Yeni Üyelik
27.
Bölüm

18.Bölüm:Part2

@hilal.gundogdu

Bu gün nedense çok fazla eğleneceğimizi düşünüyorum. Normalde hafta sonlarım genel ve kalsik geçiyordu fakat şimdi kızlarla eğlenmeye çıktık. Yanımda fazladan para vardı yani daha da fazla eğlenebilirdik. Sonunda en büyük alışveriş merkezlerinden birine girdik. Bu gün tüm kötü düşünceleri bir kenara bırakacaktık ve sadece eğlenecektik.

Alışveriş merkazine girdiğimiz gibi Ecrin her zaman yaptığını asla bekletmeden bizi yemek katına çekiştirmeye başladı. Yüsra itiraz ederek "Ecrin şimdi yemek yersem karnım şişecek olmaz elbisem kötü görünür." bu kız tam anlamıyla bir görünüş mnayağı ve kimse bunun aksini iddia edemez.

Ecrin her zaman aç olduğundan artık aldırış etmiyorduk. Bu kızı doyurabilene helal olsun diyeceğim. Asıl anlamadığım konu bu kız bu kadar yiyor da nasıl kilo almıyor çok garip. Ben onun kadar yeseydim muhtemelen şu ana kadar yetmiş kiloya çıkardım ama o hayla zayıf bir görünümde.

Eh tabi her şey kilo da değil ama tek merak ettiğim şey yediklerinin nereye gittiği.Yemeklerin olduğu kata çıktığımızda yalan söylemiş olmayım yemek kokuları benim de karnımı acıktırmıştı. Aklımda yiyecek blirli bir tür yoktu o yüzden kızlara sorma gereksinimi duyarak "Ne yiyelim?"

asla karnını doyuramadığımız Ecrin hızla soruya atlayarak "Pizza yiyelim." Yüsra da onayladığınd Dilara rastgele bir pizzacıya yöneldi biz de onu takip ettik. Siparişi kimin vereceğini bilmiyorum fakat ben veremezdim yani daha doğrusu vermem çünkü genelde bu tarz kalabalık ortamlarda diğer insanlarla iletişim kurmak zor geliyor.

Diğer dükkanların önünden geçerken oturan müşterilerin bize baktığını hissedebiliyordum fakat sadece önüme odaklanmaya başladım. Yürürken çantamı karıştırıp içinden telefonumu aldım. Gelen mesaj varmı diye kontrol ettim fakat gelen bildirim yoktu.

Bazen bunu yapardım ve artık alışkanlık haline geldi. Kimsenin mesaj atmaması artık üzmüyordu konuşmak istemeyen açıkça yazmayabilirdi bu onların tercihi.

Artık gerçek arkadaşlarım var ve sahtelerine ihtiyacım yok bu düşünce en azıdan bir teselli gibiydi. Kızları takip etmeye devam ettim. Yüsra'nın yırtmacı yürüken açıldığında neredeyse birkaç erkek özellikle bakıyordu.

Şu an nedenini bilmediğim bir şekilde stresli ve sinirliydim. Yürümeye devam ederken diğer erkeklerin haricinde bir erkek Yüsra'nın bacaklarına kilitlenmişti. Onu fark ettiğimde sinirime yenik düşerek kızlardan ayrıldım ve o adamın yanına sinirli bir şekilde yaklaştım.

Adam beni fark etmedi bile ben ise sert bir şekilde elimi onun masasına vurduğumda adam dalgınlıktan çıkarak bana baktı. Kızlar yanlarından ayrıldığımı fark etmişlerdi fakat ne yaptığımı şaşkınlıkla izliyorlardı pek de umursamadım. Adam orta yaşlıydı bana baktığında yakalandığını çok iyi bir şekilde biliyordu.

Ağzını açmasına izin vermeden sinirli bir tonla "Hayırdır abi neye bakıyorsun?" adam inkar edercesine kafa sallayarak "Bir şeye bakmıyordum."

eğilerek biraz daha yaklaştım " Senin bacağın var değil mi?" adam şaşırsa da kendinden emin şekilde "Evet tabii ki var." sinirle sesim kısılırken etrafta izleyenleri umursamadan "O zaman neden başkalarının bacağına bakmak yerine kendi bacağına bakmayı denemiyorsun." şaşırarak bakarken daha ne ima etmek istediğimi anlayamamıştı.

