Yeni Üyelik
3.
Bölüm

İKİNCİ BÖLÜM

@iam.ayrin

Keyifli Okumalar!

 

İKİNCİ BÖLÜM LAVİ

 

Lykke li: Better alone

 

゚✧ ✧゚

 

Sabah olduğunda erkenden kalkmış ve eşyalarımı toplamıştım ardından ise ablamın söylediği ürünleri kullanmıştım. Her sabah erkenden kalkmak zoruma gitse de bazı şeylerin sonuçları

için yapmak zorundaydım. Kahvaltıya indiğimde babam elbette yoktu annem ise oturmuş tabletinden bir şeyler okurken aynı zamanda kahvesini içiyordu. Ablamda yanında kahvaltısını yapıyordu.

 

Yanlarına inip "günaydın" dedim. Annem yüzüme dahi bakmadan başını sallarken ablam bana bakmış ve günaydın demişti.

 

"Kahvaltını yapta biran önce çıkalım. "

 

Ablamın sözleri ile annem ona bakmıştı.

 

"Bir yere mi gidiyorsunuz?"

 

Ablam bakışlarını anneme çevirdi.

 

"Evet Nehliyi biraz degiştireceğim."

 

Size yemin ederim annemin gözlerinin parladığına şahit oldum. Gerçekten değişecegım düşüncesi onu bu kadar mı sevindirmişti? Bunu düşünmemeye çalıştım. Kahvaltıdan sonra ablamla birlikte evden çıkmıştık. Arabaya bindiğimiz de ablamın telefonuna mesaj gelmişti. Açıp baktı ardından "annem yeni ev adresini atmış işimiz bitince oraya gitmemizi söyledi. " Başımı sallayarak onu onayladım. Ablam bir müzik açmış ve başını sallayarak arabayı kullanıyordu. Yan profili bile çok güzeldi. Tek ortak noktamız burunlarımızdı. Sapsarı saçları ve bembeyaz teni ile barbie bebeklerine benziyordu. Yüzünde hep hafif bir makyaj olurdu. Sadeliği seviyordu. Takılarını da hep bu yünde ince ve zarif tercih ederdi. Benim için tam bir rol modeldi. Ablamı izlemeye o kadar dalmıştım ki geldiğimizi anlamam birkaç saniye sürmüştü.

 

Geldiğimiz yere baktım bir güzellik salonuydu. Ablamla birlikte içeriye girdiğimizde hemen yanımıza biri gelmiş ve bizimle ilgilenmeye başlamıştı.

 

"Merhaba Işıl hanım hoşgeldiniz. "

 

"Merhaba kardeşim ile ilgilenin baştan aşağı değişmesini istiyorum. "

 

Kadın beni baştan aşağı süzdü kardeşim dediğinde yüzünde ki şaşkınlığa bizzat şahit olmuştum fakat umursamak istemedim. Kadın beni yönlendirdi ve bir koltuğa oturtturdu. Aynada hem kendi hemde ablamın yansıması vardı onun yanında sönük kalan güzelliğim moralimi bozarken bakışlarımı yere indirdim.

 

Ablam da eline bir dergi alıp okumaya başlamıştı. Yanıma ise üç tane hanımefendi gelmişti.

 

"Pekala önce kaşlarınızdan başlayalım. Altınorana göre alacağım bu yüzden kendinizi bana bırakın. "

 

Kadına gülümseyip dediğini yaptım. Kadın ise kafasına göre kaşlarıma şekil vermeye başlamıştı ilk kez bu kadar detaylı alındığı için kaşlarım ağrımış ve ağlamıştım. Fakat sonuçtan memnundum. Kaşlarım incelmiş ve kavisli bir hâl almıştı resmen yüzüm açılmıştı.

 

"Beğendiniz mi efendim? "

 

"Evet teşekkür ederim. "

 

"Şimdi saçlarınıza geçiyorum istediğiniz bir model var mı? "

 

"Sanırım siz karar verseniz daha iyi olacak. "

 

Kadın "memnuniyetle " demiş ve önce saçlarımı yıkamıştı. Ardından anlamadığım bir çok bakım uygulamış ve kesmişti. Belime kadar uzanan saçlarım şuan onuzlarımın biraz altındaydı bunun yanında kahkül de kesmişti bu yüzden alnımda ki sivilceler bir anda kaybolmuştı. Saçlarımı kuruladıktan ve şekil verdikten sonra işi bitmişti. Ayna da ki görüntüme baktığımda gerçekten şaşırmıştım yaptığım aslında büyük değişimler değildi fakat o kadar büyük bir etkisi olmuştu ki gerçekten begenmiştim.

