonra. Diyip Parlayı yanağından öper ve gider. Parla -Güle güle. Der Toprak gidince de kapıyı kapatır. Salona gider. Berrin -Gitti mi anneciğim. Parla -Gitti diyip iç çeker. Bartu -Bide iç çekiyor sanki 24 saattir beraber değillermiş gibi. Parla -Abi bunca zamandır sıkılmamışım. 1 günde mi sıkılıcağım. Bartu -Umut abim umut. Parla -Sen o umutu unut abiciğim. Ben yatıyorum, iyi geceler. Odasına çıkar. Bartu -Abiye öyle şeyler denmez ayıp. Üstünü de ört. Deli gibi yatıyorsun zaten. Helin -Şu çocuklarla uğraşmaktan vazgeç Bartu. Bartu -Abiyim ben abi. O Toprak delisi elinde olsa şimdi evlenecek kardeşimle. İzin veremem. Helin -Ay şimdi izin vermesen nolucak sanki. Parlanın okulu bitince o evlilik olur. Berrin -Helin haklı. Hem bizde babanla bu yaşlarda evlendik. Tabi ki şuan erken ama birbirlerini seviyorlar. Bartu -Sevsinler sevmesinler diyen mi var. Helin -Sen, sen dedin. Yalan mı baba? Hakan -Ben bu konuya karışmıyorum kızım. Berrin -Tabi kendisi kızıyla arasi bozulmasın diye fazla uğraşamıyor. Bartu da yapınca karışmıyor. Bartu -İyi yapıyor karışmamaya devam et baba. Hakan -Sende uğraşmaya devam et oğlum. Berrin -Hakan! Hakan -Neyse yarın işimiz var yatalım biran önce. Bartu -Yani o kadar da şey değil. Berrin -Uzatma oğlum uzatma. Bartu -İyi sustum. Der ve herkes sırayla kendi odasına çıkar. .
.
.
. Ertesi sabah - Kırcalı evi Herkes uyandıktan sonra kahvaltıya yapmak için masaya geçer. Altan -Ayarladın mı mekanı oğlum? Barın -Ayarladım baba. Sana da attım hatta az önce. Altan -Hı hiç bir fark etmedim. Kahvaltıdan sonra Hakana atayım. Baybars -Bizde bugün evlerimize gidelim. Simay -Erken ama baba biraz daha kalsaydın. Baybars -Yok kızım sağol ama olmaz. Misafirliğin kısası makbuldür. Zaten memlekete gitmiyorum. Torununa tanışana kadar köşkte kalacağım. Selim -Bende seninle gelirim baba. Sonra bizimkiler gelir. Zaten sürekli arıyorlar. Simay -Sağolsunlar. Kahvaltılarını bitirdikten sonra Altan konum atıp Hakana burası olur mu yazar. Hakan tabi olur yazıp karşısında oturan ailesine bakar. Hakan - Altan bey yeri atmış. Güzel bir mekan. Akşam oradayız. Helin -Bende geliyim mi ? Parla -Soru mu bu Helin tabiki gel. Bartu -Aynen öyle bu ailedensin sende. Helin -Onu demek istemedim belki insanlar o gün görmedikleri birini istemez diye düşündüm ondan. Ama Parla da okeyse tabiki gelirim. Görümcemi yalnız bırakmam ya. Parla ona öpücük atar. Helin de ona göz kırpar. Bartu -Göz göre göre aldatılıyorum ya. Hem de karım ve kardeşim tarafından. Parla -Aha abiciğim aynen öyle. Bizim aşkımız daha güçlü dimi Helin. Helin -Tabiki de yani. Bartu -İyi gece görümcenin yanına yat. Helin -Bartu!! Parla -AA yatsın ne var. Bartu -Vazgeçtim ya git Toprakla şimdi evlen. Zaten istesem de ondan kurtulamayacağım bari karımdan olmayayım. Parla -Abii bak sakın onun yanında böyle bir şey deme. Zaten şaka diye söylüyor her gün. Hiç gerek yok. Hakan -Bencede yok kızım. Şakasına da gerken yok ama neyse. Parla -Ben müsaadenizle odama çıkayım. Dolunayı arayacağım da. Berrin -Tamam kızım. Parla kalkıp gider. Diğerleri de biraz daha oturup akşam için ufak ufak hazırlanmaya başlar. .
.
.
.
