Yeni Üyelik
27.
Bölüm

18. Bölüm

@hopemiho_94

Dudakları dudaklarıma o kadar yakındı ki... Konuşsam dudaklarımız birleşirdi. Ama ondan ziyade beni ona çeken gözleriydi.

Simsiyah gözlerinin içinde bir ışıltı vardı.

Ben mermerin üzerinde otururken o da elini belime sarmıştı. Yutkundu. Kalbim deli gibi çarpıyordu.

Kapı aniden açıldı. Kapının sesi ile neredeyse yere kapaklanacaktım. "Yeni evlisiniz dedikte abartmayın." Dedi Sercan.

Mutlu anlar bozucusu mu demeliydim yoksa?

Sercan hemen dışarı çıktı. Bende mermerden inerek Öncü'ye baktım.

"Hadi ben içeriye gidiyorum." Dedim kapıdayken beni durdurdu.

"O üstündeki ile mi gideceksin?" Dedi. Bir saniyeliğine duraksadım. Topuğumun ucunda ona döndüm.

Gülümsedim. "Ne varmış üstümde." Bence sporcu sütyeni günlük hayatta giyinebilirdi.

Bana onaylamaz bir şekilde baş salladı. "Kızım sen bana sınav mısın? O üstündeki minicik şeyle beni sinirlendirme."

Ona omuz silktim. Ama o gecikemden üstündeki kazağı çıkardı. Tek kolu alçıda olmasına rağmen çok hafif zorlanmıştı.

"Kolunu acıtacaksın." Dedim bir adım ileri atılarak.

Fakat Öncü, çıplak ve kaslı vücuduyşa bir heykel gibiydi.

Hemen gözlerimi kapadım. "Giy şunu." Ama Öncü giymek yerine tişörtü bana giydirdi.

Tişörtünde tarif edilemez bir koku vardı. Ama huzurlu bir koku.

Bana kafasıyla git işareti yaptı. Bende minik asımlarımla Sercan'ın yanına salona gittim.

Sercan koltuğa yayılmıştı. "Hoşgeldin Sercan." Dedim gülümseyerek.

"Hoşbuldum yenge."

"Birşey içer misin veya yer misin?" Sercan olumlu anlamda kafasını salladı.

"Yenge öyle bir açım varya. Söyleyemem." Dedi karnını tutarak.

"Söyleme o zaman Sercan." Dedi banyodan çıkarken Öncü.

Tişörtü hala yoktu.

"Siz yeni evliler varya fenasınız." Dedi bacak bacak üstüne atarken.

"Fenayız derken?" Dedim.

"Ne? Gelmeseydim çocuk operasyonu başlıyordu ya." Sitemi bende bir etki bıraktı. Ama neden?

"Niye geldin lan?" Dedi Öncü odadan seslenirken.

"İnsan sana bakmaya geliyor ama işte ne demişler besle kargayı oysun gözünü." Mutfak ve salon aynı yerde olduğu için tezgahın arkasına geçtim.

"Ne yersin?" Dedim.

"Hmm," dudak büzdü. "Aslında bir pilav ve et çok güzel olurdu." Dedi elşni karnında gezdirerek.

"Siktirgit evinde ye lan." Dedi Öncü salona gelirken.

"Ya sanane yengem bana yapıyor sana ne oluyor?" Dedi Sercan onun oturduğu yerden uzaklaşırken.

"Lan yengem yengem diyorsunda ulan o benim karım!" Niye sinirlendiği hakkında ufacık bir fikrim yoktu. Dolaba yönelip Pirinçi çıkardım.

"Maşallah hemen de sahipleniyor." Dedi Sercan.

"Ulan karım o benim karım!" Dedi Öncü elindeki yastığı ona atarken. Sercan ondan zar zor kurtuldu.

"Öncü koluna birşey olacak." Dedim tencereye su koyarken.

"Ya Lavin bırak yemek yapma şu ite." Tencereyi tüpün üzerine koydum.

"Ya ben Sercan'a yemek yapmak istiyorum." Dedim gülerek.

"Yürü be Yengem. En sevdiğim yengemsin." Buzdolabına et var mı diye açtım.

"Sanki başka yengen var." Dedi Öncü. Sakinleşmişti.

Topuğumun üzerinde onlara döndüm. "Çocuk gibi didişmeyi bıracak mısınız?" Dedim onlara.

"Çocuk olan senin kocan bir yemek yedirtmedi." Öncü'ye döndü. Öncü cevap vermedi. "Sercancım et kalmamış." Deidm kafamı yana eğerek.

"Ya yenge neyse idare etcez." Dedi. Öncü ona kaşları çatılmış bir şekilde döndü.

"Ulan sen benim evime nasıl girdin?" Sercan dudaklarını birbirine bastırıp daha da geri çekildi.

"Şey anahtarın var." Dedi bunu bende beklemiyordum.

Öncü kafasını sabır dilercesine yukarı kaldırdı. "Bekle oğlum sen bekle yarın." Bana döndü.

"Lavin bana iki basamaklı tam sayı söyler misin?" Gözlerimi kıstım. "Sanırım 38." Dedim. Öncü keyifle Sercan'na döndü.

"38'in iki katı 76." Kmuz silkti. "O zaman yarın lojmanın etrafında 76 tur koşacaksın." Dedi.

Sercan hemen hazır ola geçti. "Komutanım ne olur yapmayın."