Etraftakiler de bakıyordu ama umursamadım adam şaşkınca bakmaya devam ederken sadece onun duyabileceği şekilde kulağına yaklaştım ve fısıldayarak

"Bir daha o gözlerini herhangi bir kızın bacaklarına dikersen polisi aradım anladın mı?" adam bir an korkulu gözlerle kimse duydu mu diye etrafı incelerken kafasını hızlıca salladı.

Bu korku ona yeterli olmalıydı. Kızların yanına geri döndüğümde beni bekliyorlardı Dilara kolumu dürterek "Orada ne oldu?" söyleme gereksinimi duymadım çünkü zaten olayı çözmüştüm.

Olayı küçümsemeye çalışarak "Bir şey yok ya sadece adama minik bir uyarıda bulundum." kızlar olayın böyle olmadığını bilse de üstelemediler.

Bir restoranda oturup yemek yedikten sonra "Hey kızlar nereye gidelim bundan sonra?" Ecrin düşünceli şekilde bardağındaki pipetle oynayarak "Bence burdaki mağazaları gezebiliriz." hepimiz bu fikire onay verdiğimizde parayı ödeyerek masadan kalktık.

Aşşağı kata inmek için yürüyen merdivenden indiğimizde ilk önce bir takıcıya girdik. Normal takılardansa komik takılar bulup birbirimize göstererek gülüyorduk.

ağaza çalışanları dik dik baksa da kimin umrundaydı ki sonuçta bu anlara bir daha dönemeyecektik ve eğlenmeyi hak ediyorduk.

Dilara bulduğu ayılı kolyeyi gülerek bize uzattı "Bakın Ecrin burda." hepimiz bir daha gülerken Ecrin mızmız şekilde "Ben ayı değilim bakın inceciğim." Yüsra ayıcıklı kolyeyi eline alarak "İnce olabilirsin ama ayı olduğun gerçeği değişmedi." mağaza çalışanları daha da baktıklarında aldığımız takıları ödeyip mağazadan çıktık. "Kızlar kıyafet almaya ne dersiniz?" Yüsra modaya takıntılı olduğundan "Hadi hemen gidelim size güzel parçalar seçeceğimden emin olabilirsiniz." biz daha ona yetişemeden hızlıca mağazalardan birine koşar adımlarla daldı ve hemen kıyafetlere bakmaya başladı.

Bizde içeri girdiğimizde aynı şekilde kıyafetlere bakmaya başladık. Yüsra elinde bir gecelik tutuyordu ve kararsız gibi görünüyordu "Hey o gecelik tam senik yani seksi anlarsın."

Yüsra onaylamış gibi geceliği sepetine atarak "Biliyorsun ben seksiliğin tanım bulmuş haliyim." onun duymayacağı şekilde mırıldanarak "Tabii ne demezsin." duymamış olacak ki alışverişine rahatça devam etti.

Reyonlarda çok tatlı pileli bir etek buldum ve bedenimi seçerek sepete koydum. kızlar da yavaş yavaş alışverişlerini yapıyorlardı.sepetimize birkaç eşya ekledikten sonra sonunda alışveriş tamamlanmıştı. Kasada ödeme yaptıktan sonra elimizde poşetlerle mağazadan çıktık.

Bu sefer fikir benden çıktı "Gratise gitmeye ne dersiniz birkaç şey alırız hem maske falan alırız evde eğleniriz." bu gün eğlenme günü olduğundan sorgulamadan kabul ettiler ve mağazaya beraber girdik. Ben ve Yüsra ilk önce rujlara yöneldik.

Ben hafif tonlara bakarken Yüsra kırmızı tonlarına bakıyordu ve bazen benim üzerimde renkleri test ediyordu. Birkaç ruj seçtikten sonra Ecrin ve Dilara ellerinde kağıt maskeler ve birkaç daha üürnle döndüler.

