@iam.ayrin
|
Selam benimkiler sona yaklaşırken lütfen vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Son:1
Keyifli okumalar!
^•^
Her şey bitti. Ne olmuştu da bitmişti? Samael ne yaşamıştı? Günlüğün ikinci sayfasını açtım.
Tarih: 13.02.2019 Saat: 23:42
12 gün 288 saat 8640 dakika 1036800 saniye. Seni göremediğim süre. Ölüm gibiydi. Gözlerim gittiğim her yerde seni arıyor. Kalbim atmayı unutmuş gibi. Sadece seni fısıldıyor. Sadece seni görmek istiyor. Öyle kıskanıyorum ki senin yanından geçen insanları. Onlar seni görüyor, onlar belki de sana dokunuyor ve kokunu içine çekiyor. Ben bir yabancı olmak isterdim. Senin yanından geçen ve kokunu içine çeken.
Daha fazlasını okuyamadan başka bir sayfa açtım.
Tarih: 14.03.2019 Saat:00.29
Orkide dünyada açan ilk çiçek. Senin en sevdiğin çiçek. Bugün sana verdiğim orkideler hayatıma hoş geldin demek içindi güzel sevgilim.
Demek sevgili olma tarihleriydi. Uzun uzun okumadan sayfaları değiştirdim. Ne aradığımı bilmiyordum. Ama merak duygusu içim içimi yiyordu. Bu günlükte aşk dolu sözlerden daha fazlası olmalıydı.
Tarih: 09.05.2019 Saat:23:38
Benim güzel prensesim. O aşık olduğum güzel saçların yatağımda öylesine güzel duruyordu ki bütün gece resmini çizebilirdim. Yada uzun kirpiklerini sayardım. Her kirpiğin için sana biraz daha hayran kalırdım. Uyurken aralanan dudakların için şiirler yazabilirdim.
Samael'in bu kadar yoğun duygular yaşadığını bilmek neden içimde bir yaraya sebep oluyordu? Bu aşk dolu satırları daha fazla okumadan başka bir sayfaya geçtim. Hepsi siyah bir kalemle öyle güzel bir el yazısı ile yazılmıştı ki. El yazısı herkesin kıskanacağı türden güzeldi. İnce ve küçük. Yeni bir sayfayı daha açtım.
Tarih: 30.05.2019 Saat:22.22
O adam. Yanında ki o adam sana nasıl hayranlık ile bakıyordu görmüyor muydun? Birde onunla dans ettin. Seni izlediğimi bile bile bana bunu neden yaptın? O ince belini tuttuğun da o adamın parmaklarını kırıp ateşe atmak istediğimi hiç mi anlamadın? Sana aşık olduğumu bile bile neden o adamla yakınlaştın? Üstelik sende beni severken bunu neden yaptın? Yoksa beni sevmiyor musun? Sen benimsin ve bende senin. Neden aramıza üçüncü bir kişiyi aldın? Sana yetmiyor muyum? Aşkım sana az mı geliyor? Yoksa seni korkutuyor muyum? Benim güzel çiçeğim seni başkıların koklamasına izin verir miyim sanıyorsun? O adamı asitin içinde yakacağımdan hiç şüphen olmasın.
Okuduğum satırları hazmetmek için bir kaç saniye bekledim. Buda neydi? Samael'in bu kadar kötü şeyler düşünmesi bir kaç saniyeliğine dumura uğrattı beni. Onun bu yazdıkları basit bir kıskançlık değildi. Karşımda aşkından insanlara zarar verecek biri vardı. Hatta aşık olduğu kadına bile zarar verebilirdi. Onun düşünceleri hastalıklıydı. Sayfaları çevirdim.
