@hilal.gundogdu
|
Ben bunu şimdi nasıl affedeceğim? Nasıl affederdim? Ne zaman tamam bu çocuk akıllanıyor desem yine bir şekilde Kendini bu duruma düşürmeye devam ediyordu. Artık affetmek bile istemiyordum. karşımda Beste ile kol kola girmiş bir şekilde duruyorlar ve ikisinde de en ufak bir utanç belirtisi yok. En azından gözümün içine baka bak sonra şıllığı getirmemesi lazımdı. O kadar sinirliydim ki bunun bir haddi hesabı yoktu. Ayaz ise köşede sadece mutlu bir şekilde bakıyordu ama sebebini ben hala bilmiyordum etrafıma bakındım ve sadece kararsızlık için de düşündüm çünkü nasıl bu kadar umursamaz olabilirdi ? Artık onun tavırlarından bıkmıştım. Gerçi daha fazla yapabilecek bir şey de kalmadı ama neyse. Ben öfkeden kudururken Yüsra sinirle masadan kalktı " Ayaz bu şıllık neden bizim masamızda açıklamak ister misin? " Bundan büyük ihtimalle erkeklerin de haberi olmayacak ki onlar da en azından bizim kadar şaşırmış durumdalardı. Beste şıllığını okulda sürekli görmekten nefret ediyordum ki kaldı bir de okul olmadığı günler görecektim. Bu kız yeminle neşemi kaçıran türden eminim. Ayaz ise pek takmamış gibi Yüsra'nın sorusunu rahat bir şekilde cevapladı "Evet, Beste size bir şey söyleyecek. " Şimdi olan hiç bir şeyi anlamadım Beste mi kendi ayağıyla geldi yoksa o mu getirdi? "Onu dinlemek istemiyorum. " Ayaz bana bakıp hafifçe gözlerini devirdi "Sana değil zaten aptal sarışınım. " Eğer bana değilse başka kime söyleyebilirdi ki zaten? Ayaz Ecrin'e döndü ve Beste de bıkkın ve sınırlı bir şekilde Ayaz'ı taklit etti belli ki bunu yapmak istemiyordu. "Ecrin Beste sana bir şey söyleyecek. " Beste kendini zorlayarak sonunda konuştu "Daha önce lavaboda yaşanan olay için üzgünüm. " Durduğunda Ayaz devam etmesi için koluna dokundu, yüzünde yine bilmiş bir ifade vardı. "Ve sana öyle davranmamalıydım bir daha olmayacak. " Sonunda cümlesi bittiğinde Ayaz mutlu bir şekilde gülümseyerek "Eh işin bittiğine göre gidebilirsin çakma sarı, burada kimse seni istemiyor. " Bunu söyleyen gerçekten Ayaz olamazdı değil mi? O şimdi sırf birkaç hafta önce Ecrin olayı oldu diye şimdi o şıllığı özür için mi getirmişti? Onun hiç özür dilediğini görmemiştim bu yüzden bana garip geliyor da olabilirdi. Beste sinirli şekilde kolunu Ayaz'dan kurtardı ve hızlı bir şekilde arkasını dönerek diğer insanların arasından geçerek uzaklaştı. "Ayaz." Gülümsemesi solmadan bana döndü aynı şekilde gülümsemeye devam ediyordu. "Efendim sarışınım? " "Onu nasıl ikna etmeyi başardın? " Umursamazca omuz silkti "Bilmem o bana hep kanıyor. " Evet bunu bilmeyen yoktu Beste her zaman Ayaz için yanıp tutuşurdu ve ne derse de yapardı. Bir süre boyunca beraber içmeye devam ettik sarhoş olduğumu hissediyordum. Umursamadan içmeye devam ettim, Dilara beni durdurmaya çalıştığında ise ona da engel oldum bu gün az da olsa rahatlamak istiyordum. Aşırı derecede sarhoştum, önümü de düzgün göremiyorum en kötüsü ise düzgün konuşamıyordum. Aras dalga geçer sesle seslendi "Hey Ayaz'ın sarışını dikkat et de çok sarhoş olma. " Sarhoş şekilde ona baktım, cümle kurmakta zorlanıyordum "Ben onun sarışını değilim! " Eh isyan ediyordum ama düzgün konuşamaz bir şekilde. Masadakiler gülmeye başladı, Ayaz ise masada arkasına memnun bir şekilde yaslandı ve beni izlemeye başladı. "Benim sarışınım değilsen kimin sarışınısın? " Doğru bir soruydu. Her ne kadar sarhoş olsam da şu anda birinin beni durdurmasını istedim fakat kızlar da çoktan sarhoş olmuştu. Geriye sadece erkekler kaldı ve onlar da bizi