@hva_nr
|
Nereye gittiğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yoktur.
Başkalarının senin hakkında ne düşündükleri konusunda endişe duyduğun sürece, onlar senin sahibindir.
Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın, bulunmaz.
Ne kadar yaşadığımız değil, nasıl yaşadığımız önemlidir.
Bilinçli düşünceden geçirmediğim bir şey beni etkilemez.
İyi görüneceğine, iyi ol.
🦋
Ben odaya geçip kendi valizimi çıkarttım. karan da babasının ve dedesinin yanına gitmişti, telefonumu çıkartıp Dilan'ı görüntülü aradım.
"Abla"
"Ablam" şevvalin yanında hazırlanmasına yardım ediyordu.
"keşke bende gelsem" dedi buruk bir şekilde.
"Seninlede gideriz meleğim" dedim şimdi Dilan gelse aline haksızlık olurdu.
"Sen naptın dilo" dedi şevval.
"Valizi toparlıyorum işte" dedim telefonu kaldırıp valizi göstererek. O sıra kapı açıldı ve içeri karan girdi.
"Enişte naparsın bea"Bu kızın frekanslar kayıyordu.
"İyiyim şevval sen nasılsın" dedi yanıma oturarak.
"Benimkileri niye hazırlamadın" pardon paşam.
"Ne bileyim ben ne koyacağını" dedim sert bir tonla.
"Neyse ben kapatıyım ablacım" dedi Dilan tedirgin bir şekilde. "Görüşürüz enişte" dedi ve bizim bir şey dememize fırsat vermeden telefonu kapttı.
"Kalk kendin hazırla küçük ağa uğraşamam" oturduğu yerden kalktı ve dolabın içindeki valizi çıkarttı. "Yardım et o zaman senin işin bitti nasılsa" evet işim bitmişti ama bananeydi canım.
"Hadi ama " dedi ve salak salak baktı bana.
"Öf iyi tamam be" dedim ve dolapta onun bölümünü açtım. Bir kaç parça pantolon bir kaç parça eşofman çıkarttım, en alt bölümden üç parça şort iki parçada deniz şortu çıkartıp valizin yanına attım. Diğer kapağı açıp bir kaç tane günlük tişört üç tane polo yaka iki tanede gömlek çıkartıp onları da valizin yanına attım. "İç çamaşırınıda kendin hallet zahmet olucak ama" karan gülerek ayağa kalktı.
Hepsini dürüp valize yerleştirdim, banyoya gidip karanın traş için kullandığı şeyleri akıp valize koydum bir kaç tane de parfüm koyup valizi kapattım, zaten diş fırçası ve şampuanı ordan alırdık sonuçta karanın oteliydi değil mi.
"Ben duşa giriyorum" dedim ve valizlerin başından kalkıp banyoya girdim.
Saat şu an 5.30 du saat üç saat uyumanın ne anlamı vardı bilmiyorum ama uyuyalım bakalım.
Abdest alıp duştan çıktığımda karan tişörtünü çıkartmış kolundaki yaraya bakıyordu. "Ne oldu oraya" diye sordum merakla. "Önemli bir şey değil hadi yatalım" dedi ve yatağa kıvrıldı. "Alıştın sende benle yatmaya he" güldü ve yanını açıp bana gel dedi. "Karımın kokusu olmadan uyuyamıyorum" bu adam sabır sınıyordu.
Yatağa girdiğim gibi eli saçımı okşamaya başladı bende uykuya direnemedim.
❤️🔥
Bir yerden bir ses geliyordu ama bananeydi. "Dilşah kalksana hadi" karandı bu gitsindi uyuyordum ben. "Vallahi suyu boşaltırım suratına" banane ya git. "Beş dakika daha" dedim ağzımın içimde geveleyerek ama gözlerim açılmıyordu, telefonum çalıyordu. "Söyle şevval" dedi karan. "Uyandırmaya çalışıyorum, barana söyledim gelip alıcak seni siz yola çıkın biz yetişiriz" dedi sonra yataktan ayrıldığımı hissettim. "Başımın kızıl belası" beni kucağına alınca yastığımı bırakmak istemiyormuş gibi onuda kendime çektim. Sallanıyordum ki sanırım merdivenden iniyorduk.
