Deneme sonuçları bir daha ki ders yani beşinci derste açıklanacaktı. Çok stresliyim. Geçen seferki gibi ikinci olursam naparım bilmiyorum. Ben bu düşüncelerle boğuşurken yanımdaki sandalyeden gelen sesle irkildim ve sağıma döndüm. Güneş yanıma gelmişti.

Bana doğru eğilip hafif tebessüm etti. "Başlamıssın yine tırnaklarının kenarıyla oynamaya. Bu kadar stres olma lütfen! Daha dönemin ilk haftasındayız. Hem şimdiden netlerin çok iyi. " Bende bıkkınlıkla tebessüm ettim ona "evet, biliyorum teşekkürler stresli değilim zaten. " Söylediğimin yalan olduğunun ikimiz defarkındaydık. üzgünce tebessüm edip yanımdan kalktı. Aslında geçen yıl ikimiz yakın arkadaştık ama bunun Benim sıralamamı gerilettiğini düşündüğüm için aramıza biraz mesafe koymuştum. Sürekli bir yerlere gitmek gezmek beni derslerden koparmaya başlamıştı. Güneş ilk başta abarttığımı söylese de ben mesafe koyunca buna mecbur kalmıştı. Evet belki kötü bir arkadaşım ama şu an iyi arkadaşlık yapabilecek bir zamanım yok. öğretmen zilinin çalması ile masamı düzenlemeye başladım Çünkü birazdan deneme sonuçları açıklanacaktı Çok geçmeden Hoca içeriye girdi kafa hareketiyle oturmamızı söylediğinde hocaya dikkat kesildim. Parmağımın acısıyla Tırnağımı kanattığımı fark ettim baş parmağımı Avcumun içine sarıp beklemeye başladım.

Masasına oturan sema hoca nihayet kağıtları çıkardı. Çıkardığı kağıtları masaya vurarak düzelttikten sonra gözlerini kısarak etrafta gezdirdi. "Ali gel şu sonuçları oku oğlum. "

Off sanki survivor final turundayız okusanıza işte şu sonuçları.

Ali tahtaya çıkıp kağıtları hocadan aldığında daha da çok gerildim. Gözlerimi Ali'ye dikip konuşmasını beklemeye başladım. İstemsizce tırnağıma giden elime de engel olamadım. " Birinci ravza kaygı, ikinci emre aydın, üçüncü başak toprak, dördüncü.... " Birinciden sonra zaten ne dediğini algılayamamaya başlamıştım ki üstüne üstlük birde üçüncüydüm. Anlayamamış olacağım ki içimden tekrar ettim.

Ellerim terlemeye başladı. Çok midem bulanıyordu. Elimi karnıma götürüp sakinleşmeye çalıştım. Başım dönmeye başladı midem iyice bulanıyordu.

Zorla ayağı kalkıp hocadan tuvalet izni istedim. Koridorda hızlı ve düzensiz adımlarla yürümeye başladım. Bir yandan kendimi rahatlatmaya çalışırken bir yandan kendime küfürler ediyordum. Elimi göğsüme koyup derin nefesler aldım.

Tuvalete girip hızla kapıyı kilitledim. Hızla musluğu açıp suratıma şu çarptım. Gözümden dökülen yaşlara engel olamıyordum. Ellerimi lavaboya koyup kafamı kaldırdım. Aynada kendimle göz göze gelince kendi kendime üzülmeye başladım. Niye böyle oldu anlamıyorum. Sabah 5 te uyanıp okula kadar çalıştım günlerce. Evde tek yaptığım ders. Nasıl ya nasıl?!

İki elimle saçımı geriye atıp kendimi toparlamaya çalıştım.

~~~~~

Kafamı sıraya koymuş duvarı izliyordum. Sınıfta yine bir curcuna var tabi. Önümdeki kızlar kıkırdayarak bir şeyler konuşuyordu. Seslerini kontrol edemeyip heyecanla konuşuyorlardı. Bu kızları hiç sevemiyorum açıkçası. Hedefsiz saçma sapan tipler.

Sibel edaya dönüp parlak gözlerle konuşmaya başladı. " Gördüm eda! Kayıt yaptılar. Hatta bakıştık bile çocukla. Hoşlandı sanki benden. Ama ben pek yüz vermedim. Yunus Hoca'nın yeğeniymiş bi de. Birlikte çıktılar müdürün odasından çok yakışıklıydı.

Gözlerimi devirip yeniden kafamı sıraya koydum. Biri şu sibele erkesin ona aşık olmadığını anlatabilir mi acaba? Önümde olduğu için her hafta kaç kişinin güya ona aşık olduğunu duyabiliyorum maalesef.

Tekrar kafamı kaldırıp saate baktım. Dersin bitmesine daha vardı sonuçta. Bileğimdeki tokayla hızlıca saçımı toplayıp matematik restimi çıkardım. Üstüne eğilip soruları çözmeye başladım. Kapı açılıp kapandı. Sibel'in sessiz çığlıklarıyla yunus Hoca'nın yeğeni olduğunu anladım. Kafamı kaldırıp çocuğa baktım. Giyimi, tipi gayet iyiydi. Okuldaki yakışıklı boş serserilere bir yenisi daha eklenmişti işte. Herkes çocuğu süzüp sorular soruyordu. Tekrar testime odaklanmaya çalıştım.

Çıkışta önümde yürüyen güneşi gördüm. Hızlı adımlarla yanına yaklaştım. Ona karşı hep mahçup hissediyorum ama kendime de hak veriyorum doğrusu. Başarılı olmam için bir tek derse odaklanmalıyım.

Güneşin yanına yaklaştım. "İşe devam mı hala? "

Şirin bir şekilde gülümsedi. "Evet devam! "

Şalını düzeltip yumruk yaptığı elini havaya kaldırdı. "Son gaz devam. " Beceriksiz bir tebessüm ettim. "Bak eğer izin verirsen babamla konuşup sana burs ayarlarım. Neden istemiyorsun ki? " Bıkkınca başını sağa sola salladı. " Hayır gerçekten gerek yok. İyiyim gayet. "

"Peki."

Kısaca vedalaştıktan sonra servise bindim. Yeni çocukta bu servisteydi. Yerime oturduktan sonra servise girdiğini gördüm. Kısaca süzdüm yine. Bakalım hangi kız kapacak ilk haftadan.