Ecrin elimizdekilere bakarak "Neler aldınız?" Yüsra kırmızı rujları gösterdiğinde Ecrin eğlenerek "Bunların hepsini Yüsra'nın seçtiğine eminim." bana baktı ve "Peki sen hiç bir şey almadın mı Kumsal?" elimdeki birkaç hafif tonluruj ve ojeleri ona uzattım "Pek bir şey almak istemedim evde zaten yeterince var." Anlayışla baktığında beraber tekrar kasaya yöenldik bu sefer hesabı ben kendi kartımla ödedim.

Burdan da çıtkığımızda ellerimiz poşet dolmuştu. Dilara yorgun şekilde "Bir soğuk içecek almaya ne dersiniz sonra eve döneriz film falan izleriz konuşuruz." bu fikir çok caydırıcıydı.

Ecrin de yorgunlukla katılarak "Çok iyi olur." aslında eve gitmek istemiyordum kızlarla kalmak daha eğlenceliydi. Hatta izin alıp bu gece tekrar kızlarda kalmalıydım sonuçta bu gece beraber eğeneceğiz. Ben poşetlere bakarken eve beklerken kızlar ise içecekleri almaya gitmişlerdi. Onlar gibi farklı şeyler veya kahve içmektense taze sıkılmış portakal suyu tercih ettim.

Sonunda kızların yaklaştığını gördüğümde yerimden kalkarak poşetlerş topladım ve onlar ayaklaştım. Yüsra elindeki portakal suyunu uzattığında ondan hızlı şekilde aldım. Bu sıcakta soğuk portakal suyu kadar iyi bir şey yoktu.

Artık gezmemiz buraya kadardı zaten çok fazla bir şey yapmaya da gelmemiştik. Dilara "Şimdi taksi bulmak zor olur isterseniz Çınar'ı arayım o bizi alsın." bu fikir şu an için çok hoştu çünkü bir an önce gitmek ve dinlenmek istiyordum. "Tamam ara sorun değil."

 

 

Çınar Aygün

 

Bu aralar sanki her şey daha ters gidiyordu. Bir yerde sorun vardı fakat nerde olduğunu asla anlayamıyordum. Evde bir anlık bi değişim olmuştu fakat sorun bizde değil bir kişideydi Ayaz.

Evet son bir kaç gündür Ayaz bir garip davranıyor normalde böyle davranmazdı. Bir sorun olduğundan endişeleniyorum genelde bir sorun olduğunda ilk bana anlatırdı ve beraber çözmeye çalışırdık fakat şimdi bir şeyler farklı gibiydi.

oturma odasında Ayaz ben Aras ve Fatih oturuyorduk her zamanki düzen , değişen bir şey yoktu hepimz kafalarımıza göre takılıyorduk.

Ayaz başkalarının yanında olmasa da bizim yanımızda genellikle güler yüzlüdür fakat dediğim gibi son birkaç gündür yüzü asık bir şekilde geziyor. Canını bir şeye sıktığını ve kafasında bir şeyler döndüğü belli oluyordu.

Eğer bana söylemeyi tercih etmiyorsa ben ondan öğrenecektim. Sakin bir ses tonuyla "Ayaz biraz konuşalım mı?" Ayaz okuduğu kitaptan başını kaldırdı e olduğunu merak ettiğini biliyordum bu yüzden devam ederek "Özek bir konuşma.İstersen odama gidebiliriz." Ayaz meraklı bir şekilde beni odama kadar takip etti.

Kapıyı açtım ve içeri girmesini bekledim,girdiğinde arkasından kapıyı örttüm. Buraya aşinaydı ve hiç çekinmeden yatağımda yatar pozisyona geçti ben ise çalışma masama giderek ona dönük bir şekilde oturdum. Ayaz'ın aklından durmayan düşünceler geçtiğine emindim.

Normalde bir şeylere kafa takan bir yapısı yok ama bir kaç gündür neye bu kadar kafayı takmıştı?

"Ayaz sende bir şeyler dönüyor ve ne olduğunu öğrenmek istiyorum." Ayaz olduğu yerde düşüncelerinden sıyrıılıp bana baktı "Bir sorun yok."

inkar ediyordu ama öyle olmadığını biliyordum sadece bunu anlatması için ikna etmem lazımdı. "Öyle olmadığını biliyorum bir sorun var ve bana anlatmıyorsun." gözlerini kaçırarak duvara baktı.