Akşam olmuş herkes hazırlanmıştır ve kapıdadır. Bir tek Parla hazır değildir. Bartu -Parla hadi ya ağaç olduk. Helin -Abartma Bartu. Parla -Geldim abi geldim. Derken merdivenlerden iniyordur. Herkes ona bakar. Merdivenler bitince o da ailesine bakar. Parla - Fazla olmamış dimi ? Bu arada merak edenler için Parlanın üstündekiler Berrin -Yok birtanem çok güzel olmuşsun. Dön bakayım bir. Parla etrafında döner. Hakan -Güzel kızım benim. Bartu -Hadi herkes hazırsa çıkalım daral geldi bana. Parla -Kıskanma abiciğim kıskanma. Diyip kapıyı açar ve dışarı çıkar. Diğerleri de onun arkasından çıkar. Hakan, Berrin ve Parla beraber Hakanın arabasına binerekn Bartu ve Helin de Bartunun arabasına biner. Arkalarından da korumalar gelecektir. Onlar yola çıkarken Kırcalılar çoktan mekana gelmiştir. Kimsenin onları görmemesi için mekanı kapattırmışlardır. Simay -Her şey hazır değil mi oğlum? Barın -Hazır anne şefte diğer görevliler de ekstra hazırlandı bu akşam için merak etme. Simay -Aslında ben kızıma kendi ellerimle yemek yapardım da inşallah bir dahakine. Barın -İnşallah anneciğim inşallah. Sadece sakin ol sen. Simay -Tamam tamam. Beni düşünmeyin siz. Aybar -Kolay mı bu dediğin Simay sultan. Sen bizim biriciğimizsin seni düşünmeyeceğiz de kimi düşüneceğiz. Altan -Karılarınızı oğlum ikinizde evlisiniz ama doğduğunuz andan beri benim hatunun yanındasınız. Aybars -Evladınız baba ondan olabilir mi? Altan -Olabilir olabilir. Göreceğim ben seni ama Efe elbet bu yaşta kalmayacak. Aybar -Merak etme bu yaşta da fena. Velet her gece ağlıyor. Simay -Velet deme torunuma. Paşam o benim. Bir de prenses bi kızım olursa ne ala. Barın -İnşallah anne inşallah da daha cinsiyetini göstermesine var. Simay -Olsun bakma sen benim dediklerime şaka yapıyorum. Sağlıklı olsun da gerisi önemli değil. Onlar böyle konuşurken dışarıdan araba sesleri gelir. Altan -Geldiler belliki karşılayalım. Simay -Huu bismillah. Hepsi kapıya doğru giderken Parlalar da içeri girer. Altan -Hoşgeldiniz. Hakan -Hoşbulduk. Hepsi el sıkıştıktan sonra Hakan konuşur. Hakan -Ee Helin Akay gelinim olur. Helin -Memnun oldum. Simay -Bizde kızım. Geçelim isterseniz masaya. Berrin Olur. Hepsi masaya geçer. Masa yuvarlak olduğu için Parla Berrin ve Simayın arasında oturur. Onların yanında kendi eşleri ve çocukları vardır. Barın servisin yapılmasını isterken Simay konuşur. Simay -Nasılsın Parla? Parla -İyiyim teşekkürler. Siz nasılsınız? Simay -İyiyim bende seni gördüm daha da iyi oldum ama siz deme bana lütfen. Parla -Peki. Yemekler servis edilmeye başlarken Helin konuşur. Helin -Simay hanım ben sizi bir yerden tanıyorum aslında moda eviniz var sanırım dimi. Simay -Hıhı tasarımcıyım ben. Çok sıklıkla uğramasamda bir moda evim var. Parla -Neden uğramıyorsunuz ki? Simay -Hem evde daha iyi çalışabiliyorum hemde artık gençlere bıraktık bu işleri. Tabi önemli konularda ya da bazı çizimler için gidiyorum. Berrin -Parla da moda tasarım okuyor 3.sınıf. Simay -Öyle mi der şaşkınlıkla. Parla -Hıhı çocukluktan beri hayalini kurduğum bir şeydi. Simay -Benimki gibi. Bizim ailede çoğu kadın eli tezliğe yatkındır . Benimde elim öyle olunca babam madem öyle diyip moda tasarım bölümünde okuttu beni. Sende demek ki bize çekmişsin. Parla tebessüm eder. Parla -Demek ki. Aybars -Gözün aydın