Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2 BÖLÜM

@huzurlu_gece

Çatlak Tavşanla

 

Rook,

On dört ay önce

 

 

“Aman Tanrım! Aman Tanrııııııııtııtm!”

Çığlığın tiz yüksekliğinden büyük ihtimalle kulak zarım pat­lamıştı, kulaklarımda aniden bir çınlama başladı.

 

 

Bir zamanlar, bu tepkiyi inanılmaz vuruş becerilerimden alır­dım, buz üzerinde olan değil. Ancak şu anda Seattle’a giden bir uçakta oturmuş, diğer yolcuların binmesini bekliyordum. Halka açık alanda seks yapmak hoşuma gitse de, genellikle bunu lavabo gibi kapısı olan yerlerle sınırlı tutardım. Ama artık bunu da yap­mıyordum. Ben iflah olmuş bir umumi tuvalet düzücüsüydüm.

 

 

 

Çığlık atan kişi yanımdaki koltuğa çökerken yüzümü buruş­turdum, hâlâ kulağımın dibinde haykırıyordu.

 

 

“Rook, seni ne zamandır görmedim! Ne kadar çılgın bir durum bu? Aynı uçakta olduğumuza inanamıyorum!”

 

 

“Tam bir delilik?” Tanınmadan gözlerden uzak durmayı ba­ şarmıştım... şu ana dek.

 

 

 

“Senin koltuğun mu?” Lütfen hayır de.

 

“Hayır.” Kadın bir an somurttuktan sonra yüzüne yeniden geniş bir gülümseme yayıldı.

 

“Ama tam arkandayım! Biletimi son daki­kada yükselttim. Yalnız mı uçuyorsun? Seattleda ne yapacaksın?”

 

 

“Kardeşimle görüşeceğim.” Bu tam olarak doğru değildi, abimle Anchorageda buluşacaktık ama bu detaya gerek yoktu.

Bu hatunu ben nereden tanıyorum? Bir isim, bir şey, herhangi bir şey hatırlamak için beynimi zorladım. Tanıdıktı ve iyi bir tanı­ şıklık değil gibiydi.

 

 

“Seattleda mı?”

 

 

Başımla onayladım.

 

 

“Yani yalnız uçuyorsun. Ben de! Ama kesin bu koltukta otu­racak kişiyi yer değiştirmeye ikna edebiliriz.”

 

 

“Ah, buna hiç gerek yok.”

 

 

“Elbette gerek var, şapşal!” Koluma sarıldı.

 

“Böylece arayı ka­patabiliriz!”

 

 

Hâlâ kim olduğunu çıkarmaya çalışıyordum ama bu genelde kolay değildi. Şikagoda profesyonel hokey oynamaya başladı­ğımda, birkaç yıl önüme gelenle düşüp kalktığımı itiraf etmek­ten utanıyordum.

 

Gerçekten. Kucağıma düşen hemen hemen her tavşanı becermiştim. Ta ki işler boka sarana kadar.

Kaşıntılı bir kasık biti vakasına yakalandıktan sonra tavşan­larla işim bitmişti bu olay yüzünden pislik takım arkadaşla­rım bana o sezonun çoğunda Bitli diye seslenmişti.

 

Arada bir, partilediğim günlerde yattığım kadınlarla karşılaşıyordum. Her zaman tuhaf olurdu. Çok kısa bir süre içinde çok fazla kadın ol­muştu. Bazen aynı anda birden fazlaydı. Kötüydü. Gurur duy­muyordum.

Ve bir de şu sahte hamilelik şantajı vardı...

 

 

Ah, kahretsin, hayır. Şimdi kim olduğunu tam olarak çıkar­mıştım. Şantajcı, bu kadındı. Gerçekten de yaşadığım en garip deneyimdi. Birkaç haftada bir kız kardeşinin büyüyen hamile karnının alçılarla kalıbını alıp bunları gömleğinin altına yapış­tırmış ve fotoğraflarını sosyal medyada paylaşarak her birine beni etiketlemişti.

 

Ta ki avukatım devreye girene kadar. Kaşıntılı kasık biti olayı da tam o sıralarda olmuştu. Böylece hayran tav­şanlarla olan günlerim sonsuza dek sona ermişti.

 

 

“Nasılsın? Neler yapıyorsun? Harika görünüyorsun! Seattleda ne yapacaksınız? Bekle, son soruyu sormuştum zaten!”

Önümüzdeki beş saat boyunca onun yanında oturup da ayık kalmam mümkün değildi.

 

 

Yanımda olması gereken kadın nihayet uçağa bindiğinde, ekstra hevesli arkadaşım koltuk meselesini ayarladı. Koluma sa­rılıp yanağını omzuma bastırdı, kocaman gülümsemesi ekstra geniş gözleriyle uyumluydu. Bence masum görünmeye çalışıyor ama aslında üşütük görünüyordu.