Haklıyım bendne bir şey saklıyordu. İkna etmek için daha yumuşak bir tonda "Sorun her ne ise bana anlatabilirsin dinleyeceğim." sonunda pes ederek "Tamam anlatacağım ama ben anlatana kadar sözümü kesme."hemen onayladım çünkü ikna etmeyi başarıdğıma göre artık sorunun ne olduğunu öğrenecektim.

Ayaz yatakta doğrulur pozisyona geldikten sonra gözlerindeki hayal kırıklığıyla bana baktı. Bir şey söylemek istedim ama sözünü kesmeyeceğime söz vermiştim sadece sabırla konuşmasını bekledim.

Ayaz sonunda hafif kısık bir tonla "Hani Dilara ve grubu bize şaka yapmıştı ya bizde Kumsal suçlu sanmıştık. Aslında o masummuş." buraya kadar anlayabiliyordum evet Kumsal'ın fikri olduğunu düşünmüştük fakat burdaki sorun neydi?

yaz tekrar konuştu fakat ses tonunda daha fazla hüzün vardı "Bende suçlu kumsal diye onların bize yaptığı gibi ona bir şaka yapmak istedim." tamam bu da olabilirdi şakaya karşılık vermek ama neden bu kadar üzgün bir tonla konuşuyordu bu Ayaz'dan pek beklenmeyen bir haldi.

Birkaç saniye gözlerime baktıktan sonra hızla gözlerini kaçırdı "İşte onlar bize toplu şaka yapmışlardı ama ben Kumsa'a tek şaka yaptım."

şakanın ne olduğunu bilmiyordum fakat sadece Kumsal'a yapmış olması da ayrı bir garipti. Devam etmesi için bekledim "İşte bende ona şaka yaptım ama işler istediğim gibi gitmedi onu çok korkuttum ve ne yapsam o geceyi kafamdan çıkaramıyorum." şakanın türünü büyük ihtimalle söylemek istemediğini düşündüm.

Rahatça konuşması için alan verdim ve dinlemeye devam ettim. "Kumsal çok korktu aslında amacım bu değildi sadece bir ders verecektim ama işler yolunda gitmedi.Aşırıya kaçtım ve o beni bu konuda affetmeyecek."

sonunda kendimi tutamayarak "Siz zaten düşmansınız aranız normalde de bozuk."

Hafifçe kafa salladı "Biliyorum ama bu farklı hayla düşman olabiliriz ama bu durum yüzünden üzgünüm. Ciddiyim en azından af dilemem gerektiğini düşünüyorum daha sonrasında düşman olmaya devam ederiz."

düşman olmaya devam edecekleri kesin bir şeydi ama özür dilemek Ayaz için ilklerden birisi ve oldukça şaşırtıcıydı "Peki özür dilemeyi denedin mi?" umutsuzca kafa salladı "Denedim ama kabul etmedi." tabii etmezdi söylediklerine göre oldukça korkmuş olmalıyıd "Tamam o zaman eğer gerçekten üzgünsen ondan daha fazla özür dile tamam mı en azından seni affetsin. Başka yollar bulabiliriz."

o esnada telefonum çalmaya başladı konuşmanın ortasında olduğumdan ve bölündüğümden dolayı sinirle telefonu cebimden çıkardım fakat arayanın Dilara olduğunu gördüğümde bakışlarım yumuşadı.

Ayaz telefonu yanıtlamam için izin verdiğinde telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.

Karşı taraftan Dilara'nın sesi geldi "Selam Çınar acaba müsait misin?" dalmış olduğumu fark ederek hızlıca kendimi toparladım. "Ahh evet müsaitim ne oldu?" Dilara hafif çekingen sesle "Ya biz kızlarla alışveriş merkezindeyiz de taksi bulamadık acaba rica etsem bizi eve götürbilir misin?" aslında şu anda bir işim yoktu ve bu teklif cazip gelmedi de değildi "Peki birazdan yola çıkarım konum at." Dilara mutlu sesle

"Tamam çok teşekkürler bekliyor olacağız." mutlu sesi çok hoştu keşke her daim duyabilsem...

