@iam.ayrin
|
Yeni bölüme alayım sizi yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar!
^•^
19 saat 36 dakika 28 saniye. 29, 30, 31, 32...
O lanet olası evdeydim yine. İsyan bayrağı açsam da sonuç sıfırdı. Kurtulamamıştım ondan. Ne yapacağımı bile bilmiyordum şuan için bir planım yoktu. Uçurumdan sonra konuşmamış eve gelmiştik. Ben odama çekilmiştim. Onun ne yaptığını ise bilmiyordum. Açıkçası bilmek de istemiyordum. Canı cehennemeydi.
Uzandığım yataktan kalktım. Yatmaktan sırtım uyuşmuştu artık. Kapının çalma sesi kulaklarıma ilişti. O mu gelmişti? Yatağa geri uzanıp arkamı kapıya döndüm. Kapının açılma sesini duyduğum da eş zamanlı olarak gözlerimi kapadım. Adım sesleri duydum. Yanıma yaklaşıyordu. Üstüme baddaniyenin örtüldüğünü hissettim. Sıcacık baddaniye hemen ısıtmıştı küçük bedenimi. Üstümü örttükten sonra yatağın bir tarafı çöktü. Ne yaptığını merakla dinliyordum.
"Lilith..."
Sesi tuhaftı ondan daha önce hiç duymadığım bir ses tonu kullanmıştı. Üzgün mü geliyordu? Yada durgun.
"Seni yanımda tutmam gerekiyor. İnan ki bundan başka hiçbir şansım yok. Sana şimdi her şeyi anlatamasam da zamanı gelince her şeyi öğreneceksin. Senin o olmadığını öylesine çok istiyorum ki... Sanırım bunu anlatmaya kelimeler yetmez. En kısa zamanda bu işkence bitecek. Her şey ortaya çıktığında yaptıklarımı telafi edeceğim."
Sözlerinin ardından yataktan kalktı. Kapının açılma ve kapanma sesini duyduktan sonra yataktan kalktım. Samael'in söyledikleri boğazımda bir yumruya sebep oldu. Ciddi miydi? Yoksa bir oyun mu?
Ah artık onun ne yaptığını anlayamıyordum. İlk planıma geri dönmeli miydim? Benim o olmadığımı istiyordu. Belki de çoktan benden hoşlanmaya başlamıştı. Zihnime girdiğimiz iddia süzüldü. Eğer onunla birlikte olmazsam 42 gün sonra özgür olacaktım. 21 gün çoktan bitmişti geriye 21 gün daha kalmıştı. 21 gün boyunca onunla birlikte olmazsam özgür kalacaktım. Yataktan kalkıp odadan çıktım. Neredeyse bu iddiayı unutuyordum.
Merdivenleri ikişer ikişer inip salona geldim. Salonda yoktu. Mutfağa gidip baktığımda öylesine bakmış olsam da onu burada bulduğuma şaşırmıştım. Üstelik üstünde mutfak önlüğü ile görmüştüm. Yemek mi yapıyordu o? Yoksa ben rüyada mıydım?
Öylece onu izlerken o usta bir şekilde yemek yapıyordu. Daha önce kahvaltı hazırlarken görmüştüm ama yemek yapmak... Pekala benim bile sınırlı bir şekilde yemek bilgim vardı. O gerçekten iyi yapıyor gibiydi.
Yeni başlamıştı. Malzemeleri tezgaha dizmiş anladığım kadarıyla et yapıyordu.
İzlediğimi anlamış gibi bakışları beni buldu.
"Uyanmışsın."
Başımı ağır ağır salladım. Ona sinirliydim ama bu siniri bir kenara bırakıp iddia konusunu açtım.
"Biz iddiaya girmiştik hatırladın mı?"
Tencerenin içinde ne karıştırıyorsa onu bırakıp eti kızgın yağın içine attı.
"İddia?"
Unutmuş muydu yani? Nasıl unuturdu ya? Kollarımı göğsümün altında bağladım.
"Hani eğer 42 gün boyunca beni yatağa atamazsan ne olursa olsun beni bırakacaktın."
Etin diğer tarafını çevirip tencerenin içine bir şeyler attı.
"Hmm. Ben kazanırsam ne olacaktı?"
Ne yaptığını gerçekten iyi biliyor gibiydi. Usta bir şef gibi bir onu yapıyor bir bunu yapıyordu.
"Oyun odana gel..."
Ne yaptığını anladığım da sustum. Adam resmen benimle dalga geçiyordu. Elbette iddiayı hatırlıyordu sadece bana söyletmek istemişti. Bakışları beni buldu. Elinde ki içinde kırmızı sıvı olan kaşığı ağzıma doğru uzattı. Ne olduğunu merak ettiğim için dudaklarımı araladım. Samael dikkatle yüzüme bakıp tepkilerimi ölçtü.
Yoğun tat dilimin üstünde kayıp damağımda mayhoş bir tat bırakınca istemsiz bir şekilde "mmm" sesi çıkardım. Gerçekten sos çok güzel olmuştu.
"Beğendin mi?"
Meraklı sorusuna karşın başımı salladım. Samael yüzünde ki zafer gülümsemesi ile yeniden yemeğe döndü. Söyleyeceklerim aklıma gelince "21 gün bitti bile kaldı 21 gün. Beni serbest bırakacaksın 21 gün sonra." Dedim.
