@hikayeci.seyma
|
(Bu bölüm Zeynep ve bodyguard Emre'nin ilk karşılaşmasını yazdım. Başta yazmak aklıma gelmedi.)
Baran bodyguardları havaalanından getirmiş, kafeye bırakmıştı. Kendisi de çarşıya kadar gitmişti. İki bodyguard kafede karşılıklı oturuyorlardı. Emre ve Sinan... Zeynep onları görünce yanlarına geldi. Zeynep: Hoşgeldiniz!.. Bir şey içer miydiniz? İkisi de aynı anda Zeynep'e döndü. Emre Zeynep'i görür görmez ona aşık olmuştu bile. Zeynep cevap alamayınca soruyu tekrarladı. Zeynep: Bir şey içer miydiniz? Emre: Ç-çay... Çay alalım biz. Zeynep: Tabii. Zeynep gittiğinde Emre heyecanla Sinan'a döndü. Emre: Oğlum heyecanlandım yaa. Sinan: Kızı gördüğün için mi yoksa iş görüşmesi için? Emre: Kızla ne alakası var oğlum ya? Ben iş görüşmesi için... Şey ettim. Zeynep elinde çaylarla geri döndü. Zeynep: Buyrun!... Siz işe alınacak olan bodyguardlar olmalısınız herhalde? Emre: Evet... Siz de buranın garsonu olmalısınız herhalde? Zeynep Emre'ye döndü ve onu süzdü. Zeynep: Oradan bakınca garson gibi mi duruyorum? Emre: Evet! Zeynep: Allah Allah! Öyle mi? Emre: Öyle! Zeynep: Garson değilim! Ama siz de uzaktan bakınca bodyguarda benzemiyorsunuz? Emre: Öyle mi? Neye benziyoruz peki? Zeynep: Maymuna! Emre: O zaman siz de cadıya benziyorsunuz! Zeynep iyice sinirlenmişti. Masanın üstündeki çaylardan birini bilerek devirdi. Devrilen çay hafifçe Emre'nin pantolonuna damladı. Emre: Has... Zeynep: Pardon elim çarptı da! Zeynep atarlı atarlı oradan uzaklaştı. Emre de lavaboya gitti. Çok hoşuna gitmişti Zeynep'in bu tavırları. O sırada Baran içeriye girdi. İçeri girer girmez Zeynep'e seslendi. Baran: Zeyneeep! Bana da bir çay verir misin? Zeynep: Getiriyorum abi! Sinan bu konuşmayı duyunca şok oldu. Sinan: Az önce size abi mi dedi? Baran: Evet... Ben onun baba bir abisiyim. Siz kız kardeşimle tanıştınız herhalde? Sinan: Tanıştık... Emre lavabodan çıktı hemen masaya oturdu. Zeynep de Baran ve Emre'ye çay getirdi. Baran: Bize bir de müsaade eder misin? Zeynep: Tamam. Zeynep kafeden çıktı. Emre de arkasından bakakaldı ama bu durum uzun sürmedi. İş görüşmesi tam 1 buçuk saat sürmüştü. Sonunda iki taraf da anlaşmış el sıkışmışlardı. Baran: Yarın gelin başlayın. Sinan: Çok teşekkür ederiz. Emre: Sağolun. İkisi çıkarken Zeynep de kafeye giriyordu. Aslında Zeynep de hoşlanmıştı Emre'den ama belli etmiyordu. Zeynep: Özür dilerim. Emre: Önemli değil. Olur öyle yanlış anlaşılmalar. Zeynep bu cevaba sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdikten sonra kafeye girdi. Emre de uzun uzun arkasından sırıtarak baktı. En sonunda Sinan onu kolundan çekiştirdi. Sinan: Hadi lan hadi. Emre: Çok tatlı bir kız yaa... Vuruldum Sinan. Çok fena vuruldum. Sinan: Emreee... Vurulduğun kişi kim haberin var mı senin? Emre: Kimmiş ben nereden bileyim be? Sinan: Kız, bizi işe alan Baran Bey'in baba bir kız kardeşiymiş! Emre şapşal şapşal gülümsedi. Sinan onun bu halini görünce dürttü. Sinan: Oğlum salak salak gülmesenee!... Gel aşık olma bu kıza. 5 tane abisi var. Öğrenirlerse seni bitirirler. Nasıl başa çıkacaksın? Emre, Sinan'ın yüzüne baktı. Emre: Benim kimseden korkum yok Sinan! Aşk ne demek anlamazsın sen... Aşk öyle bir şey ki... İlk görüş bile olsa içinde kelebekler uçuşur. Kalbin onu görünce pır pır olur. Yerinden çıkmak ister. Sinan Emre'nin bu halini pek beğenmedi. Kendini fazla kaptırmıştı. Sinan: Ya kızın 5 tane abisi var diyorum aloooo! Emre: Varsa var!... Hadi gidelim de kendimize üst baş alalım. Gece çok güzel olacak! Sinan: Offf Emre offf!
