@hilal.gundogdu
|
Babamın ağzından çıkan kelimeleri duyduğum anda başımdan aşşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Burda daha yeni bir hayat kurmuştum şehre alışmıştım en çok da evimize fakat o bir anda bana fikrimi sormadan taşınacağımızı söylemişti. Zihnimdeki düşünceler yarışmaya başladı ama en ağır basanı öfke ve üzüntüydü şimdi annemin neden yemek başından beri üzgün gözlerle baktığını anlayabiliyordum çünkü suçlulardı ve o kadar suçlulardı ki şu anda yüzüme bile bakmamaları gerekirdi. Babam ise hayla mutlulukla gülümsüyordu ben tüm sorularla yüzleşirken o ise sadece gülümsüyor ve tepki vermeyeceğimi sanıyordu fakat her zamanki gibi susmak istemedim bu sefer olmazdı çünkü bana da danışmaları gerekirdi.Babamdan sırf bu yüzden nefret ediyordum kendi hayatını düzeltmek için benimkini batırıyordu. O kadar sinirliydim ki bir süre düşüncelerle boğulurken onlara bakamadım sadece elimdeki çatalı sıktım fakat o esnada babam keyifli sesiyle araya girdi "Antalya güzel yer sende seversin Kumsal" işte bu dediğiyle son sabrımı da sınamış oldu benden hiç beklemediği şekilde sinirle ona baktım ve sesimi yükselterek "Bana sorman gerekirdi sormadın!" babam ise yükselmiş ses tonumla şok olurken annem ise bana hayretle bakıyordu ve babamın tepkisini izliyordu Ben sesimi yükselttiğimde babamın yüzündeki gülümseme düştü ve sinirli bir bakış geldi fakat benim sinirim onun da üzerindeydi "Neden yaptın baba? neden?" sesim hem sinirli hemde hayal kırıklığı doluydu ona bağırmak,çağırmak,etrafı yıkmak istiyordum fakat hangi kuvvettense yapamıyordum. Sanki elim ayağım bütün vücudum işlevini kaybetmiş gibi kıpırdayamıyordum.Ona çıkıştığım için babam ise daha da sinirlenmişti. "Kumsal sen şu anda bana hadsizlik ettiğinin farkındasın değil mi?" sesi sinirle kısılmıştı fakat ben yine de geri atmayarak devam ettim. "Evet baba haklısın ben hadsizim değil mi peki neden hadsim sırf bana sormadan hayatımı değiştirdiğin için kızdım diye mi? Bunu düşünsene bir beynini kullansana baba burda sorun kimde?" ben geri adım atmayarak babama meydan okurken annem ise korkarak babama bakıyordu. Annem böyleydi işte beni ne kadar sevse de babama asla karşı koyamazdı onun bu özelliğinden nefret ederdim. Annem tam babamı sakinleştirmek için konuşacakken babam aniden annemi el haraketiyle susturur sinirle tekrar bana dönerek "Bunda senin bir seçim hakkın yok kumsal bana bir daha kafa tutmayı planlama 2 gün sonra taşınacağız ona göre eşyalarını düzenle ve yarın son kez okuluna git." artık bu dedikleri gerçekten canımı sıkmıştı gözlerim hafifçe doldu "Neden baba neden bunu yapıyorsun en azından bunun cevabını ver bir anda dönemin ortasındayken ben yeni okula nasıl alışacağım,yeni yere nasıl alışacağım hiçbirini düşünmüyorsun değil mi? Bir tek kendini düşünüyorsun. Ne annem ne de beni önemsiyorsun." babam sinirle dişlerini sıkarak bana döndü "Daha fazla itiraz istemiyorum yarın okuluna son kez gidiyorsun ve olanlardan şikayetçi olmak yerine olgunca karşılıyorsun genç hanım yoksa bir daha bu kadar sakin olmam." bunu dediğinde neredeyse beni tehdit etmişti masadan hızla kalkarak merdivenlere yöneldim gözümden bir damla yaş düştü son kez umutsuzca konuştum "Senden nefret ediyorum." hızla merdivenlerden çıkarak odama gittim yatağımın içine girdim ve tutamadığım göz yaşlarımın akmasına izin verdim. O esnada annem ise babamı sakinleştirmeye çalışıyordurAnnem ellerini koyarak babamın odama gelmesin izin vermedi. "Yapma Vural o sadece sinirlendi ne diyeceğini bilemedi." babam ise sinirle anneme bakarak "Bu işin küçüklüğü mü var Ece bu senin problemin ben onu katı yetiştirirken sen ise ona prensesin gibi davrandın hepsi bu yüzden başımıza geliyor." Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti ağlamayı sürdürüyordum neredeyse sanki içimde yıllardır tuttuğum birşey vardı da bırakmışım gibi ağlıyordum. Gözlerimdeki yaşlar sele dönüşürken odamın kapısı tıklanır gözyaşlarımı silerek "kimsin?" kapıdan gelen ses anneme aittir içeri davet ederim kapıyı örttükten sonra yanıma gelerek yatağın ucuna oturdu ve bana sarıldı "Ah benim bahtsız mavişim keşke senin için daha iyi bir hayat sunabilseydim ama tek yapabileceğim bu." nazikçe alnımı öperek, ellerini saçlarımda dolaştırdı. Annem her zaman bana lakap kullanırdı bunu ise sevgi olarak bilirdi. Beni teselli etmek için birkaç kelime mırıldandı "Anne sence ben nerede yanlış yaptım neden babam beni çocuğu olarak görmüyor?" hafifçe burnumu çekerken annem ise gözlerindeki hüzünle bana daha sıkı sarıldı "sen yanlış birşey yapmadın annem sen her çocuk gibi mutlu olmak istedin." bu sefer annem bana sarılırken kendimi tutamayıp daha çok ağlamaya başlarım. "Şşşşş tamam geçti annecim hem bak çok üzülme yeni bir hayat kuracağız belki Antalya sana sandığından daha iyi gelecektir bunu bilemeyiz değil mi." annemin teselli çabasına gülümseyerek gözlerimdeki yaşları sildim "İşte böyle sen böyle ağlama maviş gözlerine yakışmıyor." şaka yaparak ortamı yumuşatmaya çalışır ve bunu çoktan başarmıştır bile. "Anne yarın okuldaki son günüm sence Antalya da gideceğim okul nasıl olacak?" annem ise üzüntünün dağılmış olmasına mutluca gülümseyerek "Hm bence baban seni özel bir okula gönderir her zamanki gibi." buna ikimiz de buna hafif bir kahkaha attık "Peki ya ordaki okulumu sevmezsem ne olacak anne ne yapacağım hem dönemin ortasındayız herkes birbirini tanıyorken ben aralarına giremem ki." annem gülümseyerek saçlarımla nazikçe oynamaya başladı. "Onların arasına karışmak zorunda değilsin ki sen tek başına parlıyorsun unuttun mu." Kıkırdayarak "Hiç unutur muyum bunu bana sürekli hatırlatıyorsun." annem gözlerini odada gezdirerek sanki bir karara varmaya çalışuyormuş gibi düşüncelere dalmıştı "Kumsal okuduğun tüm kitapları Antalya'ya götürmeyi planlıyor musun?" onun şüphesi biraz moralimi bozmuştu "Elbette götüreceğim anne kitaplarımı ne kadar sevdiğimi biliyorsun."
Aradan saatler geçmiştir ve sabah olmuştur alarm sesini duyduğumda hafifçe yatakta kıpırdandım ve gözlerimi açmaya zahmet etmeden esnedim. Elimi atarak telefondaki alarmı kapatıp yavaşça gözlerimi açmaya başlarım.Yavaşça yatakta doğrularak gözlerimi bıkkın şekilde açtım dün babamla yaşadığım gerginlikten kurtulamamış şekilde elimi yüzümü yıkamaya gittim. Tüm sabah rutinlerimi tamamladıktan sonra okul formamı son kez üzerime geçirdim. Boydan aynamın karşısına geçerek kendimi incelerim ve saçlarımı düzeltirim ne de olsa bu gün okulumda son günümdür yarın Antalya için yola çıkacağızdır bunu düşündüğümde bu beni daha da stres eder okul çıkışı evdeki tüm eşyaları toplamak yorucu olacaktı. Merdivenlerden aşşağı yavaş adımlarla indim. Annem her sabah olduğu gibi hazırladığı kahvaltıyla beni bekliyordu. Babam ise çoktan oturmuştur.Yanlarına oturarak kahvaltımı yaparım kahvaltı boyu kimse konuşmaz dünün gerginliğinin aynı olduğu anlaşılıyordur.Tam kahvaltı onrası masadan kalkarken babam bana bakmadan "Bu gün seni okula ben bırakayım." dediğine şaşırarak anneme bakarım fakat sonrasında birşey demem.Beraberden evden çıkarız,arabanın kapısını tam ben açacekken benden önce babam açar bu yaptığı davranışa alışık olmadığım için çatık kaşlarla bakarım fakat sonrasında arabaya binerim.Babam ise arabayı çalıştırırken aynadan bana bakar göz göze geliriz neredeyse yol boyu konuşmayız tam okula yaklaştığımız esnada "Kumsal ben dün öyle demek istmemiştim biliyorsun." fakat dediğine cevap vermem çünkü dün dediklerini kendi iradesi altında söylemişti.Dudaklarımı birbirine bastırarak okula varmayı beklerim babam ise bende cevap alamadığı için susar ve yola devam eder. Okula vardığımızda arabayı okulun köşesine çekerek bana bakar ben ise onunla konuşmadan hızlıca arabadan inerim.Okulun bahçesine girdiğimde her zamanki gibi tüm gözler bendedir çünkü onların alay edebileceği kişi bir benimdir. Belki de annem haklıdır diye düşündüm. Belki de Antalya benm için daha iyi bir seçenek olacaktır belki de orda zorbalanmayacaktım. Sınıfa doğru ilerledim ve her zamanki sırama oturdum.
