Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm

@huseyinrahmi

“Madam biz buraya gayet mühim bir keyfiyetin tahkiki için geldik. Soracağımız suallere doğru cevaplar vermeye gayret ediniz. Sonra size büyük yorgunluk ve üzüntü olur. Bu işin mesuliyeti büyüktür.”

“Ben kaşkariko bilmem. Yalan kabul etmem. Elbette doğru söyleyeceğim.”

S: “Bu apartmanda kim oturuyordu?”

C: “Söyledim efendim, Raif Bey.”

S: “Raif Bey kimdir?”

C: “Raif Bey ihtiyar, zengin, nazik, terbiyeli bir adamdır.”

S: “Bu apartmanı kiralayalı ne kadar zaman oldu?”

C: “İki sene var.”

S: “İki senedir hep burada mı otururdu?”

C: “Hayır, başka evi vardı. Arada bir gelir, burada kalırdı.”

S: “Başka evi varken niçin arada bir burada kalıyordu?”

O: “Ne bilirim efendim? O kendi keyfine ait bir şeydir.”

S: “Yalnız mı gelirdi?”

Madam Moiz, vereceği cevabı bulmak için bileğindeki halkaları aşağı yukarı birkaç defa oynattı. Ve ezgin bir baş kırıtmasıyla birkaç defa yutkunduktan sonra:

C: “Yalnız gelirdi. Bazen de bir kimseyle beraber.”

S: “Nasıl kimse? Kadın mı? Erkek mi?”

C: “Çok defa kadın. Arada bir erkek ahbap da gelebilirdi.”

S: “Bu misafirler gece kalırlar mıydı?”

C: “Niçin yalan söyleyeceğim? Evet. Çok çok bir kadın gelirdi. Ama çok temiz, namuslu bir kadın. Sonra ben Raif Bey’e söyledim: ‘Beyefendi burası komilfo familyalar için namuslu bir evdir. Her kadın burada gelemez.’ O bana diyordu ki: ‘Madam Moiz hiç merak etme, bu kadın benim nikâhlımdır. Başka eski bir karım daha var. O bunu kıskanıyor. Onun için bunu buraya gizli getiriyorum.’ Böyle diyordu, ben de inanıyordum. Çünküm (yüreğini göstererek) içerde fenalık yok.”

S: “Bu kadını görsen tanır mısın?”

C: “Elbette tanıyacağım.”

S: “Nerede olduğunu biliyor musun?”

C: “Hayır. Fakat sonra o kadın gelmedi. Başka bir kadın geliyordu, yine sordum ‘Beyefendi buna tanımadım. Bu kadın kimdir?’ O bana dedi: ‘Madam Moiz hiç merak etme. O kadını boşadım. Şimdi bunu aldım.’ Ve sonra sonra ayda bir kadınlar değişiyordu. Soruyordum. Hep bana diyordu ki ‘Merak etme, onu boşadım, bunu aldım. Bizim religionda âdet böyledir. İnsan ne kadar isterse kadın alır ve boşayabilir.’ Başkalarına da soruyordum ki bu doğru mudur? Evet diyorlardı, Müslümanlıkta böyledir.”

S: “Hanenin apartmanlarındaki başka kiracılarıyla görüşür müydü?”

C: “Hayır, kimseyle görüşmezdi. Ne kendi işini kimseye anlatırdı ne de kimsenin işini anlamak isterdi. Türk’tü. Ama komşularıyla kavga çıkarmazdı. Sessiz adamdı. Çok defa evinde var mıdır, yok mudur bilinmezdi. İşine pek sağlamdı. Vadesi gelmezden bir gün evvel tırınk kirayı verirdi. Böyle kiracı her zaman bulunmaz.”

S: “Gelen kadınlar ekseriyetle Rum muydu? Ermeni miydi?”

C: “Zannederim her çeşitten vardı. Güzel kadın olduktan sonra o millet ayırmazdı.”

S: “Son zamanlarda nasıl yaşıyordu? Hayatında bir değişiklik oldu mu?”

C: “Bravo iyi söylediniz. Son zamanlarda biraz havasını değiştirdi. Onun sessiz yaşayışında bir bora koptu. Fakat ne oldu? Bunu eyi anlayamadım.”

S: “Ne gibi?”

