@hikayeci.seyma
|
"Herkese hellooooo... Kitabımı yeni yayınladım. Önceden yazdığım 14 bölüm var. Tabi bu bölümleri sizlerin isteği doğrultusunda düzenleyebilirim :) Kitabımın ilk bir kaç bölümünde Murat'a bol bol sövebilirsiniz... Umarım beğenirsiniz ❤️" * * * Malikyan Konağında tatlı mı tatlı bir telaş vardı. Çünkü evin erkek çocukları bugün temelli Urfa'ya dönüyorlardı. Murat'ın ilk hanımı hala uyumakta olan kızlarına seslendi. Filiz: Zeyneeep! Gökçeeee! Hadi uyanın artık birazdan abileriniz gelir! O sırada Murat'ın ikinci karısı mutfağa girmişti. Şükran: Aşk olsun Filiz hanım, Büşra'yı neden uyandırmıyorsun? Onun da abileri ayrıca benim de Berk'im gelecek. Filiz: Büşra çoktan uyandı Şükrancım. Zeyneeep! Gökçeeeee! O sırada konağın kapısı açıldı. Evet evet beklenen kişiler gelmişti. Filiz ve Şükran hemen koşarak oğullarına sarıldı. Herkesin gözlerine sevinç gözyaşları doldu. Filiz: Çok özledik sizi çoook! Allahım şükürler olsun. Şükran: Hala eksiğiz... Filiz Şükran'ın elini tuttu. Filiz: Şükran Baran da akşam gelecek. Akşam tam olacağız bak. Berk: Anne yapma böyleee. Filiz anne doğru söylüyor. Baran da akşam gelsin tam olacağız. Tam o sırada Zeynep indi aşağı. Abilerine tek tek sımsıkı sarıldı. Zeynep: Çok özlemişim sizi. Berk: Biz de sizi... Atakan: Çok büyümüşsün çoook. Metin: Ve güzelleşmişsin. Hilmi: Şşşşt bana bak! Sevgilin yok değil mi? Zeynep: Abi yaaa.. Gökçe de aşağı indi. Hepsine sımsıkı sarıldı. Gökçe: Rahat bırakın kardeşimiiii. Berk: Allah Allah yaaa! Büşra: Beni böyle sorguya çekmediniz. Kıskanıyorum bakınn.. Metin: Sen zaten prensessin! Sorguya çekme gibi bir hata yapamayız.. Zeynep: Vay bee bana yaptınız ama... Hilmi: Bunu mu tartışalım yani şimdi Zeynep? Filiz: Hadi hadi kahvaltıya! Babanız gelir şimdi. Herkes kahvaltıya geçti. Bir kaç dakika sonra da Murat geldi. Murat: Hoşgeldiniz çocuklar. Metin: Hoşbulduk baba. Murat: İstanbul'da ne var ne yok? Atakan: Ne olsun baba? İşlerdi güçlerdi. Murat: Ne güzel hepiniz evlilik yapıp çocuk çoluk sahibi olmuşsunuz. Sen hariç Berk. Sen ne zaman evlenmeyi düşünüyorsun? Berk bir an duraksadı aklında biri vardı aslında. O da çocukluk aşkı Feride. Berk: Baba... Aslında biri var ama kabul görür müsün bilmiyorum. Murat: Kimmiş? Berk: Bu Yorgancı aşiretinin kızı var ya? Murat: Hangisi? Berk: Feride baba... Feride. Murat: Hmmm bakarız. Hilmi bi an sofraya bakındı. Gözü Baran'ı arıyordu. Hilmi: Eee Baran daha gelmedi mi? Şükran: Akşam gelecek o... O da gelirse tam olacağız. Gökçe: Bi o eksikti çünkü. Filiz: Gökçe sus! Gökçe: Tamam sustum! Murat: Yani küçüklükten beri kedi köpeksiniz. Hayır yani düşman olsa hadi neyse. Ama siz kardeşsiniz. Yapmayın. Gökçe: Tamam baba bir şey demedim. Gökçe ve Baran'ın arasında 6 ay olduğu için küçüklükten beri sürekli bir atışma halindeydiler. Akşam herkes bir gergindi. Ama bu da tatlı bir gerginlikti çünkü evin en küçük oğlu Baran Amerika'dan geliyordu. Baran da abileri gibi baba baskısından kurtulmak için 5 yıl önce Amerika'ya avukatlık okumaya gitmişti. Şükran: İndi mi acaba offf? Ya uçak düştüyse? Metin: Şükran anne bir sakin ol ya! Uçak niye düşsün? Büşra: Geldi! Abim geldi! Baran konağın merdivenlerinden çıktı. Büşraya sımsıkı sarıldı. Baran: Büşramm! Büşra: Hoşgeldin abi! Baran: Hoşbuldum! Zeynep'te Baran'ın boynuna atladı. Çok özlemişti onu. Zeynep: Hoşgeldin abi! Baran: Hoşbuldum! Şükran sevinç gözyaşlarıyla iki kardeşin sarılmasını izliyordu. Baran: Annem! Gel buraya gel. Şükran koşarak Barana' sarıldı. Şükran: Oğlummmm! Hoşgeldin annemmm! Baran: Hoşbuldum anne! Metin: Şükran annenin içini kurtlar yedi sen gelene kadar. Baran: Neden? Hilmi: Yok uçak mı düştü? İndi mi? Baran: İşte buradayım anne. Şükran: Çok şükür. Oradaki divanlara oturdular. Büşra Baran'ın yanından ayrılmıyordu. Şükran: Büşra rahat bıraksana abini. Rahat etsin yoldan geldi. Büşra: Anne yaaa çok özledim ne yapayım? Baran: Anne tamam kalsın... Biraz sessizlikten sonra Atakan lafa girdi. Atakan: Eee Amerika nasıldı? Anlat biraz. Baran: Bildiğin gibi abi. Ne olsun? Atakan: Oğlum biz biliyoruz tamam da bilmeyenlere anlat. Baran: Anlatırım sonra yaaa. O sırada Murat geldi. Baran'la sımsıkı sarıldı. Hep birlikte yemeğe geçtiler. Bir yarım saat boyunca sessizlik yaşandı ve sessizliği ilk bozan Murat oldu. Murat: Eee Baran? Amerikadan kız falan bulmadın mı? Baran: Niçin baba? Murat: Evlenmek için. Baran Murat'ın bu sözü karşısında şok oldu. Yutkundu. Baran: Ben.. Ben evlenmeyi düşünmüyorum baba. Murat: Ne demek evlenmeyi düşünmüyorum Baran? Evlenmeyi düşünmüyorum ne demeeek? Murat sinir küpüne dönüşmüştü. Baran: Evlenmek istemiyorum, düşünmüyorum da. Bu niye dert oldu bu kadar ya? Murat aşırı sinirlenmişti en sonunda yumruğunu masaya vurdu Herkes yerinde sıçradı. Murat: Evleneceksin Baran! Soyumu devam ettireceksiniz Berkle ikiniz. Diğer oğullarına baktı. Onlar evlendikten sonra soyadlarını değiştirmişlerdi. Murat: Malum birileri soyadını değiştirdiği için soyum devam EDEMEDİ! Hilmi: Baba! Murat: Yalansa yalan de! Hilmi buna karşılık veremedi çünkü Muratta bir yerde haklıydı. Baran: Ben evlenmiyorum ya! Murat çok sert bir şekilde Barana döndü. Murat: Bana bak lan! Evleneceksin son sözüm budur! NOKTA!... Berk? Berk: Efendim baba? Murat: Şu senin Feride'nin dayısının kızı vardı ya neydi adı? Berk: Dilan mı? Murat: Heh o.. Baran efendi onunla evlenecek. Baran: Babaaaa!!! Murat: Kes!! Berk önce Baran'a baktı. Baran'ın gözleri dolmuş babasına odaklanmıştı. Berk Murat'a döndü. Berk: Baba gerçekten bu çok saçma. Dilan Baran'dan tam 4 yaş küçük. Murat: Eee nolmuş? Baran birden sesini yükseltti. Baran: Ben evlenmek istemiyorum!!! Murat: Bana bak! Sana söz hakkı vermedim ben evleneceksin dediysem evleneceksin!... Ferideyi istemeye gidince senin işi de halledeceğim! İşte bu kadar! Murat sinirle sofradan kalktı odasına gitti. Etrafta derin bir sessizlik oldu. Baran gözlerini sildi, Şükran'a döndü. Baran: Anne ben... Şükran: Baran tamam.... Ben konuşacağım babanla. Ama sen şimdi sakin ol tamam mı? Gece oldu. Herkes yatmaya gitti. Masa başında Berk, Baran, Gökçe ve Zeynep kalmıştı. Baran sinirden bacağını titretiyordu. Çok sinirli olduğu yüzünden de belli oluyordu zaten. Berk: Baran şunu yapma! Baran sanki duymuyor bir yere iyice odaklanmış titretmeye devam ediyordu. Berk: Baran dedim! Baran: "Berk'e yavaşça dönerek" Ben neden istemediğim bir kızla evleniyorum Berk? Daha Berk'ten cevap gelmeden Gökçe atladı lafa. Gökçe: Babama karşı geldiğin için olabilir mi Baran efendi? Baran: Ooo Gökçe hanımlar... Hani sen özgür bir kızdın? Hani zoraki evliliğe karşıydın? Noldu? Hmmm? Bana gelince işler mi değişti? Gökçe: GERİZEKALI!! Ben onu mu demek istiyorum? Sen babama evlenmek istemiyorum demeyip şu an evlenmeyi düşünmüyorum deseydin belki de bunlar başına gelmiş olmayacaktı. Baran: Oldu! Öyle deseydim de babam beni sürekli darlasaydı değil mi? Gökçe: Sen tam bir APTALSIN Baran! Şu an daha mı iyi oldu? Yemin ediyorum gerizekalı bu çocuk! Berk: Gökçeeee! Baraaan! Kesin artık. Zeynep kafasını kaldırdı, odadan üzgün gözlerle onları izleyen Büşra'yı gördü. Hemen kalkıp hiç bir şey demeden, odalarına, Büşra'nın yanına çıktı. Zeynep: Büşra! Ablacım noldu? Büşra: Gökçe ablam ve Baran abim niye kavga ediyorlar abla? Zeynep: Büşracım... Akşamki olayı biliyorsun. Abim zaten kızgın. Ablam da biraz üstüne gitti. Ama endişelenecek bir şey yok merak etme sen. Hadi biz yatalım. Yatmışlardı ama akılları hala dışarıdaydı. Zeynep kulaklığını aldı müziği açtı. Büşra yorganı başına kadar çekmişti. Hemen uykuya daldılar. |
0% |