Yeni Üyelik
17.
Bölüm

14.Bölüm

@hilal.gundogdu

Bu çocuğun acaba kafasına tuğla falan mı düştü yoksa Vahiy mi indi? Şu an beni savunduğunu gördüğüme göre artık gözlerim açık ölmeyeceğim.

Acaba bir amacı olabilir mi çünkü ben bu öküzün beni savunduğunu hiç görmedim ve şu an burda beni hem diğerlerine hemde Ayça hocaya karşı savunuyordu. Açıkçası bu zamana kadar yalan söylediğini hiç görmedim ama şu an neden bunu yapmasının bir amacı yoksa bende Kumsal değilim.

Bu Ayaz denilen öküzcüğüm hiç bir zaman karşılıksız bir iyilik yapmaz en azından karakterinden yola çıkarak bunu söyleyebilirim.

Beste denen şıllığın kolyesini ben çalmamıştım fakat her ne olduysa kolye benim çantamdan çıktı. Bunu birisi kesinlikle bilerek yaptı ki bu Beste ve arkadaşlarından başka kimse olamaz. Yoksa neden kendinden emin bir şekilde beni suçlasın ki? Tahminimce bunu yapan Beste değildi ama arkadaşlarından birisiydi sonuçta Beste konu arkadaşları da olsa önemsemez sırf kendisini kurtarmak için onları yakardı.

Bana göre arkadaşlık bu olmamalı daha doğrusu onların ilişkisine arkadaş bile denemez birbirlerini her fırsatta bırakıyorlar sırf kendilerini kurtarmak için suçluyorlar. Fakat arkadaşlık tam tersi değil mi?

Ayça hoca bıkkın şekilde "Şimdi Müdürle konuşacağım bir sınraki ders başında hepiniz Müdürün odasına gelin"

Dilara bana endişeli bir şekilde bakarak "İstersen yanına gelebiliriz senin yaptığına inanıyoruz." Ecrin de onaylarcasına başını sallayarak elini omzuma destekler gibi koydu.

Bu destekleyici anı her zaman olduğu gibi Yüsra bozarak "Hem sen o şıllığın pis takılarına kalmadın onu senin çaldığını nasıl düşünebiliyorlar anlamıyorum." Ayaz ve grubu bize bakarken içlerinden ilk önce Fatih çok da büyük olmayan bir adım attı ve yaklaşarak "Ayaz'ın yanında şahit olarak ben de geleceğim garantiye almış oluruz." Vay anasını gerçekten bunlar şimdi de beni mi destekliyorlardı? Şaşkınlığımı dışa vurmadan kafa salladığımda tenefüsün bittiğini belli eden zil çaldı. İşte şimdi ne olacaksa olacaktı.

Büyük ihtimalle Müdür ve Ayça hoca bizi bekliyordu. Müdürü okula başlamadan önce kayıt yaptırmaya babam ile geldiğimizde görmüştüm.

Oldukça hoş ve anlayışlı birisine benziyordu ama bu gibi durumlarda nasıl görünür hiç bilemiyorum. Ama suçsuz olduğumu kesin bir şekilde kanıtlamma lazım ne olursa olsun.

Bu okulda yeni gelmeme rağmen neredeyse herkes benim üzerime oynuyordu ve onları artık haksız çıkarmanın vakti geldi. Tepkimi ortaya koyarak artık onlardan korkmadığımı belli edecek ve beni küçük düşürmelerine izin vermeyeceğim ve bu sadece diğerleri için geçerli değil Ayaz öküzü için de geçerli.

Zilin arkasından Ayaz bana bakmadan sınıftan çıktığında Fatih daha düşünceli davranarak yanıma yaklaştı ve "Hadi gidelim bizi bekliyorlardır."

Haklıydı eminim şu an bizi bekliyorlarıd hemde ben boş yere suçsuz olarak suçlanırken. Fatihi takip ederek sınıftan çıktığımda onun adımlarına ayak uydurmaya çalışarak yürüyordum. Fatih de Ayaz gibi uzun boylu birisiydi bunlar ne içip ne yiyorlar da bu kadar uzunlar ki?

Aklımdaki soruları def ederken Müdürün odasına yaklaştığımız fark ettim fakat Ayaz önden gelmiş olmasına rağmen bizi bırakıp girmek yerine kapıda duvara yaslanmış ifadesiz bir şekilde bizi bekliyordu. "Ne kadar uyuştunuz hadi girin." bu çocuk bence cidden deli hem azarlıyor hemde kapıyı açarak içeri girmemizi bekliyordu.

