@hivs4u
|
İYİ OKUMALAR<3 ☀️ Ne yapacağımı bilemez bir şekilde Buğra'ya tutundum, başımı yere eğmiş ayakkabılarımı inceliyordum güzel ayakkabıları varmış. Biraz kirlenmiş gibiydi sanki ama olsun. "Abicim çen utandın mı çen yerim seni ya. Şu tipe bak" Buğra saçımı karıştırıp uğraşıyordu benle. Aslında işime gelmişti. Sanki utanmışım gibi davranabilirdim bu şekilde utandığım için kafamı kaldıramadığım, konuşmadığımı düşünürlerdi. Başka zaman olsa gerçekten utanırdım ama bu sorundan daha büyük bi sorun olunca utanmaya vaktim olamamıştı. Asıl şuradan çıkınca başlayacaktı benim utanıp saklanmalarım. "Yeni çocuk mu evlatlık aldınız birinin manevi abisi mi oldun hayırdır Buğra ben error verdim. Açıklamak ister misin?" Aras kafası karışık bir şekilde konuşmuştu. Haklı çocuk "Ya bizim aile bu aralar biraz karmaşık. Ortada 16 yıl önce karıştırılmış bebekler var ; bu bebekler de Ahu ve Duru. Neyse sonra anlatırım sana. Şimdi eve gitmemiz gerekiyor Ahu da sıkılmıştır." benim konuşmama bile gerek kalmamıştı. Halbuki kafamdan nasıl davranacağımı, nasıl sıyrılabileceğime dair planları yapmıştım bile. "Peki öyle olsun bakalım ama bir sonrakinde seni buldum mu bırakmam haberin olsun. Kendinize dikkat edin. Görüşürüz. " "Görüşürüz" Ben de kısa bir el sallayarak aradan sıvışmıştım. Ajanstan çıkarken Buğra tek kelime bile etmemişti ama arabaya bindiğimiz gibi başlamıştı tekrar söylenmeye. "Hadi tekrar söyle bakayım. Aaa -bii, az önce içerisi çok kalabalıktı duyamadım tekrar duymak istiyorum." ona bakarak büyük hata etmiştim çünkü yine o masum kedi bakışını kullanıyordu. " Of hadi gidelim artık sıkıldım burdan abi ya" ilk konuştuğumda yüzü düşmüştü ama son dediğimle ağzı kulaklarına varmıştı yine. Yanaklarımı sıkarak "Oyy abin yesin seni be. Bal gibi ball" Yol boyunca eski pop şarkıları dinlemiştik ve hepsinde şarkıya eşlik etmiştik. Eşlik? Katletmiştiniz olacaktı canım o Gayet de güzel söylemiştik. Bazı yerlerde, özellikle nakarat kısmında, fazla bağırıyor olabilirdik ama hayatımdaki en güzel anlardan biriydi. Camdan ara ara elimi ya da başımı sarkıtıp rüzgarı hissediyordum. O saçımın savruluşu, rüzgarın yüzüme değişi hepsi çok güzeldi. Sadece Buğra'nın sesi biraz kötüydü o kadar, onun dışında mükemmeldi. O ise sesimi çok beğenmiş sık sık şarkı söylemem gerektiğini dile getirmişti.
Sonunda eve vardığımızda saat epey geç olmuştu. Kahvaltı sonrası gibi çıkmış akşam yemeğine anca yetişmiştik. İçeriye girdiğimizde ev ahalisinin yemeğe çoktan başladığını gördük. Biz de elimizi yıkayıp oturduk. "Siz ikiniz tüm gün beraber miydiniz? " Furkan yine rahat durmamış imalı imalı sormuştu sanki şey der gibiydi 'Ahu abimi kandırıp kendisi başka yere gitti ama akşam beraber döndüler' gibi. Günahını almak da istemem ama Furkan yani..
"Evet kardeşim. Çok güzel bir gün geçirdik Ahuyla. Hem biliyor musunuz çok güzel bir sesi var kesinlikle bir gün dinlemelisiniz. Size söyler mi bilmiyorum ama bana abi dedi onun abisi benim." "Abi mi dedi?!!" masadakiler hep bir ağızdan bağırmışlardı özellikle abi tayfası.. Bunlar bence koroya katılmayı düşünmeliydiler. . "Yani sonuçta abim değil mi niye bu kadar şaşırdınız ki?" sanki çok normal bir şeymiş gibi sormuştum "Madem öyle bana da abi de" bu cümle en beklemediğim kişiden gelmişti: Demirden
O soğuk nevale benle konuştu hem de bana abi de diyerek. Ben şok ben iptal. "Biyolojik olarak abim olabilirsin ama henüz bunu benden duymayı hak ettiğini düşünmüyorum açıkçası. Saygısızlık etmek değil niyetim sadece geldiğim zamandan beri bana gerçekten iyi davranan ve abi olduğunu hissettiren tek kişi Buğra, geç gelmesine rağmen.." hepsi haklı olduğumu bildikleri için bir şey diyememişlerdi tabi.
