Yeni Üyelik
23.
Bölüm

GÜNLÜK

@iam.ayrin

Selam benimkiler bölüme alayım sizi.

 

Multimedya: Samael (Ares Zezel)

 

Son: 3

 

Keyifli okumalar!

 

^•^

 

Zihnimde bir çok karıncanın gezindiğini hissediyordum. Ne olmuştu böyle?

 

Gözlerimi aralayıp etrafa kısa bir bakış attım. Odamdaydım. Yattığım yataktan doğrulduğum da başıma giren ağrı ile gözlerimi bir kaç saniyeliğine kapattım. Neler olmuştu böyle? Yataktan kalkıp odamdan dışarıya çıktım. Güzel bir duş alıp kendime gelmem gerekiyordu. Anlaşılan dün biraz fazla kaçırmıştım. Banyoya girip bütün kıyafetlerimden kurtuldum. Suyu ılık olarak ayarlayıp bedenimin gevşemesi adına altına girdim. Başımda ki ağrı bu anı bekliyormuş gibi biraz da olsa hafiflemişti.

 

Saçlarımı iyice köpürttükten sonra vücudumu yıkadım. Temiz olduğuma karar verdiğim de suyu kapatıp duşa kabinden çıktım. Dolaptan aldığım havluyu bedenime sardığım da aklıma kıyafet almadığım geldi. Lanet olsun nasıl unuturdum kıyafet almayı? Odam ve banyonun arası oldukça kısaydı bu yüzden koşarak gitsem Samael yada Renat'a yakalanmam oldukça düşüktü.

 

Havlumu sıkıca göğsümün üstünde sabitleyip kapıyı araladım. Görünürde kimse yoktu. Kapıyı arkamdan kapatarak koşarak odama gittim. Kapımı kapatıp arkamı döndüğümde Samael'i görmem ile gözlerim kocaman oldu.

 

"Senin benim odamda ne işin var?"

 

Samael'in bakışları beni bulduğunda havluma kısa bir bakış atıp hemen yüzüme bakmıştı. Sanki rahatsız olurum diye aşağı bakmıyordu.

 

"Seni kahvaltı için çağırmaya gelmiştim."

 

Açıklamasına kısaca başımı salladım.

 

"Ben çıkayım da sen rahat rahat giyin."

 

Samael'e yine bir şey söylemeyip kafamı sallayacakken dolabımın üstünde gördüğüm kocaman böcek ile korkarak oraya baktım. Böcek hem büyük hemde çirkindi. Ah Karya sen hayatında kaç kere güzel bir böcek gördün de çirkin diyorsun ki? Gerçi bu böcek diğer böceklere kıyasla gerçekten çok çirkindi. Uzun bacakları kocaman gövdesi vardı. Daha önce bunun gibisini görmemiştim.

 

"B-böcek."

 

Elimle dolabı işaret ettiğim de Samael anlamayarak "ne?" Dedi. Böcek uzun bacaklarını hareket ettirip yürümeye başladığında ağzımdan kocaman bir çığlık kaçmasına neden oldu.

 

Koşarak Samael'in kucağına atladığım da ne yaptığımın farkında bile değildim. Bacaklarımı onun beline dolamış kollarımı da boynuna sarmıştım. Samael de düşmemem için kollarını belime dolamıştı.

 

"Samael böcek var."

 

Çığlık çığlığa bağırmam ile kapının açıldığını duydum. Bakışlarım oraya döndüğünde Renat'ın şaşkınca bize baktığını gördüm. Samael havlumu düzeltmeye çalışırken "bakma lan, Renat! Çık lan dışarı!" Diye bağırdı. Renat bir kaç saniye şoktan olsa gerek bekleyip daha sonra hızla çıktı odadan.

 

"Samael öldür şunu."

 

Kollarımı ve bacaklarımı ona daha sıkı doladım.

 

"Güzelim sen bacaklarını ve kollarını bana böyle dolamışken nasıl öldürebilirim?"