Saatler sonra okul bitti ve bunu işaret eden zil çaldı diğerleri daha toplanmaya başlamadan bile ben hızlıca eşyalarımı topladım ve çantamı omzuma atarak sınıftan hızlıca çıktım. Okulun kapısına geldiğimde ise babamın arabasının tekrar orda olduğunu görürüm.Bu adam neyin peşindeydi de birden bana bu kadar iyi davranmaya başlamıştı, bilmiyorum fakat hayra alamet olduğu söylenemezdi. Arabaya bindiğimde aynadan bana baktı ve sürmeye başladı yolun yarıısndayken "Kumsal barışalım mı?" dediğine aşırı derecede şaşırsam da soğukkanlılık rolümü kuşanarak "Ne zaman küstük de barışmak istiyorsun baba?" babam ise ses tonumu fark ederek "Dün tartıştığımız için bana darıldın sandım." tabii ki de darılmıştım fakat bu sefer tepkimi koruyup alttan almayacaktım "Boşver konuşmayalım baba." babam ise aynadan tekrar bana baktıktan sonra hızlıca yola döner. "Kumsal belki de Antalya senin için daha iyi olacak bunu bilemezsin ön yargılı davranma." ben ise babamı şaşırtarak bir alaycı gülümseme takınırım "Ah tabi baba oraya taşındığımız anda herşey birden değişecek cennet gibi bir hayatım olacak değil mi." alaycı verdiğim cevaba hafifçe homurdanarak önüne geri döner. Eve vardığımızda neredeyse tüm evin içi atmıştı tüm eşyalar her yerdeydi ve ev boştu annem gülerek bana sarıldı "Merak etme annecim senin kitaplarını özenle paketledim." göz kırptığında dayanamayıp kıkırdarım. "Bunun için teşekkürler anne." sorun değil der gibi baktıktan sonra diğer işleri halletmek için hızlıca diğer odalara gitti Sonunda uçağa binme vakti gelir arabayla havaalanına doğru ilerlerken cebimdeki günlüğü çıkararak yazmaya başladım.
Sevgili günlük , son zamanlarda çok zor şeyler yaşadım bunları nasıl atlattım bende bilmiyorum ama bir şekilde atlatılıyormuş işte onu öğrenemiş oldum.Son zamanlarda babamla tartıştık ve Antalya'ya taşınacağımızı öğrendim en başında moralim çok bozuktu fakat burdaki hayatımdan daha ne kadar beter olabilir ki dedim içimden.Aslında bu fikre alışmak zorundaymışım gibi hissettim çünkü bunun bir kaçısı yoktu.Dün burdaki okuluma son kez gittim aslında arkadaşım olmadığı için bana pek de kötü gelmemişti rahatça dersleri işledim ve eve gittim ve şimdi ise havaalanına doğru gidiyoruz yani yeni hayatıma doğru.Bu konuda çok endişeli olduğumu biliyorum,hissettiğim bu fakat nedense içimde istemesem de bir heyecan duygusu dolaşıyor.Zihnimdeki soruları durduramıyorum.Acaba ordadaki hayatımın nasıl olacağını ve yeni okulumu çok merak ediyorum çünkü dönemin ortasındayız ve eminim sınıftakilerin yeni birisinin geldiğini duymaları sinirlerini bozacaktı emin olduğum birşey varsa o da buydu.Galiba dönemin ortasında olduğumuz için onlara yetişemeyecektim ama olsun en azından denerdim.Hem belki arkadaşlarım olur hiç deneyimlemediğim şeyler deneyimlerim.Ayrıca düşmandan aşka olan kitapları okumayı severim acaba bir gün benim başıma nasıl bir aşk türü gelecek? Günlüğü yazmayı bitirdikten sonra çantamı açarak içine attım.Aklımda hunharca sorular vardı ve ben bunun hangilerini tek tek düşünsem anlam veremiyordum. Sonunda Havaalanına vardığımızda hep beraber arabadan ineriz valizimi çekerek Havaalanına girdiğimde hoş bir koku değişikliği olur.İnsanların bazıları koşarken bazıları ise uçak saatlerinin gelmesini bekleyerek dinleniyorlardır. Annem ile babamı takip ederek kendi alanımıza gideriz, sefer yaklaştığı için uçağın içine bindik vs kabin memnuru herkesin alışık olduğu şekilde nazikçe gülümseyerek bizi karşıladı. koltuklarımıza yerleşirken Ben cam kenarında oturuyorumdur nedense üzüleceğimi düşünürken içimi kaplayan üzüntü değil mutluluktur. Hevesle pencereden baktım . Uçak kalktığında ise sosyal medyam üzerinden bir fotoğraf çektim ve paylaşma kısmına girerek fotoğrafı ekledim. Açıklama kısmında ise şu yazıyordur; "Yeni bir bilet,yeni bir hayat " |
0% |