"İşine gelince komutanım değil mi seni -" sözünü bana bakarak kesti. Ve dudaklarını bastırdı. Sercan da asık suratla masaya oturdu.

 

 

Sercan önündeki pilavı afiyetle yerken bizde Sercan'ı izliyorduk.

Öncü her ne kadar sinir krizi geçirse de ben oldukça rahattım. Sercan sonunda yemeğini bitirdiğinde, "He ben geliş amacımı unuttum. Ben Sevil abla yüzünden geldim."

"Bunca saatir niye söylemiyorsun!?" Dedi Öncü.

"Sevil abla bir mekan ayarlamış bu akşam orada toplanıyoruz." Dedi elinin tersiyle ağzını silerken.

Ben baş salladım. Ama aniden durdum. Öncü'nğn kolu kötüydü ve birazcık istirahat etmesi gerekiyordu.

Dudaklarımı bastırdım. "Öncü'nün dinlenmesi gerek." Dedim.

"Eğer gitmek istersen gelirim." Dedi anlayışla. Aslında gitmek çok istiyordum çünkü Sevil'i cidden çok seviyordum ve böyel bir daveti çevirmek hiç istemezdim.

Ellerimi çırptım. "Pekâlâ kşmler geliyor?" Dedim .

"Ben, Eray , Tuğçe, Sevil abla, sen ve Komutanım." Tuğçe'nin gelmesine sevindiğim söylenemezdi.

Kafa salladım. "Kaçta?" Dedim.

"19. 00'da." Dedi ayağıya kalkarken.

Daha iki saatimiz vardı ama yine de heyecanlanmıştım. Sercan ayakta, "Yenge mükemmel olmuş hadi bana müsaade."

"Hah yedin şimdi siktirgit." Dedi Öncü. Sercan jükapının önünde botlarını giyerek gitti.

Bende mutfağı hallettim. Sonra da salonda biraz televizyon izledikten sonra ben hazırlanmaya gittim.

"Ben hazırlanmaya gidiyorum. Saat geldi." Dedim heyecanla.

Ben odaya gittim ve elime gelen güzel bir elbiseyi aldım. Kısa bir elbiseydi ama gayet güzeldi.

'Örnek'

Elbise üstüme tam oturmuştu. Makyaj masasında kendime doğal ama çekici bir makyaj yaptım. Sonudna herşeyim hazır olduğunda koluma siyah parlak baget çantayı alıp odadan çıktım.

Öncü beni baştan aşağıya süzdü. Dudakları aralandı. "Lavin çok güzel olmuşsun ama elbise kısa değil mi?" Kısaydı ama güzeldi.

Gözlerimi kırpıştırdım. "Hayır." Dedim.

Öncü iç geçirdi ve evden çıktık. Arabanın önüne geldiğimizde birbirimize baktık. Öncü kolu kırık bir şekilde birşey yapamazdı.

"Taksi çağırayım." Dedim tatlı tatlı.

Hemen bir taksi uygulamasını kullanarak taksi çağırdım. Kısa sürede taksi gelmişti. İkimizde taksiye atladık. Ben şoföre konumu açtım.

 

Sonunda gelmiştik. Arabadan indiğimizde Öncü ödeme yaptı ve içeriye girdik.

Bizimkiler tam da manzaranın eşliğinde yer seçmişti. Herkes bizi gördüğünde ayağıya kalktı. Tek tek selamlaşıp yerimize oturduk.

Öncü karşıma yani Tuğçe'nin yanına, Tuğçe'nin zoruyla geçerken Öncü'yü kolundan tutup kendi yanıma çektim.

Öncü yanıma geçerken ilk önce benim sandalyemi tek eliyle çekti. Ben sandalyeye otururken Öncü de yanıma yerleşti.

Sipariş vermeden önce biraz konuşuyorduk. Öncü elini masanın altına koymuştu. Bende elimi masanın altına koyarak Öncü'nün elini tuttum.

Öncü sanırım afallamıştı. Elini bacağımın üzerine koydum. Bacağım cidden üşüyordu ev onun eli kalorifer gibiydi.

Öncü eliyle bacağımı okşuyordu. Ben de elimi elinden çekmiyordum.

Herkes tatlı ve sıcak bir şekilde sohbet ediyordu. Siparişler geldiğinde yanında birkaç kadeh de gelmişti.

Herkes yemeğini yemiş artık konuşmaya devam ediyordu. Tuğçe içkiyi fazla kaçırdığından dolayı sarhoştu.

Öncü ise hala sımsıkı bacağımı okşuyordu. Tuğçe midesinin bulandığını söyleyerek masadan kalktı. Birkaç dakika sonra da Öncü hesabı ödemek için garsonun yanına gitti.

Hepimiz sohbetlere dalmışken. Öncü geç kalmıştı. "Ben bir lavaboya gideyim." Diyerek masadan kalktım.

"Maşallah herkesin sindirim sistemide iyiymiş." Onu takmadım. Ben lavaboya doğru giderken koridorda Tuğça ve Öncü'yü gördüm.

Öpüşüyorlardı.

Bir an midem kasıldı.

Heheh yine yarı da kestim kwkwkse

Nasıl buldunuz?

​​​​​​Oy ve yorum yapmayı unutmayın ❣️

Arkadaşlar bölümler geç gelecek.

 

 

Loading...
0%