izleyerek eğleniyorlardı. Ayaz'ın sorusunu Ecrin cevapladı "Benim sarışınım. " Erkeklerin gülme sesi oldukça net geliyordu. Ecrin kafamı tutarak kendine çekti ve bebeğini tutan anne gibi tuttu. Aras şakacı şekilde Ecrin'i kendine çekti "Hey dişi aslan Ayaz'ın değerli sarışınına dokunma olay bana patlamasın. " Ecrin sarhoş şekilde mırıldandı "Siktir git sende ya ne diyorsun. " Aras hafif şokla bakıyordu. Elini kalbine dramatik bir şekilde koydu "Sen şimdi bana küfür mü ettin? Biricik Arasına mı? Ah ölüyorum galiba. " Dramatik şova erkekler gülerken biz ise sarhoşluktan bir şey anlamıyorduk. Çınar ise sesini çıkarmadan Dilara'ya bakıyordu gözümden kaçmamıştı. Be bir kadeh daha içerken Ayaz hızla elimden bardağı çekti "Yeter artık daha fazla içmek yok. " İtiraz ediyordum ama dinlemedi "İtiraz yok konu kapandı. " Yerinde üzgün bir şekilde acındırma yapıyordum. Etrafıma baktığımda Çınar Dilara'yı yanına almış istediği kadar içki içmesine izin veriyordu nasıl olsa onun kontrolü altındaydı. Sarhoşluğun etkisiyle içimdeki tüm düşmanlığı birazdan serbest bırakacaktım fakat onun yerine yanlışlıkls duygusallaştım. Ecrin Aras'ın yanında sarhoş olsa bile espirisini yapıp gülmekten geri kalmıyordu. Fatih ise Yüsra'ya bakıyordu, bir konu hakkında tartuşıyorlardı ama neydi duyamıyordum. Çınar ve Dilara zaten farklı kafadalardı. İncelemeyi bitirdiğimde Ayaz'a geri baktığımda beni dikkatlice izlediğini fark ettim. Neden bu kadar dikkatli inceliyor olabilirdi ki? Belki de alkol yüzünden ne kadar sulu göz olduğumu izliyordur diye düşündüm. Yerinden kalktı ve yanıma oturdu, öne eğilerek beni izlemeye devam etti. "Üzgünüm." Evet üzgün olmalıydın, "Çok mü üzgünsün? " Gözlerini benden kaçırarak uzak bir noktaya baktı "Evet ama bu konuşmayı ayık olduğunda yapalım mı? " Aynı şekilde onayladığımda gözle görülür şekilde rahatlamıştı.Ecrin Aras'ın yanaklarını sıkarak bize bağırdı "Bakın çok tatlı! " Aras ise durumdan hiç de şikayetçi değildi o da oldukça mutlu görünüyordu. "Hey Aras tatlıysa kumral da tatlı tamam mı. " Erkekler kime kumral dedim diye bakarken Ayaz keyifli şekilde el kaldırdı "Meşhur kumral benim boşuna etrafa bakmayın. " Fatih kendini Yüsra'dan kurtardı ve şaşkın şekilde Ayaz'a baktı. Dilara kafasını Çınar'a yaslamış bir şekilde uyukluyordu benim de uykum gelmedi değildi. Yüsra özenle Fatih'in saçlarının içinde ellerini gezdirdi. İkisinin arasında garip bir bağ vardı ama anlayamıyordum. Ayaz diğerlerine hafif bir tonda seslendi "Beyler bence bu kadar eğlence yeter kızları evlerine götürelim. " Herkes toparlanmaya başladığında ayakta duramıyordum. Ayaz bunu fark etti ve kolunu kelime dolayarak destek oldu. "Seni tuttum merak etme düşmene izin vermem. " Ah bir sarhoş olmasam neler yapardım Ayaz bey ama şükret şu an sarhoşum.
Diğerleri kızları bırakırken Ayaz benim evim farklı bir yönde diye beni kendi götürüyordu. Sonunda eve vardığımda kapıya kadar yürümeme yardım etti ve kapıyı çaldı. Kapı açıldığında karşımds babam vardı, Ayaz'a şaşkınlıkla bakıyordu. Ayaz normalde olandan daha resmi sesle konuştu "Merhaba efendim kızınıza gelmesinde yardımcı oldum. " Babam ise sanki Ayaz'ı tanıyormuş gibi bakıyordu ancak gözlerinde hafif de olsa bir korku vardı bu korku nerden geliyordu anlamadım. Ayaz da aynı şekilde sanırım babamı tanıyordu. Babam sonunda beni Ayaz'ın kolundan aldı ve içeri girmeme yardım ederken ikisi son kez bakıştı ve kapıyı örttü.
Odama kadar çıkardığında yatağıma yatırdı ve birkaç konuşma sonradı aşşağı indi.
