Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7.Bölüm- Araf

@hnehirclk

Bölüm sözü: İyi olmak kolaydır;

                         zor olan adil olmaktır.

                         En mükemmel adalet ise

                         vicdandır...

                                             ~Victor Hugo~


BÖLÜM ŞARKISI

★Katy Perry- Dark Horse


💞Vote ve yorum lütfenn 💞


                                  🫀.                                         


"Abi artık odadan çıksan mı? Mirza ile beni bir yalnız bırak ya"dedim bıkkın bir şekilde


Ona çay getirdiğimden beri odadaki koltuğa oturmuş, kalkmıyordu. Bir bahane bulsaydım çok iyi olurdu.


"Yağmurum ben sizi yalnız bırakınca neler olduğunu gördüm, sence gider miyim? Enayi mi yazıyor alnımda"dedi sakin bir şekilde


Mirza ile ben aynı anda 

"Evet"dediğimizde bize göz devirip telefonuna bakmaya başladı.


Son kozu kullanma zamanı gelmişti. Yavaş adımlarla abimin yanına ilerledim. Kafasını kaldırdı ve gözlerime bakmaya başladı. Gözlerimi doldurmaya başladığımda yavaşca yanına oturdum.


"Sen Hakkari'ye git abi, biz sonra geliriz"dedim sesimi titreterek


Abim bana üzgünce bakarken bir anda sırıttı ve konuşmaya başladı.

"Yemezler güzelim, sizi yalnız bırakayım da mirzolar ve yağmolar mı olsun"dedi kahkaha atarak


Oflayarak Mirza'nın yanına geri oturduğumda, yatakta uzanan Mirza'nın göğsüne kafamı yasladım ve yanına uzandım.


Saçlarımla oynamaya başladığında ona daha çok yanaştım ve gözlerimi kapattım. O sırada odadaki kapının açılıp kapanması ile abimin gittiğini anladım.


Bilincim kapanmaya başladığında ise son hatırladığım Mirza'nın saçlarım ile oynamasıydı.


~Mirza'dan


Bir oda, iki insan, bir yaralı ve bir yara bandı. Ona bir kez daha baktım, gözlerimi saatlerdir ondan alamıyordum. Koyu saçları ile biraz daha oynadıktan sonra yüzünü inceledim.


Yüzüne baktığımda dikkatimi çeken tek nokta gözleri ve dudakları oluyordu. Gözleri ışıl ışıl, dudakları dolgundu. Onu ilk gördüğümde o uçakta tek düşündüğüm bu olmuştu.


Bu kadın beni nasıl etkisi altına almıştı. Sinirli halleri beni benden alıyordu.


Gözlerimi nihayet ondan çekmiş ve pencereden dışarıya bakmıştım. Güneş batmak üzereydi.


Uzun süre sonra baş başa kalmıştık fakat İstanbullu uyuyordu. Botan denen herif herşeye salça olmak zorundaydı.


Yağmur'un kıpırdanması ile gözlerimi ona çevirdim. Gözlerini kırpıştırarak bana bakıyordu ve yanakları kızarmıştı.


"Sen uyumadın mı?"dedi bana tatlı tatlı bakarak


"Yanımda dünya güzeli yatarken bu mümkün mü?"dedim soruya soru ile cevap vererek


O bana kaşları çatık bir şekilde baktığında ona gülümsedim. Daha sonra gülmeye başladığında

"Neden gülüyorsun İstanbullu, komik birşey mi var"dediğimde gözlerini devirip konuşmaya başladı.


"Gülmem için komik birşey olmasına gerek yok, sadece gözümde tatlı göründün"dedi utanarak


"Ben mi? Tatlı görünmek mi? Güzelim ben Hakkari ağası Mirza Yılmaz bilgine"dediğimde bana somurttu ve


"Pabucumun ağası, ne yapabilirim ağa isen"dedi saçlarını arkaya doğru savurarak


Şu iddialı konuşmaları çok etkileyici oluyordu. Gözlerimi bir saniye bile ondan ayıramazken konuşmaya başladım.

