@hva_nr
|
Elektirikler gelmesede karan sanki dilşahı bulabilecekmiş gibi etrafta dolanıyordu. Çok masaya çarpmış bir kaç kez de takılıp düşmüştü.
"Nerde lan benim karım" diye bağırdı. Elektirikler gelince herkesin işi dahada kolaylaşmıştı.
"Karan" dedi can dostu savaş.
"Savaş karım yok lan, savaş karımı benim yanımdan kaçırdılar lan" kötüydü karan, hiç bu kadar kötü olmamıştı. Yıllar sonra sevdiği kadını karısı yapmıştı ama birleri gelip karanın kanımdan kaçırmışlardı.
"Savaş git kameralara bak bu salondan kimin arabası çıkmış" savaş hızlıca kameralarım olduğu yere ilerlerken davet sahibi selçuk bey karanın yanına gelmişti.
"Elektirikler gidince kameralar çalışmaz ama benim özel kameralarım car onları kimse bulamaz onlara bakalım"
Selçuk bey önden savaş ve karan da arkadından ilerleyerek bir odaya girdikler.
Görüntüler açılınca karan kaşlarını çatarak bilgisayara odaklandı.
Tam mikrofonu eline alınca elektrikler gitmişti ama gece görüşü sayesinde dilşah'ı görebiliyordu.
Biri gelip dilşah'ın elini tutunca rahatlamıştı Dilşah. 'Ben sandı' dedi karan içinden. Tam kürsüden indikleri sıra dilşa'ın kaşları çatıldı. "Karan?" Dedi.
O sıra kendi bağrışını duydu. "DİLŞAH" anlamıştı kaçırıldığını geri çekilmeye çalıştı adamdan. "KARAN" ve birinin karının boynuna bir şey batırdığını görünce daha çok sinirlendi, cebelleşmesini gördü bayılmak istememesini gördü ama direnemededi.
Dış kamerayı açtıklarında on altı işe başlayan plakalı bir arabaya bindirmişlerdi dilşah'ı "burak" dedi karan direkt. "O kim" diye sordu savaş merakla. "Bursada ki otel zincirlerinin sahibi dilşah'ın eski sevgilisi" karan hala bilgisayara bakıyordu. "Bul bana onu savaş"
Geberticekti burak'ı bu sefer kimse onu elinden alamazdı.
Korkardı kızıl kafası karanlıktan, onu karanlıkta bırakamazlardı.
Dilşah veznedar;
Gözlerimi zar zor açtım, en son ne olmuştu.
Kaçırılmıştım. Beni kaçırmışlardı.
Kafamı kaldırdığımda boynum felaket bir şekilde acımıştı, dandik bir sandalyeye bağlıydım etraf ise zifiri karanlıktı. "Hey!" Diye bağırdım. "Köpekler" dedim tekrar, kapı açıldı ve içeriye ışık girdi.
Çok korkardım ben karanlıktan.
"Sevgilim" bu buraktı. "Burak?" Belliydi zaten benim karşıma çıkacağı ama kaçıracağını asla düşünmezdim.
Ne olmuştu benim yıllar önce sevdiğim o adama.
"Benden sonra biriyle bir ilişki yaşayacağını düşünmedin umarım" üstüme doğru geldi. "Yoksa düşümdün mü, yattın mı onunla" konuşmayacaktım onunla.
"Benim düşmanımla YATTIN MI KÜRT KIZI" kollarımı tutup sıktı, o kadar çok sıkıyordu ki orda iz kalacağına emindim. "O benim kocam Tekinoğlu" dediğimde sıratıma sert bir tokat geçirdi.
Bu benim hayatımda yediğim ikinci tokat.
"Kes sesini" dedi dişlerini sıkarak, sinirden geberiyordu eğer dişlerini böyle sıkmaya devam ederse kırılacağından emindim. Kolumu bırakınca bir acı hissettim.
