@iam.ayrin
|
Başlama saati ve tarihi buraya alayım lütfen: 15.03.2021 15.38
Emek veriyorum o kadar lütfen vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Multimedya: Karya Elis
Keyifli okumalar!
{•}
Lilith. Bana bu kelime ile seslenmişti. Bunu neden yaptığını anlamamıştım açıkçası. Neden bana Lilith demişti ki?
Buradan gitmek istiyordum artık beyazdan nefret eder olmuştum bu yüzden "pekala çıkar beni buradan." Dedim.
Eğer onunla gidersem belki kaçabilirdim yada onu ikna edebilirdim. Samael yanıma yaklaşmaya başladı. Cebinden çıkardığı anahtar ile bileğimde ki kelepçeleri çıkardı. Yüzü yine ifadesizdi. Onunla geçirdiğim 42 gün boyunca hep sert olduğunu görmüştüm.
Özgürlüğüne kavuşan bileklerimi ovuşturdum. Yer yer morluklar olan bileğim içler acısıydı.
Samael karşımda durup ayağa kalkmamı bekledi. Ellerimi yere koyarak destek aldım ve ayağa kalktım. Uyuşan ayaklarım karıncalanmaya başlayınca yüzümü buruşturmadan edemedim. Ben önde o arkamda yürümeye başladık. Uzun bir koridordan geçerken bileğimden tutup durdurdu beni bakışlarım ona kayarken cebinden çıkardığı siyah bir bezi gözlerime bağladı.
"Hey ne yapıyorsun?"
Beyazın esaretinden kurtulup bu kez de siyahın esaretine takılmıştım.
"Bazı şeyler gizli kalmalı sevgili Lilith."
Bana taktığı takma isme sinirlensem de hiçbir şey demedim. Şu anlık bir hamle yapmayacaktım. Her şey onun istediği gibi ilerleyecekti. Hayır saf yada masum değildim hatta oldukça kurnazdım.
Sessizlik bazen en güzel hamle olabiliyordu bende sessizliğimi koruyordum. Bu manyaktan kurtulmanın tek yolu bu gibiydi. Önünde sonunda ben olmadığımı anlayacaktı zaten.
Elimden tutarak beni ilerletmeye başladı. Büyük elinin arasında küçük kalan elimin ne kadar absürt durduğunu tahmin etmesi zor değildi.
Biraz yürüdükten sonra durmuştuk. Bir kapının açılma sesini duydum ardından biraz daha yürüdük. Yeniden durduğumuzda bu kez beni biraz eğmişti sanırım arabaya biniyorduk. Arabaya binince bir kaç saniye sonra o da bindi. Araba çalışmaya başlayınca içime derin bir nefes çektim. Arabanın içi keskin bir koku ile kaplıydı. Sanırım bu onun kokusuydu.
Araba yolda hızla kayarken gözlerim de ki siyah bez yüzünden uykum gelmişti. Elimle ağzımı kapayıp esnedim. Başımı geriye doğru yaslayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
{•}
Gözlerime vuran ışık ile gözlerimi yavaşça araladım. Gözlerimi bir kaç saniye kırpıp neler olduğunu anlamak için kendime fırsat tanıdım. Olanlar zihnime hızla nüfus ederken yattığım yataktan doğruldum.
Etrafa baktığım da mor renklerle bezenmiş bir oda beni karşıladı. Kaşlarım beğeni ile kalkarken beyaz dışında bir rengi görmek hoşuma gitmişti.
Yataktan ayaklarımı sarkıtıp ayağa kalktım. Uyuşan bedenimi biraz hareket ettirdikten sonra ağır adımlarla kapıya doğru ilerledim. Geniş bir koridor beni karşılarken odadan çıkıp merdivenlerin olduğu yere doğru ilerledim.
Merdivenlerden indiğimde etrafa bakarken arkamdan bir ses geldi.
"Nereye gidiyorsun?"
Olduğum yerde sıçrarken hızla arkamı döndüm. Gözlerim onun yosun yeşili rengi gözleri ile karşılaştı.
"Sadece dolaşıyordum bir yere kaçmıyordum."
Açıklamam üzerine elimi tuttu ve pencerenin önüne getirdi. Dışarıya baktığımda evin etrafının tellerle kaplı olduğunu gördüm. Bahçede bir kaç tane pitbull cinsi köpek de geziyordu. Gördüğüm görüntü karşısında yutkundum pekala bu adam cidden manyaktı.