Cevabımdan sonra masayı sessizlik kaplamıştı ben de bundan yararlanıp yemeğimi yemeye odaklandım. Tuğrul Bey ve Burçak Hanım hiç konuşmamış ya da soru sormamış olmaları beni çok şaşırtmıştı. Halbuki illa bir şey sorar ya da saçma bir şeyden bahsederlerdi. Alttan alttan onlara baktığımda düşünceli görünüyorlardı. Belki de işleri ile ilgili bir sorun çıkmıştır diye düşündüm.
Yemek faslı bitmiş bahçeye çıkmıştık. Herkes kendi arasında konuşuyor ben de Buğranın kolunun altında konuşmaları anlamaya çalışıyordum. "Abi nolmuş biliyor musun şimdi bu Mete okulda bir kızı beğeniyor. Baya baya yanık kıza sürekli onun sınıfına gitmeler arkadaş grubunun yanından geçmeler falan kızın dikkatini çekmeye çalışıyor. Böyle böyle bir ay geçiyor sonunda kızın dikkatini çekiyor hatta bakışıyolarmış da Metenin dediğine göre neyse bu çocuk sonunda karar veriyor konuşmaya işte kıza açılıyor falan kız ne demiştir sizce neyse cevaplıyorum meraktan çatlamayın hemen, kızın sevgilisi varmış. mete şok tabi ama bu salak, kıza çemkiriyor madem öyle niye her gün beni kesiyordun gözün sürekli bendeydi demiş." sonunda iyice kopmuş, gülmekten konuşamıyordu Deniz. "Kız miyopmuş" Furkan ve Deniz gülmekten kendilerini yerden yere atıyorlardı artık. Mete onlara ters ters bakıyor Demir onu teselli ediyodu. Berk bunlar adam olmaz bakışları atıyor, Burçak hanım ve Tuğrulcuğum da tebessümle onları izliyorlardı. Buğra ne mi yapıyordu o sırada; başını omzuma koymuş uyukluyordu tabi saçlarımla oynamayı da ihmal etmiyordu.
"Kokun çok güzel" ay neler dersiniz böyle beyefendi kalpten gidicem şimdi. "Şey teşekkür ederim" sesim oldukça kısık çıkmıştı. Buğra bir süre konuşmadı sonunda hüzünle karışık bir sesle " Keşke hiç karışmasaydınız, O kızı hiç tanımak zorunda kalmasaydık, hep seninle olsaydık... Hep bir kız kardeşim olsun isterdim hani böyle sürekli beraber olduğumuz iyi anlaştığımız bir kız kardeşim" neler yaşadıklarını Durunun onlara ne yaptığını deli gibi merak ediyordum ama kendilerinin anlatmasını beklemem gerekiyordu. Ne zaman hazır olurlarsa o zaman söylerler diye tahmin ediyordum.
"Eskiyi geri getiremeyiz önemli olan şu an ve sonrası. Bundan sonrasını iyi geçirelim. Ben her zaman burdayım abi" saçımda olan ellerini tutarak konuştum. "İyi ki geldin Ahu, iyi geldin."
"Hey siz ikiniz: Ahu ve Buğra ne konuşuyorsunuz öyle kendi aranızda." Furkan, sal artık bizi ya "Neden o kadar yüksek puan aldığın halde işletme okuduğunu merak ettim onu sordum abime" Demir tek kaşı havada bize bakıyordu "Abine? Neyse konuşma daha fazla benim dışında birine abi demeni kaldıramam. Furkan sen de gülmeyi kes de cevap ver. niye işletme seçtin diye soruyor Ahu'm" ay noluyo noluyo. Demir bana Ahum demiş ve trip atmıştı. "Şöyle ki Demir abimin Ahu'su babamın şirketi varya hani heh işte orayı devralacak kişi ben olayım ve bilgisiz olmak yerine işleri iyice bilip donanımlı olmak için eğitimini alayım dedim. iyi demiş miyim?" Babamın...
