Yeni Üyelik
24.
Bölüm

HER ŞEY BİTTİ

@iam.ayrin

Selam benimkiler hemen bölüme alıyorum sizleri.

 

Son: 2

 

Multimedya: Lilith

 

Keyifli okumalar!

 

^•^

 

Saçlarımın arasında dolanan parmaklar. İnce ve uzun parmaklar. Yine o odadaydım. Yanımda o var. Ellerini saçlarımda gezdiriyordu. Bedenim bir yaprak gibi titredi. Göz yaşlarım serbest kalmak istedi fakat ruhum kafesin içindeyken onları serbest bırakamazdım.

 

Daha sonra elleri yavaşça aşağı doğru kaydı. Dokunuyordu ama bu dokunuşlar masumane değildi. Hafifti ama hissi çok ağırdı. Tek bir gözyaşım istediği özgürlüğe kavuşurken kulağımda o iğrenç sesi duydum.

 

"Uyumadığını biliyorum."

 

Bu ses zihnime kazılmıştı. Bu kadınla ilgili her şey zihnimdeydi. Sesi kısık ve kendinden emindi. Ruhumun kelepçesi ona bağlıydı. Saçlarımdan aşağı kayan eli boynumu kavradı. Gözlerim iri iri açılırken boğazımdan kaçan çığlığı tutamamıştım.

 

Boynumda ki parmaklar daha da sıkı sarıldı. Nefesim boğazıma artık ağır geliyordu. Beni yine öldürmeye gelmişti. Silüetini görmeye çalıştım. Yüzünü görmeye çalıştım ama yine başaramadım. Minik ellerim onun ellerini tıpkı bir mengene gibi sarmıştı. Onun gücüne karşı koyamasam da ufak da olsa çırpınışlarıma devam ettim.

 

Gözlerim odağını kaybederek boğazımdan geçmeyen o son nefes ile gözlerim son kez onu görmeye çalışsa da yeniden karanlığa gömüldü.

 

^•^

 

"Güzelim uyan."

 

"Lilith"

 

"Hadi aç gözlerini sadece rüya görüyorsun."

 

Boğazımda ki büyük çığlığı duyduğum sesler ile serbest bıraktım. Gözlerimi açar açmaz artık tanıdığım o kişiye sarıldım. Boğazımdan acı bir hıçkırık yükseldi. Ona eşlik eden gözyaşlarım sarıldığım beden ile birlikte özgürlüğe kavuştu.

 

"Yine ölmek istemiyorum. Ölmek istemiyorum. Ölmek istemiyorum."

 

Saçlarımda gezinen eller bu kez canımı yakmıyordu. Sadece sarılıyor ve beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

 

"O geri döndü. Geri döndü. Yeniden öldürecek beni. Bu kez ölemem."

 

Samael'in sessiz fısıltısı doldurdu kulaklarımı.

 

"Kim geri döndü?"

 

Kim geri döndü? Benim de öğrenmek istediğim buydu. O kimdi? Neden beni öldürmek istiyordu? Her gece neden yanıma geliyordu? Neden bana kimse inanmıyordu?

 

"O işte beni öldürmek isteyen kişi."

 

Tırnaklarımı farkında olmadan Samael'in boynuna biraz daha geçirdim. Burada bulunduğum süre boyunca bu kabuslar bitmişti. Bugün neden geri dönmüştü?

 

"Ben yanındayım Lilith. Bana anlatabilirsin. Neler oluyor? Kim döndü?"

 

Göz yaşlarım onun boynunda yer ediniyordu. Boğazımdan kaçan hıçkırıklar ile belki de ilk kez bu kadar çaresiz hissetmiştim.

 

Samael kollarını benden çekti. Küçük yüzümü avuçlarının arasına alıp gözyaşlarımı sildi. Onun sildiği yanaklarım yeniden ıslandı. Gözlerim ağrımaya başlasa da artık durduracak gücüm yoktu. Gördüğüm kabuslar yeniden başlamamalıydı.

 

"Anlat bana Lilith. Anlat ki bir çözüm bulayım. Anlat ki seni bu kadar üzen şeyi bileyim."

 

Ellerim onun iri ellerine tutundu.

Yosun yeşili gözlerinde gördüğüm kaygı, endişe en çok da çaresizlikti. Zihnim bana oyun mu oynuyordu? Samael göz yaşlarımı yeniden sildi. Masada ki suyu alıp dudaklarımın arasına yerleştirdi. Suyu yavaş yavaş içtiğim de kendimi biraz daha rahatlamış hissediyordum.

 

"Bana ne gördüğünü anlatır mısın Lilith?"

 

Sesi sakindi. Sanki yeniden ağlamaya başlamamdan korkuyormuş gibi sessiz çıkmıştı. İçimi dolduracak kadar hava çektim. En azından o boğulma hissinden kurtulacak kadar.

 

Samael yatak başlığına yaslanıp beni de yanına çekti. Kollarını etrafıma dolayıp anlatmamı bekledi. Eğer ona anlatırsam bana inanır mıydı? Yada o da ailem gibi benim deli olduğumu mu düşünürdü?

 

"Biri var. Kabuslarımı süslüyor. Beni çok korkutuyor. Sen beni kaçırmadan önce sürekli onu görüyordum. Sen beni kaçırdıktan sonra görmeyi bırakmıştım. Bugün yeniden onu gördüm."

 

Sessizlik içinde bir kaç saniye bekledim. Ona nasıl kabus değilde o kişiyi her gece odamda görüyorum ama uyandığımda yok oluyor diyecektim?

