2 hafta sonra sabahtı. Zeynep hastaneden nöbetten gelmiş, Büşra'nın nöbeti başlamıştı. Zeynep eve geldi. İçeri girmeden önce balkondaki masaya oturdu. Kafasını masanın üstüne koydu. Çok yorulmuştu. Duşa girip uyumak istiyordu ama kıpırdamaya takaati yoktu. Abileri Urfa'yı gezmeye çıkmıştı. 2'si hariç. Baran ve Metin. Birden hem Gamze hem de Dilan telaşlı bir şekilde odalarından çıktılar.
Dilan: Şükran anneeeee!
Gamze: Filiz anneeeee!
Zeynep olduğu yerde sıçramıştı. Anneler hemen gelinlerinin yanlarına koştu. Zeynep de abilerinin odalarının bulunduğu kata çıktı. Metin ve Baran'ın odaları yanyanaydı.
Filiz: Noluyor Gamze ne bu telaş?
Gamze çok telaşlıydı.
Gamze: Filiz anne... Metin...
Filiz oğlunun adını duyunca o da telaşlanmıştı.
Filiz: Ne oldu Metin'eee?
Gamze: Filiz anne Metin çok hasta. Çok fazla ateşi var. Geceden beri düşürmeye çalışıyorum düşmüyor. Sürekli inliyor.
Şükran onları dinliyordu. Konuşmaları bitince o da Dilan'a sordu. Dilan şaşkınlık içinde Gamze'yi dinliyordu. Çünkü Baran'da da aynı belirtiler vardı.
Şükran: Dilan sana ne oldu?
Dilan donuk bir sesle konuştu.
Dilan: Şükran anne... Baran'da da aynı belirtiler var.
Şükran ve Filiz birbirlerine baktılar. Hemen oğullarının yanına girmek istediler ama Zeynep onları durdurdu.
Zeynep: Bir saniye... Abimler hasta evet ama bu hastalık hiç hayra alamet değil. Bir doktor çağıralım. Bu böyle olmayacak. Öncelikle ikisini de aynı odaya yatırmamız lazım. Sonra benim bir doktor arkadaşım var o gelir muayene eder. Biz de ona göre hareket ederiz.
Anneler bu fikri mantıklı buldu. Metin'i Baran'ın odasına yatırdılar. Yatakta Baran, kanepede ise Metin yatıyordu. Zeynep ne olur ne olmaz diye ağzına bir tane maske taktı. Gitti ateş ölçerle abilerinin ateşini ölçtü. Metin'in ateşi; 39.0, Baran'ın ateşi ise; 38.8 di. İkisi de ateşten dolayı inliyordu. Zeynep odadan çıktı. Bahçeye indi. Doktor olan sevgilisi Fatih'le gizli gizli konuşmaya başladı.
Zeynep: Aşkım bize gelebilir misin?
Fatih: Hayırdır Zeynep ne oldu? İyisin değil mi?
Zeynep: Ben iyiyim ama abilerim... Baran Abim ve Metin Abim çok hasta. Kalkacak halleri bile yok. Bir gelip muayene etsen...
Fatih: Tamam, tamam... Ben yarım saate gelirim.
Zeynep: Tamam bekliyorum.
Zeynep yukarı abilerinin yanına tekrardan çıktı. Aklında bir şey vardı ama umarım o değildir diye düşündü. 15 dakika boyunca onların yanında kaldı. Derken bir öğürme sesi geldi. Zeynep sesi dinlemeye başladı. Sesin kime ait olduğunu bulmaya çalıştı. Bir iki defa öğürme sesi geldi. Zeynep dayanamayıp odadan dışarı çıktı. Etrafa bakındı kimseyi göremedi. Tam içeri girerken bir kere daha öğürme sesi geldi. Ses yukarıdan geliyordu. Yukarıya çıktı. Yukarıda 3 tane oda vardı. Biri Hilmi ve Beste'nin odası, biri Fatma'nın odası diğeri de Berk ve Feride'nin odası. Ses kimden geliyordu acaba. Bunları düşünürken Feride odadan çıktı. Gözleri yaşlı ve kıpkırmızıydı. Zeynep onun ağladığını düşündü.
Zeynep: Feride Abla sen ağladın mı?
Feride gözündeki yaşları sildi.
Feride: Yoooo... Zeynep biraz midem bulanıyor. Üşüttüm mü acaba?
Zeynep şaşırmıştı. Hava 40 dereceydi
Bu havada üşütmesi imkansızdı.
Zeynep: Bu havada mı?... Kaç gündür böylesin sen?
Feride: 1 haftadır.