İlk önce Ayaz hemen ardından Fatih ve ben girdik. Müdür koltuğunda oturmuş Ayça hoca müdür masasının önündeki kolutğa oturmuş, Beste ise kendine özgü bir güvenle karşılarında ayakta bekliyordu.

Beni gördüğünde hemen role bürünerek ifadesiz ve üzgün bir surat yapmaya başladı. Fatih ve ben Beste şıllığının yanındaki yere geçerken Ayaz nedenini anlamadığım şekilde Müdüre yaklaşarak "Bunun için tartışmaya gerek yok Beste Kumsal'a iftira atıyor." Müdürün yanında hangi özgüvenle böyle konuşabiliyordu ki?

Müdür ise alışıkmış gibi onu dinledikten sonra "İlk önce ne olduğunu anlatın daha sonrasına karar veririm Ayaz."

 

Ayça hoca Müdüre olayı anlattıktan sonra bana dönerek "Kumsal da kolyeyi onun çalmadığını ve suçlandığını idda ediyor.'"

Müdür tüm olayı dikkatle dinledikten sonra Ayaz ve Fatih'e döndü '"Peki siz bu olayda geçmiyorsunuz neden burdasınız?" Ayaz konuya öncülük ederek "Çünkü bu bir iftira ve ben de buna şahidim '' Müdür aynı açıklamayı yapması için Fatih'e baktığında Fatih de '"Ben de şahidim Kumsal suçsuz." vay canına bu günleride mi görecekti gözlerim.

Müdür ilk önce açıklama yapması için Ayaz'a baktığında Ayaz konuşmaya başlamadan önce hafifçe boğazını temizleyerek "Beste kolyenin beden dersinde çalındığını iddia etti fakat beden dersinde Kumsal onun kolyesini çalmış olamaz çünkü beden hocasının talimatı üzerine onu ben çalıştırıyordum."

Beste onların beni savunacağını en başından tahmin edememiş olacak ki şu an da tüm kendine güvenen tavrı yerle bir olmuş şekilde stresli gözleri yeri izliyordu. Sıra Fatih'e geldiğinde rahat tavrını bozmadan

"Ayaz'a katılıyorum.Onları gördüğümde sıkı bir çalışma yapıyorları tabi Kumsal'ın beceriksizlikleri hariç." Ayaz sırıtmasını gizlemeye çalışırken Fatih hiç çabalamadan gülümsüyordu. Şurda ne güzel gaza gelmişiz yani şimdi yaptığınız oluyor mu ya rezil ettiniz.İki dakika hava atamıyorum şu kıza.

Müdür "Ayaz ve Fatih Kumsal için şahit olduklarına göre Beste ile özel bir konuşma yapacağım." verdiği mesajla bizim odadan çıkmamız gerektiğini artık bizle bir işi kalmadığını belirttiği için odadan beraber çıktık ve kapıyı arkamızdan örttük. Fatih'e sinirli bakış atarak "Ayrıntı vermesen olmaz mıydı da rezil ettin." Fatih içeride kendini tuttuğu yetmiş gibi kahkaha atarak "Üzgünüm ama oradaki halini görmen lazımdı sen attığın her atıştaki topu kendi kafana düşürürken Ayaz uzaktan sabır çekerek izliyordu."

Bunu daha yeni öğreniyordum beden dersinde o başkalarına yardım ediyordu ve bana sadece ders sonu gelmişti. Ama ders boyu beni izlemesi oldukça muhtemel çünkü rezil haraketlerimle tüm gözleri üzerime çekiyordum.

Ayaz gözlerini yerden bana çevirerek "Sen sınıfa git ben hallederim." sürekli halletmek istmeesine şaşırmış bir şekilde bakarak "Neden sen halletmek istiyorsun bu benim meselem." bıkkın şekilde bakarak "Haksızlığı sevmem ve bunu hallederim dediğim gibi sen sınıfa git." cevap vermeden Fatih'e işaret veren bir bakış attığında Fatih hızlıca omzumu tutarak yönümü değiştirdi ve sınıfa yönlendirmeye başladı.

Ellerini omzumdan iterek "Kendim de yürüyebilirim." Fatih hızlıca ellerini çekerek "Tamam ya ne saldırganmışsın sende."

beraber biraz daha ilerledikten sonra Çınar ve Aras görüş alanımıza girdiğinde hızlıca yaklaştılar. Çınar "Neler oldu?" Fatih daha cevap veremeden hızlıca lafa atlayıp "Suçsuz bulundum ama müdür yine de konuyu araştıracakmış. O öküz de ben hallederim diyerek beni ordan gönderdi." Aras dikkatlice bakarak "Öküz derken kimden bahsediyorsun?" Fatih gülmekten ağrıyan karnını tutarak "Ayaz'dan bahsediyor."

