Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@howlsof

Bu hikâye 2015’in bir yaz sabahı başlıyor. En güzel duyguların olduğu zamanlar, dünyanın rengarenk olduğu, kuşların susmak bilmediği bir yaz sabahı…


Annemden iki senedir sakladığım yalan ortaya çıkmıştı…Şu an gülsem mi ağlasam mı bilmiyordum. Sadece küçük bir tatlı yalandı anne! İki sene önce üniversite sınavına girip İstanbul’da dört senelik çevre mühendisliğini kazanmıştım. Ama üniversite tamamen bahaneydi. Şahane olanı ise lise de en yakın arkadaşım olan Nur ile İstanbul’da yaşama hayaliydi. Ve iki senedir sorunsuz bir şekilde devam ediyordu. Ta ki annemin evimize çat kapı baskın yapması ile sonlanmıştı. Nur ile kazandığımız üniversiteyi dondurmuştuk ve İstanbul’a geldiğimizden beri ikimizde düzenli olarak çalışıyorduk ve kiraladığımız iki artı bir evi geçindirmeye çalışıyorduk. Para kazanmak pek kolay bir iş değildi. Ama ben hiçbir şeyden şikayetçi değildim. Çünkü hayatta oturarak bir yere varamazdın, illa ki bir işin ucundan tutup ilerlemek gerekirdi.


‘’Gerçekten gözlerime inanamıyorum Nergis!’’


‘’Anne-‘’ Tabi ki de lafı ağzıma tıkmıştı.


‘’Peki sana ne demeli Nur?’’


Nur ağzını bile açmıyordu, koltukla bir olmuş şekilde sadece halıya bakıyordu.


‘’Allah’ım başıma bu da mı gelecekti? Ay, ay tansiyonum!’’


Nur ile annemin yanına koştuk, annem kendini koltuğa atmış kendi kendine sayıklıyordu. Bir yandan da elini orta sehpanın üzerinde gezindirip toz var mı diye kontrol ediyordu.


Nur ile ben annemin başında dururken, aniden kolları ile bizi itip,


‘’Çekilin başımdan! Kapıyı, pencereyi açın nefes alamıyorum.’’


Nur kulağıma yaklaşıp,


‘’Tam bir drama kraliçesi.’’


Gülmemek için dudaklarımı ısırmıştım. Annemi bu duruma alıştıracaktım ama.


Perdeyi ardına kadar açıp tüm pencereleri açtım.


‘’Daha iyi misin anne?’’


Nur’a dönüp,


‘’Çay yapsana annem gelmiş be!’’ deyip ortamı yumuşatmaya çalışıyordum. Aynı zaman da ellerini zorla tutup içine kolonya bocalıyordum. Yanına oturup, ‘’Anne lütfen yapma böyle.’’


‘’Bir de sessiz kalmamı mı bekliyorsun kız? İki senedir seni üniversite okuyorsun diye biliyorum. Bir de seni Nur’a emanet etmiştim ikinizde birbirinizden betersiniz.’’


‘’Anne yapma böyle Allah aşkına. Valla üniversite okuyanlardan daha güzel hayat yaşıyoruz. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda, ikimizde çalışıyoruz, düzenli bir işimiz var. Evimiz de ki eşyaların hepsi çok güzel, dolaplarımız hiç boş değil. Hiçbir para ihtiyacımız yok annecim. Nur ile hep hayalini kurduğumuz hayatı yaşıyoruz.’’


Beni omzumdan koltuğa itip,


‘’Hayatının sonuna kadar böyle yaşayacağını mı düşünüyorsun ha? O çalıştığınız yerin devlet memurluğu kadar güvencesi var mı? Hadi hepsini geçtim, yarın öbür gün elinde beş para olmayan bir adam ile evlenirseniz, sırf bugün hayalinizi gerçekleştirmek uğruna üniversite okumadığınıza pişman olmayacak mısınız? O zaman gelince keşke annemi dinleseydim dersin.’’


Nur elinde ki çay tepsisi ile içeri geçip,


‘’Hayır Nebahat teyzecim biz zengin kocalarla evleneceğiz.’’ Deyip tepsiyi orta sehpaya koydu. Önce annemin bardağını doldurup, ona uzattı.


‘’Uzun yoldan geldin, al şifa olsun canım benim.’’


Annem Nur’un tatlı dilli olmasını çok severdi, ona gülümseyip bacağına şaplak attı.


‘’Sus kız zaten sinirliyim ikinize.’’


‘’Sinirin ne zaman geçer peki?’’


‘’İkinizi de yanım da Bursa’ya götürünce geçer.’’ Nur ile aynı anda,


‘’NE?!’’ diye bağırmıştık.


Annem keyifli keyifli çayını yudumlarken,


‘’Kusura bakmayın kız başınıza ikinizi de bu koca şehirde yaşatamam. Eve döneceksiniz. Nok-ta.’’


‘’Ne demek nokta ya! Hayır gelmiyoruz.’’ Annem bana sinirle bakıp,


‘’Seni parçalarım kız.’’


Nur araya girip,


‘’Nebahat teyzecim siz bizim yanımızda kalsanız olur mu?’’


Nur’un teklifi ile şaşırıp kaldım. Annem de benimle aynı tepkiyi vermişti. Ortama birden sessizlik hâkim olmuştu. Bu fikri biraz düşününce mantıklı gelmişti. Çünkü annemin tek çocuğu bendim ve ben İstanbul’a geldikten sonra evde tek başına kalmıştı. Annem elindeki çay bardağını masanın üstüne koyup bir bana bir Nur’a baktı. Şu an bu fikri kafasında ölçüp biçiyordu.


‘’Çay koyun.’’ Annem olumlu bir cevap versin diye demliğe Nur ile aynı anda uzanmıştık. Ben geri çekilip onun bardağı doldurmasına izin verdim. Nur bana bakıp,


‘’Koş içeri dolapta tatlı vardı koymayı unutmuşum. Onu canım Nebahat teyzeme getir. İçeri koşarcasına gidip tatlıyı tabağa aktarıp annemin yanına tekrardan koşarcasına döndüm. ‘’Bir şartla.’’ İkimizde merakla anneme sokulmuştuk. Annemin ağzından çıkacak cümleyi heyecanla bekliyorduk.


‘’İkinizde…’’


‘’Evet?’’


‘’İki ay içerisinde…’’


‘’Evet, evet?’’


‘’İdeal, zengin bir koca bulacaksınız."


"NE!"


***


Merhaba sayın okuyucularım diğer bölümler bu kadar kısa olmayacak. Diğer bölüme kadar sağlıcakla kalın. Ayrıca kitabın kapağını fırsat bulduğum zaman değişeceğim.


Loading...
0%