Tarih: 22.06.2019 Saat: 23.47
Meleğim. Sana her böyle seslendiğimde o güzel kaşlarını çatıp "ben melek değilim bana böyle seslenme" demeni o kadar çok seviyorum ki. Aslında ben seninle ilgili her şeyi çok seviyorum. Konuşurken arada dudaklarını bükmeni, sinirlendiğinde kaşlarını çatmanı, istemediğin bir şey olduğunda burnunu kıvırmanı. Her şeyinle öyle güzelsin ki sana olan aşkım belki de her saniye bu yüzden artıyor. Güzelliğin başımı döndürüyor. Ses tonun sanki en güzel melodi gibi içime işliyor.
Yine aşk dolu satırlar yazılıydı. Bu yüzden bu sayfayı da okumadan geçtim. Bu kız her kimse oldukça şanslı biriydi. Samael gibi birini bile kendine aşık etmeyi başarmıştı. Bana göre sanki Samael aşık olamaz gibi geliyordu. Onun soğuk olan davranışları sanki bu sözlerin sıcaklığını üşütüyor gibiydi.
"Lilith!"
Samael'in sesini duymam ile günlüğü hızla kapattım. Merdivenlerden yukarıya çıkan ayak seslerini duyabiliyordum. Günlüğü yatağın altına atıp yatağa uzandım.
Kapı açıldığında bakışlarım kapının önünde ki Samael'e döndü.
"Sesleniyorum neden cevap vermiyorsun?"
Yüzümde ki endişe izlerini silmeye çalışıp bakışlarımı ondan kaçırdım.
"Gerek duymadım."
Samael'e bakmadan bile yüzünde oluşan o sinirli ifadeyi görebiliyordum.
"Dışarıya çıkmak ister misin?"
Kaşlarım ilgiyle havaya kalktı. Kahve gözlerim onun yosun yeşili gözlerini buldu.
"Dışarıya çıkmak mı? Durup dururken nereden çıktı bu?"
Gözlerim kuşku ile kısıldı. Samael rahat bir tavırla kol düğmelerini açıp gömleğinin kollarını katlamaya başladı.
"Biraz gezmek iyi gelir gibi düşündüm. İstemez misin?"
Başımı sağa yatırıp "isterim. Nereye gideceğiz?" Diye sordum. Aynı zamanda yataktan kalkıp onun karşısına geçmiştim.
"Sen nereye istersen oraya gideceğiz."
"Senin kafana saksı falan mı düştü? Ne bu bana iyimser tavrın?"
Elimi çenemin altına koyup onu süzdüm. Bakışları her zamankinden farklı gibiydi. Sanki huzursuzluk var gibiydi.
"Güzelim gitmek istiyor musun? İstemiyor musun?"
Onun yanından hızla geçip dolabımın kapaklarını araladım.
"10 dakikaya hazır olurum."
Samael'in dudaklarının arasından çıkan gülüşünü duysam da ben bakana kadar o çoktan gülümsemesini silip gitmişti bile.
Samael bana bıraktığına göre nereye gidebileceğimizi gözden geçirdim. Önce lunaparka götürecektim onu. Evet klasikti ama onun iri cüssesiyle lunaparkta neler yapacağını fazlasıyla merak ediyordum. Daha sonra onunla gitmek için aklımda bir yer daha vardı.
Üstüme siyah bir kot pantolon ve boğazlı bir kazak giydim. Deri ceketi de üstüme geçirdiğim de kıyafetlerim lunapark için oldukça uygundu. Bugün hava biraz soğuktu bu yüzden üstümdekiler hem beni rahat ettirecek hemde ısıtacaktı. Saçlarımı da sıkıca topladım. Evet hazırdım. Odamdan çıkıp merdivenleri de indiğimde Samael'i kahverengi koltuklardan birinde otururken buldum.
"Ben hazırım çıkabiliriz."
Samael beni ayaklarımdan başlayıp kafama kadar beni süzdü. Yosun yeşili gözlerini kısıp "pekala gidelim o hâlde" dedi.
Başımı salladıktan sonra ikimizde ayakkabılarımızı giyip evden çıktık. Samael'in siyah arabasına doğru adımlarken beni yeniden başka bir araba karşılamıştı. Bu adamı bir araba ile iki kere görmüyordum.