Ben ifadesiz durmaya devam ederken Fatih'in dediğine Çınar ve Aras da gülmeye başlamıştı. Ne var bu kadar komik anlamıyorum öküze öküz demek suç olur mu hiç?

Aras gülerken "Ayaz bunu duysa emin ol hiç hoşlanmaz."

"Hoşlanması için demiyorum zaten."

"Hoşlanmaması için de söylemiyorsun."

Yok ya bunlarla iki laf bile edilmez hemen mantıklı cevaplar buluyorlar. Çınar en azından daha aklı başında olduğu için "Sen sınıfa geç biz Ayaz'a bakalım." pes etmeyeceklerini bilerek kafa salladım ve koridorda onlardan uzaklaşmaya başladım. Büyük ihtimalle olayı bir çok öğrenci duymuştu ve bana kendi aralarında sessizce fısıldaşarak bakıyorlardı. Neyseki son bir ders kaldı yoksa bu günlük okula daha fazla dayanamayacaktım.

Sınıfa girdiğimde ders zaten başlamıştı hızlı şekilde yerime geçip ders için eşyalarımı çıkartmyaa başlarken bir kaç saniye kızlarla göz göze geldik. Benim için endişelilerdi ama iyi olduğumu anlatmak istecesine kafa salladığımda dersi dinlemek için önlerine geri döndüler.

Dersi dinleyesim pek yoktu bende defterimde rastgele karalamalar yapmaya başladım.Direseğimi sıraya koyduktan sonra eyüzümü elime koyarak destek vererek rastegele çizimler yapmaya devam ettim. Çizim yeteneğim de yoktu olsun rastgele çizgiler atmak bile bana göre insanı rahatlatıyordu.

Normalde olsa oldukça azarlayacak hoca nedense şu an bana hiçbir şey demiyordu ve derse katılmam için bile soru sormuyordu. Tamamen kendi halimde düşüncelerimle baş başaydım.

Sonunda okulun bu günlük bittiğini bildiren zil çaldığında rahat bir nefes aldım nihayetinde buradan çıkabilecektim. Diğerleri çantalarını toplayarak çıkarken bizim kızlar yanıma geldi. Dilara "Suçsuz bulundun değil mi?" başımı salladığımda hepsi rahat bir nefes aldı Ecrin keyfi yerine gelmiş gibi "Bu gece pijama partisi yapmaya ne dersiniz?" sanki başımıza birisi yetmiyormuş gibi Yüsra da aynı hevesle

"Ne pijama partisi mi? Ben olmadan olmaz." Dilara da katılarak "Tamam o zaman bizim evde yapıyoruz.Akşam bize gel Kumsal."

planlarına uyarak "Tamam akşam gelirim zaten konum bende var." Ecrin devam ederek "Annen ve babandan izin alırsın o zaman."

annemlerin izin vereceğine güveniyordum çünkü sonuçta onlarınki bir öğrenci eviydi ve sadece Dilara,Ecrin,Yüsra yaşıyorlardı.

"Peki o zaman ben artık gideyim akşam sizin evde görüşürüz."

 

 

Akşam yemeği yerken masada annem ve babam sanki aralarında bir gerginlik varmış gibi stresli görünüyorlardı. Önümdeki Çorbayı sıcak öldüğündan dolayı bir kaç kez üfledikten sonra yavaşça içtim. Gözlerim onların üstünden ayrılmıyordu. Ben okuldayken tartışmış veya bi konuda anlaşmazlığa düşmüş olabilirler çünkü bunu genelde yapıyorlar ama Antalya'ya taşındığımızdan beri yeni bir sayfa açtığımızı ve bundan sonra kavga etmeyeceklerini umut ediyordum ta kii şimdiye kadar. Galiba artık umudum kalmadı bu yeni bir sayfa değil eski sayfanın benzer bir kopyasıydı tek farkı yendiden yazılıyor olmasıydı.

Bu akşam kızlarda kalacağımı söylesem mi söylemesem mi diye ikilimde kalırken babam "Söylemek istediğin bir şey mi var?" ilk onun konuşması elbette işime gelerek "Evet aslında var. Bu akşam kızlarda pijama partisi yapmayı planlamıştık sizden izin almak istedim."

Babam yemeğini bitirrek peçeteye ağzını sildi ve "Kızlarda mı hani şu arkadaşın olarak bahsettiklerin galiba.Onlar ailelerinden ayrı evde mi yaşıyor?" onaylayarak "Evet öğrenci evleri var beraber yaşıyorlar." babam cüzdanından para çıkartarak uzattı ve "Peki bu gece onlarda kal.Parayı da alda belki akşam için bir şeyler alırsınız." izin verdiği için mutlu şekilde hızlıca elindeki parayı aldım ve hiç vakit tüketmeden

akşam için ihtiyacım olanları koyduğum çantamı alarak hızlıca evden çıktım.