"Beni bulamayacağını falan mı düşünüyorsun"
"Kes sesini"
"Seni öldürecek"
"SANA KES SESİNİ DEDİM" Sol yanağıma tüm gücüyle vurunca sandalyeyle beraber yere düştüm.
"RIFKI" diye bağırdı kapıya doğru. İri bir adam içeri girdi. "Yere bağla" dediğinde adam beni kaldırdı ve sandalyeden çözdü.
Adam suratına dirseğimi geçirip bacak arasına tekme atınca iki büklüm oldu, üstüme doğru gelen burak'a bacağıma itleyince yere düştü bende bunu fırsat bilerek depodan çıktım ama önümde beş tane adam görmeyi beklemiyordum.
Ve beni zorla içeri sokup dizlerimin üstüne çökebileceğim gibi yere bağladılar.
"Onun oldun şimdide benim ol bakalım kürt kızı" üstündeki gömleği çekerek yırttı ve bir köşeye atıp oda tere çöktü, elleriyle yüzümü avuçladı, önce yanağımı öptü.
"Bırak beni köpek" elini bacağıma koydu.
"Ondan çocuk mu yapıcaksın bide sen"
"Seni ben öldürücem" dedim bu sefer. Kalçalarımı tutup sıkınca kafamla ona vurdum.
"Bana dokunma" bu sefer suratıma bir yumruk geçirince acıya dayanamadım ve etraf karanlık oldu.
Karan veznedar;
"Karan tepedeler bir depoda" yakındık oraya hemde çık yakındık. Benim şehrimde karımı kaçırmak nasıl bir cesaretti böyle.
Hızlıca arabama binip son gaz tepeye çıktım yaklaşık on dakika sonra ordaydık.
"Karan deponun önünde altı tane adam var" dedi savaş. "Öldürün" dedim hiç düşünmeden, bana sadece karım lazımdı. "Herkes bir kişiyi alsın, o piç bizim burda olduğumuzu bilmesin aynı anda vurun" iki saniye sonra arabadan inip deponun kapısına gittim, tam o sıra içerden. "DOKUNMA" Diyen dilşah'ı duyunca delirdim.
Zaman durmuştu sanki. 'Dokunma' mı savaş yanıma gelip elini omzuma attı. "Önce ben giriyim" dedi hayır diyemedim ama tamam da diyemedim ama deponun kapısını açıp içeri girdim.
Dilşah.
Üstündeki ona çok yakışan kırmızı elbisesi yırtıklar içindeydi, dizlerinin üstğne çöküktü, ağzından burnundan kan akıyordu. Kolları morarmıştı.
"Karan" dedi yorgun bir şekilde.
Burak'ı kolarından tuttuğum gibi devirdim. "Sen benim karıma mı vurdun"
Dilşah veznedar.
Gelmişti, karan gelmişti.
"Sen benim karıma mı vurdu" dedi ve bir yumruk attı.
"Sen benim karımı mı kaçırdın" bir yumruk daha.
"Sen benim karıma dokunmaya mı çalıştın" tekrar, tekrar ve tekrar yumruk.
"Benim yıllar sonra kavuştuğum sevdama mı yaptın bunları" suratının tam ortasına geçirdiği yumruka burak'ın ağzına kan doldu. Savaş elleri ve ayaklarımı çözmüştü ama ayağa kalkıcak gücüm yoktu. "Yenge iyi misin" savaşın söylediği cümleyle karan'ın bakışları bana döndü ve burak'ı öylece bırakıp yanıma geldi.
"Yavrum iyi misin" kafamı iki yana salladım. "Ayağa kalkamıyorum karan" bacaklarım uyuşmuştu diz üstünde durmaktan.
Karan tek bir hamleyle beni kucağına aldı ve savaşa döndü. "Çekin fişini " dedi ve beni depodan çıkarttı.
"Özür dilerim" dedi be alnımda öptü.
"Teşekkür ederim" dedim ve yorgun bedenimi ona bırakıp kafamı omzuna yasladım.
Güvende olduğunu hissediyordum, şu an güvendeydim.