Zeynep Feride'nin hamile olduğunu düşündü. Onu odaya geri soktu.
Zeynep: Feride Abla... Sana bir şey soracağım.
Feride: Sor tabii ki.
Zeynep: Acabaa... Hamile olma ihtimalin var mı?
Feride bu soru karşısında çok şaşırdı. Böyle bir şey mümkün değildi çünkü korunuyorlardı.
Feride: Zeynep biz korunuyoruz... Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir?
Zeynep: Bak biz yine de emin olmak için test yapalım olur mu?
Feride: Tamam...
Zeynep: Gebelik testin var mı?
Feride'nin gebelik testi yoktu çünkü ihtiyaç duymamıştı.
Feride: Hayır... Yok.
Zeynep: Tamam şöyle yapalım. Ben senin için eltilerinden test bulmaya çalışayım. Sen de beni burada bekle. Olur mu?
Feride: Olur. Ama Berk gelmeden gel.
Zeynep: Merak etme bir kaç dakika sonra gelirim.
Zeynep Feride'nin odasından çıktı. Hemen yan odanın kapısını çaldı. Burası Fatma'nın odasıydı. Fatma kapıyı açtı.
Fatma: Efendim Zeynep?
Zeynep: Fatma abla şeeey... Sen de gebelik testi var mı?
Fatma gülmeye başladı.
Fatma: Ah be canım benim. Nerdeee?... Ama Beste'de vardır.
Zeynep bu sefer de Beste'nin odasının kapısını çaldı. Beste kapıyı açtı.
Beste: Zeynep. Bir şey mi oldu canım?
Zeynep: Beste... Abla. Sen de gebelik testi var mı?
Beste: Maalesef kuzum ya. En sonuncusunu geçen sene Tuana için kullanmıştım.... Da kim için bu?
Zeynep: Feride Abla için.
Fatma: Hamile mi?
Zeynep: Bakacağız işte.... Neyse ben Zeynep ablaya sorayım.
Zeynep alt kata indi. Fatih gelmişti bile. Zeynep Atakanlar'ın odasının kapısını çaldı. Zeynep kapıyı açtı.
Gelin Zeynep: Zeynep noldu?
Zeynep: Zeynep Abla sende gebelik testi var mı?
Gelin Zeynep: Yok canım yaaa. Maalesef.
Zeynep bu sefer Metinler'in odasının kapısını çaldı. İçeri girdi. Gamze ve Dilan odanın içinde çaresizce bekliyordu. Zeynep yine de sordu.
Zeynep: Gebelik testi olan var mı?
Dilan ve Gamze kafasını kaldırdı.
Dilan: Bende yok güzelim be.
Gamze: Bende var. Ne olur ne olmaz diye bir kaç kutu almıştım.
Dolabına gitti gebelik testi kutusunun içinden bir tane gebelik testi çıkarıp Zeynep'e verdi.
Gamze: Kim için bu gebelik testi?
Zeynep: Feride Abla için.
Dilan: Oha gerçekten mi?
Zeynep: Yani bilmiyorum... Neyse gideyim ben. Feride bekliyor.
Zeynep hızlıca yukarı çıktı. Feride'nin odasına girdi.
Zeynep: İşte geldim.. Hadi yap.
Feride odasındaki banyoya girdi. Testi yaptı. 5 dakika sonra çıktı. Beklemeye başladılar. 15 dakika sonra teste baktılar. İkisi de şok oldu. Test pozitif çıkmıştı. Feride'nin yüzünü gülümseme aldı. Zeynep'e sarıldı.
Feride: Hamileyim... Berk'in tepkisini merak ediyorum.
Zeynep: Yaaa bir bebiş daha geliyor konağa...
15 dakika sonra Zeynep odadan çıktı. Aşağıya indi. Fatih hala Baran ve Metin'i muayene ediyordu. Maskesini takıp odaya girdi. İkisi de baygın yatıyordu.
Zeynep: Durumları nedir?
Fatih: Zeynep... Ben kovitten şüpheleniyorum. Test yapacağım şimdi. Sonuçlar çıkar çıkmaz da seni ararım.
Zeynep abilerine baktı. Ter içindeydiler. Yorgun bir sesle sordu.
Zeynep: Ne yapacağız peki? Böyle ateşler içinde yatacaklar mı?
Fatih: Hayır tabii ki sevgilim... Serum yazacağım onlara. Kendilerini iyi hissedene kadar 1 er saat arayla takarsın onlara.
Zeynep: Olur... Onlara bir şey olmasından çok korkuyorum Fatih. Sabahtan beri hiç gözlerini açmadılar. Sürekli uyuyorlar... Birinin 5 tane çocuğu var, biri daha yeni baba olacak.
