@hikayem_04
|
Lavinden; Yavaşça doğruldum yataktan. Aynadan kendime baktığımda yüzümü buruşturdum. Dağılmış bir haldeydim ayrıca üstümü bile çıkarmadan uyuya kalmıştım. Kalkıp mutfağa gittim annem kahvaltıyı hazır şekilde bırakıp gitmişti hafifçe gülümseyip ilaç içtim. Bir şeyler atıştırdıktan sonra ortalığı toplamış ve kısa bir suş almıştım.
Rüyamda gördüğüm yere gidicektim. Bir depoya. Aklımı kaçırmış gibi gözükebilirim ama rüya çok gerçekçiydi onun burda olma ihtimali beni çıkdırtırken birde buranın reisi olma düşüncesi beni kalp krizine kadar götürebilecek bir raddeye geliyordu.
Hızlıca siyah kot, tişört ve kabanımı giyinip saçlarımı topladım. Çantamı aldığımda duraksadım. Bu mahallede güvende hissetmiyordum. Kendimi korumak için yanıma alabileceğim tek şey ise onun bana hediye ettiği ve baş harflerimizin kazılı olduğu bir isviçre çakısıydı. Bu çakıyı bana verdiği anı düşünürken yüzümde buruk bir gülümseme oluşmuştu. İç çektim. Bir insanın kötü olduğunu bile bile sevmek bana fazlasıyla vicdan azabı çektiriyordu. Keşke kalbimi söküp atabilmemin bir imkanı olsaydı. Onu sevmekten, onu özlemekten nefret ediyordum. Çakıyı sinirle cebime koyduktan sonra çıktım evden. Nereye gidiceğimi tam bilmiyordum sadece hislerime güveniyordum. Hoş en son güvendiğimde bir çıkmaz sokağa girmiş ve peşime birilerini takmıştım. Oda vardı mesala o dövmeli çocuklardan biri ona ne kadar çok benziyordu.
Aklımın benimle oynadığı bir oyundu bu galiba. Ondan kaçamazsın demeye çalışıyordu bana. Ama kaçmıştım. Başarmıştım ondan kaçmayı. Bulamazdı beni. Bulmamalıydı.
Nasıl olduğunu anlamadan rüya da gördüğüm deponun önüne gelmiştim. İçime sıkıntı dolmuştu. Elimi kapı kulbuna attığımda arkamdan boğaz temizleme sesi geldi. Korkudan sıçramıştım. Hızla arkanı döndüğümde şu Ona çok benzeyen dövmeli çocuk vardı. Bana tek kaşını kaldırmış bakıyordu. "Gene olmaman gereken bir yerdesin. Alışkanlık oldu herhalde sende." Dediğinde yutkundum. Ne diyeceğimi bilmiyordum. En iyisi bir şey demeden çıkıp gitmekti. Hızla ordan uzaklaştım o ise sadece arkamdan baktı.
O'nun anlatımından Boran hızla içeriye girdiğinde kaşlarım çatıldı. Ne olmuştu gene? Siktiğimin hayatında olaysız bir dakikam geçmiyordu! "Ne bu halin!?" dediğimde. Derin bir nefes alıp bana baktı. " Abi burda olmamalısın! Yenge burdaydı! Kapıda! Tam açacakken durdurdum! Neredeyse görücekti seni!" dediğinde büyük bir küfür savurdum. Beni görseydi her şey çok kötü olurdu. Hemde her şey. Beni asla görmemeliydi veya gördüğü zaman benden gidemeyeceği bir yerde olmalıydı. Evet! benden gidemeyeceği bir yerde olmalıydı. Bu kadar özlem bana yetmişti onu yanıma alacaktım. Kaçmasına asla izin vermeycektim. Bana olan sevgisinin gerçekten bittiğini bilsem asla böyle bir şey yapmazdım. Ama bitmemişti bunu her gece ağlayarak fotoğraflarımıza bakmasından biliyordum. Eğer o inadını kırmıyorsa o zaman ben başka bir çözüm bulup onu kaçırırdım ve kaçıracaktım. Aklıma gelen planla gülümsedim. Boran ve Ogün anlamaya çalışıyrolardı. Ben anlatmadan hiç bir bok anlayamazlardı. Bu iş en kısa zamanda bitecekti!
|
0% |