Samael dolaptan bir şeyler alıp yaptığı işe devam etti. Bana cevap vermemesine kızacakken sesini duydum.
" Demek 21 gün kaldı ha? Yeterde artar sanırım."
Ah hâlâ kendine çok güveniyordu. Bu kadar az bir zamanda bunu başarması imkansızdı.
"Kendine bu kadar güvenme Samael."
Yanına gidip neler yaptığına baktım. Eti pişirip tabağa koydu. Yerine başka bir et koyup ayrı bir kapta başka bir sos hazırlamaya başladı. Elinden alıp ben karıştırmaya başladım.
"Nefis kokular geliyor."
Arkamızda ki sese ikimiz birden döndük. Renat gelmişti.
"Hepsini ben yaptım."
Samael tek kaşını kaldırdı. Onu umursamadan sostan bir kaşık alıp Renat'a götürdüm. Renat'ın dudaklarına uzattığımda ince dudaklarını aralayıp sosu yedi.
Beğeni ile dudaklarını yaladı. "Vay canına çok güzel olmuş." Sanki kendim yapmışım ki övgülerini kabul ettim. "Teşekkürler."
Kaşığı tezgaha bıraktığımda Samael'in kaşları çatık bir şekilde bana baktığını gördüm. Kendim yaptığımı söylediğim için mi kızmıştı?
"Neden onun ağzına sos verdin?"
Sesi oldukça sinirli çıkmıştı. Adeta dudaklarının arasında tıslamıştı. Demek buna kızmıştı. Omuzlarımı silkip sosu karıştırmaya devam ettim. Samael'in elini kolumda hissedince ona döndüm.
"Bana da ver."
Tek kaşımı havaya kaldırdım. Çocuk gibi benden sos mu istiyordu? Başımı iki yana sallayıp dolaptan üç tane tabak aldım. Tabağın üstüne sosu sürüp üstüne eti koydum. Üstüne de diğer sostan dökünce tabak enfes görünüyordu.
Ben diğer tabakaları hazırlarken Samael de masayı hazırlıyordu. Samael bana trip atarcasına yüzüme bile bakmıyordu. Ah bazen gerçek bir çocuk oluyordu.
"Karya."
Renat'ın alçak sesi ile bana seslenmesi ile ona döndüm.
"Efendim."
Renat tezgaha yaslanıp "bir hafta sonra doğum günüm bir parti olacak muhtemelen Ares sana söylemez bu yüzden seni bizzat kendim davet etmek istedim." Dedi.
Ona gülümseyerek baktım. Beni doğum gününe davet edecek kadar yakın mı görüyordu?
"Doğum günü ha? Kaç yaşına gireceksin?"
Renat elini saçlarına daldırıp karıştırdı.
"24 yaşıma gireceğim."
Demek benden dört yaş büyüktü ben 20 yaşındaydım. Aklıma düşen soru ile sorup sormamak arasında kaldım. Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp ezdim. Sorsam ne olurdu ki?
"Peki Ares kaç yaşında?"
Renat muzipçe gülümsedi. Sanki seni gidi dermiş gibiydi. Ah utanmıştım.
"Ares ve ben aynı yaştayız yani o da 24 yaşında."
Başımı peki der gibi salladım. Odaya Samael girince ikimizde susarak ona baktık. Pekala bakışları oldukça keskindi. Sinirli miydi?
Samael'i görmezden gelerek tabakları masaya yerleştirdim. Bardaklar da şarap olduğunu düşündüğüm kırmızı sıvı vardı. Samael ortaya salata da koyup sandalyesine oturdu. Onu hangi ara yaptığını bilmiyordum. Sanırım önceden yapmıştı.
Renat da oturunca üçümüz de yemeklerimizi yemeye başladık. İlk kez şarap içecektim. Daha önce alkol almıştım ama şarap hiç içmemiştim. Kırmızı şarap boğazımdan akıp giderken bıraktığı tat ile dudaklarımı yaladım. Pekala çok güzeldi tadı. Daha önce denemeliydim.
Şarap o kadar güzeldi ki kaç bardak içmiştim saymamıştım bile. Yemeğimizi yedikten sonra birkaç kadeh daha içmiştim ve sanırım ufaktan sarhoş bile olmuştum. Bakışlarım Samael'e kaydığında onu Renat ile konuşurken gördüm.
Renat ile iş hakkında bir şeyler konuşuyor arada bakışlarını bana çevirip şarabından içiyordu. Lanet olası pislik şarap içerken bile yakışıklıydı. Bu düşünce yüzümü buruşturmama neden oldu. Ondan nefret etmem gerekiyordu yakışıklı bulmam değil.
Kendini bir halt sanan bir pislikti o. Kadehimde ki bütün şarabı tek yudumda içtim. Bunu yapmamın tam bir hata olduğunu o an değilde çok sonrasında anlamıştım.
Kendime not asla kendini kaybedecek kadar içme.
^•^
Bölüm sonu benimkiler umarım beğenmişsinizdir. 😽
Beğendiyseniz vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Emeklerimin karşılığı olarak lütfen es geçmeyin.
Peki bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler?
Sosyal medya hesaplarım üzerinden beni takip etmeyi unutmayın spoiler paylaşıyorum. 💖
Instagram: Ayrin.im Twetter: Ayriniim Çizgi.studio: Ayrin Wattpad yardımcı: Ayrinhikayeleri
Gülücükler ve öpücükler ile...
|
0% |