Kafe
Zeynep de Emre'ye ilk görüşte gönlünü kaptırmıştı. Bir yandan da hiç farkında olmadan gülümsüyordu. Bu durum Gökçe'nin dikkatini çekmişti. Yavaş yavaş Zeynep'in yanına geldi. Gülerek sordu. Gökçe: Hayırdır kız?... Aşık mı oldun bakayım seeen? Zeynep başını kaldırıp ablasına baktı. Gülümsemesini de düzeltti. Zeynep: N-ne alakası v-var? Nerden çıktı şimdi bu? Gökçe: En son seni bu şekilde gülümserken, o şerefsiz Fatih'e aşık olduğunda görmüştüm... Söyle bakalım ablana. Kime aşık oldun sen? Zeynep yutkundu. Biraz düşündükten sonra sırdaşına anlatmaya karar verdi. Zeynep: Baran abimin işe alacağı bodyguardlardan birine. Yakışıklı olana. Gökçe gülümsedi. Zeynep'in ellerini avuçlarına aldı. Gökçe: Mutlu olacaksan... Ben senin hep destekçinim bunu biliyorsun değil mi? Zeynep: Biliyorum.... Abla? Gökçe: Efendim? Zeynep: Gece gelir mi? Gökçe tatlı bir kahkaha attıktan sonra cevap verdi. Gökçe: İşe alındığına göre gelmek zorunda... Sen onu görmek mi istiyorsun? Zeynep: Offf bilmiyorum. İlk defa ilk görüşte aşık oldum. Nasıl olacak hiç bilmiyorum. Gökçe: Ben sana yardımcı olurum ama önce kafeyi temizleyip kapatmamız lazım.
Gece
Kafe kapanmış yerini gece kulübüne devretmişti. Emre ve Sinan da kapıda görevlerini yapıyorlardı. Emre arada etrafa bakınıyordu. Kapının biraz ilerisinde de Baran, Berk ve Metin vardı. Ona bakıyorlardı. Sinan durumu anladı. Emre'yi dürttü. Sinan: Bakma oğlum etrafa... Abileri bakıyor kızın anlayacaklar. Emre: Gelir mi acaba? Sinan: Gelmez! Gelse de abileri dışarıda. Emre Baran, Berk ve Metin'e bakıp gülümsedi. 20 dakika sonra apartmanın kapısı açıldı. Emre kapı sesini duyunca heyecanlandı. Gökçe ve Zeynep kapıdan çıktı. Zeynep'in elinde bir anahtar vardı. Hemen abilerinin yanına gitti. Metin: Hayırdır? Nereye? Gökçe: Markete... Kız partisi yapacağız. Berk: Kız partisi ne be? Gökçe: Kız kıza parti... Sen anlamazsın. Zeynep: Bu arada bu anahtarı bana tekrar niye verdiniz onu anlamadım? Berk: Kim verdi? Zeynep gözleriyle Baran'ı işaret etti. Baran durumu farkettikten sonra lafa atladı. Baran: Ben mi vermişim?... Kafa mı kaldı bende ya? Zeynep anahtarı Baran'a verdikten sonra göz ucuyla Emre'ye baktı. Gökçe: Hadi biz markete gidelim. Yoksa kapanacak. Metin: Bir dakika bir dakika... Saat 10 buçuk. Bu saatte marketler zaten kapanmıştır. Gökçe: Şey... Abicim biz aşağıdaki petrol ofisinin marketine gidiyoruz. Metin: Emin misiniz? Zeynep: Evet... Hatta birinizin arabasını... Zeynep daha sözünü bitirmeden Berk lafa atladı. Berk: Tamam Zeynep boş yapma!... Kimsenin sana arabasını vermeyeceğini biliyorsun. Zeynep: Sözüm bitmeden kesmeseydin keşke... İsteyecektim ama vermeyeceğinizi bildiğim için vazgeçtim. Baran: Tamam bunu bilmen ne güzel. Hadi şimdi naş. Markete gidin gelin. Gökçe:Allah Allah sana ne oluyor acaba? Baran: Sana laf yetiştiremem şu an çünkü dondum. Ben içeri giriyorum. Gökçe: Laf yetiştiremezsin zaten... Ablanım ben senin. Baran: Hıhı.. Aynen! Baran içeri girdikten sonra kızlarda markete gitti. Döndüklerinde kulübün önünde abilerinden kimse yoktu. Zeynep bir cesaret Emre'nin yanına gitti. Zeynep: Eee şey... Biraz konuşabilir miyiz? Emre: Tabiii. Zeynep: Mümkünse yalnız... Benimle gelir misiniz? Zeynep Emre'yi de alıp apartmanın biraz ötesine geçti. İkisi de heyecanlanmıştı. Emre sonunda yutkunduktan sonra cesaretini topladı. Emre: Benim size bir şey itiraf etmem gereken bir şey var. Zeynep Emre'yle göz göze geldi. İtirafı merak etti. Zeynep: Öyle miii?... Sizi dinliyorum. Emre derin bir nefes aldı. Emre: Ben sana ilk gördüğüm andan itibaren vuruldum. Seni görünce kalbim pır pır oldu. Seni çok seviyorum! Zeynep bu itiraf karşısında güldü. Emre utanmıştı. Hemen durumu toparlamaya çalıştı. Emre: Şeyyy... Özür dilerim. Ben... Ben kendimi tutamadım. Zeynep: Aslındaaa... Aşkımız karşılıklı bence. Emre: N-nasıl yani? Zeynep: Ben de seni çok seviyorum. İlk görüşte aşk mı olur diyorlar ama bence oluyor. Seni gördüğüm ilk andan beri güven verdin bana. Ben insanlara o kadar çok güvenen biri değilim aslında. Emre: Yaa? Zeynep: Neyseee... Şimdi abimlere yakalanmak istemiyorum. Telefonunu verir misin? Emre acele ve heyecanla telefonunu çıkarıp Zeynep'e verdi. Zeynep telefona bir şeyler yazıp Emre'ye geri verdi. Zeynep: Telefon numaramı yazdım... Müsait olunca yazarsın bana. Emre: Y-yazarım. Zeynep derin bir nefes aldıktan sonra Emre'nin yanağına bir öpücük kondurdu ve hızlı adımlarla eve girdi. Emre o öpücüğün etkisiyle Zeynep'in arkasından bakakaldı.
|
0% |