"Noldu" bu turgut beydi. "Ne olucak baba uyanmadı" bir gülme sesi duydum bu ses zelal hamıma aitti. "Aynı annesi gibi" bu seferde turgut bey güldü. "Hatırlıyor musun turgut biz tatile giderken feride uyanmamıştı mirza da knu böyle kucağına alıp arabaya koymuştu" öyle bir şey mi olmuş. "Unutur muyum hiç hatun" ikiside güldü.
"Ali" diye seslendi karan. "Efendim abi" ben gözlerimi hala açamıyordum ama uyanıktım. "Yukardaki valizleri aşağıya imdir abicim" dedi.
"Alin" dedi bu sefer. "Gelde bana kapıları aç" artından yine sallandım ve suratıma sıcak hava vurdu. Sonra ise karan beni bıraktığında arka koltukta olduğumu anladım ve hemen yastığı kafama koyup uykuma kaldığım yerden devam ettim.
❤️🔥
Gözlerimi sonunda açtığımda benzinlikteydik ve benim üstümde civcivli pijamam vardı?, karan yoktu büyük ihtimalle markete girmişti. Bende ayak ucunda olan terlikleri giyip arabadan indim ve esneye esneye markete girdiğimde herkesin bakışları bana döndü. Karan kasadaydı beni görmüyordu ama karşısındaki adam ağzının suları akar gibi bana bakıyordu.
"Kocam" diye seslendim karana doğru giderken, adamın bakışları karanı bulunca karan olayı anlamış ve adamı öldürecek gibi bakıyordu. "Günaydın yavrum" dedi ve albıma bir öpücük kondurdu. İkİ tane sandviç, iki tane kola ve büyük bir şişe su almıştı. "Sigarada alır mısın" dediğimde adama dönüm içtiğimiz sigaraları aldı. "Ben lavaboya girip geliyorum"
Elimi yüzümü yıkayıp geri çıktığımda karan kapının önümde beni bekliyordu. "Sana kıyafet getirdim" elimdeki eşyaları bana uzatınca teşekkür edip tekrar içeri girdim. Tişört ve şort getirmişti ve bir toka hemen giyinip saçımı tepeden sıkıca bağladım ve çıktım. "Baranla şevval nerde" diye sordum merakla. "Onlar gittiler bile" gözlerimi kocaman açtım. "Sevgili karım uyanmak bilmediği için biz geç çıktık, ama az kaldı" dedi arabaya binip yola çıktık.
O kadar sesizdik ki hemen radyoya uzanıp sesi açtım.
Göksel-sen orda yoksun çalıyordu.
Karana baktığımda şarkı sözlerini mırıldanmaya başlamıştı.
Kızgınım hiç gelmeyişine Bilmeyişime,hissetmeyişine.
Göz ucuyla ona baktığımda bana bakıyordu.
Sen orda yoksun. Çağırdığımda Susuzluğumda Açlığımda Sen orda yoksun Koşsam sarılsam Tutunsam yoksun Ruhumun kara boşluğunda Sen orda yoksun.
Bana bakarak söylemesi kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Karanın gözleri şişti büyük ihtimalle gece uyumamıştı e ondan önceki gecede benim kabuslarımla uğraşıyordu.
"Arabayı ben kullanıyım istersen" başını yine bana çevirdi. "Yorgun gözüküyorsun" dedim tekrar. Gerçekten yorgun olucak ki arabayı sağa çekip indi sürücü koltuğundan bense hemen sağdan sola atlamıştım.
İki saat geçmişti bile şu an saat 17.30 du. Karanın telefonun çalmasıyla uzanıp telefonu aldım arayan barandı.
"Söyle" dedim açar açmaz.
"Yenge?"
"Nerdesiniz, karan nerde" dedi meraklı bir şekilde.
"Yoldayız baran bir saate ordayız hadi kapat araba kullanıyorum" dedim ve suratına telefonu kapattım.
Gerçekten de bir saat sonra antalyadaydık.
(Normalde mardinden antalyaya gitmek 13 saat ama ben arabada gitsinler istedim bu yüzden kısa tuttum🥹)
"Karan kalk hadi geldik" kalkmadı. Kolunu cimcikledim ama yine kalk adı. "Kazık kadar adamsın seni kucağına galan alamam" dedim ve şişenin dibinde az kalmış suyu suratıma döktüğümde birden oturur pozisyona geldi. "Kızıl kafaaa" dedi sert bir sesle. "Ne uyansaydın sende küçük ağa. Geldik" sabah bana bunu yapan o olsaydı onu gebertirdim ve şişeyi münasip bir yerine sokardım ama kazık kadar adamı mı kucaklıyım yani.
Valizleri bizi görür görmez otelden çıkan adam aldı. Karan uzanıp elimi tutunca ses çıkartmadım çünkü otelin girişimde gazeteciler vardı bende güneş gözlüğümü yakıp gülümsedim.
"Karan bey sizi buraya hangi rüzgar attı" insanların özel hayatına saygı kalmamış.
"Dilşah hanım çocuk düşünüyor musunuz" ulan sizene.
Ve binlerce soru ama otele girdiğimiz gibi güvenlikler hepsini geri püskürttü.
"Hoş geldiniz karan bey" dedi resepsiyondaki kadın. Karansa sadece kafasıyla onayladı
"Odanız hazır karan bey" yine hiç bir cevap vermeden anahtarı aldı ve asansöre ilerledik. "O kadar uykum var ki hala" dedi belliydi gözleri şişti.
En üst kattaki odaya girdiğimizde şaşırdım. Burası resmen evdi ne odası."sen uyu ben yerleştiririm eşyaları" bunu söylememi bekliyormuş gibi kendini direkt yatağa attı bende valizleri açtım ama gördüğüm şeyle şok oldum.
Benim valizimde gecelik vardı ve bunu kesinlikle ben koymamıştım, kısa ve kırmızı olan gecelik baya seksiydi evet çok güzeldi ama bunun benim valizimde ne işi vardı. "Dilşah, acıktım be- oha!" Karanın aniden gelmesiyle ne yapıcağımı şaşırdım. "Sus küçük ağa" utanmış mıydım. Tabiki evet. Benim koyduğumu düşünmesini istemiyordum. "Onunla bu yatakta yattığını bir hayal ettim" dedi içi gider gibi.
"Seni o yatakta boğarım küçük ağa!" Dedim kararlı bir tavırla.
"O yatakta boğulan kim olur bilmeyiz kızıl kafa" dedi gülerek ve banyoya girdi, girmeden öncede bana seslendi." Hazırlan yemek yemeye gidelim, ara şevvalide, telefonum orda baranı da ara şifrem 061098" dedi ve göz kırparak banyoya girdi.
Ağustosun onu ve doksan sekiz yılı.
Bu benim doğum tarihimdi. Çüştü ama.
Dediğini yaptım şevvali ve baranı arayıp restoranda iniceğimizi söyledim ve hazırlandım. Üstüme beyaz beyaz derin göğüs dekoltesi olan kısa bir elbise giydim, uzun pırlanta küpelerimi taktım aynı şekilde pırlanta bir kolye ve bileklik taktım.
Beyaz el çantamın içine sigara paketimi ve telefonumu koydum.
Ve beyaz topuklu ayakkabılarımı giydiğimde hazırdım.
Sade bir makyajım vardı saçlarımı ise ıslak at kuyruğu yapmıştım.
Karan banyodan çıktı altında sadece havlu vardı. Onu böyle görmeye alıştığım için çekinmiyor veya utanmıyordum. "Oha" dedi birden. "Çık güzel olmuşsun" istemsiz bir şekilde kendine baktım, gerçekten de güzel olmuştum. Kendisi dolaba ilerleyip yerleştirdiğim kıyafetlere baktı.
Koyduğum beyaz tişörtü ve kırık beyaz gibi olan bir pantalonlu alıp banyoya tekrar girdi.
Bu adımın benle aynı giyinme takıntısı neydi böyle.
Banyodan çıkıp beyaz spor ayakkabılarını giyip bana elini uzattı. "Çocuk gibisin boşuna sana küçük ağa demiyorum" dedim ve uzattığı elini tuttum. "Sadece sana çocuğum kızıl kafalı karım" gülmüştüm. Hoşuma mı gitti bilmiyorum ama güldüm işte.
Restoranda geçene kadar olan herkes sürekli dönüp bize baktı hatta bir kaçı fotoğrafımı bile çekmişti. En sonuda rahat bir şekilde restoranda gelip şevval ve baranın olduğu masaya geçip oturduk.
"Çok güzel olmuşsun aşkım" dedi şevval bana öpücük atarak. Aynı karşılığı ona verdim. Onun üstünde de yeşil uzun ve dizinin üstüne kadar yırtmacı olan bir elbise vardı,sarı saçları açık ve dümdüzdü. "Be yemek istersin" dedi karan bana doğru eğilerek. "Tavuklu Sezar salata ve şarap ama tavukları bol olsa olur mu" koyuyorlardı üç parça tavuk bitti. neye yeter di be o, karan gülerek siparişimi garsona söyledi ve geri kalan herkes alıcağı şeyi söyledi. Şevval ,baran ve karan aynı şeyleri söylemişlerdi. Margarita pizza ve beyaz şarap. Kendimi bir an farkı hissettim, acaba bende mi pizza söylesem diye düşünmedim desem yalan olur.
Baran ve karan iki dakika birinin yanına uğrayacağını ve yemekler gelmeden geliceklerini söyleyip gittiler.Gitmeden öncede alnımdan öpmüştü. "Kız" dedi şevval bana eğilerek. "Noldu" dedim şaşkın bir şekilde. "Kankam geveler basıl geçiyor" dedi ve göz kırptı. Demek istediği şeyi anladım fakat ondan bizde yoktu evleneli bir hafta oldu ama ben hala katana karşı bir şey hissetmiyordum.
Tamam belki içimde minnet vardı bilmiyorum ama o içimdeki şey kesinlikle sevgi değildi buna emindim.
Yani şimdilik emindim.
"Nasıl geçebilir şevo" dedim tek kaçını kaldırarak. "Aman be sende " dedi ve önüne geri döndü anlatmazdım böyle şeyleri bilirdi." Iyan zaten hemen" dedi ve önüne gelen mezeyi yemeye başladı. Benimde canım sıkıldığı için telefonu açtım ve tabi açar açmaz gördüğüm tek şey flaşlarda olan karan ve bendi.
Ünlü iş adamı karan ve eşi dilşah antalyada arkadaşlarıyla keyifli vakit geçiriyorlar.
Tekrar bir haber.
Yeni evlenen veznedar çifti ufak bir kaçamak yapmış.
Aynen çok ufak bir kaçamak.
Diğer habere kaydırdım.
Karan veznedar ve baran veznedar çiftlerinin mutluluğu göz kamaştırıyor.
Yorumları açtım.
: dilşah çok güzel bir kadın.
:bunlar üresin
:takipleşmeyorlar bile nasıl karı koca bunlar?
Doğru takipleşmiyorduk. Hemen karanın profiline girip onu takip ettim.
:yıllardır karan beni görsün diye uğraştıktan sonra gerçekten bu kadın mı?
İstemsiz kadının profiline tıkladım.
Kısa kumral saçları vardı ve suratın her yerinde botoks vardı.
"Dilşah be oldu " dedi şevval birden. "Ne olmuş" dedim afallayarak. "Sinirli bir şekilde bakıyorsun telefona"
Öyle mi bakıyordum.
Yoo gayet boş bakıyordum bence.
"Bir şey olmadı ya haberlere baktım ve galiba baranla sizi çift sanmışlar" şevval gözlerini kocaman açtı. "Olmaz ya benim imkansız crush ım uğur görürse" uğur şevvalin çalıştığı yerde savcıydı. "Yeter be sende şevval uğur da uğur "
"Kimmiş bu uğur" karanın sesiyle sol tarafıma döndüm. "Bir arkadaş" dedim üstü kapalı. "Nasıl bir arkadaş acaba?" Sanane be adam. "Yemeklerde geldii" dedi şevval konuyu dağıtmak ister gibi.
❤️🔥.
Yemeklerimizi yemiş sonrada deniz kenarına geçmiştik. "Yaaa siz şu an çok güzelsiniz fotoğrafınızı çekicem" şevvalin durumuzu bilmemesi beni çok zorluyordu. Karana aşık rolü oynamaktan çok sıkılmıştım. "Çek bakalım" dedi karan ve birden bana sarılınca tüylerim ürperdi ve ardından flaş patladı. Ayrılmaya çalışırken tikimle oynayınca gülerek ondan uzaklaşmaya çalıştığım sıra da flaş patladı.
"Çok güzel ya, atıyorum ikinize de" dedi ve fotoğrafları gönderdi. Fotoğraflar gerçekten çok güzeldi sanki birbirine aşık iki insan vardı.
Yukardan gelen bildirimle kaşlarım çatıldı.
Karanveznedar hikayesinde senden bahsetti.
Hikayeye baktığımda sarıldığımız fotoğrafı koymuş üstüne de karımm yazmıştı.
Aynı fotoğrafı gönderi olarak da paylaşmıştı.
E bende atıyım da ayıp olmasın.
Oda hikayemi açınca suratında çok derin bir gülümseme oluştu.
"Allahım bide paylaşmışlat hemen ya yicem sizi" ah be şevom.
Karanın gönderisi anında milyonlar beğenildiği için yorunları açmak istedim bir an.
:kız felaket güzel
:galiba karanı ilk kez gülerken görüyorum.
;gerçekten mutlular 🧿
:seninle böyle olabilirdik aptal
:ama sen evlisin benim değilsin.
Karanın takipçilerinin çoğu bana gelmişti ve anlaşılan artık hikaye atmamız gerekicekti çünkü bu insanlar dedikodu fastıydı.
Takipçim dörtyüzken bir anda iki bine çıkmıştı.
❤️🩹.
Saat şu sn 3.30 du ve karan ve baran alkolü biraz fazla kaçırmıştı. "Bence artık gidelim" dedim denizde olan 'karıma aşığım' diye bağıran karana bakarak. "Bencede" diye beni onaylayan şevvalle iki koca danaya doğru yöneldik. Ben karanın o da baranın kolunu omzuna atmıştı. "Aa karım gelmiş" dedi gülerek. "Aa karım gelmemiş benim niye karım yok lan karan hani önce ben evlenecektim şerefsiz" şevval aynı zamanda telefonunu çıkartıp bu anları videoya kaydetti.
"Senin için dağları deleyim"
"Söyle hemen nereye gelim hep kendimden vereyim"
"Söyle nereye geleyim"
karan şarkı söylemeye başlayınca kendimi tutamayıp güldüm nedense çık tatlı gözükmüştü gözüme. "Sus katan otele giricez" ağzına fermuar çeker gibi yaptı. "Sen emret yeterki karım"
Gerçekten de susmuş odaya gelene kadar sesini çıkartmamıştı.
"Dilşah" dedi ciddi ana yayan konuşarak.
"Söyle" dedim ona şort ve tişört çıkartırken.
"Beni affeder misin lütfen" ona döndüğümde gözleri doluydu.
" benim hiç suçum yok"
"Hem biliyor musun dedemin bile suçu yok sadece sana gerçeği söylemiyor" kaşlarımı çattım.
Ne gerçeğiydi o.
"Nasıl yani" dedim yanına giderken. Ağlıyordu. Karan resmen ağlıyordu o sert görünümlü adam şu an karşımda ağlıyordu. "Senden bir şey saklamak istemiyorum ama annemin üstüne yemin ettim" dedi iç çekerken bende daha fazla zorlanadım.
"Üstünü değiştir" dedim kıyafetleri yanına bırakarak bende çıkartığım pijama takımını alıp banyoda değiştirdim üstümü ve geri döndüm.
Karan tam yatağın dibinde dizlerinin üstüne çökmüştü."napıyosun sen yerde" dedim merakla.
"Yalvarırım affet beni. Ben seni on yaşımdan beri seviyorum biliyor musun" şu an çocuk gibiydi.
Tatlı bir çocuk..
"Karan kalk ve üstünü değiştir" omuzlarını silkti. "Sen değiştir" şaka gibiydi cidden.
Yavaşça yanına gidip tişörtünü çıkarttım ve temiz olanı giydiriceğim sura elimi tuttu. "Sıcak" dedi yarım yamalak. Ne yani pantolonunu çıkartmamı mı bekliyordu. "Karan şortunu da kendin giy" ayağa kalktı ben üstünü değiştiricek sanarken o benim üstüme doğru yürüyordu.
"Çok hasretliyim kızım sana ben" dedi şu an ağlamıyordu aksine gayet ciddiydi. "Benim karımsın" dedi inanamaz gibi. "Ama ben o dolgulu dudaklarına değemiyorum" o geldikçe ben geriledim ama belimden tutup beni kendine yapıştırdı.
"Biliyorum kızıcaksın bana ama olsun" dedi ben daha ne olduğunu anlamdan dudaklarıma yapıştı.
Öyle tutkulu öpüyordu ki kopartmak ister gibi.
Bıraksın istiyordum ama öpüşü hoşuma gitmişti.
Beni bıraktı sonra tekrar dudaklarıma yapıştı.
Ama bu sefer daha sertti öpüşü.
❤️🔥
Aman allahım noluyorrr hahahaha
Yanlışım varsa yazarsanız sevinirim.
Yıldızada basar mısınız bebişker
Sizi seviyorummm❤️🔥 |
0% |