"İstesen de bir yere gidemezsin Lilith gitmeye kalktığın an köpeklere yem olursun."
Evet çıkış kesinlikle yoktu. Köpeklerden korkan biri olarak da dışarıya adım atmam olanaksızdı.
"Samael ne kadar düşünceli bir davranış beni korumak için elinden geleni yapmışsın."
Gözlerimi devirerek yaptığım ironiye karşı sadece yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu.
"Benim banyo yapmam gerekiyor. Nerede yapacağım?"
İğrenç bir haldeydim ve acilen banyo yapmam gerekiyordu. Resmen kendimden iğrenmeye başlamıştım.
"Sana verdiğim oda da banyo da var ihtiyacın olabilecek her şey o oda da."
Açıkçası şaşırmıştım. Çünkü beni bir katil olarak görüyordu ve bana benzeyen o kızla her ne yaşadıysa iyi şeyler olmadığı kesindi. Ona bu soruları daha sonra soracağımı aklımın bir köşesine kaydedip indiğim merdivenlerden yeniden çıkmaya başladım. Odama geldiğim de kendi odamdan daha güzel olduğunu görmemek imkansız gibiydi.
Dolabı açıp baktığım da içinde bir birbirinden güzel kıyafetler olduğunu gördüm. Kaşlarım beğeni ile kalkarken gri bir eşofman takımını gözüme kestirdim.
Eşofman takımını alıp çekmecelerden de iç çamaşırı seçtim. Seçtiklerimi yatağın üstüne bırakıp banyoya gittim.
Banyo siyah ve beyaz ağırlıklıydı. Çekmeceleri açıp baktığım da şaşırmadan edemedim. Kişisel bakım ürünleri vardı. Bir kadının bütün ihtiyaçları vardı resmen. Ağdasından tutunda pedine kadar.
Ürünlerden bir kaçını çıkarıp hızlı bir şekilde kişisel bakımımı yaptım. İşim biter bitmez kendimi sıcak suyun kolların da bulmuştum. 42 günün kötülüğünü üstümden atmak istercesine bir saatten fazla suyun altında kaldım.
Samael'in hem beni 42 gün boyunca tutsak edip hemde şimdi böylesine güzel bir evde bulundurması oldukça şaşırtıcıydı.
İçimden bir ses hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını söylüyordu. Burada çok farklı şeyler dönüyordu ve canı yanacak kişinin sadece ben olmayacağımı biliyordum.
Yeterince temiz olduğuma kanaat getirince bir havluyu etrafıma sardım ve banyodan çıktım. Kurulandıktan sonra üstümü giydim ve saçlarımı tarayıp kurumları için açık bıraktım.
İşim bitince kendimi daha iyi hissetmeye başlamıştım. Resmen 42 günün bütün ağırlığını atmış gibiydim.
Odadan çıkıp yeniden merdivenlerden inmeye başladım. Sanırım evi tanımam gerekiyordu. Gelişi güzel bir odaya girdiğimde buranın oturma odası olduğunu gördüm. Oda siyah ve beyaz ağırlıklıydı modern bir havası vardı ve oldukça güzel görünüyordu. Şömineyi görünce önünde kahve içip kitap okumanın ne kadar güzel olabileceğini düşündüm fakat bunu burada yapamayacağım için bir hayal olarak zihninin derinliklerine bıraktım. Oturma odasından çıkıp onun tam yanında ki odaya gittim kapısı açıktı ve mutfak olduğu hemen görünmüştü.
Mutfakta siyah ve beyaz ağırlıklıydı. Sanırım benim odam dışında bütün odalar böyleydi.
"Acıktın mı?"
Arkamda ki sesle irkilip baş parmağımı üst dişime koyup başımı geriye attım. Korkmuştum.
"Ne diye sinsi sinsi geliyorsun? Korktum."
Söylediklerimi umursamadan önümden geçti ve buzdolabını açtı. Açıkçası cidden acıkmıştım. İçinden malzemeleri çıkartırken ben de onu izliyordum.
"Yardım etmeyi düşünüyor musun?"
Sorusuna başımı sallayıp yanına adımladım.
"Ne yapacağız?"
Sanki onunla yıllardır arkadaş gibiydik de birlikte yaşıyorduk. Bana yaptığı şeyleri elbette unutmadım fakat şuan bir hamle yapmak için çok erkendi önce ihtiyaçlarımı karşılamam gerekiyordu daha sonra onunla konuşup ikna etmeye çalışacaktım eğer ki ikna olmazsa bende başka çözüm yolları arayacaktım.