Babamızın demek yerine babam dedi sanki yabancıya anlatır gibi. Gerçi niye üzülüyorsam yabancıydım onların gözünde. Buğra iyi davrandı beni kabul etti diye onlar da birden iyi davranacak değildiler ya. "Evet, iyi demişsin. Şaşırtıcı bir şekilde mantıklı davranmışsın" başta göğsünü kabartan Furkan son dediğimle bozulmuştu, tam bir şey diyecekken Berk araya girmişti "Peki sen ne okumak istiyorsun Ahu, var mı aklında bir meslek?" Berk'in beni merak edip soru sorması şaşırtmıştı. Onunla pek iletişim kuramıyorduk o da en az Demir kadar soğuk biriydi ama Demir en azından ara sıra konuşuyordu benimle. Berkte o da yoktu.
Bir süre düşünürmüş gibi yaptım "Aslında aklımda kesin bir şey yok ama avukat olabilir. Yargı'da çok havalı bir meslek gibi duruyordu. Ama Moda tasarımcısı da olabilir hep Öyküye özenmişimdir." Berk ne anlatıyon sen der gibi yüzüme bakıyordu bunu gören Deniz "Dizi abi, dizilerden bahsediyor. Onlara özeniyomuş." hepsi birden umutsuz vakaymışım gibi yüzüme bakmaya başlamıştı. "Yani izlediğin diziye göre meslek kararın değişiyor öyle mi? Gerçekten inanılmazsın." Berk şaşkın şaşkın bana bakıyordu sonunda gülerek kafasını sallamıştı.
Bir öksürük sesi duyduğumda etrafıma baktım, Tuğrulcuğum bir şey söyleyecek gibiydi
Onlar burda mıydı ya
Valla burdalarmış ben de şaşırdım. Konuşmalara da hiç dahil olmamışlardı, sık sık kendi aralarında konuşup sonrasında sessizliğe gömülüyorlardı. "Biz şimdi bir şey söyleyeceğiz ama nasıl diyeceğimizi bilemedik. Ahuyla yeni yeni kaynaşıyorken..."
Furkan ayağa kalkıp sitemle onlara doğru bağırdı." Şaka diyin lütfen. Baba ciddi değilsiniz değil mi? Gerçekten bir kardeşi daha kaldıramam"
"Ne annem hamile mi!"
"Yine mi anne baba ya. Yetmedi mi bu kadar çocuk"
"Artık torun sevecek yaştasınız ne çocuğu"
Herkes bir yandan konuşuyor sitem ediyodu yüzlerinde dehşet ifadesi hakimdi. Burçak hanım tam bir şey söyleyecekken sözünü başka bir oğlu kesiyor konuşmasına fırsat vermiyordu. Sonunda Tuğrulcuğum dayanamayıp bağırdı "Yeter susun artık açıklama fırsatı verin adama be. Ne çocuğu ne hamilesi nerden çıkardınız bunu ayrıca biz hala genciz yapmak istersek yaparız. Neyse konu bu değil. Yakında amcalarınız geliyor. hep beraber, tüm çocuklarıyla.. Ahu bize daha yeni yeni alışıyorken onların gelecek olması ve Ahu'yla tanışmak istemeleri bizi oldukça gerdi. Ahu, kızım sen ne diyorsun bu duruma?" Onların konuşmasına izin vermeden direkt bana soru sorması güzel hissettirmişti. "Sorun değil benim için lütfen daha fazla dert etmeyin kendinize." yüzlerinde rahatladıklarına dair bir ifadeyle beraber tebessüm oluştu. "Bu muydu yani gerçekten. Yeni kardeş sandım öbür tarafa bir gittim geldim ya." o dehşet ifadeleri kaybolmuş yerine rahatlama ve mutluluk gelmişti. "Amcamları gerçekten çok özlemiştim iyi oldu gelmeleri. hem çok eğleneceğiz. Kuzeylerde geliyor dimi, sonunda ya" hepsinden daha çok Mete sevinmişti bu habere. Çocuk yapabilse mutluluktan havaya uçacaktı.
Acaba nasıl birileri olacak bu baba tarafı? Önceki ailemde birkaç kişi dışında hiçbir akrabamı tanımıyordum ama sosyal medyadan gördüğüme göre baba tarafları genellikle sıkıntılı oluyordu.
Umarım onlar öyle değillerdi. Nasıl insanlarlar olduklarını onlar gelince gömrüş olacaktım. "Ne zaman gelecekler?" içimde tutamayıp sormuştum. Umarım en az 3 gün sonra gelirlerdi aynanın önünde prova yapmam ve en önemlisi onları öğrenmem gerek, kim kimmiş bilmeliydim.
"Yarın."
Şaka herhalde?
☀️ 💃🏻EVEEET DÜŞÜNCELERİNİZ? 💃🏻Bir sonraki bölümde neler olacak sizce?
.. |
0% |