 

Sesi kısık çıkmıştı şuan ki durumdan etkilenmiş miydi? Adem elması bir aşağı bir yukarı hareket etti. Samael bakışlarını benden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Bunu neden yaptığını anlamak için kendime baktım. Havlunun esaretinden kurtulan göğüslerim beni karşıladığında göz bebeklerim irileşti. Samael bakmamaya özen gösterirken tek elimi onun ensesinden çekip havluyu düzeltmeye çalıştım.

 

Böceğin olduğu yere baktığımda yerinde göremeyince yeniden çığlık attım.

 

"Samael nereye gitti bu çirkin şey?"

 

Etrafa baktığım da göremediğim için daha çok Samael'e sarıldım. Lanet böcek nereye gitmişti? Dolabın içerisine girdiyse ne yapacaktım? Hayatta oradan kıyafet alıp giymezdim.

 

Samael odaya kısa bir göz gezdirip beni kucağında kendi odasına götürdü. Tam bir böcek fobisi olan biriydim.

 

"Elbette seni taşımak çok zevkli güzelim ama senin üstünde sadece bir havlu varken bu durumda kalmak benim için oldukça zor."

 

Ah adam haklıydı. Hemen bacaklarımı çözüp Samael'in kucağından indim. Havlumu düzeltip Samael'e baktım fakat o bana bakmıyordu.

 

"Ben gidip odana bakayım sende benim kıyafetlerimle idare et."

 

Benim cevabımı beklemeden Samael resmen koşarcasına odadan çıktı. Onun odasında yalnız kalmıştım. Samael'in büyük dolabının karşısına geçtim. Dolabın kapaklarını açıp içinde ne giyebilirim diye baktım. Beyaz düz bir tişört ve gri bir eşofman aldım. İç çamaşırım olmadığı için Samael'in baksırlarından birini aldım. Üstüme onları hızla giyip boy aynasında kendime baktım. Resmen kıyafetlerin içinde kaybolmuştum. Adamın boyu 1.90 benim ki 1.65 resmen yok olmuştum.

 

Dolabın kapaklarını kapatacakken gözüme bir kutu ilişti. Hatta kutu da değildi sandık gibiydi. Orta boylarda siyah bir sandık. Sanki özellikle saklanmış gibi en arkada duruyordu. Kıyafetler onu gizlemiş aralarında kaybolmasına neden olmuştu. Ama ben eşofman alırken sanırım görünmesine neden olmuştum.

 

Kıyafetleri üstünden kaldırıp sandığa ulaştım. Sandığın altında küçük bir anahtar çıkmıştı. Anahtarı alıp sandığın kilit yerine yerleştirdim. Kapağını açtığım da içinde küçük bir defter buldum. Defteri alıp sandığı eski yerine koydum. Siyah bir defterdi. Kapağını açıp bakacağım sırada ayak seslerini duydum. Bol tişörtün altından belime defteri soktum. Benim defteri sokmam ile kapı açıldı. Samael gelmişti.

 

"Böceği hallettim artık kahvaltı yapabiliriz."

 

Samael'i onaylayarak odadan çıktım.

 

"Ben bir saçımı kurutup geleyim."

 

Samael'in bir şey demesini beklemeden odama geçtim. Etrafa tedirginlikle baksam da yakalanma korkusu ile defteri karnımdan çıkartıp yatağın altına attım. Saçlarım zaten geçen zamandan dolayı hafif kurumuştu. Kurutma makinası ile de üstünden geçip tamamen kurumlarını sağladım. İşim bitince odadan çıkıp mutfağa indim.

 

Renat ve Samael kahvaltı yapıyorlardı.

 

"Günaydın"

 

İkisininde bakışları bana döndü. Samael'in yanına Renat'ın karşısına geçip tabağıma kahvaltılık bir şeyler aldım.