"Tavuk sote yapalım yanına başka bir şey ister misin?"
Küçük bir düşünmenin ardından "pilav da yapalım." Dedim. Başını ağır ağır sallayıp tavuk sote yapmaya başladı. Bende pilav yapacaktım.
Pirinci bol su ile yıkadım Uygun bir kaba alarak üzerini geçecek kadar ılık su ekleyip. Birazda tuz ilave edip karıştırdım 15-20 dakika bekletmeye bıraktım onu. (Saçmalamayın tabi ki de Googleden tarifine bakmadım 😶😒)
Dolaptan salata malzemesi çıkarırken Samael de tavuğu baharatlıyordu. Bıçak alacakken Samael'in çekmecenin önünde durduğunu gördüm. Onu küçük bir kalça hareketi ile iterken çekmeceden bıçak aldım. Samael bana dönmüş kaşlarını havaya kaldırmıştı.
"Ne? bıçak alacaktım ama sen çekmecenin önünde duruyordun."
Samael bu kez beni itekeldi ve eski yerini aldı. Ona kötü bakışlarımı yollasam da umursamadı bile.
Birlikte yemekleri birbirimizi ite kaka bitirdikten sonra hazırladığımız masaya şöyle bir göz attım. Pekala tavuk sote çok güzel görünüyordu. Erkeklerin mutfakta çalışmasını seven biriydim ve o cidden bunda iyiydi.
Masaya oturduktan sonra tabağıma biraz tavuk ve pilav aldım. İlk onun yaptığı yemeği tattım. Et ağzımda öyle güzel ermişti ki kaşlarım beğeni ile havalandı.
"Mmm tavuk çok güzel olmuş ellerine sağlık."
Begenimi dile getirirken o da benim pilavımın tadına baktı. Bakışları bana dönerken "ben sana aynı şeyleri söyleyemeyeceğim" dedi. Kaşlarım bu kez çatılırken pilavın tadına baktım. Gayet iyiydi. Bir pilav nasıl iyi olursa o kadar iyiydi.
"Gayet güzel yapmışım neyini beğenmedin?"
"Çok tuz atmışsın."
Ben tuzlu yemek severdim bana normal gelirken sanırım ona fazla gelmişti.
"İyi yeme o zaman."
Ters konuşmama karşın hiçbir şey söylemedi. Böylelikle sessizce yemeğimizi yemiştik.
Yemekten sonra birlikte masayı toplamış ve oturma odasına geçmiştik. Eğer normal şartlar altında onunla tanışsaydım kesinlikle aşık olacağım cinsten biriydi. Güzel yemek yapıyor ve yardım ediyordu. Oldukça da yakışıklıydı.
Koltuklara oturunca artık bir şeylerin konuşulması kararına varmıştık.
"Bak artık konuşup bir şeyleri çözmeliyiz. Ben düşündüğün kişi değilim."
Elini çenesine koydu ve biraz sıvazladıktan sonra konuştu.
"Senin o olduğuna o kadar eminim ki. Bir insanın birine bu kadar benzemesi imkansız."
Derin bir nefesi bırakıp "sana bunu nasıl kanıtlarım bilmiyorum ama ben suçsuzum beni suçlayarak harcadığın enerjiyi onu bulmak için harcasaydın şimdiye kadar onu bulmuştun." Dedim.
Düşünceli bir şekilde gözlerini yüzümde gezdirdi. Yosun yeşili rengi gözleri yüzümün her yerini incelerken adem elmasının hareket etmesinden yutkunduğunu anladım.
Samael'in dolgun dudaklarını aralayıp söyledikleri beni dumura uğratırken artık buradan çıkışımın imkansız olduğunu düşünüyordum.
"Aklım bana o olduğunu söylüyor fakat kalbim senin o olmadığını söylüyor. Ve ben Lilith sadece aklımı dinlerim."
{•}
Bölüm sonu güzellerim. Beğendiniz mi peki?
Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi yazmayı unutmayın.
Bölümü beğendiyseniz vote vermeyi, yorum yapmayı ve beni takip etmeyi unutmayın seviyorum sizleri. 💖
Instagramdan da spoiler paylaşıyorum oradan da takip etmeyi unutmayın.
Instagram: AYRİN.İM
Gülücükler ve öpücükler ile...
|
0% |