 

 

Dilara'nın konum attığı yere vardığımda bir kaldırımda beklediklerini gördüm. Arabayı yaklaştırıp hızlıca inerek ellerindeki poşetleri aldım.

Ne kadar gerek olmadığını söyleseler de itiraz ederek hepsinin poşetini aldım ve bagaja koydum. Kızlar o esnada çoktan arabaya binmişlerdi.

Bende arabaya bindikten sonra çalıştırırken aynadan onlara bir bakış attım "Nasılsınız kızlar?" Dilara " İyiyiz sen?" sorması hoşuma gitmedi değildi. "Bende iyiyim. Eve bırakıyorum sizi herhalde." Yüsra beni onaylayarak "Evet eve gideceğiz." gözlerim yanlarındaki Kumsal'a kaydı Ayaz'ın anlattıkları hayla aklımdaydı.

Ayrıca Kumsal onlarla yaşamıyordu " Kumsal seni nereye bırakayım evine mi gidiyorsun?" Ayaz'ın aksine Kumsal'ın keyfi yerinde şekilde "Hayır bu gün kızlarda kalacağım." anlayışla başımı salladım.

Yolda gitmeye devam ederken kızlar arkada kendi aralarında sohbet ediyorlardı pek fazla da dinlemek istemedim. Sonunda evin olduğu yere geldiğimizde arabayı durdurdum ve birlikte indik.

Bagajdaki poşetleri tek tek verirken ne kadar fazla olduklarını şimdi anlamıştım "Bu kadar fazla poşetle ne aldınız?" Yüsra keyifli şekilde

"Bilirsin sadece minik bir alışveriş." Yüsra'yı tanırdım ve kesinlikle alışveriş çılgınlığının önüne geçemeyecen birisi bu yüzden pek takılmadan

"Anladım." onlar kendi binalarına yönelirken son kez "İyi günler." dediğimde hepsi kafasıyla minik bir selam verdi ve binalarına girdiler. Ben ise tek başıma kendi binama girdim. Kılzarı almadan önce Ayaz'la konuşuyorduk ve ben gelene kadar ne yapmak istediğine karar vermesini söylemiştim umarım şu ana kadar ne yapacağına karar verebilmiştir.

Eve girdiğimde Ayaz ortalıkta yoktu büyük ihtimalle bıraktığım yerdeydi. Odama girdiğimde tahmin ettiğim gibi orda yatakta yatmaya devam ediyordu. "Karar verdin mi?" Yüzü daha ciddi bir ifadeye ürünerek "Evet, beni affedene kadar durmayacağım." bu oldukça iddialı bir yanıttı.

Ardından devam ederek " Her ne kadar düşman olsak da bu farklı, sadece yaptığım hata yüzünden özürümü kabul etmesini istiyorum sonrasında düşman olmaya devam edeceğiz." çelişkili şekile ona baktım "Ya kabul etmezse."

gözleri daha uzaklara baktı "O bana uzun süre kızgın kalamaz." Bunu söylerken nasıl bu kadar emin olabiliyordu?

moralini bozmak istemzdim ama ona bakarak "Bunu bilemezsin." yine aynı kararlı tonla bu sefer bana baktı

"Bilirim."

 

 

 

Selammm yine bennn. Bıktınız değil mi benden wjndehsjcndh. Fark ettiğiniz üzere bu bölümü 2 part şeklinde yazdım yani bu ilk partın devamı niteliğinde ve ikisi bir bölüm ediyor. Yorumlarımın normalden daha da az gelemeye başladığını fark ettim. Bu arada artık biliyorsunuz ailemiz artık daha da büyüdü ve eskisi gibi her bölüm attığımda hepinize tek tek haber veremeyeceğim üzgünüm😥

bu yüzden belirli aralıklarda hesabımı kontrol ederseniz yeni bölümleri takip edebilirsiniz. Bu bölümler biraz sıkıcı geçmiş olabilir tam bilmiyorum ama bir sonraki bölüm eğlenceli olacak bana güvenin. O zaman yorumlarda buluşalım mıı hem bayağıdır pek konuşmuyoruz biraz sohbet ederiz.

Loading...
0%