 

 

 

“Selaaaam!” dedi orta yaşlı kadına.

 

 

“Şey, umarım sorun ol­maz ama erkek arkadaşım koltuklarımızı ayırtırken yan yana alamamış. Birinci yıl dönümümüzü kutluyoruz ve ilk defa birin­ci sınıfta uçuyoruz” Burnunu buruşturdu. Şimdi daha da tuhaf görünüyordu. Üstelik kendi söylediği yalana rahatsız edici şekil­ de inanıyormuş gibi gözüküyordu.

 

 

“Birlikte oturabilmemiz için benimle koltukları değiştirebilir misiniz?”

 

 

Kadınla göz teması kurmaya çalıştım ama o, şantajcıya o ka­dar odaklanmıştı ki, benim paniklemiş ifadem dikkatini çekme­mişti.

 

 

 

“Ayy. Siz ikiniz ne tatlısınız öyle. Tabii ki sizinle koltukları değiştiririz.”

“Teşekkürleeeeeeer! Koltuğum 3C.”

 

 

Kadın arkamızdaki sıraya geçti. Harika.

 

Artık kaçışım yoktu.

Sissy -adını nihayet hatırlamıştım- kalkış boyunca konuşup durdu. Uçak kalkar kalkmaz buzlu duble viski istedim. Bunu at­latmak için çok fazla alkole ihtiyacım olacaktı.

 

 

Kalkıştan yaklaşık yarım saat sonra eğildi, ağzı kulağımda ve eli bacağımdaydı. Aletime haddinden fazla yakındı. Elini çek­meye çalıştım ama tırnaklarını batırdı.

 

 

“Lavaboyu kullanmam lazım. Benimle orada buluşmak ister misin?”

 

 

“Ee, oraya zor sığıyorum, başkasıyla imkânsız.”

 

 

“Belki de bunun yerine üzerimize örtmek için battaniye iste­meliyim ” Bana abartılı bir şekilde göz kırptı.

 

 

Sesimi alçaltarak fısıltıyla konuştum.

 

“Hamile rolü yaptığını ve çocuğun benden olduğunu söylediğini hatırlıyorsundur. Hem de her sosyal medya platformunda.”

 

 

Başını geriye savurup gürültüyle kahkaha attı. “Aman Tanrım!

Rook, sen çoooooook komiksin! O sadece bir şakaydı!”

 

 

Hatun resmen tiyatro çeviriyordu.

 

“İki hafta boyunca paylaş­maya devam etmiştin.”

 

 

“Pekâlâ, mesajlarıma cevap vermemeye başlamıştın ve bir ay kadar gerçekten hamile olabileceğimi düşündüm.”

 

 

“Prezervatif kullanmıştık.”

 

“Evet, ama kız kardeşimin içtiği bir şey vardı, ben de onu denemiştim.” Elini savurdu.

 

“Her neyse. O içecek bende ondaki gibi işe yaramadı ama yazık oldu çünkü ikimizin harika bebek­leri olurdu.” Tekrar pazımı sıktı.

 

“Seattle’da bir süre kalacaksan, tekrar deneyebiliriz.”

 

 

“Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.”

“Neden olmasın?”

Çünkü zırdelisin.

 

“İlişkim var,” diye yalan söyledim.

 

 

“Ah.” Kolumu bıraktı.

 

“Gerçekten mi? Seni kimseyle görme­dim, üstelik tüm sosyal medya hesaplarını takip ediyorum. Beni engelledikten sonra, yenilerini açmak zorunda kaldım.” Buna gı­cık olmuş gibiydi.

“Çok yeni.”

 

“Başka bir saat dilimindeyiz, yani teknik olarak bu aldatmak sayılmaz, değil mi? Ya da bunun büyük bir sorun olduğunu dü­şünüyorsan, bir kaba boşalıp bana verebilirsin. Kurumazlarsa iki gün canlı kalıyorlar.”

 

 

Sonraki birkaç saati onun tekliflerini savuşturmakla geçir­ dim. Tüm uçuşlarım arasında en kötüsüydü. Sissy yerine türbülans ve ağlayan bir bebeği tercih ederdim. Pilot, inişten önce havaalanını bir saat daha turlamamız gerektiğini söyleyince iş­kence daha da uzadı.

Nihayet uçaktan indiğimizde Sissy yanımda koşturuyordu.

 

 

Hâlâ beni başka bir saat diliminde olmanın aldatmak sayılma­ yacağına ikna etmeye çalışıyordu. Beni kapıya kadar takip etti, sonra da bir ahtapot gibi etrafıma dolandı.

Sonunda güvenlik devreye girdi ve beni bırakmak zorunda kaldı. Bütün bu durum, ne kadar seksi olursa olsun başka bir tavşanla asla yatmama yeminimi iyice pekiştirdi.

 

 

Oy verirseniz çok memnun olurum 🥰

Loading...
0%