@hopemiho_94
|
★ Sultan Nine şefkatli bir anne gibi bana baktı. "Ee kızum sen kimlerdensun?" Yutkundum. "Ben Süleyman Ağa'nın kızıyım." Dedim. Sanki tanıyormuş gibi gözleri kısıldı. "O Sülü Ağa'nın kızı sensun?" Dedi. Baş salladım. "Ee söyle bakalum sen ne buldun bok tezeğunda?" Ondan ayrılmayı düşünüyorum nineciğim. Kendisi fazla ukala ve bilmiş. Sanki utanıyormuş gibi baş eğdim. Ah bir bilsen neler neler geçiyor içimden... "Oy kızum sen daha çok güzelsun hem de gençsun ne diye evlendun ki?" Neden biliyor musun nineciğim, babam denilen adam beni evlendirmeye çalıştı ve bende evlendim. İlk gece ilişkiye girmek istemediğim için kapı dışarı dövülerek atıldım. Ardından senin bok tezeğin beni kurtardı ve bunu tartışğımızda yüzüme çarptı. Ama unutmasın ben Lavin Çevik'im. Yani sanırım. Derin nefes aldım. "Hiç öyle çok sevdim." Yalanla. Sanki yalanıma inanmamış gibi kaşları çatıldı. "Sen öyle diyorsen." Dedi. Ardından kapı çalındı ve içeri Sevil girdi. Sevil hemen Sultan Nine'nin elini öptü ve yanına oturdu. "Sultanım." Dedi. "Oyy benum sidiklum." Dedi Sultan Nine Sevil'e sarılırken. Ninenin Sevil'e karşı daha sevgili olmasına şaşırmamıştım. Çünkü Sevil dışarıdan çok tatlı ve sempatik görünüyordu ama bok tezeği... "Ninem neden bana gelmedin?" Dedi Sevil elini ninenin elinin üstüne koyarken. "Bok tezeğu evlenmuş bana haber salmamuş." Dedi sitemle. Sevil etrafa bakındı. "Bok tezeğu nerede Ninem." Dedi bakışlarını bana çevirdi. "O bok tezeğunun güzelum kıza alduğu yüzüğe bak!" Sevil yüzüğüme baktı. Sonra şaşırarak nineye baktı. Kapı çaldı. Kapıyı açtığımda Öncü'yü gördüm. Öncü içeri girmeden onu kolundan çekip yan odaya götürdüm. "Bu oyunu kabul etmiş olabilirim ama senden ayrılacağım." "Peki sen nasıl istersen ama sadece bir kaç gün." Ona göz devirdim. "Ayrıca beni öpmeyi kes." Dedim. "Rahatsız olu-" Sözünü pat diye kestim. "Rahatsız oluyorum Öncü bana dokunmandan ve beni öpmenden rahatsız oluyorum." Sanki dediklerime inanamıyormuş gibi oldu. Ama ben gayet ciddiydim. "Özür dilerim nenem ikna olmazdı yoksa." Ona gel söz söylemeden kapıdan çıkacakken beni ismimi söylemesiyle durdurdu. Ona bakıp kaşlarımı kaldırdım. "Yüzük." Dedi cebinden kutu çıkarıırken. Ona fırsat vermeden elindeki kutuyu aldım ve yüzük parmağıma geçirdim. "Tamam oldu gidiyorum." Dedim ve kapıdan çıktım. Odaya geçerken yüzüme bir gülümseme kondurmaya çalıştım ne kadar başarısız olsada en azından denemiştim. Öncü'ye karşı davranışlarına dikkat edecektim. Ne de olsa o beni kurtardığını ilk tartışma da yüzüme vuran birisiydi. Hay anlamıyorum ben niye bu kadar kızdım ki ne de olsa onun gibi bir dağ ayısından ne bekliyordum ki! "Bok tezeğu?" Dedi Sevil eğlenerek. Öncü kaşlarını kaldırdı, "Sidiklu?" Dedi. Normal olarak buna gülebilirdim ama gülersem Öncü ona karşı tavrımın değiştiğini sanabilridi. O yüzden tek kelime etmeden mutfa gittim ve dolaptan bardak çıkararak su içtim. Buna cidden kararlıydım. Ha birde o Tuğçe'yş de tutup boğacaktım. İkisini de! Tepemdeki atkuyruğu saçımı çok sıktığı için saçımı açtım. O sırada