Fatih: Hangisi öz be öz?
Zeynep: Metin abim baba anne bir abim, Baran abim baba bir anne farklı abim... De ne fark eder?
Fatih sorduğu sorudan pişman olmuştu.
Fatih: F-farketmez tabi canım da... Merak ettim sadece.
Fatih Baran ve Metin'e kovit testi yaptı. Daha sonra serum yazıp reçeteyi Zeynep'e verdi.
Fatih: Ha bu arada Zeynep. Benim Gamze abla ve Dilan'dan da test almam lazım. Sonuçta temaslı görünüyorlar.
Zeynep: Tamam... Onlar yan odadalar istersen çağırayım.
Fatih: İyi olur... Koridora çıkarlarsa.
Zeynep abilerinin yanından ayrıldı. Yan odaya gitti. Gamze ve Dilan muhabbet ediyorlardı. Zeynep'i görünce telaşlandılar.
Gamze: Zeynep, ne olmuş? Abilerin iyi mi?
Zeynep onların bu halini görünce yutkundu.
Dilan: Zeynep bir şey deseneee!
Zeynep: Doktor kovid olduklarından şüpheleniyor.
Gamze: Ne kovidi Zeynep?
Zeynep: Bilmiyorum... Sizin de test yaptırmanız gerekiyor. Temaslı olduğunuz için...
Dilan ve Gamze birbirlerine baktılar. Daha sonra ikisi de koridora çıktı. Fatih onlardan da test aldı.
Fatih: Benden sonuç bekleyin. En kısa zamanda size sonuçları atarım... Geçmiş olsun.
Fatih evden çıkmıştı. Zeynep'te eczaneye gitti serumları almaya. Eve geldi. Maskesini taktı. Ateş ölçeri aldı. Abilerinin bulunduğu odaya girdi. Baran ve Metin'in ateşini ölçtü. Metin'in ateşi; 38.7, Baran'ın ateşi ise 38.5 ti. Sırada serum takma vardı. Derin bir nefes aldı. Önce Metin' i uyandırmaya çalıştı.
Zeynep: Abiii... Hadi uyan. Gözünü aç. Bak size serum getirdim. Bunu takınca kendinizi iyi hissedeceksiniz... Abiii... Hadi.
Metin yavaş yavaş gözünü açtı. Zeynep'e baktı. Yorgun bir sesle konuştu.
Metin: Çok üşüyorum Zeynep.
Zeynep abisinin bu halini görünce göğsüne öküz oturdu sanki. Ona sarıldı.
Zeynep: Hastasın abi. Ateşin var. Bak bu serumu takayım kendinizi iyi hissedin.... Hadi.
Zeynep Metin'in kolunu açtı. Damarını bulup serumu taktı. Sıra Baran'a gelmişti.
Zeynep: Baran abi... Hadi abicim. Uyan. Serum getirdim sana... Gözlerini aç.
Zeynep bir müddet bekledi ama Baran'dan ses gelmedi. Zeynep ellerini titreyerek Baran'ın saçlarına götürdü. Okşamaya başladı. Gözleri dolmuştu.
Zeynep: Hadi abi. Nolur kalk... Serum iyi gelecek. Lütfen uyan...
Metin yatakta doğrulmuş onları izliyordu. Biraz da olsa kendine gelmişti. Baran'ın uyanmadığını duyunca var gücüyle seslendi Baran'a.
Metin: Baraaaan!! Kalk hadi abim. Baraaaan!
Zeynep abisinin bu seslenmesiyle ilk gözyaşını döktü. Hemen toparladı ama. O sırada Baran yavaş yavaş gözlerini açtı. Yorgun bir sesle konuştu.
Baran: Tak hadi.
Zeynep Baran'ın uyandığına çok sevindi. Ona sarıldı. Kolunu açtı. Damar yolunu bulup serumu taktı. İşi bitince biraz odada durdu. Metin ve Baran uykuya dalmışlardı. O sırada Zeynep'in telefonuna mesaj geldi. Bunlar test sonuçlarıydı. Zeynep sonuçlara baktı. Evet 2 abisi de kovit olmuştu. Ama Gamze ve Dilan... Onlarda hiç bir şey yoktu. Zeynep odadan çıktı. Odadan çıkar çıkmaz karşısındakini görünce şok oldu. Karşısında Metin'in büyük kızı Neva ve kardeşi Ömer Asaf vardı. Neva 9 yaşındaydı. Çok sessiz sakin bir yapısı vardı. Ömer Asaf 8 yaşındaydı. Neva'nın tersine o çok zıpırdı. Zeynep onları görünce daha da üzüldü.