Karan beni arka koltuğa yatırıp kafamın aştına küçük bir yastık koydu ve radyoyu açtı.
Biliyordu benim müzik sevdiğimi.
Biliyordu benim karanlıktan korktuğumu.
O bana dair her şeyi biliyordu.
"Mardin'in ağası ve ünlü iş adamı karan veznedarın karısı Dilşah veznedarın kaçırılmasıyla tüm mardin ayaklandı" radyodan gelen sesle oturur pozisyona geldim katan dikiz aynasından bana baktı. "Yat sen ben halledicem" dedi.
Hallederdi.
"Savaş" dedi telefon arabaya bağlıydı. "Gördüm karan, bende halledicem" dediğimde rahatlayıp tekrar kalktığım yere yattım.
Konağa gelmiştik katan beni tekrar kucağına aldı ve konağa girdik. "Dilşah" dedi zelal hanım, koşarak yanımıza geldi. "İyi misin kızım" kafamı zar zor salladım. "Yenge" ikizilerin aynı anda yanımıza koşmasıyla bakışlarım onlara döndü. "Yenge ne oldu sana, iyi misin" alinin söylediği şeye yine kafamı salladım, dilim damağım kuruydu, bağırmaktan boğazım acıyordu.
"DİLŞAH" konağın önünden gelen araba sesiyle oraya döndüğümde Şevval, Dilan ve babaannem arabadan inip yanımıza geldi."beni indirir misin" dedim karana zar zor. "Olmaz" dedi direkt bana sonra da onlara döndü. "Dilşah şu an iyi birazdan geliriz biz yanınıza " dedi ve annesine döndü. " anne sen Dilan ve şevvale göz kulak ol" dedi ve beni konağa soktuğunda berzah ağa ve turgut bey kapıda dikiliyordu.
"Kimmiş bunu yapan hadsiz" karan dedesine ve babasına baktı. "Sonra konuşuruz" dedi ve merdivenlerden çıkmaya başladığında roni hanımı gördüm, meraklı bir şekilde kafasını uzatmış bana bakıyordu ama tek bir şey bile söylemiyordu.
Üç katı hiç zorlanmadan çıktıktan sonra odaya girdi. "Sen duşa gir ben sana kıyafet hazırlıyım" dedi ve beni yatağa oturttu ama galiba ben hayatımda üçüncü kez korkuyordum. "Karan, senden bir şey isteye bilir miyim" karanın bakışları bana döndü. "Benden bir şey değil her şeyi isteye bilirsin" şu an bunu söyleyeceğime inanamıyordum. "Benimle banyoya girer misin" bakışları yere düştü. "O kadar mı korkuyorsun, beni banyoya çağıracak kadar mı korkuyorsun" yanıma gelip alını almıma yasladı. "Özür dilerim orman gözlüm, özür dilerim kızıl kafam, özür dilerim karım" sol gözünden bir damla yaş aktı.
Ne kadar sert görünsede her zaman ben bir şey söylediğimde gözleri titriyordu.
"Hadi gel yıkayalım seni"
Banyo girdik, ayaklarım öyle bir titriyordu ki sebebini anlayamadım, karnım o kadar çok acıyordu ki ayakta duramıyordum. Destek almadan ayakta duramıyordum. İçimde sütyen yoktu ama bunu dert etmedim çünkü bakmayacağını biliyordum, elbisemi yavaşça aşağıya indirirken sadece gözlerime bakıyordu. "Seninle tatile gidelim mi be dersin hem balayını da yapmış oluruz" dünmemem için yapıyordu. "Olur gidelim" dedim direkt. "Gerçekten mi" diye sordu gerçekten kabul etmeme şaşırmıştı. "Gerçekten" dedim karan ise suyu yavaşça üstüme tutunca ürperdim.
"Dilşah kasma kendini" kasıyor muydum farkında değildim. "Kasmıyorum"
Beni güzelce yıkıyordu bacak aralarımdaki kanları temizliyordu.
Kan?