Şansıma bir taksi geçiyormuş ki hemen çevirerek bindim ve kızların evine doğru yol almaya başladım. Yol boyu genel olarak telefonumla oynadım veya kızların gruptan attıkları mesajlara baktım.

Evin önüne vardığımızda taksiden indim ve mutlu bir şekilde apartmana yöneliyordum ki karşı binanın camını zorlayan birisini gördüm. Işık yoktu ve etraf karanlıktı tam yüzünü seçemesem de bir erkeğe benziyordu.

Hırsız olabilir mi diye düşünürken karşıdaki adam pencereyi daha da çok zorladı fakat bir terslik var gbi görünüyordu çünkü pencereyi açmaya çalışıyordu. İçimi bir an korku kapladı fakat bu şekilde kötü davranışlara tahammül edemediğimden dolayı harakete geçmeye karar vererek varlığımı fark ettirmemeye çalışarak yavaş bir şekilde yaklaşmaya başladım.

Elimdeki çantayı daha sıkı kavrarken kim olduğunu göremediğim adama yavaşça yaklaştım. Neyseki beni fark etmedi bunu avantaj olarak kullandıktan sonra arkasına daha da yakın bir konuma yaklaştım.

İçimden Bismillahirrahmanirrahim diyerek hızlı bir şekilde adamın sırtına atladım ve etkisiz hale getirmeye çalıştım. Ben adama yapışırken adam ise tutuşumdan kurtulmaya çalışırken sendeli. Benden kurtulmaya çalışırken çıkardığı zorlu sesleri duyabiliyordum ama kimin umrunda ki sonuçta eğer engel olmasaydım bir evi soyacaktı. Adam sinirli sesle "Deli misin bıraksana!" tanıdık selse tutuşum hafifçe gevşediğinde aniden başka kişiler de geldi ama karanlıktan dolayı yüzlerini net seçemiyordum. İki kişi beni bir anda tutarak O adamdan ayırdı. Biri sağ kolumu diğeri ise sol kolumu tutarken aniden bulunduğumuz noktadaki ışık yandı.

Olamaz işte gerçekten şimdi bittim. Biraz önceki hırsız sandığım ve saldırdığım kişi yani Ayaz sinilri gözlerle bana bakarken Yan tarafımda Sağ kolumu tutan Fatih ve sol kolumu tutan Çınar şok içinde bana bakıyorlardı Aras ise köşeden kahkaha komasına girerek kendini ordan oraya atıyordu. Hepimiz şaşkındık çünkü birbirimizin olduğunu bilmiyorduk. Tabi bizim kızlar sesi duyup aşşağıya inmiş olacak ki yanımdan hızla koşan bir şey gördüm.

Yüsra hızla Fatih'e uçan tekme attığında Fatih sendeleyerek kolumu bıraktı ve karnını tuttu. Hemen arkasından Dilara Çınar'ın kolunu tutarak başka bir tarafa çekti ve benden ayırdı. Ecrin ise gözlerini sinirli bir şekilde Ayaz öküzüne dikmiş bakıyordu ama Ayaz sadece sinirli gözleriyle bana bakıyordu.

"Neden bunu yaptın?!" sanki birde ben suçluymuşum gibi davranıyor ya bayılıyorum şu adama. "Karalığın içinde camı açmaya çalışıyordun hırsız sandım." aynı savunuculukla karşılık verdiğimde köşede Karnına yediği tekmeyle Sızlanan Fatih "Olan yine bana oldu. Kızım ben boks torbası mıyım neden her olay olduğunda hiç düşünmeden bana vuruyorsun." Yüsra yaptığından bir miktar bile pişmanlık duymadan "Sen bir boks torbası bile etmezsin."

Çınar araya girerek "Anlaşılan yanlış bir anlaşılma var o yüzden kavgayı bırakalım ve hepimiz işimize dönelim." Dilara bizi yanına çekerek "Evet hadi gidelim."

 

Eve girmek için merdivenlerden çıkarken hepimiz hakhaka atıyorduk sonunda eve girdiğimizde koltuklara kendimizi atarak gülmeye devam ettik

Gülerken ilk sözü ben alarak "Yanıma bir baktım Yüsra Fatih'e uçan tekme attı." gülmeye devam ederken son olanları aktarmaya devam ederek

Dilara "Ecrin'i gördünüz mü gözlerini Ayaz'a dikmişti bir an saçlarını yolacağını sandım."