Zeynep: S-sizin ne işiniz var burada çocuklar?
Neva: Hala biz babamı görmek istiyoruz.
Ömer Asaf: Evet hala.
Zeynep: Onun yanına giremezsiniz ama. Çünkü babanız çok hasta ve bu hastalık bulaşıcı.
Neva ve Ömer Asaf çok üzülmüşlerdi.
Neva: Ama biz babamı çok özledik.
Zeynep ikisinin de ellerini avuçlarına aldı. Zeynep: Biliyorum... Ama giremezsiniz işte... Benim bir fikrim var.
Ömer Asaf: Neymiş o?
Zeynep: Ben küçükken... Yani sizin yaşınızdayken babam hasta olduğunda ona resim yapardım.
Neva: Dedem iyileşir miydi sonra?
Zeynep gülümsedi.
Zeynep: Eveeet.
Ömer Asaf ve Neva birbirine baktı.
Neva: O zaman biz de yapalım babamıza.
Zeynep: Oluuur yapın.
Ömer Asaf: Ben Baran amcama da yapacağım. Çünkü onun çocukları daha doğmadı.
Zeynep onun bu sözlerine güldü.
Zeynep: Tamam yap.
Neva ve Ömer Asaf koşarak odalarına çıktılar. Zeynep'te Gamze ve Dilan'ın yanına gitti. İkisi de birşeyler konuşuyordu. Zeynep odaya girince sustular.
Zeynep: Hayrola? Ben girince sustunuz.
Gamze Dilan'a baktı. Dilan da Gamze'ye...
Gamze: Hiiç... Test sonuçları çıktı mı?
Zeynep: Çıktı. Sizin ikinizde birşey yok ama eşleriniz... Onlar kovit.
Gamze tüm cesaretini topladı ve o soruyu sordu.
Gamze: Zeynep?
Zeynep: Efendim?
Gamze: O doktor... Senin arkadaşın değil değil mi?
Zeynep bu soru karşısında şok olmuştu.
Zeynep: N-nasıl yani?
Gamze: O doktor senin sevgilin mi?
Zeynep yakalanmıştı. Yutkundu.
Zeynep: Siz nereden anladınız?
Dilan: Biz anlarız Zeynep... Ne kadardır birliktesiniz?
Zeynep'in artık saklayacak hiç bir şeyi kalmamıştı. Yengelerine de güveniyordu.
Zeynep: 8 ay.
Gamze: Siz çok seviyorsunuz birbirinizi... Umarım evlenirsiniz.
Zeynep: Ama abimlere söylemeyin nolur.... Eltilerinize söyleyebilirsiniz ama.
Dilan: Başka kim biliyor bunu?
Zeynep: Büşra ve 2 ablam.
Gamze: Yani 4 kız kardeş?
Zeynep: E-evet.
Dilan ve Gamze birbirlerine bakıp gülümsediler.
Dilan: Merak etme. Bizden sır çıkmaz.
Gamze: Asla.
Akşam
Akşam yemek vaktiydi. Evin diğer 3 oğlu da gelmişti. Metin'le Baran'ın hasta olduklarını duyunca içlerini bir hüzün kaplamıştı. Kimsenin yemek yemeye niyeti yoktu.
Şükran: Metin'le Baran'a yemek gitti mi Gökçe?
Gökçe: Gitti Şükran anne. Çorba koydum kapının önüne. Zeynep'te içeri aldı.
Şükran: İyi.
Zeynep o sırada balkona çıktı.
Hilmi: Nasıl oldular?
Zeynep: Serum takmıştım. Onu çıkardım. Çorbalarını içiyorlar.
Atakan: Bir görsek iyi olurdu aslında...
Hilmi: Evet iyi olurdu.
Zeynep: Olmaz. Hastalık bulaşıcı.
Berk: Biz kardeş değil miyiz Zeynep?
Zeynep: Ne alaka abi?
Berk: Geçecekse kardeşimden abimden geçsin hastalık ya.
Zeynep: Saçmalama yaa.
Hilmi: Berk haklı... Biz kardeşlerimizi görmek istiyoruz.
Atakan: Evet istiyoruz... Lütfen kırma bizi.
Zeynep: A-ama abi... Hastalık...
Hilmi: Başlatma hastalığına Zeynep!
O an bir ses karmaşası yaşandı. Zeynep sofradan kalktı. Mutfağa gitti Fatih'i aradı.
Zeynep: Fatih sana bir soru.
Fatih: Sor Zeynep.
Zeynep: Eğer kovitli hastayı ısrarla görmek isteyen birileri varsa ne yapmalıyız?