"Sen regl mi oldun" kalbim durdu sanki. "Bugün ayın kaçı" dedim direkt nolur bugün onu olsun nolur. "Beşi" akata beni turan karnın koluna tırnaklarımı geçirdim. "Karan ben regl olmadım" karanın eli durdu bacaklarımdaki kana bakakaldı. "Karan yok de o olmadı de bana nolur bana o düşündüğüm şey olmadı de" ağlamaya başladım hemde deli gibi ağlamaya başladım. "Belki erken olmuşsundur, korktun sonuçta" dei karan kendisi de buna inanmak istiyordu." Gel hadi çıkalım, konuşuruz"
Hala ağlıyordum olmazdı olamazdı böyle bir şey. Karan kendini tutuyordu bu çok belliydi suratıma bakmıyordu çünkü bakarsa oda ağlardı, dolaba gitti bana iç çamaşırı getirdi. "Su değince karnımın acısı çoğalmıştı. "Burdayım arkam dönük giy sonra haber ver" arkasını döndü bende üstümdeki havluyu çıkartttım ve altımdaki külotu yavaşça aşağıya indirdim ama kasıklarımın sol taraf buna engel oldu elim yarıda durdu. "Karan" dedim burnumu çekerek."gitindin mi" elim kesipe gitti. "Karan" dedim tekrar. Bana dönünce oda şok geçirdi, kasıklarımda sol tarafımda ufak bir çizik vardı. "Bilerek yapmış orospu çocuğu"
Derin bir nefes aldım. Rahatladım hemde çok rahatladım. "Temizim" dedim kendimi tutamayarak karan dudaklarını yanağıma bastırdı. "Hiç bir güç seni kirletemez" dedi ve giyinmem için bana müsade verip kapının önünde beklemeye gitti.
Altıma gri eşofman üstüme ise karanın dolabından aldığım siyak tişörtü giyip odanın kapısını açtım. "Hastaneye gidelim de savaş bir baksın" karanın dediğini başımla onayladım.
Merdivenlerin başına gelince beni birden kucağına almış ve basamakları inmeye başladı bende sesimi çıkarmadım çünkü canım gerçekten acıyordu.
"Abla" dedi Dilan dolu gözlerle yanıma gelerek "gün ışığım" karan beni bırakmamakta ısrarcıydı. "Karan abi bıraksana ablamı" bencede karan bıraksana ablasını. "Hayır bırakamam siz bekleyin biz bir yere kadar gidip gelicez" şevval oturduğu yerden doğruldu ki sanırım karan ona kaş göz yapmış olucak ki ayakkabılarımı alıp kapıyı açtı. "Bir saate geliriz" dedi ve kapıdan çıktı, şevval de arkamızdan geliyordu. "Sol cebimden anahtarı alır mısın karım" dediğinde elim direkt arka cebine gitmişti. "Orda değil kızıl kafa önde " salak salak karana bakmıştım ulan indir beni kendin al.
Beni indirmemekte baya ısrarcı olunca sol cebine elimi soktum belimdeki elleri tutuşunu sertleştirdi. "Kızıl kafa oyalanma ve çıkart o anahtarı" ne dediğini anlamamak istedim ama tam kalçamda hissettiğim o kabarıklık maalesef ki anlamam sebep olmuştu. "Kudurma küçük ağa"
"Sende kudurtma küçük ağayı" anahtarı şevvale vermiştim oda ön kapıyı açmıştı, karan benim oturmama yardım edip hemen direksiyona geöince şevvalde arka koltuğa yerleşmişti. "Ne oluyor nereye gidiyoruz" diye sordu şevval merakla.
Bense başımdan geçen her şeyi ona anlatınca büyük bir şok geçirdi. "Sidikli burak mı yaptı bunları" maalesef sadece sidikli burak değilmiş o
❤️🩹
"Bazen kendime neden seninle arkadaşım diye soruyorum savaş biliyor musun" hastaneye gelmiştik eve ama savaş yarım saattir şevvale konuşmaktan yanıma gelememişti. "Yani bu soruyu kesinlikle soruyorum, çocukluktan gelen alışkanlık heralde" savaş yine karanı takmadı. "Kovucam ulan seni" demesiyle artık bakışları bizdeydi.