Ecrin "Hadi canım sende Çınar'ı öyle bir savurdun ki bir an çocuğun karşı sokağa gideceğini düşündüm." hepimiz gülmekten karnımız ağrırken Yüsra "Aras en iyileri gördünüz mü etkisiz hale getirmemiz gerek yoktu oda bizim kafadan zaten biz gelmeden önce gülmeye başlamış."

"O çocuk güldüğünde tam bir umutsuz vaka oluyor." Sonunda gülmeyi bıraktığımızda Ecrin "Pijama partisine hazır mısınız?" Dilara oturduğu koltukta duruşunu düzelterek "Bu gecenin eğlenceli geçeceğine dair bir his var içimde."

Elimizdeki kahvelerle çoktan konuşmaya başlamıştık aklımda takılı kalan bir şey vardı ve hem kızları dinlerken bir yandan da düşünüyordum Yüsra "Ne düşünüyorsun?" diğerleri de bana döndüğünde "Neden Ayaz ve diğerleri burda?" Ecrin rahat tavırla omuz silkerek

"Onlar da bizim gibi beraber karşı apartmanda yaşıyorlar." ve onlar bunu bana söyleme zahmetine girmemişti bile.

"Bunu bilmiyordum. Yani hep birlikte kalıyorlar acaba anlaşıyorlar mıdır?" Dilara kahve fincanını masayan bırakarak "Yani genel olarak anlaşıyorlar." Yüsra aklına gelen şeyle bir saniye durduktan sonra önce Dilara ve sonra bana bakarak "Kumsal hani ilk tanıştığımız günlerde bana neden Fatih ile düşman gibi bakıştığımı sormuştun bende sonra daha yakın arkadaş olursak anlatırım demiştim ya. Vakti geldi galiba."

Evet bunu hatırlıyorum ilk günlerde Yüsra ve Dilara Ayaz ve grubuna ne kadar düşman olsa da Fatih denilen kişiye bir ayrı düşmanlardı ve bende nedenini sorduğumda bana daha sonra söyleeyceklerini söylemişlerdi.

Devam etmesi için baktığımda sözü Dilara alarak "Aslında Yüsra ve Fatih sevgililerdi ama daha sonra ayrıldılar."

o ikisinin sevgili olduğunu asla hayal bile edemiyorum ki kaldı sevgili hallerini göreyim. Yani sevgili olmak hadi ne de neden ayrıldıklarını merak ederek

"Peki ayrılma sebepleri neydi?" Ecrin destekleyici şekilde Yüsra'nın sırtını ovarak "Yüsra Fatih'i başka kızla bir evde gördü."

Vay anasını yani aldatılmış. Şimdi neden diğerlerinden daha da fazla onunla uğtraştığını biliyordum.

Yüsra geçiştirmeye çalışarak "Aman boşverin kızlar ya zaten değmez onun için." daha fazla üzmemek için sustuğumuzda Ecrin ortalığı neşelendirmek için "Peki o zaman artık pijama partisini başlatalım mı?" kafa sallayarak "Tamam ama ürünleri almaya markete kim gidecek?"

Ecrin sinsice Yüsra'ya baktığında Yüsra "Siktir git, ben gitmem" Dilara oturduğu koltuktan kalkarak "Tamam ben giderim." Ecrin Dilara'ya

Komik şekilde öpücük atarken Dilara bize son kez el sallayarak kapıdan çıktı.

 

Yüsra hızlıca ayaklanarak odasına gitti ve döndüğünde elinde bir sürü pijama vardı. Ecrin hemen aralarından portakal desenli bir piijamayı alarak bana baktı "Kumsal sende al hadi." yanına giderek birkaçına baktım ama en uygunu şu an çizgili pijama geldiğinden bir tane aldım.

Artık kızlara o kadar alışmıştım ki yanlarında üstümü değiştirmekten bile utanmıyordum. Üstümü çıkarıp değiştirmeye başladığımda onlar da öyle yaptı. Hatırladığım kadarıyla Dilara üzerinde desen olmayan düz renk bir pijama giyinmişti. Şimdi ise Ecrin portakal desenli,Yüsra ona uyan seksi bir şortlu takım,ben ise genel olarak bu aralar moda olan karali pijamamı giyinerek koltuğa geri oturdum.

hepimiz boş boş takılırken Dilara elinde poşetlerle içeri girerek yorgunlukla kendini koltuğa bıraktığında Ecrin poşetin içindeki gece için alınan abur cuburları tek tek çıkarıp masaya dizdi. Masaya beraber oturduğumuzda Yüsra arka fon olarak telefondan bir şarkı açtı ve alt ses olarak duyulacak kadar kıstı.