anne yıllardır babama benziyoruz diye az konuşmadın. Parla da sana çekmiş. Parla -Çekmişim ama yıllar sonra haberiniz olmuş benden. Simay -Bu isteyerek olmadı kızım. Biz seni heyecanla dört gözle bekledik. Ama doğumdan sonra odaya geçtiğimiz de kızınız öldü dedi. Doğum zor oldu, normal doğumla başlayıp acıya dayanamadığım için sezaryen yapmışlar. Sezaryenden sonra komplike oldu falan diyip geçiştirdiler. İnanmadım kızım ölemez dedim. Hastaneyi çığlık sesleri yok geçti. Ama hemşireler elime ölü bir bebek verdiler. Yıllarca acı çektim senin ölmediğini biliyordum. Bebeğime ne yaptılar, kızım nasıl. Aç mı,tok mu? İyi mi,kötü mü bilmeden tam 20 sene geçti Parla. Adın bile hazırdı. Dide olacaktı sen biz göz bebeğimiz olacaktın ama olmadı. Her özel günde her doğum gününde açım katlandı. Herkes gülüp burada benimleyken kızım yok diye canımdan can gitti. Sonunda buldum ama 20 yıl geçti çoktan. Özür dilerim seni geç bulduğum için çok özür dilerim anneciğim. Altan -Böyle olmasını istemezdik Parla. Kızımız yaşarken yanımızda olmamasını istemezdik. Annesini babasını yanında görememesini istemezdik. Herkes gözü dolmuş haldeyken Parlanın gözünden bir yaş damlar. O eliyle onu silerken Altan bey konuşmaya başlar. Altan -Sonra senin yaşadığını öğrendik canımız daha da yandı. Aradık ama geçti işte. Sonrası zaten malum. Her ne kadar şimdi kısaca anlatsak da yaşadıklarımız kolay değildi. Parla masadan kalkıp hızla mekandan dışarı çıkar. Altan -Parla kızım! Hakan -Parlaaa. Tam peşinden gidecekken Simay onları durdurur. Simay -İzin verin Altanla ben gideyim lütfen. Berrin ile Hakan istemeden olsa kabul eder. Simayla Altanda hızla onun arkasından gider. Bartu -Ben böyle işi sikiyim. Bu ne lan böyle. Bir gün gerçek anne babasının büyüdüğü insanlar olmadığını öğrenir. Diğerleri gün gerçek anne babasını öğrenir. Kardeşimin çekmediği şey kalmadı. Aybars -Yapanlar daha fazlasını çekecek emin ol birader. Bartu -İnşallah öyle olur. Aybars -Olucak ama önce bir şeyler öğrenmem lazım. Hakan bey lütfen oturun. Herkes yerine otururken Aybars konuşmaya başlar. Aybars -Hastanede bir şeyler anlattınız ama o gün kimsenin kafası yerinde değildi. O yüzden rica ediyorum tekrar Psrlayı nasıl bulduğunuzu anlatır mısınız? Berrin -Dediğim gibi yıllar önce bir yardımcımız ve onun eşi sayesinde bulduk. Yetimhanedeydi Parla, Ailesi ile bir trafik kazası yaşamış. Çok şükür ona bir şey olmamış ama aile ölmüş. Zaten yetimhanedekiler polis falan aile hakkında hiçbir şey bulamamış. Bir yakınları da yokmuş. Yardımcımızda bunu anlatınca bize Hakanla Parlayı görmeye gittik. O kadar güzel o kadar tatlı bir bebekti gören bırakın tekrar bakmayı gözlerini alamazdı ondan. Bir de biz gittiğimizde onu ilk kucağıma aldığımda Bartuyu ilk kucağıma aldığımda ne hissettiysem onda da onu hissettim. Sonrada hızla işlemler yapıldı. Parlada bizim kızımız oldu. Hakan -Ömrümüzün sonuna kadar da öyle olacak. Aybars -Yaptıklarınız öncelikle çok teşekkür ederiz. Ona gerçekten bir aile olmuşsunuz. Hakan -Teşekkür edecek bir şey yok. Kan bağı olmasada can bağımız var bizim. Aybars -Yardımcınız hala sizinle mi peki? Berrin -Yok Parlayı aldıktan bir sene sonra o da eşi de vefat etti. Aileyi de araştırmadık, biri çıkar da Parlayı bizden alır diye. Aybars -Zaten dediğiniz gibi öncesinde