Fatih: Kapı önünde konuşsunlar. Yalnız sen de yanlarında bulun ki yanlış bir şey olursa müdahale edersin.
Zeynep: Tamam. Teşekkür ederim.
Zeynep balkona çıktı. Hala ses karmaşası vardı. Yüksek sesle bağırdı.
Zeynep: Yeteeeer!!
Herkes sus pus oldu. Zeynep üç abisine de baktı konuşmaya devam etti.
Zeynep: Kapının önünde ziyaret edebilirsiniz. İçeri girmek asla yok. Ben de sizinle aynı yerde olacağım. Kabul mü?
Hilmi: Kabul.
Atakan: Kabul.
Berk: Kabul.
Zeynep: Sandalyelerinizi alıp gelin.
Zeynep önde abileri arkada Baran'ın odasının kapısının önüne geldiler. Zeynep maskesini taktı ve içeri girdi. Baran ve Metin muhabbet ediyorlardı.
Zeynep: Ziyaretçileriniz var.
Metin: Kimmiş?
Zeynep odanın kapısını açtı. Baran ve Metin oda kapısına doğru baktılar. Gelenleri görünce yüzleri güldü.
Atakan: Geçmiş olsun.
Hilmi: Geçmiş olsun.
Berk: Geçmiş olsun.
Baran: Öhö öhö öhö! Çok teşekkür ederiz.
Metin: Teşekkür ederiz.
Zeynep elini Baran ve Metin'in alnına koydu. Ateş az da olsa düşmüştü.
Berk: Nereden kaptınız bu hastalığı benim aklım almıyor?
Baran: Nereden olacak? Abimden.
Metin şaşkın şaşkın Baran'a döndü.
Metin: Benden mi? Saçmalama ya? Benim ne suçum var? İkimizde aynı anda hastalandık.
Baran: Tabii ki senin yüzünden. Artık kimden kaptıysan...
Metin: Ben.. Ben bir yerden kapmadım. Belki de sen kaptın da bana bulaştırdın?
Baran: Hahaha. Ben mi?
Metin: Evet sen. Belki deee... O gittiğin içip içip eve geldiğin barlardan kapmışsındır da bana bulaştırmışsındır.
Baran çok sinirlenmişti. Hilmi Berk'e döndü.
Hilmi: Gördün mü? İki kardeşi birbirine düşürdün.
Berk: Ben ne yaptım yaa?
Baran devam etti.
Baran: Allah Allah. Ben bir kere bu aralar bara gitmedim. Nasıl bulaştırabilirim acabaaaa?
Zeynep ortalığın iyice karışacağını anlamıştı. Zaten serum vakti de gelmişti. Zeynep: Evet beyleeeer... Serum vakti.
Baran: Bu arada Zeynep... Sana söylemeyi unuttum. Benim kolum ağrıyor. Bir baksana.
Zeynep: Hangi kolun?
Baran: Serum taktığın kolum.
Zeynep abisinin kolunu açtı. Açmasıyla abisine telaşlı bir bakış atması bir oldu.
Baran onun bu bakışıyla tedirgin olmuştu.
Baran: Ne oldu Zeynep?
Zeynep: Kolun şişmiş. Önemli bir şey yok. Buz koyarız geçer.
Kapının önünden o sırada Gökçe geçiyordu. Baran Gökçe'yi görünce seslendi.
Baran: Gökçeeee!
Gökçe: Ne oldu Baran?
Baran: Kolum şişti de bana buz getirir misin sana zahmet?
Gökçe hemen mutfağa gidip buz kalıbını Zeynebe kapıdan verdi ve odasına gitti. Atakan: Siz iyi olun da Urfa'yı hep birlikte yeniden gezeriz.
Metin: Sıcakta?
Atakan: Ne var? Biz gezdik.
Zeynep odadan çıktı. Kendi odasına gitti. Neva ve Ömer Asaf ona Metin'le Baran'a versin diye resim yapmıştı. Resimleri aldı aşağı indi.
Zeynep: Size ne getirdim bakın.
Resimleri sahiplerine verdi.
Metin: Kim yaptı bunları?
Zeynep: Seninkiler... Neva ve Ömer Asaf.... Aslında seni görmek istemişlerdi ama izin vermedim...Ömer Asaf sana da yaptı Baran abi.
Baranın yüzünde gülümseme oluştu.
Baran: Çok güzel olmuş...
Saat 10 a geliyordu. Herkes odasına gitmişti. Zeynep'te son hazırlıkları yapıp odasına gitti. Duşa girdi. Yatma hazırlıklarını da tamamlayıp yatağa yattı. Kısa süre içinde uykuya daldı.