"Bu gün daha başlamadan bile eğlendim." Dilara yediği çekirdeğin kabuğunu tabağa atarken "Evet ayrıca durduk yere o erkeklerden de hıncımızı aldık ya daha da iyi."

Ecrin "Ama Kumsal orda ne oldu da onlar seni tutarken Ayaz öyle sinirli bakıyordu?" açıklamaya başlamadan önce barsağımdaki içecekten bir yudum içtim "Ya ben size geliyordum işte sonra karşı apartmanda karanlık kısımda camla oynayan birisini gördüm tabi ışık yoktu bende Ayaz olduğunu anlamadım.Sonra hırsız sandığım için durdurmak için üzerine atladım ve hemen ardından iki kişi beni tuttu onlar da Çınar ve Fatih zaten biliyorsunuz. Fakat ışık olmadığı için benim onları göremediğim gibi onlar da beni göremiyordu bu yüzden işte onlar da beni onlara saldıran rastegele birisi sanmışlar o yüzden tutmuşlar. Ama ışık yandığında anladık kim olduğumuzu ki zaten çok geçmeden Yüsra uçan tekmeyele ortaya girdi."

Yüsra sandalyesinde bacaklarını bağda kurarak "Ne yani önüme gelen her fırsatta vurma isteğime engel olamıyorum."

Dilara gülerek "Senin vurmalarına karşı iyi dayanıyor en azından.Yani karşılık da verebilirdi ama yapmıyor sonuçta."

kurabiyelerden birini yerken yanlışlıkla yere düşürürüm. Onlar konuşmaya devam ederek kuşların yemesi için camın önüne koyduğumda

aşşağıda arabaya binen Ayaz ve ekibini gördüğümde kızlara bakarak "Kızlar bakın sanırım bir yere gidiyorlar."

Hemen yanıma koşup baktıklarında Ayaz'lar çoktan arabaya binmiş ve gidiyorlardı.Bizden farklı olarak Yüsra "Kızlar intikam almaya var mısınız?"

meraklı bakışla "Ne gibi bir intikam?" Ecrin heyecanla "Ay ne olduğu önemli değil eğlenceliyse ben varım." Yüsra devam ederek

"Hazır evde yoklarken onların evine girerek geldiklerinde korkutmaya ne dersiniz?" Dilara fikire heyecanlanmış şekilde "Aslında fikir kötü değil intikam almış oluruz hemde." benimde düşüncemi ister gibi baktıklarında aynı heyecanla "Hadi onlardan intikam alalım."

 

 

Onların evinin kapısının önüne geldiğimizde binadakiler için herhangi bir yanlış anlaşılma yaratmayalım diye kıyafetlerimizi değiştirmeden düz pijamalı şekilde gelmiştik.Kapının önündeyken Dilara "Film sahnelerinde kapıları falan hep tel tokalarla açıyorlar. İşe yarar mı?"

Ecrin özgüveniyle "Ben denerim ama tel tokası olan varmı?" Yüsra gülümseyerek kafasındaki tel tokayı çıkarıp Ecrin'e uzattığında Ecrin

"Nerden bilebilirdik süslü olmanın işimize yarayacağını." ardından elindeki tel tokayla kapının önünde eğilerek kapının deliğine tel tokayı soktu ve açmak için rastgele kıvırmaya ve ileri geri ittirmeye başladı. Sonunda tık sesi geldiğinde zafer gibi baktığında kapıyı açtığını anladım.Ayağı kalktı ve kapıyı sessizce iterek eliyle gelmemizi işaret etti.

Hepimiz içeri girdiğimizde kimse görmeden hızlıca kapıyı örttüğümüzde Yüsra gözlerini evin içinde gezdirerek "Sizce de ev çok temiz değil mi?" eve göz gezdirdiğimde gerçekten de çok haklıydı. Erkekler genelde pis olurdu ama bunların evi oldukça temiz ve güzel kokuyordu. Dilara "Kızlar gerçekten de buna mı takıldınız? plana dönelim." Ecirn de hızlıca dikkatini bize vererek

"Evet şimdi herkes belirli yerlere saklanacak ve elinizfen geldiğince yakalanmamaya çalışın yakanırsak fena olur. Her neyse herkes saklandıktan sonra belirli aralıklarla ses çıkaracağız ve tıklama falan yapacağız ki evin cinli olduğunu düşünsünşer.Ve en sonunda ben gitme vakti olduğunu işaret ettiğimde Arka odada bir cam açık bıraktım.Ben onları farklı bir odaya çekerken sizde hızlıca oraya giderek camdan çıkacaksınız ilk kat olduğu için sorun olmaz merak etmeyin."