poliste bulamamış. Belliki kimseleri yoktu. Barın -Bu iş baya planlı bir şeye benziyor. Aybars -O planı yapanın kafası ezilecek arabamla da haberi yok. Onlar böyle konuşmaya devam ederken Parla koşarak çıktığı mekanı arka tarafındaki bahçe tarafına giderken Alanların Simay da peşinden gelir. Parla arkasını dönüp onlara bakar. Parla -Yalnız bırakır mısınız beni lütfen. Altan -20 sene bırakmak zorunda kaldık daha da bırakmayız kızım. Parla -Kızınız 20 yıldır annesinin babasının kim olduğunu bilmeyen kızınız. Ben benim ailem öldü sanırken birden karşıma çıktınız. Bir hayatım varken onu yok ettiniz. Her şey değişti ya. Bir gün içinde her şey değişti ya. Ailemle kahvaltı yaparken babama pardon üvey babama gelen telefonla hayatım alt üst oldu. Parla bunları ağlayarak söylüyordur. Simay -Parla bak kızım sakin ol önce. Tamam mı bak bir oturalım baş başa konuşalım. Aileniz biz senin. Anne babanız lütfen en azından bunun için. Parla yenilgiyle başını sallar. Simay onu belinde tutup bahçedeki oturma grubundaki koltuklardan ikili olana oturtur. Sonra da onun yanına oturur. Altan da hemen yanlarında yer alır. İkiside Parlanın ellerinden tutar. Simay -Bak masada dediğim gibi biz seni çok istedik, seninle olmayı,seji büyütmeyi çok istedik Parla. İki evladımız yanımızda,kollarımızı altındayken diğeri yok diye vicdan azabı çektik. Altan -Doğum günlerinde ne yapacağımızı bilemedik. Etrafımızdakiler mevlit okutun ruhuna derken yaşıyor bizim kızımız diyememek,yutkunmak zorunda kalmak ne demek bilmek istemezsin kızım. Kolay gibi görünüyor belki bilmiyorum ama Parla bizim elimize o zarf geçene kadar yapmadığımız şey kalmadı. Sana yemin ediyorum kızım. Sen biz Didemizdin. Odan hala duruyor biliyor musun? Annenle ben dışında kimsenin girmesine izin vermedim. Simay -Temizliğini bile ben yapıyorum. Başka biri dokunur da kızımın eşyalarına bir şey olur diye. Parla seni yaşadığını bilip yokluğunu çekmek çok zordu kızım. Parla hüngür hüngür ağlar onlar böyle konuşurken. Simay -Senin kokunu bir kere soluyamadım. İçime doyasıya çekemedim. Abinlerin küçükken yanımıza gelip yatarken bir tek sen eksiktin. Her şeyim tam gibi gözükürken en değerlilerimden biri eksikti. Dedin ya niye gitmiyorsun moda evine diye. Senin acını yaşarken yeteneğim, hayal gücümde kalmadı. Her şey solup gitti Parla. Ama sen geldin, biz birbirimizi bulduk kızım. Bir daha hiç ayrılmayacağız. Senin elini hiç bırakmayacağız. Altan -Asla asla. Bir daha seni kimse bizden alamaz. Buna izin vermem. Asla vermem. Canımı veririm ama minik prensesim vermem, Didemimi vermem. Parla daha fazla dayanamayıp elleriyle gözyaşlarını siler. Parla -Ben gidebilir miyim? Simay acıyla gözlerini kapatıp başını başka tarafa çevirip gözyaşlarını akıtır. Altan da derin bir nefes alıp cevap verir. Altan -Tabii istiyorsan tabiki de... gidebilirsin. Parla Simaya da bakar. Ağladığını anlar ama cevap vermez ayağa kalkıp yavaşça yürürken Altan da ayağa kalkar. Altan -Simay hadi sevgilim. Simay -İstemiyorum göz göre göre kızım gidiyor. Gidişini mi izleyeyim? Altan -Simay yapma nolur. Simay -Yapmayayım doğru annelik bile yapamadığım kızıma bari bunu yapmayayım. Haklısın. Ayağa kalkıp Parlanın peşinden giderken gözyaşlarını siler. Altan da onun arkasından ilerler. Onlar ön tarafa arabalarının