 

"Günaydın"

 

"Günaydın"

 

Konuşmamız bundan ibaret olmuştu. Samael ve Renat aralarında iş hakkında konuşuyordu. Bense o defterin içindekilerini deli gibi merak ediyordum. Acaba içinde ne vardı? Samael mi yazmıştı? Eris hakkında bir şeyler vardır belki. Bu düşünce daha da heyecanlanmama neden oldu. Ağzımın içinde çiğnedim zeytini yutup onlara kısa bir bakış attım. Biran önce odama gitmeliydim.

 

"Doydum ben afiyet olsun size."

 

Masadan kalktığımda ikisi de bana baktı. Onların konuşmasını beklemeden koşar adımlarla odama gittim. Kapımı arkamdan kilitleyip yatağın altına gizlediğim defteri aldım. Heyecandan defteri az kalsın düşürecektim.

 

Yatağımın üstüne oturup defterin kapağını açtım. Siyah sayfaların üstünde ki beyaz yazılar karşıladı beni. Bir günlüktü bu. Sayfaları hızla çevirdiğim de düşüncemin doğru olduğunu anladım.

 

Her sayfada başka bir tarih vardı.

İlk sayfasını açtım.

 

Tarih: 01.02.2019 Saat: 21.42

 

Bugün seni ilk kez gördüm. Kahverengi saçların tıpkı kurumuş çiçekler gibiydi. Öylesine narin öylesine güzel. Beyaz tenin akşam güneşinin etkisi ile parlıyordu. Kahverengi iri gözlerin bir insanın bakmaya kıyamayacağı şekilde masumaneydi. Kalbim seni gördüğünde sanki daha bir güzel attı. Kalbim , kalbine ulaşmak için daha da hızlandı. Bu normal miydi? Kalbimin seni yıllardır tanıyormuş gibi atması? Bir kalp birini tanıyabilir mi? Tanıyor işte seni. Senin için atıyor. Kalbimi versem avuçlarının içine seni anlatır. Ben seni anlatamam ama o seni anlatır. En güzel şekilde senden bahseder. Ben yapamam ama o yapar. Senin kalbinde beni anlatır mı? Yanından bugün bir sürü yabancı geçti. Bazılarının eli eline değdi. Çok kızdım onlara. Ama bir şey yapamadım. Sonra bende geçtim yanından. Kokunu çektim içime. Belki bir saniye sürdü ama etkisi bir ömürlüktü. Kokunun tarifi imkansızdı ama sendin işte. Kalbim o an atmayı unuttu. Heyecandandı belki de. Yada kokunun bana etkisiydi. Yarın yine yanından geçeceğim belki elin elime dokunur. Belki kokunu ezberlerim. Ses tonunu dinlerim. Bir kaç saniye de olur mu sence? Bana hayalini kurduğum o güzel gülüşünü bahşeder misin sevgilim? Sevgilim. Sana bir gün sevgilim diyeceğim ve sende efendim sevgilim diyeceksin. O gün gelene kadar ben senin yanında ki bir yabancı olacağım. Senin yanından geçen bir yabancı.

 

Defteri hızla kapattım. Yanaklarımda ki ıslaklık da neyin nesi? Üzgün müydüm? Samael başkasını seviyordu. Belki de aşıktı. Bir insan aşkını bu kadar güzel anlatabilir mi? Anlatmıştı işte. Boğazımdan kalbime doğru giden bir acı. Samael bir başkasına aşıktı.

 

^•^

 

Bölüm sonu benimkiler umarım beğenmişsinizdir. 😽

 

Beğendiyseniz vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Emeklerimin karşılığı olarak lütfen es geçmeyin.

 

Peki bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler?

 

Sosyal medya hesaplarım üzerinden beni takip etmeyi unutmayın spoiler paylaşıyorum. 💖

 

Instagram: Ayrin.im

Twetter: Ayriniim

Çizgi.studio: Ayrin

Wattpad yardımcı: Ayrinhikayeleri

 

Gülücükler ve öpücükler ile...

 

 

Loading...
0%