@hiraethhh0
|
YILDIZDAN
Uçaktan inmiştik. Neneme doğru gidiyorduk. Gül ninem…Bende tek bir fotoğrafı bile yoktu , ondan geriye kalan. İnsan ilk birinin sesini unutur. Zamanında duymak için can attığı sesi unutur insan. Sonra yüzünü unutur. O gülünce istemsizce güldüğü yüzü unutur. Sonra gözlere gelir sıra , gözlerini unutur. Gülünce kısılan pas pas parlak olan o gözleri. En son sıra kokuya gelir. Sana göre dünyanın en güzel kokusu olan o kokuyu. Huzur kokan , mutluluk kokan , sevgi kokan o kokuyu. Çok direnirsin unutmamak için ama bir süre sonra kayıp gider kokusu burnundan. Hatırlayamazsın hiçbir şeyini. Ne kadar istesende hatırlayamazsın . Ama anılar. Onlar hep seninle kalır. Aklında , kalbinde , yüreğinde kalır anıların. Onlarla hatırlamaya, yaşatmaya çalışırsın…
Beni soracak olursanız ben şuan ruh gibiydim. Napıcağını bilmeyen bir ruh. Aklını mı yoksa kalbini mi dinleyeceğini bilmeyen bir ruh. Aklı barışma insan sevdiğini unutamaz , kalbiyse onlar senin ailen barış bu son şansın olabilir diyen bir ruh. Ben zaman istedim ama zaman hiçbir şeyi değiştirmez, unutturmaz , düzeltmez sen sadece alışırsın bu olanlara. Ve ben alışmak istiyorum mu onu bile bilmiyorum. Ben hiçbir şeyi bilmiyorum. (Rüzgar-,Yıldız+)
-Abicim hadi in geldik güzelimm
+Abi yalnız gitmek istiyorum.
-tamam turunçum sen nasıl istersen
+n-nenem ben geldim. Bak deli kızın geldi.
Gözlerim doldu. Sanki beni duyacakmış gibi konuştum onunla derdimi anlattım , olanları anlattım.
+yardım et bana nene. Napıcam ben? Küçüklüğümde hep bana yol gösterirdin şimdide göster? Sen hep kalbini takip et derdin ya yine pişman ederlerse naparım ben bir hayal kırıklığını daha kaldırabilir miyim inan hiç bilmiyorum n-nene . Onlara dökmeye niyetim yok içimi , zor sığdırdım
zaten. (Cemal Süreyya)
O SIRADA AKGÜLLER:
Güneş hanım zar zor sakinleşmişti.Yücel bey bir an olsun karısının yanından ayrılamıyordu. En az Güneş hanım kadar o da param parçaydı. Yıldız evden gitti gideli harap olmuştu tıpkı diğerleri gibi.
Kaya kendine çok kızgındı. Biriciğini , lavantasını nasıl unutabilirdi , nasıl kırabilirdi!?! Yıldız’ın kapıyı suratlarına çarpmadan önceki hâli hiç aklından çıkmıyor. Ağzıyla anlatmadıkları gözlerine yansımıştı o an. Kaya’nın aklında tek bir soru vardı gerçi herkesin aklında tek bir soru var “Yıldız onları affedebilecek miydi? Bunca yol sonra buldukları kızları affedebilecek miydi onları ?”
Yılmaz ve Erten ve bile zar zor giriyorlardı. İçlerinden gidip sabaha kadar Yıldız'a sarılmak geliyordu.
Mirza ve Aybars kendilerini işe vermişlerdi. Eğer böyle olmasaydı Yıldız akıllarından çıkmayacaktı. Gerçi hâlâ çıktığı söylenemez.İşten çok geç çıkıp , çok erken gidiyorlardı. Bu onların bir nevi kafa dağıtma aktiviteleri.
|
0% |