oraya gelirken Hakanlarda oradadır. Hakan -Parla iyi misin kızım? Parla -İyiyim. Berrin -Gidelim mi? Parla -Gidelim. Simay -Gitmeden önce bir kere sarılabilir miyim?Lütfen kızım. Parla - O-olur. Simay gülümseyip Parla doğru ilerler. İkisinin den kahverengi olan gözleri kıpkırmızıyken etrafındakilerin hepsi birbirlerinin kopyası olduğunu bir kere daha anlar. Parla Simayın gençliği ile birebir aynıdır . Simay önce Parlanın toplu saçlarından öne çıkmış olan percemlerini sever. Sonra da Parlaya yavaşça sarılır. Yıllardır hasret olduğu kokuyu içine doyarcasına çeker. Simay -Mis kokulu kızım benim. Diyip onun saçlarını sever. Sonra da yavaşça ondan ayrılırken birbirlerine bakarlar. Parla daha fazla dayanamayıp hızla arabaya biner. Simay da derin bir nefes alır. Barın annesinin üstüne kendi ceketini koyup onu teselli etmek için kolunun altına alır. Simay da oğlunun omzundaki elini tutar. Hakan -Her şey için teşekkürler. Altan -Ben teşekkür ederim asıl sagolun tekrar. Hakan -İyi akşamlar. Altan -İyi akşamlar. Hakanlarda arabaya binince arabalar hareket eder ve mekandan çıkış yaparlar. Onların gitmesiyle Simay da gözyaşlarını serbest bırakır. Barın -Annem yapma böyle ama bak en azından bir adım attık. Altan Simayı kendine çeker ve sarılır. Altan -Geçecek bunların hepsi geçecek ve kızımız bizle olacak. Simay -Bir an önce bunu istiyorum Altan lütfen. Altan -Olacak en kısa zamanda olacak merak etme sen. Sil şimdi gözyaşlarını evimize gidelim. Simay kafasını sallayıp Altandan ayrılır. Ağlamasını durdurur. Ardından da arabalarına binip evlerine giderler. .
.
.
.
.
Akay evi Arabalar durunca Parla hızla arabadan inip eve girer. Ailesi de tabi onun peşinizden o odasına çıkacakken Bartu hızla onu durdurur. Bartu -Abiciğim bir dur. Konuşalım ha. Parla -Konuşmak istemiyorum abi bu gece yeterince konuştuk en azından ben. Daha fazla istemiyorum. Şimdi lütfen bırak beni. Bartu onu bırakır. Parla da hızlıca odasına çıkar. Odaya girip kapıyı kitledikten sonra koltuğa çantasını fırlatıp yatağa oturur ve ayakkabılarını çıkarır. Sonrada kendini yatağa bırakır. Bu akşam olanları düşünürken çalan telefonunu hiç umursamıyordur. O sırada ısrarla aradığı Parlanın telefonunu açmamasıyla delirmemek için Bartuyu arar. Bartu telefonu açar. Bartu -Noldu oğlum. Toprak -Parla iyi mi? Bartu -İyi tabiki de iyi. Az önce geldik eve yukarıda odasında niye sordun. Toprak -Arıyorum arıyorum açmıyor bir şey oldu sandım. İyi geçti mi bari yemek? Bartu -Sayılır yemeğin neredeyse tamamında Parla yoktu. Toprak -Nasıl adam akıllı anlat şunu Bartu ya. Bartu her şeyi anlatır. Toprak -İyi kapat geliyorum ben. Bartu -Saçmalama bu saatte nereye geliyorsun. Abartma Toprak sende. Geçen izin verdim ama bokunu çıkartma. Toprak -Merak ediyorum sevgilimi napayım. Bartu -Yalnız kalması lazım biraz. Benim içinde zor onu odada bu halde tek bırakmak ama yapacak bir şey yok. Sende gelme. Toprak -İyi dediğin gibi olsun ama yarın gelirim. Bartu -Tamam gel gel. Sabah gelme ama. Toprak -İyi yaptıkların sağol eyvallah. Bartu -Hadi iyi geceler. Diyip telefonları kapatırlar. Toprak Parlaya mesaj da atar ne kadar yanıt gelmeyeceğini bilse de.
.
.
.
. 2064 kelime Bu bölüm birazcık zor yazıldı. Umarım beğenirsiniz. Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.
|
0% |