Yüsra heyecanla "Ay hadi herkes saklansın o zaman." Hepimiz evin belirli köşelerine saklandıktan sonra plana geçmek için eve dönmelerini beklemeye başladık...

 

 

Ayaz Öztürk

Diğerleriyle beraber ev için alışveriş yapmaya markete gitmiştik ve geri dönüş yolunda her zaman yaptıkları gibi arabayı ben kullanıyordum.

Arka koltukta Aras ve Fatih ellerindeki minik süpriz yumurta için boş boş kavga ediyorlardı. "Siz şu an cidden bir süpriz yumurta için mi kavga ediyorsunuz?" Ayaz acındırma numarası yaparak "Ama onu markette ben aldım ve şimdi Fatih elimden alıyor." Fatih de geri kalmaayrak

"İlk kim alırsa onundur." ikisinin kavgasına dayanamayan Çınar hızlıca ikisinin de elinden alarak "İkinize de yok artık benim."

Bunların erkek olduğundan gerçekten şüpheliyim bir oyuncak yumurta için de kavga edilmez ki yani. Fatih düşünceli şekilde

"Zaten sanki onlar yetmiyormuş gibi birde aralarına yeni kız almışlar." Aras devam ederek "Öyle deme Kumsal bence iyi." hah o kıza mı bunu diyorlardı "O aptal sarışını nasıl iyi olarak gördün Aras?" Aras devam ederek "Yani bana karşı bir sorunu olmadı."

Çınar onaylayarak

"Bana karşı da olmadı ama Ayaz için durum farklı." ağzımın içinden ne demezsiniz diye mırıldanırken sonunda eve vardığımızda arabayı park ettim ve hepsi arabadan indiğinde kapıları kilitleyerek eve çıkmaya başladık.

İçeri girdiğimizde poşetleri mutfağa bıraktığımda Çınar içeriden seslenerek "Abi ben sana kaç defa dedim ya şu odaların kapısını açık bırakma diye." yanına gittiğimde koltuğa oturmuş telefonundan oyun oynuyordu. "Kapıları ben açmadım yalan atma." oyunda olduğundan kafasıyla hafif bir sallamayla geçiştirdi. Aras ayaklanarak banyoya giderken

"Ben banyoya gidiyorum birazdan geri dönerim." gittiğinde bende diğerleri gibi koltuğa oturdum onlar telefonlarıyla oynarken televizyonu açmaya çalıştım ama bir türlü açılmadı. Bozulduğunu sandığım için televizyona yaklaşıp içindeki mekanizmalara bakarken Aras çığlık atarak ve hızlıca seke seke yanımıza koşarak koltukta oturan Fatih'e yapıştı. Neden bağırıyordu ki bu deli yine? Yerden doğrularak hızlıca ona baktığımda gerçekten korkmuşa benziyordu. Fatih Aras'ı kendisinden iterek "Ne var lan bağırıyorsun kuş gibi ciyak ciyak." Aras hızlıca geri çekilerek

"Banyonun kapısından tıklama sesi geldi. Diyorum olum ben size cinli bu ev." zaten sinirlerim üstümdeydi birde bunun nazlı halini çekemeyerek

"Kalk siktir git şurdan adamın asabını bozma." Aras bir süre sonra tripli şekilde tekrar banyoya gitti.

Fatih ,Çınar ve bende kendi halimizde takılıyorduk ki aniden mutfaktan tencerelerin düşme sesiyle irkilerek koltuktan kalktım. Çınar "O neydi lan öyle?" sinirle "Nerden bileyim siz de beni iyice müneccim sandınız." tam sesler durmuştu ki korkmadım değil yani birden bu sesler nerden geliyordu ki?

Aras üzerinde havlusuyla , saçları hayla ıslakken bize doğru düşe kalka korkuyla koşmaya başladı. Yanımıza geldiğinde aceleyle

"Bu ev cinli diyorum anlasanıza!" bence bu çocuk kesinlikle maldı. Tam o esnada birden hem kapı tıklama sesi hem de tencere seleri duyduğumuzda ortamda o sesler hariç bir sessizlik oluştu.

Korku tüm bedenimi ele geçirirken kendimi sakin olmaya zorluyordum fakat olmuyordu bunlarda neyin nesiydi böyle? Ses durduğunda Çınar ve Fatih de dahil olmak üzere hepimiz artık en az Aras kadar korkuyorduk.