C: “Son vakitlerde onun apartmanına bir genç erkekle bir kadın dadandı. Bu ikisi daima gece geliyorlardı. Bu delikanlı başına enli kenarlı bir şapka koyuyordu. Yüzünü pek göstermek istemezdi. Kadın da kalın bir peçeyle geliyordu. Ben merak ettim. Bu nasıl şey. Madam Moiz isterse bir şey anlamaya onun yolunu bulur. Bir gün bu kadın geçerken dedim ki: ‘Madam affedersiniz. Geçenki gelişinizde merdivenden çıkarken üzerinizden bir kart düşmüş. Çocuk görmüş. Almış sepete koymuş. Sepette birçok başka kartlar da vardır. Sizinki hangisiydi? Lütfen ayırır mısınız?’ Bu sözüm üzerine şaşaladı. Kartını bulup almak için gişenin önüne geldi. Peçesini biraz sıyırarak okurken yüzünü gördüm. O ho ho ho... Piliçlerden piliç. Parası olan her erkek bu kaymaktan tatmak ister. İhtiyar mihtiyar bu kıza kimse dayanamaz.”

S: “Bu genç erkekle kadın Raif Bey’in nezdine devama başladıktan sonra onun hayatında ne gibi bora koptu?”

C: “Bu adam evvelden apartmanında sessiz oturuyordu. Evvelden, gelen kadınlarla hiç kavga yapmazdı. Fakat bu son gelenlerle patırtı başladı. Bir akşam bu genç kız yalnız geldi. İhtiyarla beraber bir saat oturdular oturmadılar. Arkadan delikanlı yetişti. Çok öfkeliydi. Merdivenlerden yukarı pat pat koşuyordu. Apartmanın zilini çaldı. Zannedersiniz koparacak. Ben kuşkulandım. Merdivenden çıktım. Gizli gizli beklemeye başladım. Beş dakika geçti. Belkim daha ziyade fakat ihtiyar açmak istemeyordu. Bu büsbütün kızıyordu. En sonram kapu açıldı. Delikanlı içeri girdi. Apartmanda üçü beraber kavga yaptılar. Alt üst kiracılar bu gürültüyü duydular. Fakat ne diyorlardı pek eyi anlaşılmayordu. Çok geçmedi bu delikanlı kızın kolundan tuttu, götürdü.”

S: “Bu delikanlı ile genç kız nerede oturuyorlar?”

C: “Buna dair hiç malumatım yoktur.”

S: “Hiç merak edip de anlamaya uğraşmadınız mı?”

C: “Merak koydum. Fakat bunların peşinden gitmeye vaktim yoktu. İşim çoktur. Hem bu kızın başı altından böyle şeyler çıkacağını ne bileyim. Raif Bey ne vakit bu kızla konuştu, hizmetçilerini savdı, başka türlü adam oldu.”

S: “Raif Bey seyahate gitmek üzere hangi tarihte bu evden çıktı?”

Madam Moiz aşağıdan otelin yevmiye defterini getirtip sayfalarını karıştırarak kaydı bulduktan sonra:

C: “İşte bakınız Raif Bey hesabını gördü. Buradan 6 Teşrinisani Çarşamba günü gitti.”

S: “Artık bir daha gelmedi mi?”

C: “Evet gelmedi.”

S: “Buradan saat kaçta çıktı?”

C: “Akşamüstü beş vardı.”

S: “Yalnız mıydı?”

C: “Evet.”

S: “O gün kendisini ziyarete gelen oldu mu?”

C: “Pek iyi farkında değilim. Lakin sanırım kimse gelmedi.”

S: “Beraber hiç eşya götürmedi mi?”

C: “Büyükçe bir valizi vardı. Otel hizmetçisi Jozef, Kuledibi’ne kadar götürdü. Orada bir arabaya koydular. Kendi de bindi, gitti.”

S: “Arabayı nereye gitmek için tutmuşlar?”

C: “Sanırım Sirkeci Garı’na.”

S: “Şark sürat katarı daha geç hareket eder, birkaç saat evvel Raif Bey’in Sirkeci’de ne işi vardı?”

C: “Bilmiyorum.”

Jozef isticvap edildi. Raif Bey’in gara erken inmekten maksadı ne olduğu hakkında ondan da vazıh bir cevap alınamadı. Arabanın numarası soruldu. Dikkat etmediğini söyledi.

Loading...
0%