 

"Güzel görünüyor. "

 

Ablamın iltifati ile aynada ki yansımasına baktım. "Teşekkür ederim. "

 

Ablam gülümsedi ve başka bir kadını çağırdı.

 

"Ona hafif ama kusurlarını kapatacak şekilde makyaj yapmayı gösterin" dedi.

 

Kadın "tabi efendim" derken beni kaldırmış ve birçok makyaj malzemesinin bulunduğu büyük bir masaya oturturmuştu. Birçok ürünü gösterirken aynı zamanda nasıl kullanacağımı ve neler yapmam gerektiğini anlattı. Kadını dikkatle dinlemiş hatta not almıştım. Küçük ipuçları bile vermişti.

 

Kadın makyajımı bitirdikten sonra aynaya baktım. Yüzümde ki lekeler ve sivilceler kaybolmuştı tertemiz bir cilde sahipmiş gibi görünüyordum kocaman gözlerimi ortaya çıkarmak için kirpik uçlarına rimel kullanmış ve üst dudağımı daha dolgun göstermek için çerçeve yapmıştı. Yüzümde ki lekeyi kahkül kapatsa da kapatamayan yerlere kapatıcı sürmüş ve lekeden iz bile kalmamıştı.

 

Sonuç şaşırtıcıydı. Senelerdir çirkinim diye yakınan benken şuan güzellik standartlarına neredeyse uyuyordum.

 

Neredeyse...

 

"Mükemmel." Ablama döndüm ve kocaman gülümsedim. Bence de mükemmel olmuştu.

 

"Sonuçtan memnunsanız ne mutlu bana Işıl hanım. "

 

"Evet teşekkür ederim şimdi son bir işimiz kaldı. "

 

Evet son bir işimiz o da gözlüklerimdi. Lense geçecektim. Ablamla birlikte güzellik merkezinden çıktıktan sonra kadının gösterdiği makyaj malzemelerini ablam sipariş vermiş ve beni doğruca göz doktoruna götürmüştü. Orada da muayene olduktan sonra lenslerime karar vermiş ve ablam yine yardımcılarından birine söyleyerek eve getirmesini söylemişti.

 

Birlikte yeniden arabaya bindiğimiz de "kıyafetlerin... Onları da değiştirmek istiyor musun? " dedi. Sorusuna birkaç saniye şaşırdım. Açıkçası kıyafetlerimden oldukça memnundum bol ve rahatlardı fakat ablam pek memnun değil gibiydi.

 

"Bence yeterince iyiler yani ben rahat hissediyorum. "

 

Ablam güneş gözlüğünü taktı ve "neyse ben sipariş oluştururum" dedi. Şaşırsamda bir şey demedim. Açıkçası kendisinin en ucuz pijaması bile Victoria Secrettandı. Bu yüzden istediğini almasına izin verdim. Yeni evimizin önünde durdugumuzda yeni bir başlangıçta gibi hissetmiştim kendimi.

 

Ablamla birlikte arabadan indik ve eve girdik. Birkaç çalışan koştursa da ev oldukça düzenli görünüyordu. Sanırım annem önceden her şeyi ayarlamıştı sadece bizim gelmemiz kalmıştı.

 

Salonda kahvesini içen annemin yanına gittik annemin bakışları beni bulduğu anda dudakları aralanmıştı.

 

"Nehli? "

 

"Anne."

 

"Vay canına ne kadar güzel görünüyorsun."

 

Annemin iltifatı ile gülümsedim. Gerçekten güzel hissediyordum. İlk kez annemden duyduğum bu sözler gözlerimin dolmasına sebep olmuştı. Ben güzeldim ve güzelsem değerliydim.

 

"Teşekkür ederim. "

 

Bugün bu cümleyi ne kadar da çok kullanmıştım.