"Çocuk"dediğimde ben bile bunu kendimden beklemiyordum.


Bana şaşkın bir şekilde bakarken

"Ne çocuğu"dedi inanamaz bir şekilde


"Çocuk yapabiliriz yani"dediğimde omzuma sertce vurdu ve

"Rüyanda görürsün Mirza Ağa"dedi ve yataktan doğrularak koltuğa geçip oturdu.


"Rüyamda görüyorum zaten, gerçek hayattan bahsediyorum"dediğimde göz devirdi ve ayağa kalktı.


"Bakarız"dedikten sonra göz kırptı ve odadan çıktı.


Benim bu şoku atlatmam uzun sürebilirdi. Öylece kapıya dalıp gittiğimde uykumun gelmesi ile yatakta uzanır hale geldim.


Gözlerimi yavaşça kapattım.


~Yağmur'dan


Odadan sırıtarak çıktığımda kantine doğru gitmeye başladım. Bu adam beni deli edecekti. Çocuk istediği o kadar belliydi ki, anlamamak mümkün değil.


Asansör'ün düğmesine bastığımda beklemeye başladım. Asansör'ün gelmesi ile bindim ve zemin kat'ın düğmesine bastım.


Benimle birlikte 2 adam daha bindiğinde sakince etrafta gözlerimi gezdirdim. O sırada kapı kapanmış aşağı doğru iniyorduk.


Yanımdaki adamların bakışları hiç normal değildi. Bundan rahatsız olduğum için onlara dönüp

"Birşey mi var ne bakıyorsunuz"dediğimde ikiside sırıttı. Son gülen iyi güler!


"Evet birşey var, çok güzelsin"dedi sarışın inek


"Benim dış görünüşüm sizi ne kadar ilgilendirir"dedim sesimi yükselterek


Bu hareketim onların hoşuna gitmiş olmalı ki aynı şekilde sırıttılar. Sarışın olan elini belime doğru yönelteceği anda elini tutup ters çevirdim ve

"Eline koluna sahip çık, kırılmasın"dedim


"Sen kıracaksan neden olmasın"dediğinde artık sabrım tükenmişti.


Çantamın fermuarını açıp içindeki avukatlık kartımı çıkardım, o sırada onlar kendi aralarında konuşuyorlardı.

"Kesin numarasını verecek"

"Yok oğlum Instagram filan verecek"


Kartı onlara doğru gösterdiğimde başta tepkisiz kalsalarda bir anda yüzleri bembeyaz oldu.


"Avukat Yağmur Demir Yılmaz mı? Sen o avukatsın"dediklerinde gülümsedim.


"Evet o avukatım"dediğimde asansörün durması ile ikiside gözden kayboldu.

Galiba şu adamlar eski hukuk camiasından olabilirler. Çünkü korkmaları garip olurdu.


Yıl 2019

Avukat Yağmur Demir'in akıl almaz zekası karşısında herkes tedirgindi. O dönemdeki bütün hukuk camiası onu tanır, baş eğerdi.


24.11.2019

Şırnak'ta avukatlık yapan Yağmur Demir bir gün teröristler tarafından esir alınır. Yağmur Demir'in anlattıklarına göre orada 4 gün boyunca akla gelebilecek bütün işkencelere maruz bırakılmış. O sırada Yağmur Demir kaçma planları düzenlemekte ve oradakileri etkisiz hale getirmekte kararlıymış. 5. Günde bir teörist'i etkisiz hale getirip kılık değiştirmiş. Aralarına sızıp bütün devlet bilgilerini almış ve o kamptan kaçmış. En yakındaki köye vardığında oradaki jandarmalar tarafından karargaha sevk edilmiş.

Bilindiği kadarı ile bu tür olaylar ona kolay ve normal geliyormuş. Tüm albaylar tarafından ziyaret edilmiş ve o dönemde çok tanınan bir avukat olmuştur. Fakat bir süre sonra namı azalmış ve herşeyden uzaklaştığı gözlenmiştir. Birçok gazeteci bunu araştırmaya çalışsa da çok az bilgi bulurlar ve pes ederlermiş.


