
Sabah
Herkes kahvaltı yapıyordu. Hafta sonuydu. O sırada apartmanda bir mobilya gürültüsü vardı.
Filiz: Ne oluyor?
Şükran: Bilmiyorum ki.
Zeynep: Ben bakayım mı?
Şükran: Bak bakalım.
Zeynep ayağa kalktı ve kapıyı açtı. Apartmanda bir kaç adam yukarıya birkaç mobilya taşıyordu. Dayanamayıp sordu.
Zeynep: Pardon? Bu mobilyalar kime?
Adam elindeki faturaya baktı.
Adam: Baran Malikyan.
Zeynep çok şaşırmıştı. Kapıyı kapattı ve aceleyle içeri gitti.
Zeynep: Baran abi bir bakar mısın acil?
Baran: Ne oldu Zeynep?
Zeynep: Senin gelmen daha iyi olur.
Baran hiç bir anlam veremeyerek kapıya gitti. Kapıyı açtığında ise mobilyacılar hala yukarıya mobilya götürüyordu. Baran hemen koşarak yukarı çıktı. Mobilyalar kendi evine gidiyordu. Hemen içeri girdi. Dilan koridorda durmuş gelen mobilyalara bakıyordu.
Baran: Dilan ne oluyor? Bunlar ne?
Dilan: Mobilya Baran.... Bebek odası için.
Baran şaşkınlıkla mobilyalara baktı. Sabırla derin bir nefes aldı.
Baran: Ben alacaktım zaten acelen neydi?
Dilan gülümseyerek Baran'a cevap verdi.
Dilan: Sen aldın zaten Baran. Ben ödemedim parasını.
Baran bunu duyunca daha da şaşırmıştı.
Baran: N-nasıl yani?
Mobilyacı tam o sırada faturayı Baran'a verdi. Baran faturaya baktı fiyatı görünce kafasını kaldırıp Dilan'a baktı.
Baran: 25.000 derken?
Dilan: Ne oldu Baran? Esin'e daha mı pahalı almıştın?
Baran sesini çıkarmadı ve mobilyaları kurmak için bir usta çağırdı.
Yarım saat sonra usta gelip 1 saat için mobilyaları kurdu. Kurulan mobilyaları gören Baran'ın şaşkınlığı daha da arttı. Çünkü Esin'e aldığı mobilyaların aynısıydı.
Baran: B-bu mobilyalar Esin'e aldığım mobilyalar değil değil mi? Onun mobilyalarını sen almadın umarım.
Dilan sinirle gülerek Baran'a döndü.
Dilan: O yollunun eşyalarını ne yapayım ben be?... Aynısını aldım.
Baran: A-ama... Tek kaldığını söylemişlerdi.
Dilan: Evet tek kalmış. Ben gittiğimde yoktu bunlar. Depodan getirttim.
Baran hala şaşkındı. Yutkunduktan sonra konuştu.
Baran: Dilan, bu mobilyaları neden benim haberim olmadan aldın? Bebek odasını birlikte planlayacaktık.
*Dilan*: PLANLAYACAKTIK!.. Ama Planlayamadık Baran. Ayrıca senin onayını almadan böyle bir şey yapmış olmam seni bu kadar rahatsız ediyorsa, bunu anlamakta zorlanıyorum.
Baran Dilan'a baktı sinirle hafif gülümsedi.
Baran: Tabii ki rahatsız olurum Dilan! Bu büyük bir karar ve sen benimle konuşmadan harekete geçtin. Bu, bana karşı bir saygısızlık.
Dilan: Saygısızlık mı? Bunu diyen de benimle Esin'i karşılaştıran bir adet Baran Malikyan!
Baran şok oldu vw iyice sinirlendi.
Baran: Bu konuyu Esin'le karşılaştırmanın bir anlamı yok. O geçmişte kaldı. Ama bu konuda bana danışman gerekirdi.
Dilan: Esin konusunu açmamın bir anlamı var, Baran. Ondan bir bebek yapıp sonra da bebeğinin odasını hazırlattın.