Hastane'nin karan'ın olduğunu da öğrenmiş bulunduk. "Benim karımın canı yanıyor, pezevenk kıza kur yapıyor" savaş karana sus der gibi baktı. "Tamam be geldim işte" savaş yanıma gelince eşofmanımı hafif aşağıya indirdim. "Bu ne lan" artık dikkati tamamen bendeydi. "Amına kodumun pezevengi içine bir şey koymuş bunun" ellerini esiğin sağına soluna bastırdıkça içimde gerçekten bir şey oynadığını hissediyordum. "Ne koymuş" diye sordum merakla . "Bende seni ameliyata alınca öğrenicem yenge"
Ameliyat mı. "Ama bir sorun var" dedi savaş, gergindi hemde çok gergindi. "Ne sorunu?" Dedi karan oda korkuyordu bu çok belliydi. "Yumurtalıkların orda kesik yani-"
"Çocuğum olamayacak" dedim direkt.
Anne olamayacak mıydım ben.
Karanın gözleri yine buğlandı ama onu hemen yok etti. "Elimden gelenin en iyisini yapıcam ve o ihtimali yok edicem merak etmeyin" dedi ve güldü."sizi bilmem ama ben amca olmayı kesinlikle istiyorum be ameliyattan sonra çalışmaları başlatın lütfen yakışıklı ve genç amca olmak istiyorum çünkü"
"Aynı şekilde bende güzel ve genç teyze olmak istiyorum " şevvalde tekrarlayınca güldüm.
Bende anne olmak istiyorum demek istedim ama diyemedim, önce karanı sevmeyi öğrenmem gerekiyordu.
"O zaman yengelerin en güzeli seni ameliyata hazırlasınlar" dedi ve karanla beraber odadan çıktı. "Bebeğim" dedi şevval yanıma oturarak. "Her zaman yanındayım bunu asla unutma olur mu" sol gözümden bir damla yaş aktı. "Bizim annemiz babamız yok biz sadece üç kişilik bir aileyiz. Sen,ben ve Dilan" onunda sol gözünden bir damla yaş aktı. "Seni çok seviyorum şevo"
Kapı açıldı ve içeri iki tane kadın hemşire girdi."merhaba ben esra savaşın kız kardeşiyim" uzattı eli tuttum. "Dilşah, karanın eşiyim" bana samimi bir şekilde gülümsedi. "Sonunda aldı seni"
Sonunda.
❤️🩹
Yazardan;
Dilşah ameliyata gireli yarım saat olmuştu ama karan kimseye haber veremiyordu çünkü kızıl kafalı karısı onu tehdit etmişti.
'Eğer birine haber verirsin boşarım seni küçük ağa'
Bu tehtit onu yeterince korkutmuştu. Karanın telefonu çaldı arayan yer altı yöneticelerinden biriydi. "Söyle" dedi sert bir sesle. "Patron, tekinoğlunun adamları geldi seni soruyorlar" şu an onlarla uğraşamazdı. "Şu an onlarla uğraşamam engin gönder ben sonra bulurum onları, zorlarlarsa çek fişlerini" dedi ve telefonu kapattı.
Bir saat geçti ameliyathanenin kapısı açıldı ve savaş çıktı. Karan ve şevval tedirgin bir şekilde gittiler savaşın yanına. "İçimden takip çipi çıktı" savaş çipi karanın eline verdi. Keşke dedi keşke öldürmeseydim de öldürmekten beter etseydim. "Peki ya risk" dedi şevval merakla. "Merak etme şevval sen genç teyze bende genç amca olucam" karan derin bir nefes verdi.
Kurtulmuştu güzel karısı.
❤️🔥
Aşklarımm.
Bir sorun varsa söyler misiniz
Öptüm sizi. Yıldıza basmayı unutmayın.😘 |
0% |