Gözlerimi zorlayarak açtım. Şimdiden sabah olmuştu fakat dün artık ne kadar içtiysem kafam aşırı derecede ağrıyordu. Büyük ihtimalle içki etkilerini şimdi gösteriyordu. Köşedeki ağrı kesicilerden birisini alarak hızla apzıma attım ve yuttum. Dün yaşadığım her şey birden aklıma geldiğinde donup kalmıştım. Ciddi ciddi onların yanında sarhoş olmamıştım değil mi? Umarım bir rezillik çıkarmamışımdır. Odamın kapısı iki kere çalındı ve içer annem girdi. "Günaydın Kumsal." Yataktan kalkmak için üzerimden yorganları çektim "Sana da günaydın anne. " Annem şaşkın bir tonla "Aşşağıda çiçekler var sanırım birisi sana göndermiş" Çiçekler mi? Kim olabilirdi ki? Hızla yataktan kalktım ve üzerimi değiştirmeye zahmet etmeden hızla aşşağı indim. Fakat burda birden fazla çiçek vardı daha doğrusu çiçek buketi. Oturma odasında komple çiçek buketleriyle kaplıydı sayamıulrdum fakat yüz buket olduğuna emindim. Buket lerin içerisinde mavi gül vardı anlamını biliyordum. Üşenmeden tüm buketleri tek tek baktım fakat her bir buketin üzerinde farklı bir dille özür dilerim yazıyordu. Bu kadar uğraşmış olamazdı değil mi burada yaklaşık yüz buket vardı ve hepsine cidden farklı bir dilde özür dilerim mi yazmıştı? Ayrıca bu kadar buket çok aşırı pahalıydı bir tanesi bile zor alınırken nasıl bu kadar almıştı? Arkan annem geldi kızacağını sanıyordum fakat mutlu ve yumuşak sesle konuştu "Sanırım seni seven birisi var? " Devam etti "Bunları kim gönderdi biliyor musun? " Elimdeki buketi de köşeye bıraktım "Sanırım biliyorum. " Annem cebinden bir not kağıdı çıkardı "Ah birde bu vardı sanırım sana bir notu var. " Elinden aldım ve annemin yanında notu açarak okumaya başladım.
Ne yaparsam yapayım beni affetmeyeceğini biliyorum. Fakat yine de özür dilemeliyim. Normalde özür dilediğimde kabul etmiyorsun fakat her şekilde bir çaresini bulurum. 100 çiçek buketi ve 100 farklı dilde özür yine reddedecek misin? Olsun ben yine bir çaresini bulurum. Unutma 100 tane buket olsa da seni o çiçeklere değişmem. Kendi değerini bil bu çiçekler yanında hiç bir şey. Ne istersen yaparım, beni affetmiyor musun? Sonunda affedeceksin, bana bir adım gelirsen ben sana yüz adım gelirim, benden daha fazla mı çiçek istiyorsun? Maliyeti umrumda değil dünyadaki tüm çiçekleri önüne yığarım, en nadirini mi istiyorsun? Bir şekilde bulur yine sana getiririm. Zıt kutuplarız fakat zıt kutuplar birbirini çeker Eflin'im.
-Düşmanın
Not bittiğinde annem şaşkın ifadeyle baktı "Bu her kimse sana fena takmış annem. " Kalbim hızlanmaya başlamıştı hafifte kızardım fakst belli etmemeye çalıştım.