 

Ailem bile bana inanmazken ondan bana inanmasını bekleyebilir miydim? Ben masum biri değildim. Küçükken yaptığım hatanın şimdi bile yükünü taşıyordum. Gözlerimi kapadım sadece onun ellerini hissettim. Belki de uzun zaman sonra birilerine anlatmalıydım.

 

"Biri var 13 yaşımdan beri her gece odama gelip beni boğmaya çalışıyor. O zamandan beri aileme, odama sürekli birinin girip beni öldürmeye çalıştığını söylüyorum ama bana inanmıyorlar. Sadece kabus gördüğümü söylüyorlar."

 

Samael sustuğumda hiçbir şey söylemedi. Beni dinliyor ve saçlarımı okşuyordu. Az da olsa sakinleşmistim ama yine de küçük bedenim titriyordu.

 

"Annem beni bir psikoloğa götürdü. Ona o kişiyi anlattım ama o da benim sadece kabus gördüğümü kabuslarımın fazlasıyla gerçekçi olduğunu söyledi. Ama eminim Samael biri odama girip önce saçlarımı okşuyor sonra da beni boğmaya çalışıyor."

 

Ellerimi boynuma götürdüm.

 

"Bak samael böyle tutuyor ve sıkıyor ben nefes alamıyorum bir rüya bu kadar gerçekçi olamaz."

 

Gözümden yeniden yaşlar akmaya başladı. Samael ellerini saçımda ve sırtım da gezdiriyordu.

 

Bakışlarımı ona çevirdim "bana inanıyor musun?" dedim. Yosun yeşili gözleri öylesine derin bakıyordu ki onun bana inandığını düşündüm. Birinin ilk kez bana inandığını düşündüm.

 

Samael bakışlarını bana çevirdi.

 

"İlk kez ne zaman bu rüyayı gördün?"

 

Ses tonu oldukça merakla çıkmıştı o anlara geri döndüm ilk kez bu rüyayı gördüğüm zamana. Ona neden bu rüyaları gördüğümü anlatabilir miydim? Henüz kendim bile bu rüyaların tam nedeni o olay olup olmadığını bilmeden ona anlatabilir miydim?

 

Hiçbir cevap vermeden yüzüne baktım ona anlatamazdım. En azından bunun için çok erkendi. Samael de benim cevap vermeyeceğimi düşünmüş olacak ki "istersen birlikte uyuyalım" dedi.

 

Ona başımı sallamakla yetindim. Samael battaniyeyi kaldırıp önce benim yatmama yardım etti daha sonra yanıma uzanıp kollarını belime doladı.

 

Gözlerimi kapadığımda az da olsa rahatlamış bir şekilde uykuya daldım.

 

^•^

 

Gözlerimi ağır ağır açtım. Bedenim yorgundu ama zihnim daha da yorgundu. Gördüğüm kabusun etkisinden çıkamamıştım henüz. Başımı sağa ve sola yatırdım. Boynumda ki kaslar gerilmişti. Biraz da olsa ayılabilmiştim.

 

Yataktan kalkıp banyoya gittim. Yüzümü bol su ile yıkayıp işimi hallettikten sonra banyodan çıktım. Samael ve Renat'ı görememiştim.

 

"Samael!"

 

Ondan ses gelmeyince bu kez Renat'a seslendim.

 

"Renat!"

 

İkisinden de ses yoktu. Mutfağa gittim. Fazlasıyla acıkmıştım en azından kahvaltı yapabilirdim. Mutfağa girdiğim de masada ki kahvaltı beni karşıladı. Kaşlarım havaya kalkarken gözüme çarpan not ile buzdolabına yaklaştım.

 

Buzdolabının üstünde ki notu alıp yazılanları okudum.

 

"Seni uyandırmak istemedim benim küçük bir işim var halledip geleceğim sende kahvaltını yap."

 

Samael'in beni düşünmesine gülümsemeden edemedim. Onca şeye rağmen beni düşünmesi oldukça ince bir davranıştı.

 

Masaya oturup bardağıma portakal suyu doldurdum ve kahvaltımı yapmaya başladım. Kahvaltımı yaparken kendimi biraz daha iyi hissediyordum. En azından dünkü çöküşümün ardından ayağa kalka bilmiştim. Belki de Samael yanımda olduğu için daha kolay atlatmıştım.

 

Kahvaltım bittiğinde masayı topladım. Eski enerjim yerine geri gelmişti. Odama çıktığım da aklıma günlük geldi. Dünkü o rüyayı görmem belki de Samael'in yazdıklarından dolayıydı. Ona üzüldüğüm için görmüştüm o rüyayı.

 

Günlüğü yatağın altından çıkartıp yeniden açtım. Güzel bir el yazısı ile yazanları hızlı hızlı geçerken son sayfada ki kırmızı kalemle yazılanlar dikkatimi çekti. Günlük siyah bir kalemle yazılmıştı ama bu yazılar kırmızıydı. Günlüğün son sayfasında yazanlar ile Samael'in yaşadıklarına olan merakım iki kat arttı.

 

' Her şey bitti. '

 

^•^

 

Bölüm sonu benimkiler umarım beğenmişsinizdir. 😽

 

Beğendiyseniz vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Emeklerimin karşılığı olarak lütfen es geçmeyin.

 

Peki bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler?

 

Sosyal medya hesaplarım üzerinden beni takip etmeyi unutmayın spoiler paylaşıyorum. 💖

 

Instagram: Ayrin.im

Twetter: Ayriniim

Çizgi.studio: Ayrin

Wattpad yardımcı: Ayrinhikayeleri

 

Gülücükler ve öpücükler ile...

 

 

Loading...
0%