Arabaya bindiğimiz de kahverengi deri koltuklar vücudumu sarmaladı. Emniyet kemerini takarken Samael'in "nereye gidiyoruz?" Sorusuna cevap verdim.
"Lunaparka gitmek istiyorum."
Samael arabayı çalıştırdığında bende ona bakıyordum.
"Lunapark mı? Güzelim biraz fazla klişe değil mi? Birde sinemaya gideceğiz de tam olsun."
Benimle alay eden sesine gözlerimi devirdim.
"İstersem orayı da söylerim ama şuan için lunaparka gitmek istiyorum. Hem seni o oyuncakların üstünde gördüğüm zaman bende seninle bu şekil alay edeceğim."
İğneleyici konuşmam karşısında Samael bir kaç saniye bana bakmış ve "o oyuncaklara asla binmem güzelim " demişti.
-*-
"Bu şey ne zaman duracak?"
Samael'in sinirli konuşmasına gülümseyerek baktım.
"Bir kaç tur daha atacak."
Samael ile dönme dolaba binmiştik. Samael kollarını göğsünde bağlayıp sinirli küçük bir çocuk gibi dönme dolabın durmasını bekliyordu. Evet onu oyuncaklara bindirmeyi başarmıştım.
Dönme dolap durduğunda birlikte indik. Ben başka neye binsek diye bakarken Samael sıkılmış bir tavırla beni bekliyordu. Gözlerim atlı karıncaya kayınca sinsice gülümsedim.
"Sen burada bekle jetonları ben alacağım. "
Samael gözlerini kısarak bana baktı "o küçük kafandan ne geçiyor?" Yüzümde kocaman bir gülümseme yer edinirken "bana sadece para ver ve bekle" dedim. Samael biraz daha beklese de cebinden yüzlük çıkarıp verdi. Paraya gözlerimi devirsem de hemen jeton satılan yere gidip atlı karıncaya jeton aldım. Samael'in yanına geri döndüğümde o sadece beni izliyordu. Ona hiçbir şey söylemeden elinden tutup atlı karıncaların yanına götürdüm.
Samael hemen başını iki yana salladı.
"Güzelim ben buna binmem."
Ona masumca gülümseyerek "ama lütfen" dedim. Samael başını iki yana sallayarak "olmaz güzelim başka bir şey seç " dedi. Bu kez dudaklarımı küçük bir çocuk gibi büzerek "tamam sen binme ben binerim ama yanımda dur sende" dedim. Samael bir kaç saniye susup yüzümü inceledi. Gözlerimi kocaman açarak ona yeniden "lütfen" dedim. Samael oflayarak "pekala sen kazandın" dedi. Ellerimi birbirine çarparak ona sarıldım. Sevinçten ne yaptığımı bilmezken Samael'in bedeninin kasıldığını hissettim. Hemen ondan ayrılıp utanmamak adına kolundan çekiştirerek oyuncağa yönlendirdim. Ben atın üstüne bindiğim de samael yanımda duruyordu. Atı tutan uzun direği eliyle kavramış vücudunu bana doğru yönlendirmişti. Atlı karınca dönmeye başladığında heyecanla ata sıkıca tutundum. Ben etrafa gülerek bakarken Samael ile bakışlarımız kesişti yüzünde ki küçük tebessüm ile beni izliyordu. Bende ona küçük bir tebessüm gönderdim.
Atlı karınca durunca ondan da indik bir kez daha etrafta bakışlarımı gezdirip "gondola binmek istiyorum" dedim. Samael jeton alıp bu kez sözümü ikiletmeden gondola doğru ilerledi.
Birlikte gondola bindiğimizde heyecandan demir korkuluklara tutundum. Gondol çalışmaya başladığında her yukarı çıkışımız da ben çığlık atarken Samael benim sesim yüzünden yüzünü buruşturuyordu. Git gide daha da hızlanan gondol yüzünden Samael'e yapışıp gondolun durmasını bekledim.
"Samael dursun artık."