27.12.2019

Avukat Yağmur Demir'in Şırnağın Silopi ilçesinde askeri kıyafetler ile görülmesi gazeteciler tarafından kayıtlara alınmış ve birçok kişi bu konu hakkında araştırma yapmış. Her yerde farklı haberlerin çıkması kafaları karıştırmıştı.

Avukat Yağmur Demir askerlik yapıyor.


Avukat Yağmur Demir'in asıl mesleği askerlik.


Avukat Yağmur Demir Albaylar tarafından operasyon teklifi almıştır.


Bu tür haberler Yağmur Demir'in daha çok kaybolmasına sebep olmuştur. Sosyal hayattan uzaklaşan Yağmur Demir yavaşça unutulmaya başlamıştır.


16.03.2022

En son 2019 yılında Silopi'de görünen Yağmur Demir Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde havaya doğru üç el ateş açtığı görülmüş. Bunun sebebi ise iki aşiret ağası ile karşı karşıya gelmesidir.


Gazeteci:Araf Sönmez


                                 ~★~


"Söylesene seviyor musun beni"


"Bilmem belki"dedi Mirza gülümseyerek


"Kesin birşey söylesene Mirza Ağa"dediğimde kaşlarını kaldırdı ve


"Yıldızlar her daim seninle yani bizimle, eğer o yıldızlar sönmüş ise senin yıldız'ın olurum İstanbullu. Çünkü senin en ufak mutluluğun bir yıldız'ın doğup, ölmesi kadar eşsiz ve naif"dedi ve gülümseyerek baktı bana


"Yıldızlar bizimdir o zaman"


"Bizimdir"dedi son kez ve konuşmaya devam etti.


"Çocuğumuz olacak mı?"dediğinde derin bir nefes aldım ve konuştum.


"Olmayacak çünkü senin hâlâ bir kızın var"dediğimde gözleri pişmanlık ile kaplandı.


"20li yaşlarımdaydım, o kadın ile bir partide içmiştim. Fazla hatırlamıyorum zaten o kadın bana dedi. O gece bir ilişki yaşamışız galiba ve o hamile kalmış. Ben aslında böyle bir adam değilim ama nasıl yaptım bilmiyorum. O kadına güvenesim bile gelmiyor."dedi ve sustu


"Sence de garip değil mi? Belki o kadın yalan söylemiştir"dediğimde düşünmeye başladı.


"Bilmiyorum, ne kadar bu konu hakkında düşünsem bilinmezliklerle karşılaşıyorum Yağmur"dedi


O sırada odanın kapısı baya sesli bir şekilde açıldı ve bir kükreme sesi geldi. Bu millet neden kükrüyor acaba.


"Mirza"dedi bir adam, kömür gibi siyah saçları ve kirli sakalları vardı.


"Karan ne yapıyorsun oğlum, kafayı mı yedin"dedi Mirza


"Lan sen kaza yapmışsın, insan bir haber verir"dedi kırgın kırgın


"Ameliyatta seni aramamı filan mı bekliyordun"dedi Mirza ve devam etti.


"Neyse konuyu kapatalım ben iyiyim"dedi Mirza


"Aa yenge hanım nasılsınız, Mirza sizden çok bahsetti. Neymiş efendim çok güzelmişsiniz falan filan öve öve bitiremedi"dedi ve bir anda sustu. Ben ise utangaç bakışlarımı ikisine gönderdim ve konuşmaya başladım.


"İyiyim siz peki"dedim


"Bomba gibiyim, beni Mirza'nın üstüne atıp deneyebilirsiniz"dediğinde ağzım açık kaldı. Ve bir anda gülmeye başladım. Bu adam ne kadar komikti böyle.


"Sağolun gerek yok"dedim ve onları yalnız bırakmak için odadan çıktım.