diğerleri de sohbete girmişlerdi. Hemen onların yanına oturarak sohbete adapte olmaya çalıştım. Fakat Öncü'nün üzerimdeki gözleri buna engel oluyordu. Onunla hiçbir şekilde göz teması kurmadan konuşmaya katıldım. Öncü Önder / Kavganın olduğu gece Hesabı ödemek için kasaya yönelmiştim. Hiç istemesemde Lavin'deki elimi çekerek. Kasanın yakınında tuvaletler vardı. Kasaya yönelip hesabı ödedim. Pahalıya mal olmuştu çünkü Sercan tıka basa yiyordu ve bu kadar yemesine rağmen kiloluda değildi. Parayı ödedikten sonra masaya gidecekken kolumda bir el hissettim. Hemen arkamı döndüğümde Tuğçe bayılacakmış gibi duruyordu. "Git yüzüne su vur." Dedim sesimden ödün vermeden. Tuğçe dengesini kaybedip yere düşecekken onu yakaladım. Hemen bırakırken dudaklarıma yapıştı. Her sarhoş olan da nasibini benim dudağımdan alıyor! Hemen geri çekildim. Tuğçe sert girişimle yere düştü onu umursamadan çıktım. O sırada gözüme masadan hızla kalkan Lavin'in gördüm. Kahretsin görmüştü. Hemen masaya giderken Lavin ve Sevil çoktan çıkmıştı. Dışarı çıkıp arabamın yanına gittim. Arabayı açıp içeri girdim. Emniyet kemerimi takıp gaza basarak onlara yetişmeye çalıştım. Önüme bir tane kuzu atlamasıyla durdum. Senin ne işin var! Kuzuya sertçe korna çaldıktan sonra kuzu gitti ama onlar çoktan gitmişti. Bağırarak direksiyona vurdum. Ardından hemen gaza basarak Sevil'in evine gittim.
Kavganın ardından kelimelerime hakim olamıyordum. O cümleleri ben mi kurmuştum? Ben böyle birisi miydim? Ben yaptığım bir şeyi ilk kavgada yüzene vuracak biri miydim? Sinirle eve döndüm. Kapıyı sertçe açıp içeriye daldım. Anahtarları bir tarafa doğru fırlattım. Kendime hakim olamıyordum. Derin nefes aldım. Salona geldiğimde salonun ortasında duran sehpaya tekme attım. Sehpa yere düştü. Ben mi demiştim? Onca kelimeyi ona ben mi etmiştim. Elim içgüdüsel olarak Lavin'in tokat attığı yere gitti. Sağ elim biraz sızlamaya başlamıştı. Acıyı aldırış etmeden ayağımla koltuğun ayağına sertçe vurdum. Evin bana dar geldiğini farkettim. Hemen kendimi balkona attım. Derin derin nefesler almaya başladım. Kızıyordum. Kendime kızıyordum. Ben nasıl demiştim onca şeyi? Benim o Maviş'i korumam gerekiyordu. Ama ben ne yapmıştım kıza onca şey demiştim. Babama söz vermiştim. Onu koruyup kollayacaktım. Aklıma gelen düşüncelerle balkondaki masayı tek elimle yere ittim. Masa düşerken arkasından sandalye göründü. Sandalyeyin üzerinde de Lavin'in hep etrafına sardığı beyaz şal vardı. Şalı elime aldım. Ona ait bir şeyi elime alabilince bile sakinleşen ben ona neler demiştim? Şal onun kokusunu taşıyordu. Şalı elime alıp sıkıca tuttum. En azından sakinleşebilmiştim. Odama gidip dolabını açtım. Yine. Yine ondan bir parça olan tişörtüm vardı. Bu kız giydiği herşeye kendi kokusuyla imzasını bırakıyordu. Tişörtü aldım. Tişörtü burnuma yaklaştırıp kokusunu içime çektim.
_______
Açıklama! Arkadaşlar farkındayım uzun süredir bölüm atmıyorum. Düşündüğümden fazla yoğun oluyorum. Verdiğim günlere rağmen atmadığım için hepinizden çok özür dilerim. Hepinizi seviyorum ❣️
|
0% |