Yukarı çıkarken başka bir çığlık daha dudaklarımdan firar etmişti.
"Binmek isteyen sendin güzelim şimdi de inmek mi istiyorsun?"
Onu duymazdan gelip daha sıkı sarıldım. Samael de bir kolunu bana dolayıp sakinleşmem için sırtımı okşuyordu. Onun yumuşak hareketleri bir süre sonra beni dinginleştirmişti. Oyuncak durduğunda herkesten önce ben indim. Midem alt üst olmuştu. Kendimi ciddi anlamda kötü hissediyordum.
"Midem bulanıyor."
Samael'e yüzümü buruşturarak baktım.
"Sana uyup binmemeliydim belliydi böyle olacağı. Gel bakalım."
Samael'in elimden tutup beni yönlendirmesine izin verdim. Lavaboya geldiğimiz de yüzümü soğuk suyla yıkadım. O saçma oyuncağa binmemeliydim. Gerçekten midem alt üst olmuştu. Samael'i zor duruma sokacağım derken kendim zor duruma düşmüştüm. Lavabodan çıkıp kapının önünde ki Samael'in yanına gittim.
"İyi misin?"
Ne kadar iyi olmasam da başımı iyiyim der gibi salladım. Sanırım bizim lunapark maceramız buraya kadardı.
"Gidelim mi?" Başımı bir kez daha evet anlamında salladım. Lunaparktan çıkıp arabaya bindik.
"Samael."
"Efendim."
Samael'e en şirin bakışlarımı atarak "bir yere daha gitmek istiyorum" dedim. Samael bana bakmadan "şimdi sıra bende güzelim ben seni bir yere götüreceğim" dedi. Nereye götüreceğini merak ederek üstünde fazla durmadan götüreceği yeri bekledim.
-*-
Geldiğimiz yerde bakışlarımı bir kez daha gezdirdim. Benim düşüncelerimi okuma olasılığı kaçtı? Benim onu getirmek istediğim yere o beni getirmişti.
Uçuruma.
Beni o gün getiridiği uçuruma yeniden getirmişti. Emindim ki bana zarar vermeyecekti. Samael de tuhaf bir şeyler vardı son zamanlarda bunu görebiliyordum.
Samael arabadan inince arkasından bende indim. Uçurumun kenarına gittiğinde bende yanına doğru adımladım. İkimiz yan yana eşsiz denizi izliyorduk. Önce onun konuşmasını beklediğim için sessizdim. Samael sanki onu beklediğimi anlamış gibi beni daha fazla bekletmeden konuştu.
"Seni buraya ilk getirdiğim de söylediğim sözleri hatırlıyor musun?"
Kalbim de bir ısının dolandığını hissettim. Elbette o sözlerini hatırlıyordum. Nasıl unutabilirdim ki? Bana bu uçurumun evim olacağını söylemişti. O sözleri unutmam imkansızdı.
"Hatırlıyorum."
Yine aramızda bir sessizlik oluştu. Ne o konuştu nede ben. Bir kaç saniye sonra yeniden sessizliği o bozdu. Fakat bu kez sessizliği bozmamasını dilerdim.
"Burası için sana evin demiştim. Aslında burası benim evim Lilith ve ben seni evimde istedim. Fakat artık anlıyorum ki bu yaptıklarım sana sadece acı veriyor. Ve ben Ares Zezel seni artık kendi evimde özgür bırakıyorum. Benden gidebilirsin."
^•^
Bölüm sonu benimkiler umarım beğenmişsinizdir. 😽
Beğendiyseniz vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Emeklerimin karşılığı olarak lütfen es geçmeyin.
Peki bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler?
Sosyal medya hesaplarım üzerinden beni takip etmeyi unutmayın spoiler paylaşıyorum. 💖
Instagram: Ayrin.im Twetter: Ayriniim Çizgi.studio: Ayrin Wattpad yardımcı: Ayrinhikayeleri
Gülücükler ve öpücükler ile...
|
0% |