 

"Pekala yorulmuş olmalısınız odanıza gidip biraz dinlenin akşam yemeği için gelirsiniz nehli senin odan koridorun sonunda, senin ki de sağdan ikinci kapı. "

 

Annemi ikimizde onaylarken odamıza çıktık. Odam yine eskisi gibi dekore edilmişti. Yine ayna yoktu sadece banyoda vardı. Şuan ayna almaya hiç cesaretim yoktu. Bu yüzden ileri de almaya karar vermiştim. Belki daha güzel hissettiğim bir dönemde.

 

Banyoya gittim ve aynadaki görüntüme baktım. Önce ki benden eser yoktu. Hangi ben gerçekti emin bile değildim. Böyle görünürken kendimin farklı bir versiyonuna bakıyormuş gibi hissettim.

 

Aklıma gelen şeyle odama döndüm önce çantama baktım fakat yoktu ardından kitaplığa baktım fakat orada da yoktu. Günlüğümü kaybetmiş olamazdım değil mi? Lanet olsun diğer evde mi unutmuştum.

 

Eski evimizin hâlâ anahtarları vardı cebime anahtarları koyup üstüme mont aldım ve çıktım. Hava güzeldi bu yüzden biraz yürümeye karar vermiştim.

 

Kulaklığımı cebimden çıkarıp açmaya çalıştım fakat hâlâ kablolu kulaklık kullanan biri olarak başaramadım.

 

Kulağıma gelen inleme sesleri ile dikkatim dağıldı. Bu ses ara sokaktan geliyordu ve bir adama aitti. Elbette aptallıl edip oraya bakmaya gitmeyecektim. Hızlı adımlar ile uzaklaşmaya başladım ve telefonumdan 155'i aradım. Polislere duyduğum şeyleri söyleyip ihbarda bulunduktan sonra adımlarımı daha da hızlandırmıştım.

 

Arkamda adım sesleri duymaya başladım arkamı döndüğümde kapşonlu birini gördüm. Beni takip ediyor olamazdı değil mi?

 

Biraz daha hızlandım adımlar daha da yaklaştı kalbim deli gibi atarken adam beni geçti ve bir sokağa saptı. İçimi bir rahatlama kaplarken bende evime giden başka bir sokağa saptım. Telefonumu çıkardım ve taksi çağırdım adam yoğunluktan dolayı 20 25 dakikaya geleceğini söyledi.

 

Telefonu yeniden cebime koyarken polis sirenlerini duydum.O adamı döven birileri olmalıydı, umarım geç kalmamışımdır. Sokaktan çıkacakken bir el kolumu tuttu ve köşeye çekti beni. Ne olduğunu anlamazken eli boğazıma çoktan sarılmıştı.

 

"Polisi sen mi çağırdın? "

 

Sanırım yakalanmıştım.

 

"Ne polisi? "

 

"Salağa yatma. "

 

Sert sesi ile buz kestim. Yüzünü kapşonlu kapatsada boyum ondan kısa olduğu için azda olsa yüzünü görebilmiştim. Görmemeyi yeğlerdim sarı gözleri avını öldürmeyi hedefleyen bir avcı gibi parlıyordu. Korkutucuydu.

 

"Y-yatmıyorum neden bahsettiğini bilmiyorum."

 

"Telefonunu ver. "

 

İşte hapı şimdi yutmuştum.

 

"B-ben bir şey yapmadım. "

 

Sesim titredi. Kalbim deli gibi atıyordu. Adrenalin göğsümü sıkıştırdı. Elini biraz daha sıktığında istemeden ah diye bir ses çıkardım. Bunu yaptığımda elinin baskısını geri çekti. Ne vicdanlı biri!

 

"Bırak gideyim. "

 

Yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdı.

 

"Gördüklerini birine anlatırsan seni bulurum anladın mı? "

 

Yüzünde sinsi bir gülümseme oluştuğunda nefesimi tuttum.

 

Bu kez tamamen dürüst olarak "bir şey görmedim yemin ederim" dedim.

 

Elini boynumdan çekti ve bununla birlikte derin bir nefes aldım. Az önce olanları idrak etmekte zorlanırken o çoktan gitmişti.

 

Derin soluklarım arasında sokaktan çıktım. Gördüğüm taksi ile derin bir nefes alıp taksiye bindim. Eski evimin adresini verdikten sonra elimi kalbime koydum. Sakin ol hiçbir şey olmadı. Dudaklarım hızlı nefes almaktan kurumuştu bu yüzden dilimle ıslattım.

 

Evime geldiğimizde şoföre beklemesini rica edip eve girdim. Kendi odama hızlı hızlı çıkmış eski yatağımın altına bakmıştım. İşte oradaydı. Günlüğümü aldım ve evden yeniden çıktım. Taksiye yeni evimin adresini verdikten sonra günlüğü göğsüme yasladım. Bunun için neler atlatmıştım öyle.

 

Eve geldiğimde ücreti ödemiş ve eve girmiştim. Günlüğümü dolabıma koydum ve banyoya girdim. Yüzümde ki maskeyi çıkarmalıydım. O kötü adamı düşünmemeye çalıştım ve aklıma daha kötü bir şey geldi. Aynada ki görüntüm.

 

Elime makyaj temizleme suyunu aldım ve bütün yüzümü sildim evet işte gerçek ben buydum. Yeniden kendim olmuştum. Fakat pratik yapmam gerekiyordu. Kadının öğrettiği makyajı kaç kere denedım bilmiyorum fakat iki gün boyunca sürekli silmiş silmiş tekrardan yapmıştım. Elim alışmıştı bunun yanında çok hızlı ve kolay bir şekilde yapabiliyordun artık. Başlarda kirpık kıvırıcısının gözümü çıkaracagını düşünsem bile onu bile halletmiştim. Zihnim sarı gözlere kaysa da onu düşünmemek için kendimi oyalıyordum.

 

Sarı gözleri düşünme Nehli. Sakın!

 

Üstümü değiştirdikten sonra yeni yatağıma yattım. Bugün olanlar hem güzel hemde korkutucuydu. Yarın ilk günümdü ve korkutucu tatafı göz ardı ederek gözlerimi kapadım.

 

Sabah kalktığımda öğrendiğim her şeyi uygulamış saçlarıma şekil vermiş ve makyaj yapmıştım. Üstümde yeni borda siyah üniformam vardı. Gözlüklerim yerini lenslerim almıştı. Ablamın yeni aldığı louis vuitton ayakkabılarım ve daha bakımlı görünmesi için parmağımda ki ince yüzük. Bunların yanında yüzümde ki hafif görünen fakat pekte hafif olmayan 'yüzümde ki kusurları kapatmak pekte kolay olmamıştı' makyaj ile bambaşka biri gibiydim.

 

Ayna da ki yansımama gülümsedim ve aşağı indim. Annem ve ablam kahvaltı yapıyorlardı. Elbette yine babam yoktu. Yanlarına gittiğimde ikisinin de bakışları beni bulmuştu. Pekala ablam bile görüntüme şaşırmıştı.

 

"Nasıl görünüyorum? "

 

"Benim kızım gibi. "

 

Annemin bu sözü kalbimde bir yerleri parçaladı fakat gülümsemekle yetindim. Elbette söylediği sözün farkında değildi. Ablamda övgü oldu bir kaç siz söyledi. Gerçekten begenmişlerdi.

 

Sanki önce ki görüntüm onlar gibi olmadığımı haykırıyordu bu hâlim ile ikisi de resmen kendilerinden biriymişim gibi davranıyorlardı. Bu kırıcıydı. Çirkinseniz aileniz bile bir süre sonra sizi kabullenmek istemiyordu en azından yanında tutmak. Çünkü zengin ailedenseniz güzel ve alımlı olmak zorundaydınız yoksa bir değeriniz olmazdı. Belki de bu yüzden anne ve babam ben küçükken davetlere sadece ablamı götürüyor ve beni dadılarla bırakıyordu. Bu gerçek yüzünüze tokat gibi çarptığında ne kadar isyan etmek istesenizde onlara hak veriyordunuz. Ve hak verdiğinizde yine en çok kendiniz kırılıyordunuz.

 

Masaya oturdum ve onlarla birlikte kahvaltı yapmaya başlamıştım.

 

Hızla yiyordum çünkü heyecanlıydım. Biraz da korkuyordum. Ya insanlar yeniden benimle dalga geçerlerse? Ya eskiden gördüğüm muameleyi yeniden görürsem? Bu sorular kafamın içinde uçuşurken ağzımda ki lokmayı bitiremeden masadan kalktım.

 

Bu soruların cevabını öğrenmek için tek bir yolum vardı o da okula gitmek.

 

"Ben gitsem iyi olacak geç kalmak istemiyorum. Afiyet olsun size. "

 

Yanlarından ayrılıp evden çıktım. Bugün hava serin ama güneşliydi. Mehmet amcanın kapısını açtığı arabaya binerken ona günaydın demiş ve heyecanla okula gelmeyi beklemiştim. Sanki okul yarım saat uzaklıkta değilde 5 saat uzaklıkta gibi gelmişti. Ben değişmiştim değil mi? Eski benden eser yoktu bu yüzden bir sorun çıkmayacaktı. Üstelik beni tanıyan kimse de yoktu. Ayakçı değildim artık.

 

Araba durduğunda geldiğimizi anladım. Elim çantamın içine gitti bir anlığına evet makyaj malzemelerim yanımdaydı bir sorun olmayacaktı.

 

Mehmet amca iyi dersler derken ben arabadan inmiş ve okula doğru yürümeye başlamıştım. Etrafta tek tük insan vardı. Bu yüzden daha rahattım sanırım biraz erken gelmiştim. İnsanlar bana bakıyor mu diye etrafıma baksam da hayır kimse benimle ilgilenmiyordu taki o ana kadar.

 

Ben daha ne olduğunu anlamadan biri bana öyle bir çarptı ki az kalsın yere düşecektim. Tabi çocuk beni görmezden gelip koşmaya devam ederken onun peşin sıra başka bir çocuk gelip çarpmış ve ben dengemi koruyamadan yeri boylamıştım tabi çocukta üzerime düşmüştü. Ben olayı kavrayamazken üstümde ki çocuk küfür etti. "Sikerler böyle işi"

 

Bakışları bana döndüğünde gözleri öyle öfkeli bakıyordı ki yer yarılsa da içine girsem diye düşünmeden edemedim. Fark ettiğim detayla gözlerim kocaman oldu.

 

Sarı gözler.

 

"Sen! "

 

Gözlerimi birkaç saniyeliğine kırpıştırdım.

 

"Ben"

 

Tanımış mıydı beni? Gözlerini öfkeyle kapatıp açmış ve ardından üstümden kalkmıştı. Üstünde okul forması yoktu yani okuldan biri değildi. Belki de dünkü çocuk değildi.

 

"Bir daha nerede yürüdüğüne dikkat et. "

 

Ben cevap vermeye fırsat bulamadan o yanımdan uzaklaşmaya başlamıştı tabi yanında birkaç çocukla beraber. O ana kadar ne o çocukları fark etmiş nede bizi izleyen meraklı gözleri. Yerden kalktığımda büyük bir utanç etrafımı sarmıştı. Harikasın Nehli ilk gününde dikkat çekmemeyi başardın.

 

Derin bir nefes aldım ve bakışları umursamamaya çalıştım fakat benim için zordu. Alt tarafı biri bana çarpmış ve düşmüştüm bu bir sorun olmamalıydı. Çirkin olmanda bir sorun olmamalıydı Nehli...

 

Her şeye rağmen okulun içine girmeyi başarmıştım girişte nöbetçi öğrenci olduğunu gördüğümde yanına gittim.

 

"Merhaba müdürün odası nerede acaba? "

 

Kız bakışlarını bana çevirdi.

 

"Yeni misin?" Başımı sallamakla yetindim.

 

"Bugün nede çok yeni öğrenci geldi. Gerçi biri yeni değilde neyse. "

 

Kızın dediklerini anlamasam da onu takip etmeye başladım. İkinci kata çıkmış ve hemen sağda ki kapının önünde durmuştuk. "Burası."

 

Teşekkür etmemi bile beklemeden arkasını dönmüş ve gitmişti. Nede sıcak kanlı birisi ama.

 

Kapıyı çalıp gir komutu geldiği anda içeriye girdim. İçeri de biri daha vardı. Ve bu kişi görmek isteyeceğim son kişi bile değildi.

 

Barlas Aybars tam şuan karşımdaydı.

 

゚✧ ✧゚

 

Kötü çocuğumuzla tanıştık veee masum çocugumuzlada aynı okuldayız yeniden. Böyle dediğime bakmayın ileri de kim iyi kim kötü siz karar vereceksiniz.

 

15.01.24

İnstagram: Ayrin.im, ayrinhikayeleri

 

Güzel kalın çünkü öylesiniz!

 

 

Loading...
0%