
Herkes o zalim yerden çıkmıştı. Ben anne ve babama sarılırken Mert'in ortalıkta olmadığını farkettim. Annemden ayrılarak polislerle binanın içine bakındık. Bizim mahsur kaldığımız sınıfın bir üst katına çıktığımızda onu gördüm. O harika ama bir o kadarda üzgün gözleri, ve ah o da ne? Yerde kanlar içinde yatan ve ölü olduğunu düşündüğüm bir kız vardı.
"O-o ablan değil. Değil mi?"
"Keşke o olmasaydı."
"Ne!"
"Abla!"
"İstediğin kadar ağla. Ağlamazsan daha çok zorlanırsın."
"Onun suçu yoktu!"
"Ve bu okulunda." O an aklıma bir şey geldi.
"N'oldu?"
"Eğer yanımızda hiçbir şey yoksa. O zaman Zehra hamile olduğunu nasıl anladı?"
"Belki belirti-...
"Hiçbir hamilelik o kadar kısa sürede belirti göstermez. Abi (polise söylüyorum) bizim olduğumuz sınıfa girelim."
"Haydi." Aşağı indiğimizde sınıfın kapısı kan izleriyle doluydu. Onları görmemeye çalışarak sınıfa girdik ve etrafa bakındık. Birkaç dakika sonra bir polis bize yazılmış bir not gösterdi.
Mektup:
-Sınıf arkadaşlarıma.
Sizi çok seviyorum ama bu hayattan nefret ediyorum. Bu olay olmadan bir önceki gün Murat'la içtiğimiz için kötü şeyler yaptık. Sonra Murat'la kavga edip intihar etmeye kalktım. Ama sonra vazgeçtim. Bunu Murat'la birlikte yazıyoruz ve bir hamilelik yalanı uydurup birlikte öleceğiz. Zaten Murat'ta yaptığı herşeyden bıkmış. Sizi seviyoruz.
-Murat ve Zehra
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |