DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

@iam.ayrin

Keyifli Okumalar!

 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM LAVİ

 

Birdy: Wings

 

LÜTFEN OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.

 

゚✧ ✧゚

 

Hayatım boyunca kendime bir yer edinmeye çalıştım. Evimde kendimi ait hissettiğim bir yer olmadı. Odamda bile yabancılık çekiyordum. Genellikle görmezden gelinirdim ve buna alıştırılmıştım. Alışmış değil alıştırılmıştım. Ailem tarafından.

 

Tek bir kişi bunun dışında kalıyordu. Büyük annem beni seven tek aile üyesiydi. Öyle ki yüzümde ki leke ona göre bir armağandı. Bana her zaman yüzümde ki lekeyi meleklerin yaptığını söylerdi. Küçükken buna inanırdım ama bugünümde elbette bir avutma olduğunu anlamıştım. Yine de benim için özel biriydi.

 

Yanımda ki yabancı soruma cevap vermedi. Yerden benimle birlikte kalkmış ve üstünü silkelemişti. Yine üstünde siyah pantolon ve tişört vardı. Tek fark kapşonlu yerine bu kez deri ceket giyiyordu.

 

Büyük naylonu kaldırdığında altından gri bir motor çıktı. Şaşkınca bir motora bir ona baktım.

 

"Senin mi? "

 

Bana sence der gibi baktığında bu motorun hâlâ burada ne yaptığını çözememiştim. Kim bir ara sokağa motor saklardı ki?

 

"Burada ne işi var o halde? Kim ara sokağın birine motor saklar? "

 

"Peşinde kovalayan itler olan biri saklar. "

 

Sesi kinaye doluydu. Biraz daha konuşmaya devam edersem motorla ezip geçecekmiş gibi hissettim.

 

"Hâlâ saçma geliyor."

 

Bana dünyada ki en gereksiz şeymişim gibi baktı. Sıkılmıştı ve bu her hâlinden belli oluyordu. Hem sinir bozucu biriydi hemde gördüğüm en yakışıklı surata sahipti. Bembeyaz teni ay ışığının altında parlıyordu. Dolgun dudakları kırmızıydı ve gözleri eladan çok bu kez kahverengi duruyordu.

 

Sabah gördüğümde de yakışıklı olduğunu fark etmiştim fakat sanki gece ona aitmiş gibiydi. Gece çok daha güzel görünüyordu.

 

"Bak bu motor aslında çalıntı tamam mı? Bende kimse öğrenmesin diye buraya sakladım. Peşimdeki adamlarda motorun peşinde aslında. "

 

Dudaklarım o şeklini alırken sözlerinde doğruluk payı aradım.

 

"Ciddi misin? "

 

Yüzünü yüzüme doğru eğdi. Bakışlarım bir anlığına dudaklarına kaydı. Bunun yanlış bir hareket olduğunun farkındaydım fakat şeytanda bir melekti değil mi?

 

"Polise ihbar etmek için mi teyit ediyorsun? "

 

Ah pekala beni hatırlıyordu. Hatırlamasa tuhaf olurdu zaten. Şu iki gündür sürekli karşılaşıyorduk ve ben onu unutamadığım gibi demek ki o da beni unutmamıştı.

 

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum. "

 

Yalan söylemek istemesemde onunla karşılaştığım her an buna başvuruyordum. Korktuğum için miydi? Belki.

 

"Eğer hâlâ konuşmaya devam edersen neyden bahsettiğimi göstermek zorunda kalacağım. "

 

Daha fazla uzatmadan sessizliği seçtim. Naylonu bir köşeye atarken kaskını bana uzattı. Kaskını aldığımda motora binmiş ve benim de binmemi beklemeye başlamıştı.

 

"Ne yapıyorsun? "

 

Kaşlarını çatarak bakışlarını bana çevirdi. Eğer biraz daha konuşursam öldürecek gibi bakıyordu. Sarı gözleri şuan karanlıkta kaldığı için siyah gibi görünüyordu.

 

"Bin şu motora. "

 

Emir verilmesinden hoşlanmazdım. Kaşlarım çatıldığında ona aşağıdan bakıyordum. Motorda oturuyor olsada hâlâ benden uzundu.

 

"Nedenmiş? "

 

Arkama bakıp "adamlar geliyor" dedi. Gözlerim kocaman oldu ve ne yapacağımı bir an için bilemedim. Hızla kaskı kafama geçirip arkasına bindim. Öyle hızlı hareket etmiştim ki neredeyse düşecektim. Fakat o bunu umursamadan motoru çalıştırmış ve hızlıca sürmeye başlamıştı. Motor öne doğru atıldığına elim belini buldu. Ona arkadan sarılırken vücudu bir an için kasıldı fakat bu çok kısa sürmüştü. Şuan kasları elimin altında gevşemiş bir şekilde duruyordu.

 

"Hani nerdeler? Takip ediyorlar mı?"

 

Sorum ile biraz daha hızlandı gözlerim korkuyla kapandığında tişörtünü elimin içinde toplamış ve sıkmıştım. Bu kadar hızlı gitmek zorunda mıydı?

 

"Saf"

 

Ağzının içinde söylediği şeyi anlamamıştım. Elim göğsünün tam altındaydı. Kalp atışlarını hissettiğimde alt dudağımı ısırdım. Yabancı birinin kalbini hissetmek tuhaftı. Ne hızlı ne yavaş atıyordu.

 

"Sağa dön. "

 

Dediğimi yapıp sağa döndü. evime 15 dakika vardı zaten ve onun hızlı kullanması ile 5 dakika da evime ulaşmıştık. Başta bu yaptığım yüzünden pişmanlık hissettim. Kim olduğunu bilmediğim birinin ki bu kişi suçlu biriydi evimin yerini öğrenmesi benim için kötü olabilirdi.

 

"Durabilirsin."

 

Motoru durduğunda indim. Kaskı çıkartıp dağılmış saçlarımı geriye doğru salladım. Bu sırada onun yoğun bakışlarını üstümde hissetmiştim. Bakışlarım onu bulduğunda tahminim doğruydu beni izliyordu.

 

"Nehli! "

 

Mehmet abinin sesiyle gözlerim kocaman olurken "çabuk git" deyip eve doğru koşmaya başladım. Arkamdan motor sesi yükseldiğinde gittiğini anlamıştım.

 

"Mehmet amca"

 

Sesim nefes nefese çıktı.

 

"Kızım o kimdi? "

 

Elimi boşver dercesine sallayıp "hiç kimse" dedim. Bakışları elime düştü bende elime baktığımda kaskı gördüm. Kaskı vermeyi unutmuştum. Hay lanet olası nasıl unutmayı başarmıştım ki?

 

"Arkadaşım eve bıraktı beni. "

 

Kafasını salladığında "bu aramızda kalsa olur mu? " diye sordum. Mehmet amca gülümseyip "ben bir şey görmedim" dedi. Ona gülümseyerek teşekkür ettim ve eve girdim. Pekala yakayı kurtarmıştım. Hızlıca odama çıkıp kaskı masama bıraktım. Onu bir daha ne zaman görecektim kim bilir.

 

Bu yüzden kaskı dolaba koymaya karar verdim. Ardından formamı üstümden çıkarıp ılık bir duş aldım ablamın cilt bakım ürünlerini kullanıp lenslerimi çıkarmıştım. İşte aynadaki gerçek ben. Evet işte ben buydum. Yüzümde ki sivilceler kurumuştu ama leke kalacak gibi görünüyordu. Yüzümde ki doğum lekesi nedeniyle onlar dikkat çekecek gibi değildi.

 

Aynaya daha fazla bakmadan odama geçtim. Yatağıma uzandığımda bugün olanlar zihnimde dönüp durdu. İlk kez güzel olduğum söylenmişti, ilk kez arkadaşlarım olmuştu ve ilk kez annem kendi gibi olduğumu söylemişti.

 

Ve hepsi sahte bir yüzle olmuştu.

 

Bunların yanı sıra birde o vardı. Gözlerimi kapadığımda sadece tek bir anı o kalmış gibi güzel yüzü zihnimde canlandı.

 

Bir daha onu görmeyecektim bu yüzden düşünmemeye çalıştım.

 

Uyu Nehli çünkü başka seçeneğin yok.

 

... 

 

Sabah saat 06.00 da uyanmış özenle bakım ve makyajımı yapmıştım. Ayna da ki yansımama bakıp gülümsedim ve çantamı da alıp odamdan çıktım. Salona indiğimde ailemin kahvaltı yaptığını gördüm hatta babamda oradaydı. Yanlarına gittiğimde hepsinin bakışları bana döndü. Babamın gözlerine yansıyan şaşkınlığı görmüştüm.

 

"Günaydın."

 

Ablam ve annem günaydın derken babam "değişmişsin" dedi. Annem "makyaj yapmayı öğrenmiş" dediğinde babamın cevabı kırıcıydı.

 

"Zaten sadece makyajla düzelirdi. "

 

Ablamın "baba" dediği duydum fakat babam umursamamış ve kahvaltısını yapmaya devam etmişti. Tatsızlık çıkmaması adına masaya oturmuş azda olsa kahvaltımı yapmıştım. Boğazımdan pek bir şey geçmiyordu bunun en büyük nedeni ise babamdı. Sahte olabilirdim fakat yine de bendim işte. Bunu kabullenmek neden bu kadar zordu ki?

 

Kimse ile konuşmadan masadan kalkıp evden çıktım. Mehmet abiye günaydın diyerek arabaya bindim. Yolun bitmesini beklerken gözlerimi kapadım ve başımı cama yasladım. Bazı şeyler ağırdı. Güzel olsam da olmasam da bu ağırlığı kaldıramadığım anlar oluyordı. Elbette ebeveynlerimin en sevdiği çocukları değildim. Fakat bu kadar kötü davranılmayı da hak etmiyordum.

 

Araba durduğunda mehmet abinin iyi dersler demesiyle teşekkür etmiş ve arabadan inmiştim. Okula girip doğruca sınıfıma ilerledim. Okul çok kalabalık değildi bu yüzden tanıdık birilerini görmeden sınıfa ulaşabilmiştim. Sınıfa girdiğimde bir sorun vardı sıramda biri oturuyordu.

 

Başını sıraya koymuş uyuyordu sanırım. Yanına yaklaşıp omzuna dokundum. Hareket etmeyince sarsmaya başladım. Yavaşça başını kaldırdı ve motorcu çocukla göz göze geldim. Şaşkınlıkla dudaklarım aralanırken onunda tek kaşı havaya kalkmıştı.

 

"Sen burada mı okuyorsun? "

 

Sorum ile gözlerini kısmış ve "yok keyfi geldim" demişti.

 

"Nasıl yani? "

 

Ne demek istiyordu bu?

 

"Sen cidden safsın. "

 

"Dalga geçme benimle. "

 

Aklına bir şey gelmiş gibi kaşlarını çattı.

 

"Kaskım nerede? "

 

Ondan birkaç adım uzaklaşıp "evimde" dedim.

 

"Getir. "

 

Kafamı hızlı hızlı aşağı yukarı salladım. Sürekli emir kipiyle konuşuyordu bu karşı çıkma isteği ile içimi doldursa da onunla uğraşmak istediğim pek söylenemezdi.

 

"Getiririm yarın. "

 

Bir şey demeden kafasını yeniden sıraya koyduğunda bir kez daha omzuna dokundum. Başını kaldırınca öfkeli bakışlarından nasibimi almıştım.

 

"Şey orası benim yerim. "

 

"Git başka yere otur. "

 

"Ama her yer dolu."

 

"Umrumda değil. "

 

"Yana kayamaz mısın en azından, başka sıra isterim tenefüste. "

 

Derin bir nefes aldı. Benden haz etmediğini uzaktan biri bile görse anlardı. Gözleri yorgun baksa da altın hareler güneş ışığı ile parlıyordu.

 

"Benim yanıma oturabilirsin. "

 

Arkamda ki ses tanıdıktı. Hiç beklemediğim tepki ile arkamı döndüm. Barlas bana bakıyordu. Bakışlarında bir anlığına öfke yakaladım fakat bu çok kısa sürdü. Barlas'ın yüzünde olan bakışlarımı aldım ve yabancıya baktım. Ona döndüğümde hâlâ ismini öğrenmediğimi fark ettim.

 

"Benim yanıma oturacak. "

 

Yabancı elimden çantamı alıp yana kaydı ve boş kalan yere koydu. Motorcuya kaşlarımı kaldırarak baktım. Beni istemeyen oyken şimdi de oturmamı istiyordu. Konu ben değildim ve bunu anlamam uzun sürmemişti.

 

"Sen değil miydin az önce onu kovan? "

 

Barlasın alaylı sesi ile gülümsedi. Bu gülümseme alaylı değildi yada samimi. Korkutucu görünüyordu. Bir insan gülerken nasıl korkutucu görünebilirse o kadar görünüyordu işte.

 

"Eğer seni de kovmamı istemiyorsan çeneni kapatıp yerine geçmeye ne dersin? "

 

Barlas ellerini ceplerine yerleştirdi. Rahat görünmeye çalışıyordu fakat gergindi bunu hissedebiliyordum.

 

"Hiç değişmemişsin Oktar hâlâ aynısın. "

 

İşte ismini öğrenmiştim. Oktar.

 

Oktar ağır ağır başını salladı.

 

"Evet hiç değişmedim ve eğer bunun sonuçlarını görmek istemiyorsan bence susmalısın. "

 

Ardından bana bakmış ve "otur sende" demişti. Barlas ise "benim yanıma geç" dedi. Birazdan kavga çıkacağını sezdiğim için hızlıca karar vermem gerektiğini anladım. Barlas'ın yanına oturursam beni tanıyabilirdi bu yüzden Oktardan başka seçeneğim yoktı.

 

Yavaşça Oktar'ın yanına oturduğumda Oktar, Barlas'a bakmış ve gülümsemişti. Barlas'ın ise kaşlarını çattığına şahit olmuştum. Üzgünüm Barlas sana ne kadar platonik olsam da eskiden yanına gelemem. Eskiden mi Nehli? Emin misin?

 

Sınıf yavaş yavaş dolarken Aysun ve Ela'nın girdiğini gördüm. İkisi de beni görünce önce gülümsemiş ardından Oktar'a bakıp ağızları o şeklini almıştı. İkisi bir ön sıramıza otururken kalktım ve onların yanına gittim.

 

"Günaydın."

 

Aysun bana gergince gülümseyip

 

"Günaydında kızım senin orda ne işin var? " dedi.

 

Bu tavrı karşısında şaşırsam da belli etmedim.

 

"Oturuyorum işte başka boş yer yok. "

 

Bu kez Ela sözü almış ve alt dudağını çiğnedikten hemen sonra "Kızım o Oktar kimsenin yanında oturmasına izin vermez. " demişti.

 

Sessiz konuşuyorduk duymaması için.

 

"Neden ki? Sanki ona mı ait isteyen istediği yere oturabilir. "

 

Ela biraz daha yaklaştı bana.

 

"Gelin koridora çıkalım sana orada anlatacağız. "

 

Onları onaylarken kalkmış ve koridora pencerenin önüne geçmiştik.

 

"Bak şimdi Barlas ve Oktar çocukluk arkadaşları hatta bebeklik bile olabilirler. Daha sonra bunlar aynı kıza aşık oluyorlar ama ilk Oktar oluyor ardından kız Barlasla sevgili oluyor. Oktar ise aşkını kalbine gömüyor. "

 

Sustu ve Aysun devam etti. Bense şaşkınlıkla anlattıklarını dinliyordum. İkisi önceden arkadaş mıydı? Az önce neredeyse birbirlerini yumruklamak ister gibiydiler.

 

"Tabi Barlas bir gün öğreniyor ki Oktar bu kıza aşıkmış. Ama kızdan ayrılmıyor çünkü kızı seviyor. Fakat gel zaman git zaman kız Barlas'ı aldatıyor. Daha sonra bunlar ayrılıyorlar. "

 

Sustu ve Ela devam etti fakat benim zihnim karışmıştı. Bir kız için dostlukları bitmişti.

 

"Kız bu kez Oktar'a dönüyor fakat Barlasla daha önce sevgili oldukları için Oktar kabul etmiyor. Kızda yeniden Barlas'a dönüyor ama ne dönmek kız resmen manyağa dönüyor. "

 

Aysun sözü devraldığında bir ona bir ona bakar olmuştum. Öğrendiğim yeni bilgiler kafamın içinde dönüp duruyordu.

 

"Bu sıralar Oktar hâlâ kızı seviyor ama arkadaşlığı önde olduğu için kızı kabul etmiyor. Kızda Barlas'a dönünce ve Barlasta kabul etmeyince hırs yapıyor öyle ki sonu ölümle bitiyor. "

 

Gözlerim kocaman olurken "nasıl yani?" dedim. Aysun kıkırdarken Ela, Aysun'un koluna vurmuştu.

 

"Dalga geçiyor kız intihar etmekle tehdit ediyor fakat Barlas yine de kabul etmiyor fakat o anı görene kadar."

 

Taksit taksit anlatmaları sinirimi bozsa da müdahale etmedim. Oktar hakkında bir şeyler öğrenmek heyecanlanmama sebep olmuştu. Ve ben anlamıştım ki Barlas yerine Oktar'ı daha çok merak ediyordum.

 

"Oktar ve kız öpüşüyor. Bunu da Barlas görüyor ve ikisi artık eski dost yeni düşman oluyorlar. Kız ise gidiyor çünkü çok büyük bir kavga olmuş. Kızın babası her şeyi öğreniyor ve kızı okuldan alıyor. Barlasta okul degiştiriyor fakat yeniden buraya dönüyor. "

 

Barlas'ın bizim okula gelme sebebi buymuş demek ki. Peki şimdi neden dönmüştü? Bu kadar sorunlar yaşadığı yere bir insan neden dönerdi ki?

 

"Sizce kim haklı? Bence Oktar. "

 

Ela'nın sorusuna Aysun cevap verdi.

 

"Bence Barlas sonuçta onu sevdiğini bilmiyordu. "

 

İkisi konuyu tartışırken zil çalmıştı. Onları yalnız bırakıp sınıfa girdim. Bir yerde barlas bir yerde Oktar oturuyordu. İkisi de başını kaldırıp bana baktı. Bana kalırsa ikisi de suçluydu.

 

Önce mavi gözlere baktım. O gözlerin benim üstümde olduğunu görmeyi ne kadar çok istemiştim. Şimdi isteğim gerçekleşmişti. Bakışları benim üzerimdeydi fakat mutlu olmak yerine hissettiğim tek bir duygu vardı. Acı. Bunun nedeni yanlış zamanda olmasıydı. Beni ben gibi görmediği ve sahte bir yüzle görüp kabul ettiği içindi.

 

Ardından eladan çok sarıya dönen gözlere baktım. O gözlerde bir şey vardı. Tanıdık bir şeyler. Bu bir his miydi yoksa anı mıydı emin değildim. İkisinin yoğun bakışları ile nefesimi tuttum.

 

Peki sen Nehli şimdi kimin yanında yer alacaksın?

 

゚✧ ✧゚

 

Yavaş yavaş kitaba girmeye başlıyoruz. Barlas ve Oktar'ı tanımak için daha çok yolumuz var fakat ilk izlenimler nasıl?

 

Siz şimdiden kimi seçtiniz?

 

03.02.24

 

İnstagram: Ayrin.im, ayrinhikayeleri

 

Güzel kalın çünkü öylesiniz!

 

 

Bölüm : 18.12.2024 04:50 tarihinde eklendi
Loading...