Fatih Altan
Hafta sonunda olduğumuz için evde rahat rahat takılıyordum. Normalde yalan söylemeyi sevmem fakat Yüsra ile olan minik sırrımız için neredeyse herkese yalan söyledik. Olaylar biraz karşık. Aslında Yüsra ile hiç sevgili olmadık, şimdi nasıl olduğunu sorgulayabilirsiniz fakat evet hiç sevgili olmadık. Sadece rolden ibaretti. Yüsra'nın ailesi ve benim ailem yıllardır arkadaş ve bu yüzden Yüsra ile sevgili olmamı istiyorlardı Yüsra da aynı durumdaydı bu yüzden bir plan yaptık. Bir süre sevgili gibi davranacak ve sonra da bir aldatılma olayıyla ayrıldık diyerek oyunu bitirecektik ve bu sayede ailelerimiz için sevgili olma baskısından kurtulacaktık. Etrafımızdaki tüm arkadaşlarımız da bizi sevgili olarak biliyorlardı. Oyunu bitirirken ben Yüsra'yı aldattım olarak gösterdik ve kimse de konu üzerine fazla gelmedi. Onunla zaman geçirmeye alışmıştım her ne kadar rol olsa bile. Rol yaparken aramızda yakınlaşmalar olmuştu ve sanırım etkilenmediğimi söyleyemezdim. Her ne kadar bilsem de kalbim buna karşı çıkıyordu sadece devam etmek istiyordu. Oyun bittiğinde aramız oldukça açıldı hatta benim onu aldatma fikrime oldukça alışmıştı ve rahatça beni aldattın diyebiliyordu. Gerçeği kendi de biliyordu fakat ben ise oyun olsa bile seni aldattım ye asla söyleyemedim. Sebep yokken bir anda hayatımın merkezi olmuştu. Soğuk davranmaya çalıştım ama olmadı. Evet bazen çileden çıkıyor ve sürekli bana vuruyor ama bunu sorun etmiyorum. Yeter ki benimle konuşsun, dokunsun bu vurmak anlamına bile gelse. Ailelerimiz arkadaş olduğundan her zaman ev ziyaretleri yapardı ve bu gün de onlar bize geleceklerdi. Gelme saatleri neredeyse gelmişti ve her an kapı çalabilirdi, onlar iş hakkında konuşurken Yüsra ve ben ise genelde benim odamda takılıyoruz. Kapı zili sonunda çalmıştı. İçeriden birkaç konuşma sesi geliyordu büyük ihtimalle annemler karşılamışlardı. Odamın kapısı çalındıktan hemen sonra içeri Yüsra girdi. "Selam" Selamına karşılık başımı salladım ve oturması için yatağımı işaret ettim. Artık alıştığından sorun çıkarmadan oturdu, altında pileli bir etek ve üzerinde ise tatlı bir tişört vardı. "Kombinlerin sürekli olarak güzel hiç moda tasarımcısı olmayı düşündün mü?" Hemen şımarmış bir şekilde gülümsedi "Tabi ben giyiniyorum güzel durur. " Çok bilmiş bak sen ne zaman iltifat etsem böyle yapıyordu işte. "Merak ettiğim bir şeyi sorayım mı? " Yatağımda rahatça yayılarak sormamı bekledi. "Başka yerlerde sürekli bana vuruyorsun fakat evime geldiğinde hiç vurmuyorsun neden. " Hafif bir kahkaha attı "Nedeni çok basit, dışarıda bana dokunamazsın ama evde öyle bir şey yapsam intikam alırsın. " Ah demek sebebi buydu. Hafifçe kaşlarımdan birisi kalktı "O zaman bu şimdi intikam alabileceğim mi demek? " Ne yapacağımı anlayarak yatağın üstünde ayağa kalktı "Sakın yapma! " Demesine gerek kalmadan aymı şekilde hızla onu devirdim ve kaçamayacak şekilde altıma hapsettim. Kaçmak için çırpınırken bir elimle hızlıca iki elini de başının üstüne sabitledim. "Fatih yapma! " Sinsice gülünsedim "Geç kaldın. " Bir elimle iki elini başının üstünde sabit tutmaya devam ederken diğer elimle de bildiğim tüm zayıf noktalarını gıdıklamaya başladım. Gülmekten nefessiz kalıyordu ama bence eğlenceliydi. Kıvranarak kaçmaya çalıştı ve gülmekten artık gözlerinden yaşlar geliyordu "Yapma şunu! " "O zaman lütfen de. " Yüsra hiç bir zaman bana lütfen demezdi bu yüzden bunu da yapmayacağını düşündüm fakat o beni şaşırttı "Lütfen bırak beni. " "Hayır istemiyorum" Daha da fazla gıdıklamaya başladım ikimiz de açıkça eğleniyorduk ve samimi olduğumuz nadir anlardan sadece birisiydi. "Fatih lütfen durdur. " Yalvarmaya devam ediyordu fakat gülmekten de duramıyordu. Onu gıdıkladığım için ikimizin de üstü az çok açılmıştı. O benim altımda sıkışmıştı ellerini sabitlemiştim ve bir şey de yapamıyordu. Keşke her zaman beraber eğlenebilsek fakat bunun olmayacağını da çok iyi biliyordum. Belki ileri zamanlarda eskiden olduğumuzdan daha yajın olurduk bu da bir umuttu.
Selammm evet uzun zamandıe yolu biliyorum hemen sövmeyinn dkzkxkkx tamam tamam şimdi ikinci partı attım ve hemen ardından 21. Bölümü yazmaya başlıyorum. bu bölüm kaos olmadı şaşırdınız değil mi? Açıkçası bende şaşırdım kendimden bu performansı beklemezdim xkxmdk ve ayazın mavi gül verdiği kısım varya minik bir bilgi vereyim
Ayrıca diğer partta bana bayağı sövmüşsünüz tamam ayaz kötü şeyler yaptı da hemen de yargılamasaydınız bakın çocuk kızı Ecrinden özür diletmeye getirmiş. Pişman olun xkskdkkx tamam zorbalığım yeter diğer bölümü yazmaya gidiyorum ben.
|
0% |