Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Perun Tahtı

@himsbe


🍂


Geçmiş en karanlık noktaydı. O noktada olan zihnim hep karmaşadaydı. Önümde koca bir yalan dururken nasıl mantıklı düşünebilirdim?


Adım sesleri arkamdan duyulurken yerimde dikleşerek masaya daha da yaklaştım sırtım gecenin kör karanlığına dönüktü. Arkamdaydı hissedebiliyordum. Odanın içinde naif okyanus kokusu dolaşıyordu. Başımı önümde duran pencereye çevirdiğimde yansımasını görmemle duraksadım. Gözleri keskin sancıyla bakıyordu.

Nefes alarak "ne demem gerektiğini bilmiyorum." Fısıldadım. Gözleri dudaklarıma kaydığında karnımın kasıldı. İçimde hissettiğim bu hareketlenme uzun zamandır kabul etmediğim sonuçları ortaya çıkarıyordu. "Hm" dudaklarını birbirine bastırarak pencerede duran yansımamıza baktı.


Uyumluyduk


Birbirimize bakışlarımızdaki o sıcaklık yüksek sesle parçalarla ayrıldı. Bakışlarımı dışarıya çevirdiğimde gördüğüm görüntüyle kaşlarım havaya kalktı. Arkamda olan tok adımlarıyla hızla yanıma yaklaşarak omuzlarımızın birbirine değmesine neden oldu. Ufacık bir dokunuşla hissettiğim büyük sızı çoğalarak damarlarımda yer edindi.


Ortada bir baş vardı.


Bedeninden ayrılmış kopuk bir baş, ve yerde düşmüş taç.


Bir kralın ölümü ve yaşamı arasında olan ince çizgi gibi büyük bir etki bırakmıştı. Bütün adamlar toplanmış ve giden arabanın arkasından ateş ediyorlardı.


"Hissediyor musun?" Fısıldadı. Sesindeki zehir bir yılanın ölümcül bakışlarıydı. İrislerim donmuş buzun soğukluğunu taşıyordu. Usulca yansımada görünen kehribarlarına doğru baktım. Dolgun dudakları ölümcül ifadeyle ince bir çizgi halini almıştı. Sustu aramızda olan tek nefes anı bozdu. "Neyi?" Dediğimde bunun farkında olmamam onun kaşlarının çatmasına neden oldu. Kirpiklerinin gölgesi titremiyordu. Bunun nedeni çenesini sıkmasıydı.


Önümüzde duran baş ve bir taç vardı. O zaman kral kimdi? Yerine kim geçecekti.


"Büyük bir yıkımı" keskindi. Netti. Hiç olmadığı kadar öfkeliydi. Ama gözlerinde tek bir titreme yoktu.


Saklıyordu. Herkes gibi geçmişinde olan anıları gizliyordu.


"Şimdi onun yerine kim geçecek?" Baktı. Elini kaldırarak yanağıma yaklaştırdı. Baş parmağındaki sıcaklık içimde hissettiğim; soğukluğu eritiyordu. Yüzü yüzüme doğru yaklaştı yoğun kahve kokusu şimdi daha yakındı. Damarlarımdaki nabız hızlanarak nefeslerimi kesik kesik vermeme neden oldu.


"Ben" boğazından çıkan sesi uyarı niteliğindeydi. Ve sonrası dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Artık damarlarımda hissettiğim nabız yavaşlamaya başladı. Yerine bıraktığı sessizlikte çıkan soluklarımız oda da yankılanıyordu, üzerime düşen ateşe körüklenerek çatırdamaya başladı.


Dilini dişlerimin arasından iterek damağıma yasladığında artık dilimi emiyordu. Öpüşmüyorduk. Savaşıyorduk. İçimizdeki savaşçı iskeletin adımları güçlüydü. Boğaz'ının derinliklerinden kopan hırıltılı ses ağzıma doğru yayıldı. Tadı kahve gibiydi, sarhoş edici ahenkteydi. Dudakları alt dudağımı emmeye başladığında artık ayakta duramıyordum. Elleri belimde bacaklarımda gezinirken parmaklarım bir kanca gibi saçlarına asılmış tutuyor çekiştiriyordu.


Dışardaki ortamdan soyutlanmıştık her yer karanlığa bulanmış ardında bıraktığı kanları örterken biz savaşın içinde bedenlerimizi baskılıyorduk. Nefes nefese geri çekilen ben oldum. Ayrıldık ama dudaklarımız hala birbirine değiyordu hala yakındık. Durmamız gerekiyordu asıl en tehlikeli anlarda durmamız gerekiyordu.


Kehribarlarındaki parıltı yoğundu. Yıldızlı bir gökyüzüydü. Derin nefes çektiğinde ayrıca kokumu soluduğunu da biliyordum. Yutkunarak dudaklarıma son bir defa öperek bedenlerimizi uzaklaştırdı.


Gözleri sessizlikle döndü ve odanın çıkışına doğru adımladı. Son defa gözlerimiz buluştuğunda dudaklarını yalayarak gözlerini kıstı. Geniş bedeni karanlık odada büyük bir gölge bırakırken, "Bir gün seni bu dalgalardan almaya geleceğim deniz kızı, işte o zaman seni benden kimse alamaz." Fısıltısı derinlikte yatan yırtıcı misali gergindi.


Elleri kulpa gittiğinde bakışlarım yogunlaştı. Ve,


Fısıldadım;


"Bu durgun dalgaların arasında kaybolmadan bul beni."


Kehribarlarındaki gördüğüm ifade; ilk defa bu kadar endişeliydi. Titriyordu. Olacaklardan yerine geçeceği masada hükmün olmayacağından korkuyordu.


Bir savaş meydanındaydık iki düşmandık gizli saklı buluşan o sevgisini gizli yaşayan iki parçaydık. Bütün olmuştuk.


Ama


Bizi ayıran şey bir evlilikti. Oysa evlilik bir birleşme değil miydi?


🍂


Selam yeni bir kurgu ve evet bu sefer dark romance bu ikisinin imkansızlıklarını okumak ve yazmak için sabırsızlanıyorum...


Gelecek bölüm çok yakında sizlerle olacak :)


Sosyal medya hesaplarım;

İnst/ elifnrkc_

Tw/ himsbelfs


Yorumlarınızı bekliyorum...

Loading...
0%