Baran: Esin'le olan geçmişimi sürekli gündeme getirmen haksızlık. Bizimle alakası yok bunun.
Dilan: Haksızlık mı? Baran, senin geçmişin bizim geleceğimizi etkiliyor etkiledi de... Esin'le yaşadıkların beni de etkiliyor. Sürekli onunla kıyaslanmak istemiyorum.
Baran elleriyle gözlerini ovuşturdu. Derin bir nefes daha aldı.
Baran: Dilan, ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın yine de bu adımı birlikte atmalıydık. Bunu anlamak bu kadar zor mu?
Dilan biraz sesini yükselterek cevap verdi.
Dilan: Zor olan, senin sürekli geçmişinle yaşaman Baran! Sen sürekli Esin'in etrafında dönüp duruyorsun! Sürekli ama sürekli dilinde Esin'in ismi! Ben de burda hamileyim! Senin benim karnımda da çocuğun var! Ama sen sürekli Esin'in karnındakiyle ilgileniyorsun!
Baran: Yeter Dilan yeter! Bu kadar bağırıp çağırmak yerine birlikte çözüm bulalım. Bu şekilde bir yere varamayız.
Dilan'ın yüzünü alaycı bir gülümseme aldı.
Dilan: Belki de bağırmam gerekiyor ki sesimi duyabilesin Baran! Sürekli Esin'in etrafındasın. Onun etrafında pervane gibi dönüp duruyorsun. Beni duymuyor ve dinlemiyorsun.
Baran: Ben seni dinliyorum Dilan, ama önemli kararları birlikte almalıyız! Bunu anlamalısın! Ayrıca sürekli Esin'in ismini zikreden de sensin! Bana diyorsun ama sen kendin söyleyip duruyorsun adını!
Dilan: Baran, seninle bu şekilde konuşmak bile çok zor. Esin'le olan geçmişin yüzünden sürekli kendimi ikinci planda hissediyorum.
Baran: Haklı olabilirsin Dilan. Esin'le olan geçmişim seni rahatsız ediyor olabilir. Ama artık geçmişi unutup geleceğe odaklanmalıyız.
Dilan alaylı bir şekilde başını salladı.
Dilan: Geçmişi unutmak mı? Senin geçmişin benim her gün karşıma çıkıyor Baran! Esin'in gölgesinde yaşamak istemiyorum artık!
Baran: Belki de Esin'in gölgesinde yaşamaktan kurtulmanın zamanı geldi, Dilan. Ama senin bu kadar takıntılı olman işleri daha da zorlaştırıyor.
Dilan şaşırmaya başladı. Baran'dan bunları duymak kötü hissettirdi.
Dilan: Takıntılı mı? Senin yüzünden bu hale geldim Baran! Esin'le yaşadıkların beni bu kadar etkilerken, nasıl takıntılı olmayayım?
Baran: Belki de bu kadar dramatik olmana gerek yok, Dilan. Her şeyi abartıyorsun.
Bu sözler gerçekten Baran'a mı aitti. Derin bir nefes aldı. Sesi titredi.
Dilan: Abartmak mı? Senin geçmişinle yaşamak zorunda kalan benim, Baran! Senin hataların yüzünden ben acı çekiyorum!
Baran gözlerini Dilan'dan kaçırdı.
Baran: Belki de bu kadar zayıf olmamalısın, Dilan. Güçlü olmayı öğrenmelisin.
Dilan, Baran'ın bu ağır sözlerine dayanamayarak ona sert bir tokat attı. Baran, şaşkınlıkla yüzünü tuttu ve sessizce Dilan'a baktı. Dilan ağlamaklı bir ses tonuyla devam etti.
Dilan: Zayıf mı? Senin yüzünden bu hale geldim Baran! Senin hataların yüzünden ben bu kadar kırılgan oldum!
Dilan ağlamaya başladı. Baran sesini çıkarmadan hiddetle evden ayrıldı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.61k Okunma |
86 Oy |
0 Takip |
28 Bölümlü Kitap |