Koridorda ilerlerken karşıma daha önceden gördüğüm yeşil harelere sahip adam ve otelde gôrdügüm kadın çıktı. Adam konuşmaya başladı.

"Buldum sizi"


"Ben mi? Karıştırdınız herhalde"dedim sakince


"Siz Avukat Yağmur Demir değilmisiniz"dediğinde kaşlarımı çatarak ona cevap verdim.


"Değilim ben Avukat Yağmur Demir Yılmaz'ım"dedim onlar ise gülümsediler sadece


"2019 Avukat Yağmur Demir"dediğinde kaşlarımı daha çok çattım. Bu tarihi nereden biliyordu.


"Ben haber muhabiri Araf Sönmez bu da ikizim Ahu Sönmez hemşire"dediğinde ne istediğini anladım. Bilgi istiyordu.


"Yani"dedim ve cevap vermesini bekledim.

"Bilgi istiyoruz"dedi kendinden emin bir şekilde


"Bilgi falan vermiyorum uzak durun benden"dedim ve yanlarından geçip gidecekken adam kolumdan tutup beni durdurdu.


"Eğer bilgi vermezsen o içerideki kocana herşeyi anlatırız"dediğinde sinirlenmiştim.


"Sen beni tehdit mi ediyorsun"dediğimde telaşla cevap verdi. Her hedef, bir bozuntu.


"Tehdit falan yok sadece bilgi istiyoruz"dediğinde aklıma gelen fikir ile gülümsedim ve ona

"Ne hakkında bilgi istiyorsunuz"dedim


"Asker misiniz?"dediğinde anında cevabımı verdim.


"Ben asker değilim Avukat'ım, ikizimin askerlik yaptığı doğrudur. Ve aramızdaki benzerlik bire birdir."dediğimde kaşlarını çattı ve sustu. Büyük bir oyun oynanıyordu ve ben eşlik ediyordum.


Bende bunu fırsat bilip kendimi asansöre doğru yönlendirdim. Bunlar ile uğraşamazdım.


                                    ~★~


Elimdeki telefona şaşkın bakışlarımı gönderirken bir yandan da Mirza'nın sorgusundaydım.


"Senin ikizin mi var, benim niye yeni haberim oluyor"


"İkizin asker mi"


Telefondaki haberde şöyle yazıyordu.


Yıl 2024

18.05.2024

Bilindiği üzere Avukat Yağmur Demir'in Şırnaktaki Silopi ilçesinde askeri kıyafetler ile görülmesi dikkatleri çekmişti. Yağmur Demir'in yaptığı açıklamaya göre askeri kıyafetleri giyen kişi onun tek yumurta ikizidir. Benzerlikleri yüzünden karıştırılması çok normal karşılanmıştır.


Haber Muhabiri: ARAF SÖNMEZ


Bu Araf Sönmez denen gazeteci başıma bela olmuştu. Şimdi ben Mirzaya ne demeliydim.

Askeriye için çalıştığımı söyleyemezdim, yıllardır gizemi çözülmesin diye elimden geleni yapıyordum. Mecburen yalana başvuracaktım.


"İkizim filan yok yalan haber işte avukatlık böyle birşey"dediğimde kaşları çatık bir şekilde bana baktı ve sustu. Mirza anlamıştı birşey gizlediğimi ve konuşmaya başladı.


"Bir gün söylemek istersen burdayım İstanbullu"dedi ve sustu. Eninde sonunda öğrenecekti zaten.


Gözlerimi dışarıya çevirdiğimde İstanbul'un soğuk havası karşısında tedirgin kuşlar vardı. En özgür olanlar bile bir kısıtlanmanın eşiğinde olurlardı. Kuşlar özgürce uçsa bile dünya gibi bir kafesin içindelerdi.


Herşeyi unutmak adına Mirza'nın yanına uzandım ve kafamı göğsüne yasladım.


*Desene dünya bile bir kafeste iken biz nasıl özgür olalım İstanbullu*


                                    🫀


💞Vote ve yorum lütfenn 💞


Loading...
0%