"Bence kontrol etmeliyiz bu böyle olmaz." diğerleri onayladığında beraber tek tek odaları gezmeye başladık fakat odalarda anormal olan hiçbir şey görünmüyordu. Sıra Aras'ın biraz önce düşe kalka bize koştuğu banyoya geldiğinde içeride bizi ne beklediğini oldukça merak etmiştim. İçeri ilk Fatih girdi ve bir an duraksadığında ne olduğunu merak etmeden edemedim. İçeriye baktığımda bende dodnum. Aynanın üzerinde bir çift eli ve kana benzer lekeler vardı.

O esnada tekrar bir an kapı tıklama sesi geldiğinde hepimiz hiç düşünmeden ordan kaçmaya başladık en güvenli olan alan olan oturma odasına koşaraken Aras sanki milli sporcuymuş gibi korkudan hepimizi sollayarak geçtiğinde en sonunda beraber oturma odasına vardık. Diğer odalardan uzak bir konuma geçtiğimizde Fatih "Olum bunlar ne lan!" sesi endişe ve korku karışımıydı onu anlayabiliyordum çünkü bende şu an o durumdaydım fakat belli etmemeye çalışarak soğukkanlılığımı korumaya çalışırken içeri odalardan birinden tiz bir çığlık sesi gelmeye başladığında soğukkanlılığımı yitirmem çok geç olmadı. Ses kesildiğinde Çınar "Bunlar hiç normal değil." evet hiç normal değildi.

Ama ne olduğunu anlamayı kendime görev edinerek onların aksine soğukkanlılığımı koruyarak "Tamam siz burda durun ben ne olduğunu anlayıp geleceğim." Onları bırakarak evin içindeki diğer odaları kontrol etmeye başladım anormal olan bir şey de görmedim şu ana kadar fakat yine de biraz önce olanlardan dolayı korkmuyorum değil.

Diğer odaların aksine kendi odama girdiğimde camın açık olduğunu fark ettim fakat ben bu gün camımı hiç bir zaman açmadım ve bu nasıl olabilirdi? Dikkatli şekilde cama yaklaşıp baktığımda sokakta birkaç kişinin koştuğunu gördüm.

Daha dikkatli baktığımda ise en önde Dilara hemen arkasında Ecrin,Yüsra ve Kumsal'ın koştuğunu gördüm.Kumsal bir saniye arkasını döndüğünde deniz mavisi güzel gözleri bana bakıyordu...

 

Bu nasıl mümkün olurdu yani onlar bunu şaka amaçlı mı yapmışlardı? Hiç bir zaman bu kadar ileriye gitmemişlerdi ama şimdi burda evimize gizlice girmiş ve başarılı bir şekilde yakalanmadan kaçmışlardı.

Hızlıca diğerlerinin yanına döndüğümde olayların gerçeğini öğrendiğim için rahat şekilde koltuğa oturdum.

"Sakin olun sadece oyunmuş" Aras devam eden korkusuyla "Oyunmu ne oyunu?" bıkkın şekilde bakarak "Kızlar bizi oyuna getirmiş işte anla."

Çınar aynı şokla "Ne yani bütün bunlar onların planı mıydı? İyide eve nasıl girmiş olabilirler veya bu şakayı onların yaptığını nerden biliyorsun?"

"Ben odamın camını hiç açık bırakmamıştım ve odama girdiğimde cam açıktı bende şüphelenerek baktığımda dışarıda sokakta koşarak uzaklaşıyorlardı.Büyük ihtimalle bir şekilde girdiler ve tam da planlarına uyan şekilde bizi korkuttuktan sonra kaçtılar."

Fatih sinirli ses tonuyla "Siktir, gerçekten bizimle oyun oynadılar." bense içimde yanan sinire engel olamayarak "'Bana göre tüm bunları Kumsal ayarladı çünkü o gelmeden önce kızlar bize hiç böyle bir şaka yapmadı ve şimdi bir anda böyle bir şaka yapmaları sizce de şüpheli değil mi?"

Çınar merakla bakarak "Evet öyle,ama şimdi ne yapacağız ki?"

"İntikam alacağız." Aras aklımdaki kötü fikirleri okumuş gibi

"Ağır olmaz mı?"

"Bir daha bize şaka yapmamaları gerektiğini anlamaları lazım."

"Peki aklında ne var?"

"Sadece küçük bir bedel."

 

 

Evett aşklarım ben geri geldim.Nasılsınız umarım iyisinizdir. Normalde bölümü erken atacaktım fakat nedense siteye erişim sağlayamadım. Her neyse şu ana kadar karakterleri nasıl buldunuz kişilik karakterleri olsun falan. Umarım günleriniz de sizin kadar iyi geçer🧡

 

Loading...
0%